HOŞ GELDİN SAYIN OBAMA
"From The Times (Times'dan)
January (Ocak) 21, 2009
‘They brought us here as slaves, but we always loved white Americans’
(Bizi buraya köle getirdiler ama biz beyaz Amerikalıları hep sevdik)
A city of segregation looks to embrace a new age of equality"
( Ayırımcılığın bir şehri,yeni eşitlik çağını kucaklar görünmektedir)
Avrupa,15.yy. başlarında,doğudan Osmanlı İmparatorluğu, batıdan Endülüs Emevi İslam devleti arasında sıkışmış durumdaydı.
Uzak doğu ülkelerinde,sömürüp köleleştirebilecekleri kavimler, soyabilecekleri zengin medeniyetler olduğunu bildikleri halde,bu kıskaçtan kurtulup ta oralara ulaşmaları da imkansızdı.
Her gün daha da yoksullaşmaktaydılar.
14.yy. içinde kaybettikleri iki Haçlı seferinde aldıkları ağır mağlubiyetlere bir de,bütün Avrupa’yı saran veba salgını da eklenince bu güç kaybı Avrupa’yı intihar noktasında getirmişti.
Prusya’da bulunan Alman Kayseri,”Kutsal Roma-Germen İmparatoru,Haçın temsil gücüyle Emrini vermişti;
“İster serf ister asil olsun,her kim bir ekmek kapısı bulursa onu yücelteceğiz.”
Hıristiyan Avrupasında,aristokratların yanında "Burjuvazinin doğuşu" bu keşiflerle başlar.
Atlantik okyanusunda,dev yılanların,ejderhaların,akla hayale gelmeyecek kadar korkunç canavarların yaşadığı inancının verdiği korkuyla asırlardır okyanusa açılamayan Avrupa artık “intihar saldırısına” geçmişti.
Okyanusa atlayacaklardı artık,ya bir ada,ya da büyüleyici Hindistana bir yol,çünkü öyle de böyle de ölüm yanlarındaydı.
İlk saldırıyı Portekizli gemiciler,Kanarya Adalarından geçerek,Gana ‘yı keşfetmeleri ile gerçekleştirdiler.
Ok-yay ile savaşan,sadece mahrem yerlerini örterek giyinen,anlaşılamayan tuhaf dilleri, inançları olan ve oldukça kara derili bu insanları Avrupa’ya getirip satmaya başladılar.
Eski çağlardan beri,Afrika halkları,kendilerine yakın olan Sami,Arap kavimleri tarafından köle olarak kullanılmaktaydılar.
Kristof Kolmb’un Hindistan zannettiği Amerika Kıtasını da,ardılı Ameriko Vespuçi yeni Orta Asya ziyaretinden döndüğü ve orada gördüklerini de anımsayarak “Türkiye” zannetmişti. Hindi’ye “Turkey-Türkiye” denmesinin sebebi de bu olaydır.
Ama,İspanya,İngiliz Kraliyetleri burasının Türkiye değil,yeni bir yer olduğunu hemen kavramışlardı.
Bu arada da Afrika halkları da gemilere doldurularak bu kıtaya yerleşen,deli,katil,idamlıklar güruhuna köle olarak satılmaya başlanmıştı.
İşte, köleciliğin en acımasız,en zalim dönemini,onların kültür değerlerini çalarak da Vandalizm’in en korkunç örneklerini Avrupalılar bu zamandan sonra dünyaya gösterdiler.
Geçen beş yüzyıl içinde pek değişen bir şey olmadı.Birkaç yıl önce,9/11 olayının arkasından televizyon ekranlarında Amerikan Polisinin pompalı tüfekle zenci avladığını bütün dünya seyretti.
Ronald Reagan ile başlayan “Neo-Conservatısm-Yeni Muhafazakarlık Akımı” siyaseti,Baba Bush,Clinton ve oğul Bush ile zirveye ulaştı.
Ortadoğu halklarına planladıkları “dayatma demokrasi ihracı” çabaları da,bölgenin kan gölüne dönmesi,bütün dünya halklarının yanında,evlatlarını kaybeden Amerikalı anneler,köle Condoleza Rıce’ın hava limanında üzerine sürülen kırmızı boyalı eller, Mıchael Moore’un 9/11 belgeseli de eklenince,”neo con” siyaseti dibe vurdu.
Amerikan halkı,”neo-con”ların maaşlarına zam,işlerine son verdi.
Bu gün,Sayın Barrack Obama yemin ederek görevine başladı.Saatlerce hazırlanan görkemli yemin törenini seyrettim.
Halkın ve siyasilerin katılımları muhteşemdi.
Obama’nın yemininden önce California’lı Gay Cemaatinin duası bana biraz tuhaf geldiyse de Amerika’nın yarısından fazlasını cinsel sapkınlıklar içinde olduğunu bildiğimden olağan karşıladım.
Gene,bizleri gıcık edeni haksız,yersiz “Ermeni soykırımından” bahsetmesi tek kelime ile iğrençti.
Ermenilere asıl kimin soykırım yaptığını, okumak,öğrenmek isteyen herkes,Joseph Campbell’in “Tanrıların Maskeleri-Batı Mitolojisi” kitabının Haç’ın doğuşu bölümüne bir göz atsın.
10. ve 11.yy.da bölgeye gelen Türklerin de Ermenileri nasıl kurtardıklarını,bu yüzden bir çok Ermeni’nin Türkçe konuşup,şairlerinin bile eserlerini Türkçe verdiğini de kaynak bulamazsa, Osmanlı kaynakları,benim de gariban bir ”Osmanlı,Ermeni ve Özür” başlıklı yazımdan yararlanabilirler.
İslam ülkelerine yaptığı çağrıyı olumlu buldum.”saygıya dayalı” ilişkiler kulağa hoş geliyor.Ne yazık ki 50 yıldır,”Ermeni Soykırımı” mazeretleri ile her yıl Türkiye’nin Amerika’ya resmen haraç ödemek zorunda bırakılması, bu haksız ve adaletsiz siyasetin sürdürülmesi,Obama tarafından da dile getirilmesi, ”saygıya dayalı işbirliklerinin” de profilini çizmektedir.
İsrail’in elinde bulunan nükleer silahların bir çok Avrupa devletinin bile elinde olmaması,25 gün süren Filistin katliamının,Sayın Obama’nın yemin törenine “24 saat kala” kesilmesi asla dikkatimizden kaçmış bir olay değildir.
“Tanrının bana vaat ettiği Ortadoğu-Nil-Fırat arası toprakları alacağım" diyen "IRKÇI" bir kavim nasıl olur da bu kadar güçlendirilir?
Nasıl olur da bu kavimin yaptığı insanlık dışı kıyımlara müsaade edilir?
Nasıl olur da bu kadar çok nükleer başlıklı silaha sahip olması engellenmez de İran’ın tenekeden bir atom bombası yapma olasılığına karşı bir nükleer santral kurulmasına izin verilmez?
Ya da Türkiye’nin vs vs ?
Sayın Obama’nın “saygıya dayalı ilişkiler” teklifinin gerçekleşebilmesi için,büyük devletlerin siyasetlerini değiştirmesi gerekmektedir.
Değişiklikler şöyle olmalıdır;
1-Ortadoğu halkları,”düşman gruplara bölünerek” birbirlerini kırmak zorunda bırakılmaktan bıkmışlardır.Bu bölünmelerin yarattığı kardeş düşmanlıklarını kökleştiren sömürgeci batı siyaseti,sadece “batıya” kazandırmaktadır.Yani ABD ve AB’ye.
2-“We’re the World,We’re the children of the world” ve “İnsan Hakları” felsefeleri doğruysa, bizler de bu dünyanın parçası ve çocuklarıyız,bizler de insanız.Sosyal yaşamımızın iyileştirilmesi, sağlık, ekonomik,eğitim haklarımızın “dayatma,sınırlandırılmış” sistemler olmamasını istiyoruz.
Sami olmayan toplumlara dayatılan ilkelliğe bir son verilmelidir.
Üniversitelerimizin,sanayicilerimizin,sanatçılarımızın daha çok üretmeleri için ortamın sağlanmasını,sokaklarımızda aç,sefil insanların dolaşmamasını, cehaletin, ilkelliğin teşvik edilmemesini istiyoruz.Bu dünya hepimize yeter.
3-Amerika ve Avrupa “, siz yemeseniz de olur,bizim midemiz daha geniş” diyen,güçlü,zorba bir dünya kardeşi olmamalıdır.
4-Her türlü terör örgütünün büyük devletlerce desteklenerek ,cennet dünyamızın kan gölüne dönmesinin,gözü yaşlı annelerin,eşlerin bebeklerin feryatlarının kesilmesini istiyoruz.
5-Bütün dünyaya başka bir gezegenden köleci kavimlerin saldırısı varmışçasına,tüm dünyanın, karşılıklı saygı,işbirliği içinde ilişkiler kurmasını,bunları geliştirecek eylemlerin gerçekleştiril-mesini, nükleer silahlanmanın son bulmasını,tabiatın üzerindeki kontrolsüz sanayi tehdidinin kaldırılmasını istiyoruz.
6-Köktendinci Yahudi-Hıristiyan Neo-Conservativism ile her türlü mistik inanca,ırk ayrımına dayalı siyasetlerin terk edilip,ulusların kardeşliği ilkelerinin oluşturulmasını umuyoruz.
İşte o zaman Tanrı’nın dünyasında “gerçek din,gerçek adalet “ yerini bulacaktır.O zaman her türlü soruya en uygun cevap verilecektir.Kurt ile kuzu yanyana otlayacaktır. Yeryüzü, fesatlıktan yüreği kara kurum bağlamış siyasetçi ve iş adamlarından kurtulacaktır.Bunların içinde iyileri de var.
Henüz,siyahların her yerde “özgür “gezemediği bir Amerika’da,”neo-con”ların yarattığı tepkiyi yumuşatmak muhalif,dünya ve Amerikan halklarının “gazını almak” için” seçilmiş bir Amerikalı Köle Başkan’ın bunları gerçekleştirmesi elbette bizim de umduğumuz bir beklenti değil.Mesajımız zaten ilgilisinedir.
İnsan Hakları ve Cumhuriyetler çağını başlatan Amerika,dünya halkları üzerindeki Avrupa Emperyalizminin etkisini kırdıktan sonra,bu kavramları ,bu gün dünya devletlerinde “kardeş kavgaları” yaratmak,onların gücünü tüketmek için kullanmaktadır.
Türkiye,Ortadoğu ve diğer dünya halklarının yeryüzünde başka bir halka gerçekte bir düşmanlığı yoktur.Düşmanlık,insanlara daima en kötüyü verip,en kötünün iyisine razı edilen güçsüzlerin ızdıraplarından, acılarından,lanetlerinden doğmaktadır.
Dünyaya hükmedenlerin en büyük sorumluluğu “adalet ilkesinden” olmalıdır.Eğer hakim kalmak,hüküm sürmek isteyen varsa?
Bu yüzden,eski Türk bilgini İmam Gazali’nin güzel bir sözü ile yazıma son vereceğim;
“İnsanlar dinsiz yaşayabilirler ama Adaletsiz Asla!!!”
Justıce before everything.
Bunlar bir yana,"dünya siyaset sahnesine hoş geldin Sayın Köle Kral."
Keykubat
Resmin altındaki alıntı Yemin Töreni Konuşması için;
http://www.timesonline.co.uk/tol/news/world/us_and_americas/us_elections/article5556296.ece
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.