Sayfalar

6 Şubat 2016 Cumartesi

ŞEHİTLER NEREDEN GELİYOR


ŞEHİTLER NERDEN GELİYOR?



06 Şubat 2016 tarihli “Sputniknews.com” internet sitesinin haberinde, geçtiğimiz Perşembe günü “Arap İslam Doğu Entitülerinin idarecilerinden Boris Dolgov, Sputnik radyosuna verdiği mülakatta Türkiye’nin Suriye’ye girme olasığığının yüksek olduğunu söylemiş.

Suudi Arabistan savunma bakanı danışmanı general Ahmet Aşiri’nin Suudi ordusnun Suriye’ye karadan giriş yapacağı açıklaması da Rsuya savunma bakanlığı sözcüsü İgor Konashenko tarafından dile getirilmiş.



Aynı haberde, Suriye devlet başkanı Beşar Esad’ın da, Suudi Arabistan ile Türkiye’nin kökten dinci İslamcı örgütleri desteklediklerini söyledikten sonra, “Amaçları Suriye’ye Sünni bir idare getirmektir. Bu Türkiye ile Suudi Arabistan’In ortak amacıdır. İlave olarak Türkiye’nin Suriye’Nin topraklarından bir kesimi topraklarına katarak Osmanlı imparatorluğunun parçası olan Türkmenleri oraya yerleştirmeyi istediğini belirten açıklamasına yer vermiş, Türkiye’Nin Rusya varlığını göz ardı ederek yapacağı hareketin karşılıksız kalmayacağına dair açıklamalarla haber devam etmiştir.



Aynı internet sitesinde yayınlanan Kürt medyasına dayandırılan 21 Ocak 2016 tarihli haberde, Türkiye’nin göstermelik Işid’i engelleme amaçlı olarak Salı günü Suriye’ye girdiği, Kürt birliklerini sınırdan uzak tutmak için operasyon yaptığı haberi Sputnik Brezilya ajansına dayandırılmıştır.

Aynı haberde Kürt Hawar News haber ajansının linki verilerek “1000 kadar Türk askeri birliğinin, IŞİD mayınlarını temizleyerek askeri araçlarıyla Halep’in içine kadar girdiği yazılmış ve haber, bu konuda Tayyip Erdoğan’ın Cerablus’ta Daiş’e, YPG’ye karşı koalisyon güçlerince operasyon yapılacağı açıklamasını eklemiş ve haber devam etmiş.



Bizim basınımıza bu gün sızanlara göre de Suriye’ye girilmesi endişesi dile getirilmiştir.



Suriye ordusunun Rus savaş uçaklarının desteğiyle Halep’i vurmasının ardından bölgede sıcak saatler yaşanıyor.



Suriye ordusunun Rus savaş uçaklarının desteğiyle Halep'i vurmasının ardından bölgede sıcak saatler yaşanıyor. Rusya, Türkiye'nin Suriye'de askeri operasyon düzenlemek için hazırlık yaptığını iddia ederken Suudi Arabistan ise Suriye'ye yönelik kara harekatına hazır olduklarını açıkladı.



Rusya, Türkiye'nin Suriye'de askeri operasyon düzenlemek için hazırlık yaptığını iddia etti. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü Igor Konaşenkov, “Türkiye’nin bağımsız bir ülke toprağında, Suriye’de askeri operasyon için yoğun hazırlıklar yaptığına ilişkin önemli nedenlere dayanan şüphelerimiz var” diye konuştu.



Oda Tv internet gazetesinin “Türkiye Savaşa mı giriyor?” başlıklı haberinde;

Suudi Arabistan ve Türkiye'nin Suriye'de kara operasyonuna hazırlandığı iddiasına Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim bu niyeti olanların "tahta tabutlarda" geri dönecekleri yanıtını verdi.  Muallim "Kimse Suriye’ye saldırabileceğini ya da onun egemenliğini ihlal edebileceğini düşünmesin zira sizi temin ederim ki ister Suudiler ister Türkler olsun saldırgan ülkesine tahta bir tabut içerisinde döner” dedi.



AKP Sözcüsü Ömer Çelik, dünkü açıklamasında büyük bölümünü YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Fırat’ın batısına geçtiğinin tespit edildiğini söylemişti. YPG’nin Fırat’ın doğusuna ilerleyerek Tişrin Barajı bölgesini ele geçirdiği yönündeki iddialara yanıt veren Çelik, “Fırat’ın batısını yakinen takip ediyoruz” demişti.



Buraya kadar basında, ülkemizin üstü kapalı şekilde Suriye’de bir operasyon yaptığı ve NATO operasyonlarına destek verdiği gerçeğine bakarak ta bunun mümkün olacağı tartışma götürmemektedir.



Bunların ışığında benim aklımı karıştıran konu ise, 13 yıldır AKPKK koalisyonu nazar değimesin denilecek tarzda iyiyken birden başkanlık uyuşmazlığının PKK’nın cemaat ile ortak harekete geçmesinin ardında ne olabileceğidir.



AKP, kendi seçmenine ülkeyi savaşa sokmayacağına dair çok büyük güvence verdiğinden midir yoksa, kocabaş devletleri kızdırmama siyasetinden midir nedir ama ikisi de olabilir, bu amaçla üstü örtülü bir şekilde ülkeyi savaşın içine soktuğunu gizlemektedir.



Oysa ABD dış işlerinden John Kerry daha bir kaç önce gelmiş ve ülkemizden ayrılıp Paris’e gittiğinde, Türkiye ile ABD’nin karadan Suriye’ye gireceğini açıklamıştı.

Daha sonra karşılıklı gitgeller yaşanmış, en sonunda başbakan Ahmet Davutoğlu, genelkurmay başkanı Hulusi AKAR paşayı da yanına alarak Suudi Arabistan’a gitmiş ve 300 adımlık bir proje hazırladıkları açıklanmıştır.



Doğrudan bir dünya savaşına neden olmamak için ABD-NATO koalisyonu ve onlara muhalif olarak Rusya, Çin, Kuzey Kore ve onlara katılan toplam on kadar ülke Suriye’de güç bulundurmaktadırlar.



Peki Türkiye ile Arabistan ikisi Suirye’ye girince kimle savaşacaklardır? Beşar Esadn Suriye ordusuyla mı?

Hayır.



Son iki günde facebook sayfalarına ulaşan paylaşımlarda, Türkiye’nin Suriye’ye giriş yaptığı, Rus birliklerinin ağır silahlarla Türk askeri birliklerini yok ettikleri ve Suriye’nin de Halep’i ele geçirdiği bilgisi yayıldı.

O günlerde de şehit haberleri birden, “11” olarak açıklanmış ve malum PKK’nın özerklik amaçlı şehir savaşlarına karşı verilen mücadelede öldürüldükleri belirtilmiştir.



Evet, ciddi olarak güneydoğumuzda bir cehennem ateşi sürekli alazlandırılmaktadır ve güvenlik güçlerimiz de kayıp verilmektedir.



Ama, şeytan işte sorduruyor?



Bu hareket "Suriye'ye girmeme
nedeniyle mi yapıldı?
AKP’nin, birden başlayan terör örgütü ile çatışma süreci, gizli yapılan Suriye savaşından gelecek ölümlerin üstünü örtmek ve terör olaylarına mal ederek, komşu ülkeyle yapılan savaşı maskelemek amacıyla mı yaratılmıştır, dedirtmektedir.



Bu konuda iddiaları da haber linklerini de aşağıda verdik.



Herkesin sustuğu, kuzu kuzu her şeyi olağan gösterdiği görsel yazılı medyaya rağmen kulaklarınıza kar suyu kaçıralım dedik.



Gelen şehitlerin hepsi güneydoğudan olmayabilir, bunu bir yerde ek bilgi olarak tutunuz.

Bazı ahmaklar da benim Yezidi-Sünni/Türk düşmanlığını kanıtlayan, bunun da PKK Kürtçülüğünün esası olduğunu yazmamı, “senin yazılarından dolayı ölümler artıyor böyle yazığ tahrik ediyorsun” şikayetlerinin aslının da kendilerinin de Kürt Yezidi olmaları olduğunu, şikayetlerinin sebebinin bu olduğunu da belirteyim.



Ben benzeri yazıları 10 yıldır yazıyorum, olaylar beş milyarlık blog barındıran internet bolglarından sadece biri olan blogumda yazdıklarımdan çıkıyorsa, neden barışçı yazılarım gö z önüne alınıp da herkes barışa doğru yönelmez, onu da açıklayın o zaman?

Gündemi takip edemeyen ahmaklar ile, aramıza vatansever, ulusalcı solcu görünümüyle giren PKK-Kürtçü kriptoların şikayetlerinin nazarımda kıymetleri yoktur, eleştirilerinin de öyle.



AKP ile PKK arasında bir fark yoktur ikisi de Amerika ve Avrupa Birliğinden ibaret Hristiyan haçlı dünyasının projelerinin taşeronlarıdır. Bu terk edilmesi gereken bir zarurettir.



Herkes, bastığı toprağa, Atatürk cumhuriyetinin kazandırdığı demokratik kazanımlara sahip, emğeryalist işgalcilere ve işbirlikçilerine karşı çıkmalıdır.



Takdir okuyanlarındır.



Alaeddin Yavuz



Suriye dış işleri bakanı Velid Muallim’in açıklaması;





Brezilya Sputnik news ahber ajansının haberi


Suriye Havar News haber ajansının linki;


Rus haber ajansı haberi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.