MHP BAHÇELİ İLE NEREYE KOŞUYOR
MHP, uzun zamandır CHP ve bütün Atatürkçüler,
antiemperyalistler ile aynı yönde AKP’ye karşı bir muhalefet yürütüyor
görünmektedir. Ancak ne zaman AKP sıkışsa MHP hemen imdadına yetişiyor. Suriye’nin
düşürdüğü uçak olayında da hiçbir soru sormadan doğrudan AKP’nin yanında yer
aldı.
Neymiş efendim, Suriye uçağımızı düşüremezmiş?
Düşürebilir mi?
Hayır, öyle şey olmaz!
Düşürdü ne olacak?
Düşürülecek yere uçak gönderen tedbirini almalıydı ve gereğini anında yapmalıydı.
Ama yapamadı!
Neden?
Savaş çıkmasını engellemek için!(?)
Bu gergin ortamda uçak gönderirken aklı neredeydi? Düşürülecek yere uçak göndermek savaş sebebi değil mi?
O zaman ülke her bakımdan prestij kaybetmiştir.
Düşürdü ne olacak?
Düşürülecek yere uçak gönderen tedbirini almalıydı ve gereğini anında yapmalıydı.
Ama yapamadı!
Neden?
Savaş çıkmasını engellemek için!(?)
Bu gergin ortamda uçak gönderirken aklı neredeydi? Düşürülecek yere uçak göndermek savaş sebebi değil mi?
O zaman ülke her bakımdan prestij kaybetmiştir.
İşte AKP siyaseti |
Başından beri Ortadoğu’yu savaşa sürüklemekle
suçladığın AKP, Libya olayının hemen arkasından Suriye’ye bazı El Kaide, PKK
militanlarından tutun da diğer ülkelerden getirilen bir takım ajanların bu
ülkeye doldurulmasına yataklık etmek, Suriye’nin teröristlerine Hatay’da
barınaklar ve eğitim vermeye kadar daha bilmediğimiz Suriye’yi bize düşman
edecek nice sinsi projelere ortak olan AKP değil mi?
Bizim savaşımız varsa o da kendi terör örgütümüz olan PKK
iledir. Malatya’dan kalkan uçağın da bu örgütün barındığı Kandil dağı veya Hakkâri,
Bitlis, Siirt bölgelerinde keşif yapması gerekmez miydi?
Bize ne Suriye’nin teröristinden!
Neymiş efendim, Suriye, “Müslümanları öldürüyormuş” v.s,
v.s.
Peki, 2001’den beri Afganistan, 2003’ten beri Irak, Sudan,
Somali, Libya’da ABD askerlerince öldürülenler Müslüman değiller miydi?
Irak'ta Amerikan bombalarının başını kopardığı bu insan Müslüman değil miydi? |
Haaa onlar “Tapınak Fahişeliği”*(1) kültünden Sabi, Yezidi
kıyafeti siyah “Çarşaf-Peçe” giymiyorlardı, Fethullah Gülen’in Mason tarikatına
girmemişlerdi!
Bu yüzden “Müslüman” sayılmazlardı bu yüzden zaten onların katli
vacipti öyle de oldu değil mi MHP?
Başından beri “Eşbaşkan” diye eleştirdiğin başbakan R.T.E, Avrupa
Birliği ve Amerika tarafından kendisine yapılan baskılar sonucu, tutacak bir
provokasyona imza atacak, Hava Kuvvetlerimizden bir uçağı Suriye’nin Akdeniz
Limanında demirli bulunan Rusya donanmasının resimlerini çekmeye veya
bilmediğimiz bu ülke ile ilgili bir keşif uçuşuna gönderecek!
Yukarıda saydığım olaylardan dolayı zaten Türkiye’ye karşı
muhabbetini, sevgisini kaybetmiş, başbakan R.T.E ve partisi AKP dahil Türkiye
ve halkı hakkında tek laf etmemiş Beşar Esad’ın sinirini tepesine çıkartacak
işler yapacaksın, 2008’de Gürcistan’ın Mihail Saakaşvili’sinin yaptığını
yapacaksın, devleti komşu bir ülke ile savaşa itecek provokasyonu gerçekleştireceksin,
Suriye uçak düşürünce de de;
“-Uçak başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın değil Türkiye’nin
uçağıdır!” Diyerek kendisini aklama yoluna girmiş R.T.E’nin provokasyonuna
destek olacaksın!
Bu resmen provokasyonu aklamaktır.
Haçlı Amerikan bayrağının önünde "Cuma Namazı" kılan Libyalı Mason Amerikan Müslümanları! (Kaddafi sonrası iktidar olan Kripto Yunanlılar) |
Oysa bu durumda muhalefetin ordu ile birleşerek Anayasa
Mahkemesinde dava açarak, ülkeyi maceraya sokmaktan Ak Partinin kapatılmasını
ve başta başbakan ve hükümet üyelerinin yargılanmalarını istemeleri gerekirdi.
Ama yapılan nedir?
CHP, iyi kötü ortadan bir ifadeyle, uçak düşürülmesini
kınarken, hareketin yanlışlığını belirtmiştir!
MHP ise resmen provokasyonu resmileştirmiştir.
Yetmemiş, bir de Yunanistan, Bulgaristan ve Kosova
dolaylarına ziyaretlerde bulunmuş ve yakında bu insanların “soykırımlara”
uğratılmalarıyla sonuçlanacak “boş hayallere” onları teşvik etmiştir.
Eğer İsmet İnönü, Adnan Menderes, Turgut Özal dönemlerinde
başlarına gelenlerden bu insanlar hala ders almadılarsa pek yakında bu
ziyaretin acılarını tatmaya başlayacaklardır.
Bu defa öyle Serebrenitsa ve Hocalı gibi “hafif” değil daha
kökten kazıyıcı bir yok edilme sürecine tabi tutulabilirler.
Bu projelerin hep Osmanlı ve Atatürk döneminin hain,
işbirlikçi Kürt, Süryani, Yezidileri ve onların soylarından gelenlerin
iktidarlarında olduğunu ayırt edemediyseler sonucu hak etmiş olacaklardır.
Çünkü bu siyasi partiler “Türk ve İslam Siyaseti” yapsalar
da onların iktidarlarında daima Türkler ve Müslümanlar kıyılmışlardır.
Serebrenitsa, Hocalı, Halepçe hep bu işbirlikçilerin iktidarlarında kıyıldı bu insanlar! |
Onlar kıyılırken ne NATO ne de ABD olmuştur, kenarda
yapılanlara seyirci oluvermişlerdir.
MHP, her zaman bu iktidarların bir yaması, bir ortağı
olmuştur. Bu gün de olmayı sürdürmektedir.
Ülkemiz 1939’dan beri emperyalizmin devletin başına
yerleştirdiği “işbirlikçi dönmelerce” Müslüman ve Türklerin soykırımlara
uğratılacağı siyasetlerin ortağı edilmiştir. Halen de bu böyledir.
MHP, AKP’nin savaş provokasyonuna çanak tutmuştur.
Hükümetin, yabancı ülkelerle gizli işbirliği yaparak ülkeyi
maceralara sürükleme siyasetini aklamış, yasallık kazandırmıştır.
Adana’ya 1917’de ve ardından Suriye’den İngilizlerin
destekleriyle dönüp yerleşmiş Ermenilerden olduğundan artık şüphe etmediğim
Dövlet Bohçalı AKP’nin her alanda ortağı olduğunu kanıtlamıştır.
Bıraksın artık, “Kimse Türkiye’nin uçağını düşüremez!” Ayağını!
NATO tatbikatında alenen Amerikan donanması tarafından
Akdeniz’in dibine gönderilen muhribimiz Muavenet’in hesabını kim soruyor?
Olmamış darbenin sanıklarını sorgusuz hapislerde yatıranlar, olmuş darbenin sanıklarını video konferansla ifadeye çağıranlar var. Muavenet'i hatırlayan var mı? |
Sıkar değil mi?
Peki, yarın öbür gün Rusya da Gürcistan’a 2008’de yaptığı
bombalamayı yaparsa, RE.T.E ve Bahçeli de Saakaşvili gibi oturup kıravatlarını
yemeye başladıklarında Amerika ve NATO yanlarında olacaklar mıdır?
Hayır!
Belki R.T.E. ve Bohçalı kravat yiyerek idare edebilirler
ama canlarını verecek vatan evlatları ve onların ailelerin bu kukla
siyasetçilerin günahlarının gerçek ödeyicileri olacaklardır!
Ben, MHP genel başkanı ve idarecilerinin sade ve sadece
Amerikan işbirlikçileri olmaktan başka bir şey olmadıklarını yazıyorum!
Yaptıkları kıytırık muhalefet ise gerçek tepkisini
gösterecek halkın gazlarını alarak onlara engel olduklarını söylüyorum.
Başından beri yazdığım gibi, AKP “Sazcı” muhalefet ise “Gazcı’dır!”
Ortada “Bağımsız Türkiye” ve hükumeti yoktur. İktidarı,
muhalefeti, ordusuyla, ilkeleri yabancı ülkelerce belirlenmiş “koloni devlete” uygun icraatlar vardır.
Gazcı Bohçalı |
Yeni Anayasa düzenlemelerine eşlik etmeleri, Leyla Zana –R.T.E
görüşmelerinin eklenmesi de de T.C.’yi tasfiyenin başladığını göstermektedir.
Takdir okuyucunundur!
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
*(1) Sabilerin “Tapınak Fahişeliği Kültlerini” kısaca
geçeyim. Her yıl 21 Mart veya Nisan başlarında, bereketin gelmesi için, kara
çarşaf ve peçe giymiş olan tapınak rahibelerinin başı, tef, lir, ney, davul
gibi çalgılar ile okunan ilahilerden oluşan bir ayinle tanrılarının heykelinin
yanında dans eder. Bir süre sonra, tanrı/şeytan Ruha’nın ruhu ya taş heykele ya
da rahibenin bedenine girer ve rahibeyi becerir, böylece o yıl bereketin olması
garantilenmiş olur.
Bu rahibeler de “Allah’ın karısı” sayıldıklarından hiçbir ölümlünün onların yüzlerin hatta saçlarının bir telini bile görmelerini engellemek için bunlar dikişsiz kumaştan altlarına “10” kat etek, yedi kat peçeden oluşan kara çarşaf giyerler. Bu yüzden kara çarşaflılara “Fahişe” de denilir.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde Balkanlardan Yemen’e kadar “Ferace” giyildiğini, “kara çarşaf-peçe” kıyafetinin ise Yezidi Yunan kökenlilerin yaşadığı Bitlis, Siirt, Hakkâri, Mardin, Urfa, Süleymaniye’ye kadar Yezidi Kürtlerin ve Arapların giydiklerine tanık olursunuz. Bu inanışlarda Hıristiyanlığa da geçen “Çilecilik Kültü” gereğince rahipleri ve çok dindarlarından olan kadın ve erkekler evlenmezler. Hz. Muhammed damadı Osman’a bunu yasaklamış ve ölen kızı Rukiye’nin yerine ikinci kızı Ümmügülsüm’ü vererek evlendirmiştir.
Bu rahibeler de “Allah’ın karısı” sayıldıklarından hiçbir ölümlünün onların yüzlerin hatta saçlarının bir telini bile görmelerini engellemek için bunlar dikişsiz kumaştan altlarına “10” kat etek, yedi kat peçeden oluşan kara çarşaf giyerler. Bu yüzden kara çarşaflılara “Fahişe” de denilir.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde Balkanlardan Yemen’e kadar “Ferace” giyildiğini, “kara çarşaf-peçe” kıyafetinin ise Yezidi Yunan kökenlilerin yaşadığı Bitlis, Siirt, Hakkâri, Mardin, Urfa, Süleymaniye’ye kadar Yezidi Kürtlerin ve Arapların giydiklerine tanık olursunuz. Bu inanışlarda Hıristiyanlığa da geçen “Çilecilik Kültü” gereğince rahipleri ve çok dindarlarından olan kadın ve erkekler evlenmezler. Hz. Muhammed damadı Osman’a bunu yasaklamış ve ölen kızı Rukiye’nin yerine ikinci kızı Ümmügülsüm’ü vererek evlendirmiştir.
Peygamberin ölümünden sonra Yezidi-Mecusi Emeviler döneminde
“Çilecilik” İslâm’da yerini tekrar almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.