Sayfalar

3 Ağustos 2008 Pazar

KAPATMA DAVASI VE SEBEPLERİ

KAPATMA DAVASI VE SEBEPLERİ

Dış Sebepleri:

11.Eylül 2001’den beri ABD’nin uygulamaya koyduğu B.O.P ve Kuzey Afrika projeleri artık,bölge ülkelerinde ABD sempatisi yaratacak ekonomik uygulamaların yerini “fatura ödeme” aşamasına getirmiştir.Hükümet için asıl korku burada yatmaktadır ya ama nasıl olacak?

ABD’den yayılan ekonomik krizin getireceği faturalar,bu baharda ABD ve Koalisyon güçlerinin İran’a yapmaları beklenen askeri operasyonda ve Afganistan’da Taliban direnişçilerine karşı Türkiye’den istenen askeri,siyasi ekonomik destek istenecektir.

ABD'nin Yakın Doğu bölgesinden sorumlu Merkez Komutanlığı'nın (Centcom) Komutanı Oramiral William Fallon,un görevinden istifa ettirildiği haberleri de dış ve iç basında tartışma konusudur.Bu da bu operasyonun ciddiyetini göstermektedir.


Olayın ciddiyeti nedeniyle bu konuda beklenen dış zorlamalara direnmek kolay olmayacaktır.Getireceği riskler de her hükümetin sonunu getireceği gibi devletin de sonunu getirecek türdendir.

”İran vurulursa B.O.P Projesinde Türkiye’nin EŞ BAŞKANLIĞI’na gerek kalır mı” şüphesi de yüreklerde yer etmektedir.

İran ve Türkiye’nin Müslüman olmaları,11.Eylül 2001’de G.W.BUSH’un ikiz Kule operasyonu ardından “CRUSADE-Haçlı Seferi” açması,İslam dünyasının bu güçlü iki ülkesinin birleşme korkusunun Türkiye’ye B.O.P’ta bir eş başkanlık önerisini sağladığını düşünüyorum.

İran işgal edilirse Türkiye’nin projede görevi sona erer.

Almanya Başbakanı Angela Merkel bile yeni seçildiği zaman G.W.BUSH ile yaptığı görüşme sonrası geldiği ülkemizde “ABD ve Avrupa, sizin Müslüman komşunuz İran’ı işgal etmek istiyor” uyarısında da bulunmuştu.

Bunu da ABD’nin bölgede çok güçlenmesini Almanya dahil bir çok Avrupa ülkesinin de engelleme isteği olarak yorumlamak da tamamen yanlış olmaz.

BUSH VE R.T.E MARKSİST SEVMEZLER.

Terör örgütünün ABD tarafından düşman ilan edilmesinin ardında da bu gerçeği aramak yanlış olmayacaktır.

Çünkü G.W.BUSH Tanrı’dan vahiy yolu ile emir aldığını söyleyecek kadar dindardır.

Son Irak kara operasyonunda “Dış Müdahele” gölgesi ve muhalefet partilerinin iktidar ve orduyu suçlamaları ayrı bir krizide yaratmış,”hükümetin “ABD’nin memuru görüntüsünü de perçinlemiştir.

Son iç askeri operasyonların çoğunlukla “Tunceli” ve cıvarı merkezli yoğunlaşması da,terör örgütünü çökertmekten çok, Marksistlerin tasfiye edilip örgütün “İslam Kürdistan’cılarına” teslimine yarayacak şüpheleri de oluşturmuştur.

Bu eylemlerin “Feodal Kürt yapılanmasının” desteklenmesine yönelik bir eğri çizmesi ve AKP’nin “Kara Operasyonu ile terör örgütü kaynaklı oylarının tehlikeye girmesi ve bu bölgeden gelen belediye seçimlerinde “hezimet” beklentisine sokmuştur.Çünkü G.W.BUSH ve RTE Marksist sevmezler.

KÜRT OYLARI TEHLİKEDE

Çünkü malum örgütün Tv kanalı sık sık kendi şehitlerinin cenaze törenlerini yayınlamakta ve hükümeti de ABD’yi de kendilerini satmakla suçlaması,ABD’ci hükümet “Kürdistan’cı oyları” tehlikeye atmıştır.

Bu da hükümetin çaktırmadan çekilme stratejisini zorunlu hale getirmiştir.

İktidar partisi “güçlü iken çekilmek” ve gerekçelerini de “Mağdur” imajı yaratacak şekilde oluşturarak bu krizi az kayıpla geçiştirmek istemektedir.

AKP’nin oy tabanının çoğu “Türbancı oylar” değil,Kürt Oyları’dır.En büyük delili de Rize’li Başbakan’ın Siirt milletvekilliği değilmidir?

ABD işgaline zemin hazırlamak için anarşi hortlatılabilir.


Benim korkum “Dış Güçlerin” sıkıştırması ile AKP gençlik kadrosunun,terör örgütü+yerli El Kaidecilerle de birleşerek ülkemizde yeni ” iç terör” yaratma eylemlerine girerek yönetim boşluğu yaratma beklentisidir.

Bunun ardından da ABD ve Koalisyon güçlerine ülkemizi, “Türkiye’de dindar insanlara zulüm eden zalim diktatör generallere ve yandaşlarına ” karşı yapılacak yeni “Demokrasi Getirme “ operasyonuna açması planıdır. Bu da Irak gibi işgal edilmemiz anlamına gelecektir.

Aşağıda AKP tabanının ve hükümetin kendisini bu günlere getiren icraat ve faaliyetlerini, kendisinin kaç kez uyarıldığını,buna rağmen inadına suç işlediğini göreceksiniz.

Bu mağduriyet,değildir.Yaptıklarının tamamen devletin düzenini “şeriat devletine” dönüştürme faaliyetleri olduğunu,suçlu olduklarını ve tamamen bir “Provakasyon” içinde olduklarını göreceksiniz.

Çünkü onlar,mevcut düzenin yasalarına göre seçilip bağlılık yemini ederek görev aldılar.

Sayın Başbakanın AB ülkeleri liderlerine dediği gibi,”Maç ortasında kural değiştirmek” benzetmesinde olduğu gibi,vekil olmak için yemin etmek,olunca da yemin bozmak kendi dürüstlük anlayışlarına uyan bir şey olmasa gerekir.

İÇ VE DIŞ KAYNAKLI TEPKİLER

Dün kapatılma haberine hükümetten M.Dengir M.FIRAT tepki açıklamasını bitiremeden,Fener Rum Patrikhanesinin avukatı’nın Habertürk Kanalında Yargıtay Başsavcısının yargılanmasını isteyerek,hükümetten fazla tepki vermesine bu gün de İsveç Hükümetinden bir tepki geldi.

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, ''Savcılar her ülkede tuhaf işler yaparlar ama (Türkiye'deki) bu durum astronomik derecede tuhaf'' dedi.

Daha çok ilginç tepkiler görmeye,duymaya devam edeceğiz.Bir ülkenin iktidar partisinin kapatılması tabii ki hoş değil.Ancak hiçbir ülkede de bu kadar açık “yabancı ülkelerin memuri” görüntüsünü veren bir hükümet yoktur.Sömürge ülkeler bile daha onurlu davranıyorlar.

Birileri “sınırlarını aşarsa” onları çizgiye davet edecek güçler olmalıdır ki dünyanın ve devletin düzeni sağlansın.

AKP tüm bunları neden yapsın?

RTE asla değişmemiştir.1961’lerden beri başarıya ulaşamayan Necmettin Erbakan’in Nur İslamı Şeriat Devleti” çabaları sonuç vermeyince,1919’de Sevr anlaşması ile Türklere bırakılan bölgeleri içeren harita içinde bir şeriat devletine razı olan bu zihniyet,”İslam’ı Nurculuk şeriatı ile yaşamak için,11.6.2001'de kuruluşuna karar verdiğinde zaten bu haritaya razı olmuştur inancındayım.

1998 28 Şubat Askeri Muhtırasına neden olan Başbakan Syn Necmettin Erbakan'ın Libya Lideri Muammer Kaddafi ile Libya'da yapılan İslam Ülkeleri veya D-8 toplantısı donrası TBMM'de yaptığı konuşmasında yapılacak İslami devrimi "kanlı mı olacak yoksa kansız mı" sözleriyle tarif etmişti.

Veliahtı olan Syn Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın dsa aşağıda TRT'de yaptığı konuşmasında değişmediğini ve değişmeyeceğini söylemesi,İspanya'dan yaptığı konuşmada "Türban siyasal simge olsa ne olur?" ifadeleri hükümetin ciddi olarak "İslami Şeriat Devleti Kurma " çabaları içinde olduğuna dair açık kanıt değilmidir?

Çünkü bütün olumsuzluklara,komşularımızın ve kendi askerimizin katline hükümetçe seyirci kalınmasını,terör şehitlerince Başbakanca “Kelle”,Apo’ya “Sayın”lar,öldürülen askerlere rağmen terör örgütüne takip emirlerinin verilmemesi,bütün dünyanın haberdar edilmesiyle yapılan,ABD-AB-İsrail’i zengin edecek operasyonlar gibi eylemler başka ne düşündürebilir ki?Devletin mahkemeleri bu güne kadar açmadıysa bilin ki geç kalmışlardır.Ya da ülke zarar görmesin belki bir şeyler değişir beklentisi ile yapmamışlardır.Bir ay önce uyarmaları,basına bu uyarıları sızdırmaları iyi niyet değilmidir?

Biz yine de uyaralım!


ŞİMDİ DE SAYIN HÜKÜMET ÜYELERİNİN MİLLETVEKİLİ OLMAK VE MİLLETVEKİLİ MAZBATALARINI ALMAK İÇİN ETTİKLERİ YEMİNİ HATIRLAYALIM.

ANDİÇME”

Milletvekilleri görevlerine başlarken aşağıdaki şekilde and içerler:

"Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya bağlılıktan ayrılmayacağıma; namusum ve şerefim üzerine and içerim."

Okuduğunuz gibi ettikleri yeminle yaptıkları arasında bir bağlantı yok.Değil %80 100/100 de oy alsalar yemine bağlı oldukları için devletin kılına bile dokunamazlar.Öyle olması gerekir

Keykubat-16.03.2008

AKP’nin Kuruluşu ve Türban İcraatları:

Basından;

55 vekil ile 2001'de kuruldu

22 Haziran 2001'de Fazilet Partisi'nin resmen kapatılmasının ardından yeni bir siyasi oluşum başlatan "Yenilikçiler", 14 Ağustos 2001'de, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) kurdu. TBMM'de 55 milletvekili ile temsil edilen partinin ilk Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. TC tarihinde kurulan 193'üncü parti olan AKP, 2003 seçimlerini kazanarak 58. hükümeti kurdu. Abdullah Gül Başbakanlığında kurulan hükümet, yenilenen Siirt seçimlerinde Erdoğan'ın Meclis'e gelmesi üzerine istifa etti. 59. Hükümet ve 60. Hükümet Erdoğan tarafından kuruldu. 59. Hükümet 368, 60. Hükümet ise 340 milletvekili ile kuruldu.


TÜRBAN AÇIKLAMALARI

İstanbul Milletvekili Egemen Bağış'ın, türbanın kamusal alanda da serbest olması gerektiğini savunduğu röportajı.
AKP'li Cüneyd Zapsu'nun "Türbanı çıkar demekle, donunu çıkar demek aynı" şeklindeki açıklamaları.
AKP'li Hüsnü Tuna ve Fatma Şahin'in "türbanın kamuda da serbest olması gerektiğini" savundukları açıklamaları.
AKP Trabzon milletvekili Asım Aykan'ın, 200n yılında Türk Standartları Enstitüsü'ne başvurarak türbanın tanımı ve boyutlarıyla ilgili bir standart belirlenmesini istediği yazısı.
Bülent Arınç'ın TBMM Başkanı iken yaptığı, "TSE olmazsa, YÖK o zaman 5 tane türban modeli oluştursun. İsteyen öğrenciler bu modellerden birini kullanarak eğitimlerini sürdürsünler" açıklaması.

Kaynak-http://by120w.bay120.mail.live.com/mail/ReadMessageLight.aspx?FolderID=00000000-0000-0000-0000-00000000001&InboxSortAscending=False&InboxSortBy=Date&ReadMessageId=e70f54d3-6c1c-4e29-ab45-7d0f40465c7b&n=1342000788


Başbakan Erdoğan, “5 yıl başörtüsü konusunda hep sabır dedik. Şimdi böyle adım atıldı, parlamentoda destek yüzde 80’i aştı, toplumsal destek yüzde 73. Bunu bir kenara koyamayız” dedi…

Başörtüsünün yasak olmaktan çıkması konusunda farklı tartışmalar var. Bir bölümü olumlu bakarken, ’arkası gelecek’ kaygıları var Bunu zaten yasalar düzenlemiş. Şu anda yasalarda bunların nereye oturduğu belli. Ben olayı sadece kamu olarak görmüyorum, kamu olarak görüyorum, özel sektör olarak görüyorum. Kurumsal mutabakatı yüzde 100 bekleyenler bir defa bir yanlışın içindeler. Yani hiç bir zaman ’mutabakat yüzde yüz olur’ diye söyleyemezsiniz.

Kaynak-“http://www.gizlitarih.com/index.php/2008/02/18/turban-icin-hep-sabir-dedik/”

İddianamede Başbakan Erdoğan’ın 61 konuşmasında laiklik ilkesine aykırı ifadeler kullandığı suçlaması yöneltildi.


Erdoğan’ın, 1994 yılında RP İstanbul İl Başkanı’yken söylediği "Ben İstanbul’un imamıyım. Elhamdülillah şeriatçıyım. Yılbaşına karşıyım. Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, yahu bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek" sözleri de iddianameye girdi.

Eski demeçlerin iddianameye girmesinin gerekçesi ise Başbakan’ın Haziran 2006’da TRT’de yaptığı bir konuşmaya dayandırıldı. Erdoğan’ın, TRT’deki konuşmasında, "Siyasete girerken farklı, siyasetten sonra farklı bir yaşam tarzı mı uygulayacağım, halkımı mı aldatacağım? Dün neysem, bugün de oyum. Değişemem, değişmedim" dediği anımsatıldı.

-İslam ile laikliği yan yana tanım olarak getirmek yanlış, kişiler laik olmaz...
-Ben insan olarak laik değilim, devlet laiktir. Buna mükabil laik düzeni kurmakla yükümlüyüm.
-Kuran kurslarında yaş sınırı konulmasına karşıyım. Ben de 7 yaşında Kuran kursuna gittim...
-Başörtülüyü devlet okuluna sokmuyorsun bari bırak özelde okusun.
-Ağlayan yavrular onları affetmeyecektir (türban için) Bu konuda toplumsal mutabakat var ama kurumsal mutabakat yok.
-Benim kızlarım ABD’de okuyor. Burada o özgürlük anlayışı var ama ülkemde yok. Ben bu acıya sadece ülkemde toplumsal gerilim olmasın diye katlanıyorum.
-(Türban konusunda) Sabırlı olun. Sağlıklı bir doğum 9 ay 10 günde olur.
-Mahkemenin (türban konusunda) söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır.
-Velev ki türbanın bir siyasi simge olarak takıldığını düşünün...
-Katili affetme yetkisi yok. Aslında maktülün varislerine aittir öyle olması lazım.
Kaynak:http://content.hurriyet.com.tr/?path=/gundem/8468733.asp&y=41

ÜLKE ÇAPINDA,TÜRBAN OLAYLARINDAN BİR DİZİ

Basından;

TÜRBAN EYLEMİ


Beyazıt "ta türban eylemi

Beyazıt "taki tarihi İstanbul Üniversitesi "nin kapısı önünde üniversitelileler türban eylemi yaptı. "Türbana özgürlük" diye slogan atan türbanlı öğrenciler, kendilerini içeri almayan rektörler hakkında suç duyurularında bulundu. Bu eyleme rağmen türbanla okullara girilmesine izin verilmedi. Bu arada, çeşitli üniversitelerde de benzer eylemler düzenlendi.

2008-03-01 Yeni Çağ

Çukurova Üniversitesi"nde Türban Dönemi


Üniversitelere türban serbestisi getiren Anayasa değişikliği henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı, ancak Kocaeli ve Çukurova üniversitelerine bugün bazı öğrenciler türbanla girdi.

Üniversitelere türban serbestisi getiren Anayasa değişikliği henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı, ancak Kocaeli ve Çukurova üniversitelerine bugün bazı öğrenciler türbanla girdi.

Çukurova Üniversitesi `nde de bu sabah türbanlı öğrenciler dersliklere girdi. Dersliğe giren türbanlı bir öğrenci, fotoğrafı çekilince kendisini gizleyip `Ben üniversite öğrencisi değilim, ziyarete geldim` dedi.

Üniversitede türbanla dersliklere rahatlıkla girip çıkan öğrenciler herhangi bir müdahale ile karşılaşmadı.

2008-02-11 www.adanamedya.com

TÜRBAN ÜNİVERSİTEYE GİRDİ

Kampuste türbanlı okey!

Taner ORAL Kamera: Ali TOYDEMİR KONYA DHA )

KONYA `da Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampusu `nda türban sorunu yaşanmıyor. Rektörlüğün, türbanlı öğrencilerin derslere alınmasına izin vermesinin ardından türbanlı öğrenciler kampusta ve dersliklerde türbanlarını çıkartmıyor. Bazı türbanlı öğrencilerin, arkadaşlarıyla kampusta bulunan kafeteryalarda, ders aralarında okey oyunu oynadıkları görüldü.


Toplam 85 bin öğrencisi bulunan Selçuk Üniversitesi `nin merkez kampusu olan Alaaddin Keykubat Kampusu `nda türbanlı öğrenciler herhangi bir sıkıntı yaşamadan derslerini takip edebiliyor. Öğrenciler, türbanlı ve türban takmayanlar arasında herhangi bir sorun yaşanmadığını söyledi. Türbanlı öğrenciler, "Tüm arkadaşlarımız bizlere destek veriyor. Bu uygulamadan çok memnunuz. Herhangi bir problem yok." dedi. Türbanlı öğrenciler, kampusta ve dersliklerde türbanlarını çıkartmıyor. Bazı türbanlı öğrencilerin türbansız öğrencilerle samimi şekilde kampusta dolaştıkları, türbanlı öğrencilerin kafelerde okey oyunu oynadıkları görüldü.

Bölgede Aksaray Üniversitesi ve Karaman `da bulunan Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi `nde ise röktörlük kararları gereği türbanlı öğrenciler derslere alınmıyor. Bu üniversitelerde türbanlı öğrenciler ya peruk takıyor ya da türbanlarını çıkarıyor.

2008-02-11 TV8

Mankenli, tekbirli açılış

KONYA DHA

Konya `da bir mağazanın açılışında önce bereket duası okunup tekbir getirildi, sonra da mini etekli mankenler tanıtım yaptı. Kule Site Alışveriş Merkezi `ndeki Tefal Mağazası `nın açılışında, kurdele kesilmeden önce Konya Aziziye Cami İmamı Hasan Yalçın bereket duası okudu. Duaya mağaza yetkilileri ile açılışa katılan vatandaşlar ellerini açarak eşlik etti. Daha sonra hep birliktte tekbir getirilerek kurdele kesildi. Mini etekli mankenler Gizem Özdilli ve Arzu Pavlova tanıtım yaptı.

2004-10-06 Milliyet

Konya Dedeman`da kadınlara özel havuz

Konya DHA

Dedeman Otelleri `nin Eylül 2006`da açılacak yeni halkası 5 yıldızlı `Hotel Dedeman Konya `da, ilk kez sadece kadınların yararlanabileceği kapalı havuz, fitness - center , sauna ve hamam da yer alacak. Dedeman Otelleri Pazarlama İletişimleri Müdürü Arzu Kızılkan, diğer otellerinde böyle bir uygulama bulunmadığını, ancak Konya `da gerek duyduklarını söyledi. Orta Anadolu `nun en büyük kongre merkezli şehir oteli olacak Hotel Dedeman Konya `nın, kent turizmine önemli katkı sağlayacağı belirtildi.

Kadınlar ayrı masada

ÖZLEM DOĞAN Konya DHA

TBMM Başkanı Bülent Arınç ve eşi Münevver Arınç , dün Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek `in daveti üzerine petrol şirketi sahibi Ahmet Yılmaz `ın oğlu Rahim Yılmaz`la Hatice İnanç `ın düğününe katıldı.

Bir akaryakıt istasyonunda bulunan dinlenme tesisinde gerçekleştirilen törende Arınç , Başkan Akyürek , Vali Atilla Osmançelebioğlu , AKP Konya milletvekilleri Hasan Angı ve Kerim Özkul `la birlikte yemek yedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç `ın eşi Münevver Arınç ise düğün yemeğini kadınların bulunduğu bölümde yedi.

2006-06-05 Milliyet
07 Şubat 2008 Perşembe 11:42
AK Parti 25 bin 673, başörtüsü tartışmaları ise 19 bin 984 habere konu oldu.

Medya Takip Merkezinin, 2008'in ilk ayında medyaya damgasını vuran olay, kişi ve kurumları kapsayan raporuna göre, Ocak ayı gündeminin ilk sırasında, AK Parti ile haberler, ardından da yüksek öğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi yer aldı.

AK Parti, medyanın Ocak ayında da en çok yer verdiği siyasi parti oldu. Ay boyunca AK Parti, 25 bin 673 haberle medyada yer aldı. AK Parti'yle ilgili haberlerinin yüzde 49'u gazete ve dergilerde, yüzde 27'si internet sitelerinde, yüzde 24'ü ise televizyon kanallarında yer aldı.

İktidar partisinin haberlerine 385 saat süreyle ekranlarda yer verildi
Kaynak-http://www.haberdem.com/news/6642/AKP-ve-Turban-Haberleri-Rekor.html
367 TARTIŞMALARI
Anayasa Mahkemesi son dönemde en çok Çankaya seçim sürecindeki 367 kararıyla tartışıldı. Mahkeme, 22 Temmuz seçimleri öncesi Cumhurbaşkanlığı seçimini 367 milletvekili bulunması gerektiğini belirterek, 9'a 2 oyla iptal etti. İptal kararına 'Evet' diyen üyelerden sadece eski Başkan Tülay Tuğcu emekli oldu. Tuğcu'nun yerine yine Sezer'in atadığı ZehraAyla Perktaş göreve başladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile Sacit Adalı karar karşı çıkan iki üyeydi.
YARGITAY BAŞSAVCISININ AKP’Yİ KAPATMA TALEBİ İDDİANAMESİ.
Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya, AK Parti hakkında "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" iddiasıyla kapatma davası açtı; Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan dahil 71 kişiye de siyaset yasağı istedi..

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkında "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" iddiasıyla kapatma davası açtı. İddianamede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 71 kişi için siyaset yasağı istendi. Türban serbestisi getiren Anayasa değişikliği için, "laiklik karşıtı söylemlerden eyleme geçişin göstergesi" denildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan uzun süredir "kapatma davası" sinyalleri geliyordu. Başsavcı Yalçınkaya, uzun süren çalışma sonunda oluşturulan ancak "ekonomik kriz" endişeleri ve TSK'nın Kuzey Irak operasyonu nedeniyle ertelendiği dillendirilen davayı dün akşam 18.30'da açtı.


Başsavcılığın iddianamesi yaklaşık 150 sayfadan oluştu. Ekleriyle birlikte 17 klasörü bulan dava dosyasında, deliller kronolojik sıralamayla yer aldı. AKP'nin ilk iktidar olduğu 2002 Kasım ayından düne kadar geçen zamanı içeren delillerden en önemlisini, üniversitelerde türban serbestisi sağlaması için yapılan anayasa değişikliği oluşturdu. İddianamenin bu bölümünde, iktidardaki bir partinin, Anayasa Mahkemesi ve diğer yargı organlarının kararlarına rağmen siyasi simge haline gelen bir konuda ısrarcı olmasının, o partinin laiklik karşıtı eylemin odağı haline geldiğinin en bariz göstergesi olduğu vurgulandı. İddianamede, anayasa bu değişikliği için "laiklik karşıtı söylemlerden eyleme geçişin göstergesi" denildi.

71 YASAK TALEBİ
İddianamenin sonuç bölümünde, kapatma davasının dayanağı olan ve aralarında Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'ın da bulunduğu 71 kişi için 5 yıl boyunca siyasi yasak istendi. Cumhurbaşkanı görevinden ancak "vatana ihanet"ten dava açılıp mahkûm olması halinde indirilebiliyor. Bu nedenle iddianamede Gül'ün de adının geçmesi tartışma yarattı. Listedekilerin tamamının milletvekili olmadığı, birçok AKP'li belediye başkanı ile

ÖNERİLEN YASAKLILAR LİSTESİ;

İŞTE LİSTEDEN BİR BÖLÜM: Recep Tayyip Erdoğan (Genel Başkan)
GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI: Dengir Mir Mehmet Fırat, Haluk İpek, Mehmet Necati Çetinkaya, Edibe Sözen, Egemen Bağış, Nükhet Hotar Göksel, Hüseyin Tanrıverdi, Şaban Dişli, Şükrü Ayalan, Bülent Gedikli, Reha Denemeç.
GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ: Bekir Bozdağ, Mustafa Elitaş, Nihat Ergün, Nurettin Canikli, Sadullah Ergin. İdris Naim Şahin (Genel Sekreter), Fatma Şahin (Kadın Kolları Başkanı), Hakan Tütüncü (Gençlik Kolları Başkanı), Bülent Arınç (eski TBMM Başkanı, Manisa milletvekili).

ADAVA SÜRECİNİN İŞLEME ŞEKLİ ŞÖYLE OLACAK.

Anayasa Mahkemesi, iddianameyle ilgili ön incelemeyi yaparak kabul edip etmeyeceğine karar verecek.
Eksiklik tespit edilmez ve iddianame kabul edilirse ön savunmasını yapması için iddianame AK Parti'ye gönderilecek.
AK Parti 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek.
Ön savunmanın Anayasa Mahkemesi'ne verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek.
Başsavcılığın esas hakkındaki görüşü AK Parti'ye gönderilecek.
Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Raportör davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayarak raporunu hazırlayacak. Rapor hazırlama sürecinde Başsavcı da AK Parti de ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Rapor, incelemeleri için Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesine dağıtılacak. Savunma istenebilecek.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın belirleyeceği toplantı gününde üyeler kapatma istemini esastan görüşecek. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi'nin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek.

DAVA AÇMADAN BİR AY ÖNCE HÜKÜMETİ UYARMIŞTI.

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türbanla ilgili anayasa değişikliğinin gündeme geldiği ocak ayında yazılı açıklama yaparak, "kapatma davası açarım" uyarısında bulunmuştu. Yalçınkaya, Lozan'ı da hatırlattığı sert açıklamasında, siyasi partilerin uyacakları kuralları; Anayasa'daki "parti kapatma"yı öngören maddelerdeki ifadelerle sıraladıktan sonra bu kurallara uymayan siyasi partiler için yaptırımların anayasada gösterildiğine işaret etmişti. Yalçınkaya, "bazı giysi" dediği türbanın, üniversiteleri örgütlerin alanı haline getireceğini, bunun da sorumlusunun siyasi partiler olacağını savunmuştu.

MAHKEMEDE KİMLER VAR?

Başkan Haşim Kılıç: Turgut Özal tarafından 1990'da Sayıştay üyeliğinden üyeliğe seçildi.

Başkan Vekili Osman Paksüt: Üst düzey yöneticiler kontenjanından Sezer tarafından atandı.
* Üye Sacit Adalı: Özal tarafından 'üst düzey yöneticiler ve avukatlar' kontenjanından seçildi.
* Üye Fulya Kantarcıoğlu: Süleyman Demirel tarafından Danıştay kontenjanından seçildi.
* Üye Ahmet Akyalçın: Sezer Yargıtay kontenjanından seçti.
* Üye Mehmet Erten: Sezer tarafından Yargıtay'dan seçildi.
* Üye Serdar Özgüldür: Sezer tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kontenjanından atandı.
* Üye Abdullah Necmi Özler: Sezer tarafından Askeri Yargıtay üyeliğinden atandı.
* Üye Şevket Apalak: Sezer tarafından Danıştay'dan atandı.
* Üye Serruh Kaleli: Sezer tarafından avukatlar kontenjanından atandı.
* Üye Ayla Perktaş: Sezer tarafından Danıştay'dan atandı.

Kaynak “http://by120w.bay120.mail.live.com/mail/ReadMessageLight.aspx?FolderID=00000000-0000-0000-0000-000000000001&InboxSortAscending=False&InboxSortBy=Date&ReadMessageId=e70f54d3-6c1c-4e29-ab45-7d0f40465c7b&n=1342000788”

16.3.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.