Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

SINIR ÖTESİ İKİLEMİ

SINIRÖTESİNE İŞBİRLİĞİ TEKLİFİ GELİRKEN HÜKÜMET VAZ GEÇİYOR

Düne kadar ülkemize yönelik her türlü terör ve kaçakçılık olaylarının destekçisi,yıllarca Apo'nun hamiliğini yapan suriye Ülkemizin geçmiş hükümetlerinin başarılı çalışmaları ile töerörist ilan edilmişti.
Hafız Esad'ın ölümü ile babasının iktidar koltuğuna oturan ve İngiliz sarayından evli Beşer Esad artık ülkesinin de Irak gibi hedef oılduğunu anlayınca "Kader birliği için son yıllarda ülkemize yaptığı ziyaretlerle herkesçe tanınan bir sima haline geldi.
Son günlerde 8 gün içinde 25 vatandaşımızın şehit edilmesi olaylarının ardından başlayan halkın tepkisi hükümeti yıllardır göz erdı ettiği terör konusunda zorunlu tepkiye itince ziyaretler başladı.
ESAD: "TERÖRÜN KAYNAĞI İŞGAL KUVVETLERİ"
Suriye Devlet başkanı Beşar Esad,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bugün bir araya geldi. Esad yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin aldığı tüm kararları destekliyoruz. Terörün kaynağı işgal kuvvetleri var" dedi. Esad ayrıca PKK'ya karşı Türkiye'yle birlikte hareket etmek istediklerini söyledi.
Aynı teklif uzun zamandır İran tarafından yapılmaya devam edilirken bizim destek vermemizi beklemeden de vurmaya devam ediyor.İran daha dün yine operasyonlarını sürdürdü.Yalnız bizden nedense "ÇIT" yok.
AKP'DE BÖLÜNME VE PKK YANDAŞLARININ ÇALIŞMALARI
Sayın Esad'ın bu isteği ülkemiz için çok olumlu bir istek olmasına rağmen,PKK oylarıyla iktidar koltuğuna kurulan hükümet de kendi içinde
AKP Diyarbakır Milletvekilleri İhsan Arslan ve Kutbettin Arzu'nun tezkere karşıtı çıkışlarının ardından, Ulusal Kanal'a konuşan AKP Adıyaman Milletvekili Fehmi Hüsrev Kutlu, AKP milletvekillerinin bir çoğunda endişe olduğunu söylemeleri ile bölünme yaşamaya başladı. AKP Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman da endişelerinin, Türk askerinin ABD ve Kürt unsurlarla karşı karşıya gelmek olduğunu söylemiş ve gelişen diğer olaylar;
I
rak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi "Bu, hassas bir konu. Teröristlerin Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden bu saldırıları devam ettiği sürece, Türkiye'nin teröristlerin izini sürme konusunda meşru hakkı var aslında. Ama öncelikle Irak hükümetine sınır ötesi terörist faaliyetleri sona erdirmesi için fırsat verilmeli. Bu, özellikle bir Irak meselesi. Çünkü eylemler Irak'tan yapılıyor. Mutabakat muhtırası imzaladık. Önce bunun uygulanması lazım." açıklamasının ardından;
Irak C.Başkanaı Talabani, "Arkadaşımız Erdoğan'ın sağduyusunun ağır basmasını ve operasyonu olmamasını umuyoruz." dedi. Talabani, soruna barışçıl bir çözüm bulmak istediklerini ifade ederek, "Türk yetkililerle işbirliği yapmaya hazırız. Bu yüzden ABD-Türkiye-Irak arasında oluşturulan komiteyi aktif hale getirdik." şeklinde konuşunca hem "arkadaşlık" vurgusu ile de şişen Başbakanımız,belki önceden böyle bir tepkiye karşı planlı olması muhtemel bu gaz alma operasyonlarının gelmesi hükümeti tekrar eski çizgisine girmiş ve doğuda desteği kaybetmek istemediğinden birden bire aşağıdaki gibi "U" dönüşü yapıvermiştir..
İşte o açıklamalar;
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’ye “Türkiye’ye sızmalar önlenirse, sınır ötesi düzenlenmez” mesajı verilivermiştir.Haşimi, bu mesajı Talabani ve Barzani’ye ileteceğini belirterek Ankara’dan ayrıldı. Ayrılırken “istediğimi aldım. Yeni bir atmosfer var” diyerek görüşmenin gerçek boyutunu da göstermiş oldu.Ve;
C.Başkanı Syn.A.GÜL de "Ağanın pokunun üstüne pok olmaz" tabirinden,"Umarım sınır ötesi operasyona gerek kalmaz" diyerek "U" dönüşünü sürdürdü.
Kimse ne askeri operasyon ne bir insanın burnunun kanamasını istemez.Ancak koskoca bir milletin de şamar oğlanına çevrilmesi ise hazmedilecek bir olay değildir.kamu oyunu hükümeti dikkatle eleştirmeye ve takip etmeye çağırıyorum.
Bu vaz geçmenin bir nedeni de Syn Doğu Perinçek'in açıkladığı "K.Iraktaki Albayrak Sermayesi içindeki menfaatlerini korumak" korkusundan olmasın.?
OPERASYON NASIL OLMALI?
Bütün bunları derken gereksiz asker harcayacak operasyonlara,sonuç vermeyen dağ bayır bombalamalarına da karşıyım.
Geçmişte böyle çok olaylar oldu.Bir bombanın maliyeti bir memur maaşına eşit.Bir helikopter dakikada 300 tane atıyor.Varın maliyeti siz hesap edin.Artı her askerin atacağı mermi (1.mermi 1YTL,dakikada bir makineli tüfek 1500-3000 arası atıyor),el bombaları,roketler,tanklar,toplar , 50.000 askerin o bölgede iaşeleri,giyimleri,sağlık harcamaları bunlar başlıbaşına bir ekonomi meselesidir.Maliyet trilyonlara ve bir çok canların boşuna harcanmasına kadar varır.
Milletin kanı üstünden ekmek yiyenlere de çanak tutulmamalı.Halkımız bu konuda uyanık olmalıdır.
Gereksiz ve boş eyleme herkes karşı çıkmalıdır.
Bu nedenle özellikle yapılacak harekatın sinek kovalamak değil "Barzani-Talabani" sülalesinin 200 yıllık düşmanlıklarını bitirecek türden olması gerekmektedir.
Aksi operasyonlar "Sen beni tokatladın ben de seni" gibi olacaktır.Bu tür boş işler hem ülkemize olan güveni hem de halkımızın devlete olan güvenini kaybetmesine sebep olur.
Karşımıza kim çıkarsa çıksın yapılacak opersayon bu yönde olmalıdır.Genel Kurmay'dan yapılan bu yöndeki açıklamaları da tamamen destekliyorum.
Diğer taraftan;
Başbakan Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Birçok ülkede yönetimler, vatandaşları olan bir avuç Ermeni'ye karşı politik jest yapma adına Türkiye'nin bütün itiraz ve tezlerini göz ardı ederek soykırımı tanıma kararı aldılar" Bunun pratikte bir değeri olmadığını ifade eden Erdoğan, "Geçmişimize güveniyoruz. Ancak kimse Türkiye'yi zan altında bırakacak, siyasi ve hukuki açıdan köşeye sıkıştıracak yalanlara, iftiralara pabuç bırakılmasını beklemesin" demesi,ve "Türkler 2 gün söylenir 3. gün bunu unutur, gibi yaklaşımlarla bu kararların alınmasının haklı hiçbir tarafı bulunamaz. Bu adap çizgilerini de aşmaktadır" şeklindeki açıklamalarını beğenmemin yanında,ciddi uygulama ve yaptırımlarla desteklenmedikleri sürece de sadece "Kamu oyunu" kazanmak türünden bir hamaset olduğuna da inanmaya devam edeceğim.
HÜKÜMET KÜRDİSTAN FİKRİNE ALIŞTI MI?
Ayrıca Barzani'nin 28.02.2007'de "İran ve Türkiye, Kürtlerin bağımsız bir devlete sahip olma hakkı olduğu fikrine alışmalı'' isteğinin artık hükümetçe kabul görmüş olduğunu da görüyoruz.
Aslında Fransızlar deneyimlerle bunu gösterdikleri için haklılar.Kendi bindiği dalı kesen insan hikayeleri ile meşhur kaç devlet var ki?
Saygılarımla.
Keykubat

17.10.2007


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.