Sayfalar

21 Ekim 2008 Salı

DEVLET APAÇIK İHANET İÇİNDEDİR.

DEVLET APAÇIK İHANET İÇİNDEDİR.

E-mail postama gelen mesajların arasından ilginizi çekeceğini düşündüğüm birini beğeneceğinizi düşünerek sayfama ekledim.
111 yıl önce Yunanis'tan'ın ayrılması için yürütülen propagandalar bu gün de "Kürtçülük ve Kürdistan" kurulması için aynen yürütülmektedir.Kıbrıs konusu ise halen Yunanistan lehine sürdürülmektedir.
Günlük olayları takip edenlerin hiç de yadırgamayacağı görüntüler bunlar.

Kenan Evren'in ülkemizi sekize bölen haritası.

Bana sorarsanız,bu günün ihanet kadrosu o günden daha da fazla ve bilgilidir.İyi kötü padişah edilmiş ama en azından kendini sorumlu hisseden insanlar o zamanın avantajıdır ama bu gün,tarihte "Kürtleri ve Ermenileri dışladık" diyen bir Padişahımız yoktu.

Aralarındaki tek fark budur.Hainler tümüyle iktidardadır.
Türk Milleti "Güdüleceksiniz" demektedirler.
O padişahlar hiç olmazsa yukarıdaki gibi Amerika'dan emir alıp ülkenin gençlerini kıymadılar, devleti bölen haritalara,imza atmadılar.


O Padişahlar,"Müslüman soykırımını" emreden Papa 10.İnnocenzio'nun heykeli altında devletin Avrupa'ya satışını imzalamadılar.

O padişahlar İngiliz devletine "Bağlılık Nişanları" (Kutsal Haç Nişanı) takıp böylesine mutlu olmadılar.16 yaşında çocuklarına şirketler kurmadılar.
Böyle şeyler de söylemediler;

"Alman Der Spiegel dergisine konuşan Gül,Türkiye'de geçmişte birçok Kürt'ün etnik kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğradığını söyledi. Alman Der Spiegel dergisine konuşan Gül, "Kürtlerin kültürel hakları güçlendirildi" dedi."

Onlar böyle ihanetleri yanlarında barındırmadılar.
Başbakan'ın görüşmem dediğinle yardımcısı rakı sofralarında yeni devlet kurmak için,devletin parası ve koruması altında planlar tasarlar yapıyorlar.
O Padişahlar için böyle iddiaları birlikte çalıştıkları insanlar hiç yapmadılar.

Bahçeli'nin müthiş Apo iddiası!;
Kaygılarımız ve beklentilerimiz şunlardır;

1- Irak'ın Kuzey'inde oluşan fedaral yapının, bu zorlama yapının yöneticileri ile görüşmeleri bunların güçlerini artıratacaktır

2- Irak'a yapılan kürsel müdahale önce Türkiye'nin üzerinde durduğu kırmızı çizgiler konusundaki kararlılık gevşeyecektir

3- Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulması ve üçe bölünmesi için belirlenen strateji, Türkiye yeni bir türbülansa itecektir.

4-Bu süreç İmralı'daki Öcalan'ın affına kadar gidecek, gelişmeler Türkiye'nin üniter yapısı sorgulanmasına neden olacaktır.

5- Aşiret reisinin Türkmenlere karşı olan niyetlerinin gerçekleşkmesine zemin hazırlayacaktır.

6- Iraklı peşmerge temsilcisi, istediğini alana kadar PKK'yı kandilde tutacak ve masaya oturana kadar örgüte olan desteğini sürdürecektir.

Başbakan'ın sicili lekelidir: Erdoğan'ın yapacağı şey milliyetçilere saldırmayı bırakıp, terör konusunda namuslu bir vicdan muhasebesi yapmaktır.

Başbakan'ın lekeli sicilini buradan sıralamak gerekmektedir: Alt-üst kimliği oluşturan, PKK'nın siyasi taleplerini demokrasi kılıfı içinde şirin gösteren, etnik bölücülere vadeli çözüm önerisi önü süren ve Türkiye'nin bölünme senaryolarını takip eden bizzat Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı olmuştur.

Hükümetin, Irak'ın Kuzey'inden kaynaklanan terör konusundaki acziyeti de işte bu lekeli geçmişine aittir.

AKP yaşanılanlardan ders almamıştır: Son iki hafta içinde yaşanılan gelişmeler, AKP'nin bugüne kadar yaşanılanlardan ders almadığını ortaya koymuştur. Baştan beri girdiği karanlık yolda; "ezber bozuyorum, tabuları yıkıyorum, dostluk çemberi" oluşturuyorum adı altında sürdürdüğü yanlış politikalar bugün hezimet olarak karşımıza çıkmaktadır.

Stratejik derinliği gireceğiz diye çıkılan yolda, bizi meçhul bir yola sürüklemektedir.

Hükümet, terörle mücadelede imtina etmektedir.

Cumhurbaşkan'ı Gül'e terör eleştirisi: Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı tarafından, yabancı bir dergiye verilen mülakat, "Kürtlere geçmişte ayrımcılık yaptığını söylemesi" asla kabul edilen bir yaklaşım değildir.

Biz Cumhurbaşkanı'nından geçmişten şikayet etmek yerine alt katta sergilenen bölücü propagandanın yapıldığı haritaya müdahale etmesini beklerdik.

Erdoğan'a milliyetçilik dersi: Başbakan'ın bir taraftan MHP'ye yaptığı saldırılarla öfke tazelerken diğer taraftan milliyetçi gibi davranması bu konudaki açmazını göstermektedir.

Sizin tabela diye bahsettiğiniz "üç hilal", Türk'ün şanlı geçmişini göstermektedir.

Aziz hatıralarında Adriyatik'ten Çin'e yaşanmış muhteşem destanların göstergesidir. Bugün ise kutlu bir sancaktır. Ancak hak edenin elinde değer kazanır. Bunlardan Başbakan'ın anlam çıkarmasını beklemek nafile bir çaba olacaktır.

Milliyetçi Hareket, kimsenin etnik kökeniyle dini ve mezhebiyle ilgilenmeyen, bunları sorgulamayan; millet olgusuna birlikte vücut veren herkesi kuçaklayan bir milliyetçilik anlayışının sahibidir.

Erdoğan'ın Güneydoğu raporu: 1991 yılındaki Güneydoğu raporunun altında bir isim vardır o da Refah partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başbakan'a şimdi soruyorum bu raporun size ait olmadığını söyleyebiliyor musunuz.

Silahlı ve bombalı bir güce karşı devletinde bu yöntemlerle cevap vermesi doğaldır. Silahlı kuvvetlerini, emniyet güçlerini teröristin üstüne sürmektir.
"http://www.internethaber.com/images/news/69916.jpg"
.........................

Son olarak,Türklük,aymaz vatandaşların da destekleri ile tarihe gömülmek üzeredir.Bu defa gelen darbe en güçlüsü olacaktır.

Keykubat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.