Sayfalar

28 Ağustos 2014 Perşembe

HANİ KAN AKMAYACAKTI?


Daha dün Diyarbakırda evine giden bir polis memuru, kurulan pusu sonucu çembere alınarak kurşunlanarak katledildi. Bu gün gene aynı ilde Asayiş Şubesinde görevli Süleyman Biçer önceden planlı olduğu bir düzmece trafik kazasında oğluyla birlikte can verdi.

Ne İçişlerinden ne de Emniyet Genel Md.lüğünden çıt yok.


Neden?

Çözüm süreci zarar görmesin.R.T.E'nin kesin talimatı tüm asker ve sivil bürokratlara iletilmiştir. Bu talimata göre memurlardan her ki,m bir Kürd'e zarar vere, tez elden defteri dürüle"

Ne yapsın bürokrasi.

Oturup memurlarının can verişini seyrediyor. Veya, Kürt kardeşlerine bilgiler vererek işlerini kolaylaştırarak kendi cancağızını sağlama alıyor ya da kendisi de Kürtçülük yaptığından bu işleri gönüllü olarak kendisi programlıyor.

Bu bölgede asırlardır devlet adamları genelde bu üç sıfatla tanımlanabildiklerinden bıu gün de değişen şey yoktur.


Demokrasinin kendi siyasi arzularını gerçekleştirmek için amaç değil "araç" olduğunu ve tramvaya benzettiğini ifade etmiş AKP ve R.T.E'sinin siyasi hırsları için gerektiğinde PKK'nın bile yapmadığı yapılmış, Suriye'den IŞİD miltanı sokularak Çankırı'da bir polis, bir jandarma ve bir sivil vatandaşın öldürtülmesi sağlanmış, kısa sürede yakalanarak AKP ve R.T.E kahraman ilan edilmişti.

Çankırı'da katliam yapan R.T.E ve AKP'nin beslediği  IŞİD militanı

Öte yandan, PKK'y verilecek tavizlerin en önemlilerini CB seçimleri sonrasına vaat eden R.T.E ise PKK'nın sabrını taşırmıştır ve bu nedenle malum cinayetleri işleyerek çözüm sürecini baltalamışsa da AKP ve R.T.E bunu görmezden gelmeyi sürdürmüştür.

Recep Tayyip Erdoğan'ın C.B koltuğuna geçme ve başkanlık aşkı yüzünden PKK ile yapılmasına söz verilen işlerin aksamasını bahane eden PKK, yaz boyunca asker, polis, korucu, PKK karşıtı kim varsa temizledi. Her gün ya doğrudan bir saldırı, yolda kurulan pusu veya trafik kazası olarak bildirilen sıkıştırma ve taciz ile cana kast fiilleri sonucu vatan evlatlarını yitirmekteyiz.

Vatanseverlikle çok övünen, Kürtlerde oy almakla övünen, çözüm süreci ile "akan kanı dindirdiğini" iddia eden AKP, R.T.E'nin Bilal oğlanı ve bakan çocuklarının, bakanlarının rüşvet yolsuzluklarını örtmek için başlattıkları "basın yasağını" çözüm süreci bahanesiyle önce Musul elçilik görevlilerinin IŞİD'e teslim edilmesi ve son terör olaylarında kaybedilen güvenlik görevlilerimiz ve vatandaşlarımız konusunda da uygulamaktadır.

Ayrıca, batılı kaynaklarda C.I.A tarafından kurulduğu, Resmen Türkiye (AKP), Katar, Suudi Arabistan kaynaklarıyla askeri eğitimden gıdai levazım, silah ve mühhimat, askeri araç ihtiyaçlarına kadar beslenen, ABD, İngiltere başta olmak üzere bütün AB ülkelerinde kurulan sözde "İslam evlerinde" örgütlenip, havai kara, deniz yoluyla ülkemize gönderilip, İstanbul IŞİD şubesinde ihtiyaç ölçüsünde planlı olarak Suriye-Irak cephesine sevk edilen "Hristiyan,Yahudi, Vehhabi dinlerinden olan gönüllü veya paralı profesyonel askerlerden oluşan bu militanların bölgeyi hızla ele geçirmeleri bahanesiyle ABD ve AB ülkeleri hiç bağlantıları yokmuşçasına bu örgütü "terörist" ilan ediverdiler ve ardından AKP Türkiye'sini, Katar ve Suudi Arabistan'ı hedef haline getirdiler.

El Kaide örgütünden doğma bu IŞİD örgütünün atası El Kaide çakma 9/11 Eylül 2001 İkiz Kule operasyonunu üstlendiği için açılan Haçlı Seferi ile Irak, Afganistan ve Afrika Müslüman ülkeleri tek tek işgal edilmişti.

El Kaide'nin AB-D destekli son AKP-Katar-Suudi Arap uyarlamasının da yarattıkları tepki ve sebep oldukları "müdahale kararı" gereğince bu üç ülkenin işgal edilmeleri de an meselesidir.

Kimse olmaz olmaz demesin.

AKP bizi olmaz denilen ne varsa olabileceğini göstermeye 13 yıl boyunca alıştırdı.
Bu neden olmasın? Ki bu zaten bölünecek ülkeler listesinin başında olan ülkemiz B.O.P projesinin hedeflerinden birisidir.

AKP'nin her türlü ihanetini, başarısızlığını onlarca cana ve dünya kadar mala mal olsa da yazmak yasak ama R.T.E ve partisini hak etmediği halde şişirip göklere çıkartmak serbest.

Irak'ta Alevi, Şii Türkmenlere IŞİD soykırımını yazmak, onlardan ülkemize sığınanları ülkemize sokmak yasak iken, Müslüman bile olmayan şeytana tapınan, Muhammed'i peygamber, Kur'an'ı kitap saymayan, hatta Müslümın girdiği helada taharetlenmeyi bile günah sayan Yezidi Kürtleri ülkeye doldurup, her şeylerini karşılamak, baş tacı etmek serbest ve milli vazife?
Hani bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti'ydi?


Demek ki değilmiş. Yoksa 800 yıldır Türklere ve Müslümanlara kurşun sıkan, PKK'nın en hevesli militanları olan, Kürt milliyetçiliğinin dini olan Yezidi Kürtler, Müslüman Türkmenlere tercih edilmezdi.

Işid, Yezidilere yaptığı bu operasyonla, ülkemizdeki ayrılıkçı Kürt PKK askerlerinin sayılarını katlamaktan başka iş yapmamış oldu.
HER GÜN ASKER, POLİS, KORUCU VE TERÖRÜ ÖRGÜTÜNE KARŞI OLAN SİVİL HALK VE SİVİL DİĞER MEMURLARIN DA KEKLİK GİBİ AVLANDIĞI BİR SÜRECE ÜLKEMİZİ SÜRÜKLEMİŞTİR.Yakında PKK'dan daha kanlı canlı eylemler bekleyebiliriz artık.

Çözüm süreci çoktan çözüldü.

Pkk en yüksek perdeden silah bırakmayacağını, hele Işid tehdidi varken bunun olanaksız olduğunu resmen ilan etmişken hangi çözüm sürecinden bahsedilebilir?
Bu saatten sonra PKK'ya verilecek tavizlerin karşılığı olmayacaktır, bu güne kadar olmadığı gibi.

AKP kendi çıkarları için halkını ve bölge devletlerinin halklarını bile kandıran, kırdıran, ırzlarına geçilmesine neden olan, bu halkların topraklarından özgürlüklerine, ırzlarından geleceklerine her şeylerini satmış işbirlikçi hainler partisidir.
Her sözü yalan, her icraatı ihanettir.

Her dediğinin, her vaadinin tersi doğrudur.

Biraz önce Cumhurbaşkanı yeminini etti inanın yemindeki metnin tersini 13 yıl boyunca yaptı bundan sonra da öyle olacağından kimsenin şüphesi olmasın.


Alaeddin Yavuz
keykubat /
adilyargic/
adilyargicc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.