Sayfalar

5 Şubat 2016 Cuma

NE ZAMAN ERMENİCE, ARAMİCE, KÜRTÇE RESMİ DİL OLDU?


TÜRKİYE CUMHURİYETİNE GEÇMİŞ OLA

Ermenice, Aramice, Kürtçe ne zaman devletin resmi dilleri arasına girdi?

Dün facebook paylaşımlarında bir arkadaşın paylaşımı dikkatimi çekti. Diyarbakır ili Merkez ilçesi Sur belediyesinin resmi levhası.


Resim yazısı ekle
Levhada ;

“SUR BELEDİYESİ” (Türkçe)

“ŞAREDARIYA SUR” (Kürtçe)

ve Ermenice ile Aramice yazılmış aynı manada yazılar var.


Mevcut anayasamıza ve yasalarımıza göre hiç bir resmi kurum resmi levhalarında ve yazışmalarında Türkçe dışında dil kullanamaz.

Turizm tanıtım levhaları gibi resmi kurumlar levhalarını düzenleyemezler. Hatta Birleşmiş Milletlerce tanınmamış dillerde dahi yazışma, tercümanlık, rehberlik hizmetleri veremezler.

Bunlar özel turizm ve benzeri danışma kurumlarınca yerine getirilir. Ancak, uluslararası tanınmamış bir dilde dahi mesela Galce dilinde konuşan bir İngiliz turistin ifadesini “İngilizce” olarak beyan etme zorunluluğu vardır. Galce’den İngilizce’ye, İngilizceden Türkçe’ye çevrilerek ifadesinin alındığı yazılan bir turist için düzenlenen tutanak uluslararası ciddi sorunlar yaratır.

Bize gelince, doğu Anadolu’da Kürtçülük mücadelesi diye boyanan boyalı gözümüzü silip gerçeği görmemizin zamanı gelmiştir.

Kürtçülüğün arkasının Ermeni, Süryani, Keldani, Yahudi hareketi olduğu ve küresel sermayenin desteğinde şimdiden otonom bölge ilan edilmiş olduğu gerçeği ortadadır. Bu levhanın başka açıklaması yoktur.

Devletin resmi kurumları bölgenin etnik yapısına göre, Ermenice, Kürtçe, Aramice dillerinde resmi lavhalar düzenleyebiliyor ve devlet buna ses etmiyorsa söylenecek tek söz vardır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiş ola.

Ortada devlet millet kalmamış.
Zaten “Yeni Demokratik Anayasa” adı altında bu dilleri ve bu dillerde konuşanların özerk bölgelerini tanımlayacak, Anayasa ve yasalardan TÜRK adını çıkartacak bu devletin tasfiyesine sebep olacaktır.

Doğuda PKK ile mücadele adı altında “başkanlık sistemi pazarlığı” yapılmakta, bu pazarlık uğruna insanlarımız ölmektedir.

Yarım yüz yıldır "Atatürk ilkelerini ve rejimini, demokrasiyi koruduğunu" beyan eden, solcu diye gençleri idam sehpalarında sallandıran, devlet kurumlarından uzak tutan, sokaklarda terör örgütlerine vurduran devletin koruyucusu ordu bunlara nasıl göz yumabiliyor?

Onlar göz yumuyorsa, yargı göz yumuyorsa bu devlet bitmiş demektir.

Haydi, doğuda terör örgütüne karşı ciddi bir mücadele yürütüyorlar, haydi ordumuzun polisimizin yanında olalım diyoruz.
Ortada şehit, gazi yok. Meslek
seçimi vardır.
Cumhurbaşkanından sırayla geriye doğru en son paralel ilan edilen Bülent Arınç Ermeni'sine kadar doğuda, "çözüm süreci" bahanesiyle, ordunun kışlaya, polisin karakollara hapsedilmesi, terör örgütünün devletin elinde olmayan silahlarla yığınak yapması, askeri, adli, idari kurumlarını kurması dışında halktan gizlenen apaçık bir devlet ilanı gerçekleşmiş de haberimiz yokmuş.

O halde, vatan millet davası mı kalmış sayın vatandaşlar?
Çocuklarınızı asker de polis de etmeyin. Ederseniz, siz bilirsiniz, o zaman ağlamayın.

Bu azınlıkların adlarıyla anılacak bir yeni Bizans/Roma devleti için mi evlatlarınız kıydıracaksınız?

Neyse siz yenisini yaparsınız ne olacak ki?

Başbakan açıkladı. “çocuk yapmak ibadettir.” Evet yeni savaşlar geliyor, ölmeye gönüllü çok gence ihtiyaç var.

Haydi, yorgan altına peydahlayın bahtı karaları, sonra kim atacak cenazelerde naraları?

Takdir sizindir.



Arami Alfabesi, Ortodoks Hristiyan Süryanilerin/Sabilerin diline ait alfabedir. Bunlar da Ermeniler gibi Yezidi Kürtler ile birlikte Osmanlı'dan beri devlete asidirler.