Sayfalar

27 Mayıs 2019 Pazartesi

TAYYİP ERDOĞANIN CİHAT ÇAĞRISI


RECEP TAYYİP ERDOĞAN, NASTURİ YAHUDİLERİN YOĞUN OLDUĞU SİİRT'TEN CİHAT ÇAĞRISI YAPMIŞ.

Alıntı derleme yazı
Alaeddin Yavuz

Erdoğan’ın kökeni nereye dayanıyor?
Erdoğan'ın kökeni ile ilgili tartışmalar devam ederken ortaya çıkan bir kitap, tartışmanın boyutunu alevlendirecek
16:29 - 8 Ağustos 2014

Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında canlı yayında söylediği “Benim için Gürcü dediler. Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler” sözleri büyük tepki çekmiş ve tartışma konusu olmuştu.
Tartışmalar devam ederken bu kez Erdoğan’ın 2004 yılında Gürcistan gezisi sırasında söylediği iddia edilen “Ben de Gürcü’yüm, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir” sözleri hatırlatıldı.
TARTIŞMALARLA İLGİLİ YENİ KİTAP
Erdoğan’ın kökeni ile ilgili tartışmalar devam ederken ortaya çıkan bir kitap, tartışmanın boyutunu daha da alevlendirecek gibi görünüyor.
“Türkiye’de Kim Kimdir” ismi ile yazar Oğuz Hakan Göktürk tarafından kaleme alan kitapta Erdoğan’ın kökeni ile ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.
e-kitap olarak satışa sunulan kitapta, Erdoğan ailesinin kökeni olan “Bakatoğlulları” ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
“(…)Gürcü Bagratuniler, Osmanlı Devleti'ne en fazla direnen unsurlardan biriydi. Safevilerin ve Osmanlıların Kafkasya'daki çekişmeleri, Gürcü Bagratunilerin varlıklarını devam ettirmelerindeki en önemli faktördü. Osmanlı devletinin Gürcü Bagratuni kralları üzerine düzenlediği seferlerin bir sonucu da bunların asilzadelerinin farklı bölgelere sürgün edilmesiydi. Bir kısım Bagratuni aileleri, İstanbul'da esaret altında tutulurken, bir kısmı da Trabzon, Potamya (Rize) taraflarına zorunlu iskân edilmişlerdi.(…)”
Devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Doğu Karadeniz'e doğru yayılmış olan Gürcü Bagratuni ailesi olan Bakatoğulları da bu sınıfa dâhildi. Gürcü Bagratuni ailesi olan Bakatoğulları diğer ayanlardan farklı olarak Osmanlı Devleti'ne hiçbir zaman itaat etmemişti.”
Yani kitaba göre Erdoğan’ın dedeleri Osmanlı’ya itaat etmemişti.

Şİİ-İRAN ETKİSİ VAR
Kayıp dede Bagata'lı Teyüp'ün geldiği BAGATA eyaleti
“Erdoğan’ın kökeni” ile ilgili yeni bir tartışmaya kapı açan kitap, Recep Tayyip Erdoğan'ın dedesinin ismi olan Teyyup isminin tarihte ve günümüzde Ağrı, Iğdır ve Tuzluca yöresinde de kullanıldığını hatırlatarak şu iddiada bulunuyor:
Ağrı-Iğdır-Tuzluca, Şii-İran kökenli nüfusun yoğun yaşadığı bir bölgedir. İran'dan Potamya'ya göçler olduğu bilinmektedir. Teyyub isminin hem Iğdır-Tuzluca hem de Potamya'da kullanılması bu iki bölgeye İran'dan göçler olmasının bir sonucudur. Zira Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2014 yılındaki İran ziyaretinde “ikinci evimizdeyiz” açıklaması İran'ın Potamya'ya etkisinin tarihsel ve coğrafi olarak ifadesidir. Recep Tayyip Erdoğan'ın aile büyükleri içerisinde yer alan Havuli, Fatuli ve Farfuli gibi isimlere sadece Potamya'da rastlanılmaktadır.”
BAGRATUNİLER “PAPAZ ELBİSESİ” İLE SIZDILAR
Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken söylediği “Demokrasi bir araçtır. Müslüman'ın laik olması mümkün değildir. Eğer benim emir-komuta merkezim bana Papaz elbisesi giyeceksin diyorsa, Papaz elbisesini giyer, bu şekilde gider görevimi yaparım.” sözlerinin hatırlatan yazar,
Bu sözün de “tarihsel bir gerçeğin ifadesi” olduğunu belirterek şunları yazdı:
“Zaten Bagratuniler, Gürcüler ve Ermeniler içerisine papaz elbisesi giyerek sızmışlardır. Bu söz, Bagratuniler'in Ermeniler arasına sızma mantığının dışa vurumundan ibarettir.”

TAYYİP ERDOĞAN'IN EŞİ EMİNE ERDOĞAN
Kitapta Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile ilgili iddialara da yer verildiEmine Erdoğan’ın, Siirtli Gülbaran ailesinin kızı olduğunun belirtildiği kitapta, Gülbaran ailesi ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
Emine Erdoğan, Siirtli Gülbaran ailesinin kızıdır. Gülbaran ailesinin kökenlerinin dayandığı Siirt'te önemli sayıda Yahudi, Ermeni, Süryani, Nasturi, Keldani ve diğer Hıristiyan unsurların yaşadığı bilinmektedir.(…)
BAGRATUNİ KRALI AŞOT'UN KARDEŞİ NASRA
Emine Erdoğan'ın büyük ninesinin ismi olan Nasra, tarihin derinliklerinden gelen çok önemli bir isimdir. 870'li yıllarda yaşayan Bagratuni Kralı Aşot'un kardeşinin adı olan Nasra, yüzyıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın eşi olan Emine Erdoğan'ın büyük ninesi Nasra ile tarih sahnesine çıkacaktırNasra ismi günümüzde, Güneydoğu, Doğu Anadolu'da Ermeni ve Süryani görünümlü Bagratuniler tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.(…)
YAHUDİ CASUSLUK ÖRGÜTÜ NİLİ
Emine Erdoğan'ın büyük ninesinin ismi olan Nili, kadim Yahudi isimlerindendir. I.Dünya Savaşı'nda Ortadoğu'da Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk faaliyetinde bulunan Yahudi terör örgütünün adı da Nili'dir.(…)”


Aşağıda okuyacağınız "Cihat Çağrısı Yapan, cihada destek veren BAŞBAKAN" ABD'ye sadakat mektubu vermiş birisidir.
Sizce Müslüman mıdır?







İslamcıların şeriat ve cihata bakışı

Yazar
Editör
Kasım 17, 2005

Araştırma: Mustafa PEKÖZ* / AÇIK GAZETE FRANSA
ŞERİAD VE CİHAD (II)

İSLAMCI POLİTİKACILARIN VE TARİKAT LİDERLERİNİN ŞERİAT VE CİHATA BAKIŞ AÇILARI..


Nakşibendi Tarikatının Cuma dergisinde yayınlanan ‘cihad’ çağırısında şunlar yazılı; “Müslüman olarak bizlerin hem namusumuza kastederler, hem ibadet ettirmezler, hem de kendi topraklarında esir hayatını, yani Müslümanların kanı akıtılarak kazanılmış topraklarda esir gibi yaşatırlar. Bizler artık dinimizi ve topraklarımızı bu pis, necis, soysuz satılmışlardan kurtarmalıyız… Onlara karşı tek yumruk haline gelmeliyiz. Onların ilkel ve sadist kafalarını koparmadıkça dinimiz, şehit kanlarıyla sulanmış bu mukaddes topraklarda esir olmaya devam edecektir… Biz müslümanlar; biz de dinimizi ve namusumuzu koruyacağız. Çünkü Kur’an-ı Kerim bizlere şehitliği müjdeliyor.

Peygamberlikten sonra gelen mübarek makamı… Cihad farzdır. Cihad edelim, birleşelim, Uykudan uyanalım…” Bir çok İslamcı yazarının, akademisyeninin ve politikacısının yazılar yazdığı bu tarikat dergisi, İslam yolunda cihad çağrısı, bir başka ifadeyle İslamcı bir ayaklanma çağrısı yapmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, okullarda okutulması ön görülün dergiler arasında gösterilen ‘İslam Dergisi’ de cihad’a çok kapsamlı hazırlanmaları gerektiğini belirtirken şunları vurguluyor : “Mutlaka iyi hazırlanmalıyız. Çoluk çocuğumuza, kadını­mıza kızımıza bile silahı, savaşı, ilkyardımı, sabrı, metaneti, ge­rilla harbini, mukavemeti iyi öğretmeliyiz” Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de, mevcut siyasal sistemi değiştirmek için yayınlanan bu kitapların ve dergilerin, devletin en önemli kurumlarından kaynak olarak okutulmaktadır.

AKP lideri ve Başbakan T. Erdoğan, Cihad çağrısına tam bir destek vermektedirKürt ili olarak Siirt’e yapmış olduğu konuşma şöyledir; “İnancımı rahatlıkla konuşamayacaksam, söyleyemeyeceksem, bu şehitler ülkesi Türkiye’de ne işim var? Kardeşlerim, diyorum ki; bu ezanlar susmayacak! Bundan endişeniz var mı? Susturamazlar. Yanardağ oluruz, yıldırım oluruz, ezan susturanların karşısında patlarız! İşin lamı-cimi yok! Biz bunun için varız…Üniversiteli bacıma, başındaki başörtüyü çıkartmadıkça ‘okuyamayacaksın’ deniyorsa, bu ülkede zulüm vardır. Bu böyle devam etmeyecek, eninde sonunda hak tecelli edecek. Biz dinle beraber olmaya mecbur muyuz? Evet, mecburuz!” Türkiye Başbakanı T. Erdoğan’ın yapmış olduğu bu konuşma, İslam için cihad çağrısının en uçtaki örneklerinden biridir. İslamın uygulanması için ‘yanardağ oluruz, yıldırım oluruz patlarız’ diyor. Bu kadar radikal çıkışları olan birinin , pratik uygulamaları da doğal olarak bu sürecin bir parçası olarak işleyecektir.

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’de Cihad’ın sadece Türkiye’de değil bütün İslam dünyasında kaçınılmaz olduğunu akademik bir dil kullanarak açıklamaktadır. “İslam dünyasında bugün gerçekten bir enerji birikmiştir. Buna engel oluşlar devam ettiği müddetçe İslami Hareketlerin bir patlama yapacağını söyleyebiliriz. Eğer önü açılmayacak olursa Yeni Dünya Düzeni de Türkiye’deki İslami gelişmeler karşısındaki bürokratik mekanizma gibi aynı sonuçlarla karşı karşıya kalacaktır.” Kendi mantığı içerisinde akademik bir dil kullanarak yaptığı bu değerlendirme ile ‘İslam dünyasında biriken enerji bugün İslam dünyasında patlamıştır. Türkiye’de Hizbullah’ın, dünya genelinde El Kaide vb İslami örgütlerinin uluslararası pratik yönelimleri ve gerçekleştirdiği eylemler ‘enerji patlamasına’ örnek teşkil etmektedir.

AKP lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan, cihad için İslam aleminin Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını beklediğin belirtirken şunları belirtiyor: “ Bir buçuk milyarlık İslam alemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Şu anda işte onun ışıkları göründü. Allah’ın izniyle. Bu kıyam başlayacak. Koşmaya mecbursun. Çalışmaya mecbursun. Eğer çileyi çekemezsen gelmez. Eğer çocuklarınız, eğer mallarınız, eğer zevceleriniz sizi bu davadan gayretten alıkoyuyorsa bu zaferi beklemeyin değerli kardeşlerim. Bunun aşmaya mecbursun, Bunu aştığımız gün zaferin ışıkları bize yakın olacaktır. Ve o zaman hak nurunu tamamlayacaktır…” Türkiye’nin Başbakanı olan birinin son derece net ve yoruma yer bırakmayacak kadar açık olarak ifade ettiği görüşler, politik İslami güçlerin somut yönelimleri bakımından bize bir fikir vermektedir.



Bu paylaşımı yapan gazeteci Kenan AKKUŞ iki yıldır kayıp deniliyor.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.