Sayfalar

15 Kasım 2010 Pazartesi

TANRI HERMES İNGİLİZ TACININ LOGO SAHİBİ



HERMES,EN HİLEKAR,DÜZENBAZ TANRI


HERMES-(Hileci,üçkağıtçı Tanrı) Grek mitolojisinde yer altı dünyası (ahret) ile ilişkilendirilen tanrıların büyük habercisi(Mesih)dir.Arkadya’da (Cyllene) Sillene Dağında doğdu.Ayrıca,çobanların,yanından gelip geçen gezginlerin,yolcuların,hudutların,inek sürülerinin,hitabetin,nüktenin,şiir ve edebiyatın,atletizm ve sporun, ağırlıkların ve ölçülerinin,mucitliğin,yalancıların,kurnaz hırsızların ve genellikle de ticaretin koruyucusu, hakimi olan bir Grek tanrısı olarak da tapınıldı.Sembolleri arasında kara kaplumbağası-tosbağa,horoz,kanatlı çarık ve kanatlı sandalet ve Kaduses vardır.

Yaratılıştan Hileci Hermes-
Giambologna'nın heykelinden esinlenme.
(The caduceus) –Bu gün ticaretin sembolü kabul edilen başı topuzlu kanatlı,asanın alt ucundan kanatların altına kadar vida dişi şeklinde çift yılan sarılmış olarak yapılan Hermes’in taşıdığı iddia edilen bir tür asa-değnek.

Roma döneminde Merkür olarak tapınılan Hermes ticareti yaymış, asası tanrı ile birleşmenin veya tanrılığı üstlenmiş olmasının sembolü olmuştur.Bu asa daha sonraları astrolojide Merkür’ün de sembolü olmuştur.Eski zamanlardan günümüze hem Merkür’ün hem de ticaretin sembolü olmayı sürdürmektedir.Kuzey Amerika’da, Asklepius’un “tek yılanlı-kanatsız” sopasının yerine Kaduses, tıbbın da sembolüdür.

Homer’e ait bir ilahide,Hermes’e –“gezici satıcı,alçak gönüllü kurnaz,bir soyguncu,inek sürücüsü,rüyaları gerçekleştiren,gecelerin gözcüsü,kapılardaki hırsız,ölümsüz tanrılar arasında dördüncü mucizeyi yakında gösterecek olan” diye yalvarmaktadır.
Afrodit 
Hermes'in hatuınu
Hermes,bütün gezginleri,imansızları,fahişeleri,esrarlı kocakarıları,hırsızları ve yoluna çıkıp ona dua edenlerin koruyucusuydu.Atlet olduğu için koşuculara dikkat eder veya yaralanan yardıma ihtiyacı olan atletlere daima yardım ederdi.
Tanrılar ile insanlar arasında habercilik eden İris ile birlikte tanrılardan insanlara haberleri getirirdi.Sınırlar arasında tercümanlık yapardı ve tercümanlık terimi olan Hermenutik (Hermeneutics) terimi ondan kalmıştır.Tanrıların dağı Olimpos’tan onların mesajlarını ölümlü dünyaya o getirirdi.

Ayağına kanatlı ayakkabılar giyerdi,onlarla Olimpos ile ölümlü dünya arasında kolayca uçarak gidip gelebiliyordu.Diyonisustan sonra tanrıların ikinci derecede en genciydi.Dev Prometeus ile alakalı olan ateşin de mucidiydi.

İlahilerde anlatıldığına göre,güreş,boks,atletizm yarışlarının da mucidi olduğu için zaten atletlerin koruyucusuydu.Üçkağıtçının tekiydi.Ahrette ölülerin yollarını bulabilmeleri için onlara rehberlik etmekteydi.Hades,Persefon,Hecate,Tanatos gibi yer altına engelsiz inebilen tanrıların önünde tek tanrı olarak tasvir edildiği bir çok ilahi vardır.

Yolcuların emniyet içinde seyahat etmelerini sağladığı için Grekler yola çıkmadan önce ona kurban kesiyorlardı.

DOĞAR DOĞMAZ İLK İŞİ HIRSIZLIK,HİLE,DOLAP OLAN TANRI


Hermes'in eşcinsel hileci babası 
Zeus-Hermeafrodit Ganimedes ile
Zeus ve dev Atlas’ın kızı olan Pleiade Maya’nın oğluydu.Zeus Maya’yı gizlice hamile bırakmıştı.Doğduğu gece annesi maya onu kundağa sarıp bir beşiğe koymuştu.Annesi uyuduğunda kundağından kurtulup beşikten fırlar ve ağabeyi olan Apollon’un ineklerini gözü önünde çalar ve Pilos yakınlarında bir mağaraya saklar,izlerini siler .Mağarada bir kaplumbağa bulur ve onu öldürüp iç organlarını ortadan kaldırır.

Kaplumbağanın kabuğundan ve bir ineğin bağırsaklarından ilk liri yapar.Ve hızla eve gelip kendisini kundaklar ve beşikte bebekliğine devam eder.Sürülerinin çalındığını gören Apollo Maya’ya gelerek sürülerini oğlunun çaldığını söyler.Maya buna haklı olarak itiraz eder.İçeri girer ve çocuğunu kundağı ile beşikte yatarken gösterir.Apollo sürülerini çalanı gördüğü için itiraz eder ve tartışma sırasında Zeus araya girer ve olayı gördüğünü söyleyerek Apollo’yu destekler.

Hermes de yeni icat ettiği liri çalarak Zeus’u büyüler.Zeus onu cezalandıracağı yerde büyünün  etkisi ile Hermes'e tanrıların haberciliği görevini verir.Böylece Hermes ölümlü  dünya ile ölümsüz tanrıların yaşadığı Olimpos arasında haberci-mesih olur.

Apollo da bu olayda tanrıların müziğini çalan lirin sesinden büyülenir ve Hermes’e sürülere karşılık liri değiştirmek için pazarlığa girer ve anlaşırlar.Bundan sonra Apollo lirin hakimi,tanrısı olur.
Eski Greklerde,Hermes sınırlara dikilen erkek cinsel organını temsil eden tanrıydı.Adlarından biri olan Herma yol boylarına konulan bu günkü kilometre taşlarına benzer erkek organı şeklinde taşlar Hermes başı ile şekil verilerek dikilirdi.(Grekler her zaman yaptıklarını burada da yaparlar  ve cinsel organının büyüklüğü ile bilinen Arap tanrısı Bes-Ba'al'in karakterini kendi uydurma tanrılarına yamarlar.)
Sonradan kadınlık organı çıkan
Hermaphroditus ve Salmacis (Selma)


Her geçen yolcu bu taşlara bir çizik eklerdi.İ.Ö.6.yy.da Hipparchos her köyün ortasına,çarşılara dikdörtgen şeklinde Hermes’in sakallı bronz başını bulunduran sütunlar dikti.Ağaçtan yapılan sütunlar yerinden kalkmış erkeklik organına sahipti.Bu sütunların evlere bereket,şans getireceğine inanılırdı.
Afrodit ile evliliğinden olan ve sonradan değişerek androgynousa (andro-adam,gyne-kadın) dönüşerek kadınlık organına da sahip olan (Hermaphroditus)Hermafroditus’un da babasıdır.

LOGO’NUN İLK SAHİBİ

Konuşma,hitabet ve güzel söz söyleme sanatlarında (belagat) tanrıları temsil edebilmesi için Zeus ona Logios lakabını vermişti.Asena ile birlikte eski Grek’te güzel söz söyleme (belagat) sanatının ilahi temsilcisiydi.
İ.Ö.6.yüzyılda Homer,ilahilerinde Hermes’in doğumunda yaptığı hırsızlığı savunmak için beşiğinden ikna edici konuşmalar yaptığını,bu yüzden de hitabetin ve “ikna ediciliğin tanrısı" olarak onu anmaktadır.

Yeni Platoncular,Hermes Logios’ın esrarlı bir şekilde “Hermes Zincirinin” aslı olduğunu ve tanrısal zekanın ışımalarını yaydığını söylemektedirler. Hermes kenarları geniş,Robin Hood filmlerinde Robin Hood’a giydirilene benzeyen bazen de kulakları örten kanatlı bir şapka giyerdi.

Hermetik
İngiliz Kraliyet Tacı
Hermes’in Roma kültüründeki Merkür adıyla bilinirdi İngiltere Kraliyet Sembolü olan tacın şekli de İtalyan heykeltıraş Giambologna’nın (16.yy.) Merkür heykeline yaptığı şapkadan alınmıştır.

Bizim Nasreddin Hoca her ne kadar kavukta bir keramet bulamadıysa da İngilizlerin 17.yüzyılda dünya hakimiyetinde baş rol kapması ve 20.yüzyıl ortalarına kadar dünyanın tek hakim gücü olmasını sağlayan başarıları getiren İngiliz siyasetinin inceliklerinin sırrı belki de bu taçtadır.Kim bilir (!)

Düşünün,İ.S.325'de Nicomedia'da (Bursa-İznik) İran Şahının Mitra dininin temsilcisi ve bu yüzden kutsal sayılması nedeniyle dini ağırlığını kullanarak,Roma imparatorluğunda da çıkardığı isyanlar yüzünden yeni din arayışına giren Roma'nın Grek rahipleri,Mısır'ın adilyargıç tanrısı Thoth-Yehuti-Lah'ın özelliklerinden uydurularak fikren imal edilmiş bu tanrıya tapıyorlardı.
Zaten bütün Grek tanrıları Mısır,Arap ve Sümer kültürlerinden ördeklemedir.

Grek İncili ve Tavratını bu rahipler bu tanrıya olan inançlarını oluşturan dini ilkelerine bağlı imanla yetişmiş beyinleriyle yazdılar.
O tarihlerde "Ticaret" aşağılık bir iş sayılmaktaydı ve bir alıp beşe ona sattıkları için hem devlet çok ceza veriyordu hem de halk tüccarlara güvenmiyorlardı.

Bu yüzden "Grek=Hileci,düzenbaz" demektir.

Fransa'nın başkenti Paris de adını hileci Grek tanrısı Paris'ten almadır ve "Paris=Hileci" demektir.

Yakup peygamber,oğulları ile Yusuf'a giderken
Onlardan başka bir de Yahudiler ticaretler uğraşıyorlardı ve Yakup peygamber,doğarken ikizi-ağabeyi Esav'ın ayağına tutunarak doğduğu için babası İshak peygamber ona "Yakup=Topuktutan-Hileci-Üçkağıtçı" adını vermişti.Hileci Yakup, hile ile ağabeyi Esav'ı kandırmış,boynuna kıllı keçi derisi bağlayarak kör babası İshak'ın onu kıllı ağabeyi Esav sanmasını sağlayarak kendisini kutsatmış ve böylece  peygamber olmuş,sonra ağabeyinden korkuya dayısının yanına giderken yolda rastladığı Allah ile güreşiken kafayı kırmış ama  onu yenmiş ve "İsrail" adını almış,dayısı onu küçük yerine büyük kızını vererek kandırınca,iki karıyı ödemek için 15 yıl kölelik ederken yaptığı çobanlık sırasında çaprazlama melez koyun üretmeyi keşfetmiş,kayınpederi-dayısını doğacak koyunların renkleri konusunda bahse girerek dolandırmıştı.

Ama tanrısı ona da oyununu oynayacak en sevdiği oğlu Yusuf'un ölüm haberiyle yıllarca üzecek,oğulları tarafından aldatılacak,bir kıtlıklar, yokluklarla dolu bir yaşamdan sonra oğluna kavuşturacaktır.
Peygamberi ve Tanrısı böylesine yaratılıştan hileci ve düzenbaz olan İsrail'in, ve Hıristiyan Avrupa Birliğinin bize ettikleri oyun az bile değil mi?

Keykubat

Alttaki linkten Türkçe'ye çeviren Keykubat-adilyargıç
http://en.wikipedia.org/wiki/Hermes


EKTİR;
Amerika'daki Ermeni NUR Mason
Loacasının 150.000'e yakın
Türk üyesi vardır.
Hermetizm M.S.750'lerden itibaren Bağdat İslam Üniversitesinde İslâm'ı destekleyen felsefi bir unsur olarak sokulmuştur. Oysa, Grek Hermes M.Ö.335'lerden sonra Grek işgali döneminde Yunanlılarca Thoth/Yehuti/Lah'ın benimsenmesi üzerine Greklerce Mısır'ın Thoth'undan üretilmedir. Thoth zamanında eş zamanlı olarak Sümer'de Enki, Babil ve Asur'da Enki'nin torunu Nebo/Nebu/Nebi olarak bulunmaktadır. Muhtemelen Mısırlılar bunu Babil ve Asur'dan almışlardır izlenimi vardır. Ama, Bizans'ın Grek Hıristiyanlığına ve Yahudi Tevrat'ına İslam'ı bağlamak isteyen zihniyet (Rum Suresi tefsirini oku) sonunda kendisini Greklerin hileci, düzenbaz felsefesinin bir parçası olarak bulmuştur. Kur'anı okuması bile yasaklanan Müslüman milletlerin halkları dinlerini öğrenemedikleri için İslamî felsefe gelişememiş, Müslüman ulemalar da Muhammed'nn açtığı çığırı daha ölümünün ardından terk ederek eski Yezidi inanışlarına dönmüşlerdir. Hermes'i İdris peygamber olarak tanımlayarak İslam'daki felsefe eksikliğini doldurmaya çalışmışlardır. Müslüman halka da gerçek İslam ile ilişkisi olmayan her şey önüne "Allah" adı konularak kabul ettirilmiştir. İşte bu ek yazı Grek hileciliğinin İslam'ı nasıl etkilediğinin örneğidir. Said-i Nursi ve Fethullahçılık akımı da bu Hermetizm'in etkisinde olduğundan Said-i Kürdi Deliüzzaman ile Fetullah Gülen'in evlenmemeleri Hermetizmin "Bekarlık" şartına bağlılıklarındandır. Oysa Muhammed Hz. Osman'ın karısı olan kendi kızı Ürkiye öldükten sonra evlenmemeye karar vermesini öbür kızı Rukiye'yi vererek onu "bekarlık" yaşamaktan alıkoymuştur.
Yıldıza ve şeytana tapan Harran Sabilerinin Grek işgali döneminde Yunanlılaştıkları bilinmektedir. Bu yüzden günümüzün teslimiyetçileri olan Kürdi ve Gülen'in de dindarlıklarının ardında "Müslüman maskeli" Hermetizm" vardır. 1950'den beri Nurcu yapılanma Mason locaları ile işbirliği halinde olan "maskeli bir ihanet yapılanmasıdır. Bu yazı "Fethullah Gülen Muhammed'e Karşı" başlıklı yazımda kaynaklarıyla genişçe anlatılmıştır ve blogumda vardır.
Alıntıdır;

"...Aşağıda Hermes, TUT ve Enok isimleriyle tanınan veya Hz. İdris olarak da kabul edilen bilge kişinin öğretisi hakkında açıklamalar bulunmaktadır. Dikkat edecek olursak bu zatın öğretisi ve hikmeti Muhammediyet’e bağlıdır ve zamanının gereği olan adetlerdeki farklılıklar ile, kavminin bu ilmi almaya kabiliyeti nisbetinde, Muhammediyet’in feyiz ve bereketinden kendisine ihsan edileni insanlığın hizmetine sunmuştur.


Eğer bu zat Hz. İdris ise, mukaddes kitaplara göre peygamberdir. Ona vahiy suretiyle mukaddes kitap gelmemiştir, fakat kendisine indirilen hikmet bakımından fevkalade önemlidir. Nitekim İdris (AS)’ın hikmeti, Cenabı Hakk’ı şanına yakışmayan imkan ve ihtiyaçtan, yaratılışa ait noksanlıklardan ve bunlara benzer sıfatlardan temizlemektir. (“Allahu Teala onların isnad ettiği sıfatlardan münezzehtir.” Saffat Suresi;159) Allah’ın zatında bu temizliğe muhakkak ki ihtiyacı yoktur, bu ihtiyaç şerefli olarak yarattığı O’nun tecelli mahalleri olan insan için vardır. (“Allah size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve size olan nimetini tamamlamak istiyor, ki şükredesiniz.” Maide Suresi; 5,6) HZ. İdris de ümmetini bu temizliğe ve nihayetinde, Tek ve Biricik olan Allah’a hakkıyla kulluğa davet eder.
Amerikan Times 
Tayyib'in Yolu'nu çizmiş! 

HZ.İdris’in getirdiği bu hikmet ve eğitim ile Mısırlılar’ın ve O’nun yolunu takib edenlerin dini inanışı, Vahdaniyet olmuştur. Yani tek bir Allah’a inanmışlardır. Onların dini itikatlarına göre dünya yaratılmazdan önce her şeyin ruhu tıpkı bir deniz, bir bulut gibi boşluk içinde dönmekteydi. Allah’ın ruhu bu boşluğa nüfuz etmiş, her şeyi yaratmıştır. Yeri göğü yaratmış, kendisi ise yaratılmamıştır. (“De ki: O Allah birdir. Büyüklük O’nda nihayet bulmuştur. Doğmamış, doğurmamıştır. Ve O’nun hiçbir eşi, benzeri yoktur.” İhlas Suresi)..."

Alıntı yazının linkinden tam olarak okumak için;http://morates.tripod.com/id60.html; Bu site de bunu gösterebilir;http://www.historicalsense.com/Archive/Hermetizm.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.