Sayfalar

31 Ağustos 2019 Cumartesi

ERMENİLERDE ÇEKİRDEK AİLE ENSESTİ GELENEKLERİ


ERMENİLERDE ENDOGAMİ EVLİLİK GELENEKLERİ

CLOSE KIN MARRİAGE IN EGYPTE AND PERSİA

Author Paul John Frandsen

P 105,106,107

Armenian Source/ Ermeni Kaynaklarında

M.S.224’de ilk Sasani imparatorunun tahta geçmesiyle doğu Ermenistan Bizans ile batı Ermenistan ve klasik Akdeniz dünyası arasında tampon bölge oldu.Hristiyan dünyasında en az bilinen şey o çağlarda bölgeye Hristiyanlığın nasıl getirildiğidir. Ama (313 Milan yazılarında) dinin çok iyi kurulduğu ve Roma imparatorluğunda baş din seviyesine getirildiği yazmaktadır. Dini metinler Süryanice ve Yunanca yazılması dinin doğu Akdeniz bölgesinde ve Ermenistan’da yayılmasında, Ermeni kilisesinin kurulmasında önemli etken oldu. 

Ermenilerin kilise ayinlerine uygun bir dili vardı.
Takip eden yüzyılın en önemli karakteri katolik rahip olan Büyük Nerses veya I.Nerses (353...374) di. Yaptığı en önemli işler arasında bir çok kaynakta geçtiği gibiyakın akraba ve çekirdek aile evliliklerine karşı muhalefetiydi. Bunlardan birisi, Ermeni tarhinin babası sayılan Koreneli (Urfa) Musa’nın (Moses Khorenatisi M.S.5.yy) yazdığı, ancak 9. yy. da da yazıldığı söylenen “A History of the Armanians/ Ermenilerin Tarihi” adlı kitabı bu konuda bazı ip uçları vermektedir; Sayılı asiller arasında aile içi evlilik yapmak sınırlıydı. 

Metin Zerdüşt içten evlilik geleneği hakkında, “Nerses’in pagan geleneği olan içten evlilik geleneğini yasakladığını yazarak ufak bir çıtlatma yapmaktadır.
Eskiden Bizanslı Faustos’a mı Pawstos Buzand’a mı ait olup olmadığı tartışmalı olduğundan kaynağı hakkında bizi çaresiz bırakan History of Armenians (Ermenilerin Tarihi 5.yy.) kitabında Nerses’in ters bir hareketinden bahsedilir. Çalışma 4 kitaptır, 4. bölümde bize, geleneklere göre her tür yakın akraba hatta evlatlık dahi olsa kabilenin ensest evlilik ilişkileri gibi böyle evliliklerden kaçınılmalıdır, eşler birbirlerini ne aldatmalı ne de ihanet etmelidir” dediği söylenmektedir. İki kaynak da sorunludur. Musa’nın tarihi yüzyıldan fazladır tartışılmaktadır. 

İki yazar da 4. yüzyılın birleşik Ermenistan’ının idealistik resmini çizmişlerdir ve Sasani karşıtı farklı davranışları paylaşmışlardır. Merkezi odak noktaları oldukça sürpriz olacak şekilde kendi kilise zeminlerine göre verilmiştir. Birbirinden bağımsız küçük değerler arasında bağlılık olasıdır.
Beşinci yüzyılda Roma’nın ve Ermenistan’ı İran işgalinin etkisi olabilir. 

Sasani valisi idareyi ele aldı ama 450’de Ermeniler İran işgaline karşı isyan ettiler . Bir yıl sonra da Ermeni generali Vrdan’ın savaşta öldürülmesiyle tamamen bozguna uğradılar. Felaketlerin kısa anılarla kıyaslanması Ermenistan’da yazar Elishe’nin History of Vardan and the Armenian War kitabında korunmaktadır.Savaşa görgü tanığı olarak şahitlik etmiş Elishe’nin aksine onun en iyi çevirmeniolan Robert W.Thomson, bu olayların bu yüzyılda olamayacağını, altıncı yüzyılda olabileceğini iddia etmiştir. Tarih, yöreye ait çok vatansever, İran karşıtı renginde bir dille telaffuz edilmiştir.

Elishe’ye göre savaş sebebi olarak 2.Yezdicirt (439...457) Ermeni asillerini Hristiyan olmalarına rağmen Zerdüştlük dinine dönmeye zorlamıştır ve kral, siyasal bağımlıklık ve boyun eğmenin ayrılamaz olduğunda ısrar etmiştir. Metinler baş kişiye iki tarafı da bol bol tanımlama ve savunma boşlukları vermektedir. Ama bir çatlak olması da kaçınılmazdır.
Kiliseler kapatılır, dini ayinler kaldırılır ve Elishe’ye göre Zerdüştlüğün temelleri yerini alır;

“Prenslerin  eşleri büyü eğitimi alacaklardır. Asillerin kızları oğulları ve köylü sınıfı da yönergelere göre hareket edeceklerdir. Hıristiyan geleneklerine göre atalarından gelen evlilik gelenekleri kaldırılmıştır, tek eş yerine soylarını arttırmak için çok eş alabileceklerdir. Kız evlatlar babalara, kız kardeşler erkek kardeşlerine eş olacaktır,. Anneler oğullarından kaçmayacaklar, torunlar dedelerinin sedirlerine çıkabileceklerdir.”
Pers kralının büyüsü ve bu işlere meyilli olacağından şüphe yoktur. Bu Ermeni isyanına  ve Zerdüşt kurgusuna özgü Ermeni kaynaklı olmayan kaynaklarda ise bir kayıt olmaması soruları arttırmaktadır.
Dede torun gibi zoraki evlilik konusuna uygun bilgiler Jesubokht ve 1.Mara Aba’ya tartışmalı olarak atfedilen Diokletyan’ın Şam Bildirisinde olduğu gibi diğer kaynaklardan elde etmek olasıdır.

Çeviriyi bu kadar yeterli buldum.

Dilimize çeviren ve yayınlayan
Alaeddin Yavuz



SONUÇ;
Bu kitapta ve diğer Ermenileri anlatan kitaplarda Ermenilerin Osmanlı ve İran Türk Kaçar hanedanlarının yıkılmasında 16. yüzyıldan itibaren batılı Haçlı dünyasına verdikleri hizmetlerden dolayı bir koruma olduğu inancına vardım.
Şöyle ki;
1 Ermeniler kendilerine has milli bir ad’a sahip değillerdir. Kökenleri Turani Horasandır.
2 Çin, Afgan, Hint, Türk, Fars, Arami, Yahudi karışımı bir halktırlar.
3 Ermeni adının kökeni Akameniş Persler zamanında şeytan Angra Mainyu, Sasaniler döneminde Zervanilikte Ehriman olarak ünlenen şeytana ibadet ettiklerinden Ehriman adının söylenişleri olan Arman, Erman, Ermeni, (Bağış demek Örnek Egemen Bağış) şeklinde türetilen bir ada sahiptirler ve millet olarak dünyada ilk tanıyan annesi de Ermeni olan II. Abdülhamit’tir. Daha önce millet adıyla anılmamışlardır.
4 Ana oğul;Baba Kız;Abi Kızkardeş evlilik gelenekleri Hint Brahmanizm, onun Mezhepleri olan Şiva dini onun mezhepleri olan Sabilik, Jainism, Budizm dinlerinde de vardır. Jainism dinine Çinliler M.Ö.I.yüzyılda girmişlerdir. Türkler dahil bütün Orta Asya halkları bu dine girip çıkmışlardır.
İran Pehlevi Mitra, Zerdüştlük, Zervanilik ve İran Hıristiyanlığı Mecusilik dinleri de toplumdan topluma fark eden, benzer endogamik (çekirdek aile ensest evlilik, ikinci derece akraba evlilikleri geleneği) özellikler gösterirler.
Ermenilerin bundan muaf olmaları düşünülemez. Bu gün de Ermeniler arasında aynı gelenekler olduğu bana defalarca söylenmiştir. En son 1894’lerden sonra kurulan Taşnak Komünist partisi militanlarının Ermenilere bu geleneği terk ettirdiğini Ermeni tarihçiler yazmıştır. Gürcistan ve soyları Gürcistan’a dayanan Ruslarda ve Ortodoks, Anglikan bütün Avrupa ülkelerinde ensest endogamik gelenekler hala vardır.
Bu yazıda M.S. beşinci ve altıncı yüzyıllarda Koreneli Musa’nın kitabının tarihi tartışılıyor bu yerindedir. Çünkü Roma hukukunda çekirdek aile ensesti ve pasif eşcinsellik sadece Romalılar için geçerliydi.

Tebalar için Milletler hukuku vardı ve onlara, Sümer, Akad, Babil,Asur ve İran’da da olduğu gibi şerefli olma hakkı verilmezdi ve en aşağı ahlak düzeyinde yaşamaları için özellikle baskı yapılırdı.
Zerdüştlük İran’ında sadece Pers/Pars olan İranlılar Zerdüş olabiliyordu, Avesta’da bu konuda ayet vardır. Ermeniler adlarından da belli olduğu gibi sadece şeytan Ehriman’a tapabiliyorlardı. Sonraları İran hanedanı da Zervani olduğunda bu defa tebaya  bir kulağını yatak diğerini yorgan yapan Azer, Filistin’de Yerah gibi şeytanlara tapınılma hakkı verilmiştir.
Roma hukukunda I.Konstantin Hristiyanlığı 324’de resmi din ilan ettiğinde kendisini “Yenilemeyen, görülemeyen Tanrı, Mars’ın Kılıcı” ilan etmiş, hiçbir tebanın en büyük tanrısının kendisinden büyük olamayacağına ve kendisine ibadet edilmesine dair yasa yapmıştır. Çünkü kendisi İsa’dan vahiy alan Yeryüzü tanrısıydı. Bu Sezar’ın evlatlığı Antonyus’un babalığı Sezar’ı ve kendisini tanrı ilan etmesi, adlarına tapınak yaptırmasıyla ilk kez zorunlu hale M.S 19’larda getirilmiştir. Muhammet zamanında da bütün Roma sınırlarında olduğu gibi Hicaz Araplarının baş tanrısı olarak Herakles’e ibadet ediliyordu.
Ermeni tarihçilerin bu “ensest ve tek eşlilik geleneklerinden çok eşli çekirdek aile ensesti endogamik evlilik geleneklerine o çağlarda zorlayacak bir neden yoktu zaten öyleydiler.
Yedi göbek akraba evliliği ve kadın erkek eşcinselliği 550’lerde yapılan tanrı Kral I. Jüstinyen Anayasasında yer almış ve uymayanları Kurban yakılan dev cehenne adlı ateş kuyularında yakmıştır. (Kaynaklar Jüstinyen Anayasası ve Dinlere Yansıması; Roma 12 Tablet Yasası; Mitolojiden Günümüze Sapıklık Ayetleri alaeddinyavuz@worpress.com’a; Mitolojiden Günümüze Ermeniler adilyargic@blogspot.com’a bakın)
Bu yüzden bu dayatma işi en erken 6.altıncı yüzyılda olmuş olabilir. Ermenilerde aile içi ensest ve eş cinsellik bu gün de vardır. Demek ki tarihçiler bir hıyarlık peşindeler diyesim var.

Hala dünyanın1/3’ünde ensest mevcuttur. Türkiye de bundan muaf değildir. Diğer blog yazılarıma bakınız.
Sonuç olarak Ermeniler kendilerine has bir ada ve aile geleneğine sahip değillerdir.
Dilleri Farsça, Türkçe, Aramice karışımıdır.
Millet olarak ilk tanıyan Osmanlıdır.
Tarihleri boyunca kızları, oğulları ile çekirdek aile ensesti ve biseksüel yaşama sahip olmuşlardır. Bu gün kendilerini Katolik geleneklerinde göstermeleri için de Komünistlere dua etsinler.
Bütün tarihlerinde Yahudileri taklit etmekte ve yazılı kaynaklarını hangi devletin idaresine girdiyseler ona göre değiştirerek bu günlere gelmiş azınlık toplumudurlar. Yahudi Hristiyanlığı olan Bagratuniliğe geçişleri de kendilerini Yahudilere benzetme istekleri olabilir.
Batılı tarihçiler bunlara her konuda torpil geçmektedir.
Takdir sinizdir.

Alaeddin Yavuz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.