Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

İLGİNÇ FIKRALAR

GEORGE BUSH'UN SAATİ


Amerikalı iyi bir Hristiyan ölmüş,Hesapları kitapları yapılmış ve cennete gitmesine karar verilmiş.Hadi buyur şuradan demiş melekler.


Vatandaş gitmeden önce bana altında Amerikan başkanlarının isimleri olan şu saatlerin bulunuş amaçlarını açıklarmısınız, demiş.


Melek de tabii, bak, bu birinci George Washingnton'un saati ömrü boyunca 2 dakikalık yol almış yani 2 kez yalan söylemiş.

Bu da Roosevelt'in saati. O da 1 dakikalık yol almış yani ömründe bir kez yalan söylemiş.Amerikalı hemen sormuş:


Ya George W.Bush'un saati nerede?

Melek-Onu Baba İsa aldı.

Amerikalı-Baba, Bush'un saati ile ne yapıyor?

Melek-Baba İsa, onu vantilator olarak kullanıyor da.


TÜRKİYE KAZANI


Bir Türk vatandaşımız ölmüş.


Ruhu doğrudan sorgu meleklerinin yanına varınca defterini açmışlar.Hesap kitap,günahları fazla çıkınca sonunda cehenneme gitmesine karar vermişler.


Cehemnnem varınca bakmış ki büyük büyük kazanlar, üzerinde ülkelerin adları yazıyormuş.


Başında da ellerinde demir diğrenler bulunan cehennem zebanileri kazandan kaçmak isteyenleri geri itiyormuş"Cezan bitinceye kadar buradasın acele yok , diyorlarmış.


Sonunda en son sırada Türkiye yazılı kazana gelmişler.Bizm ki bakmış ki kazanın başında ne zebani var ne de kazandan çıkmak isteyen Hemen zebaniye yalvarmış";


-Ne olur beni buraya atma başka kazana at da yalnızlık çekmem hiç olmazsa" demiş.


Zebani hemen cevaplamış."Korkma kazan dolu,yalnız sizinkiler çıkmak isteyeni hemen aşağı çektiklerinden kimse kazanın ağzına ulaşamıyor.


Bizde baktık bu böyle devam ediyor, sizin kazanın zebanilerini temizlik işinde görevlendirdik"


ÜÇ ARAP UÇAKTA


Bir gün kuzey Afrika üzerinde bir uçakta üç arap yolculuk ediyorlarmış.


Bir süre gidince Libya'lı olan kolunu pencereden dışarı uzatmış sonra içeri çekerek havayı koklamış.


_ "Ohhhh miss gibi kokuyor bizim ülkeye geldik "demiş.


_ Diğerleri nasıl anladığını sorunca" petrol kokuyor aondan anladım" demiş.


Bir süre sonra Tunuslu aynı hareketi tekrar etmiş ve "Şimdi de benim ülkeme geldik " demiş

Diğerleri aynı soruyu yöneltince o da "Miss gibi zeytin kokuyor" demiş.


Bir süre diğeri kolunu uzatmış ama aynı hızla geri çekmiş ve;

_ "Eyvah Mısır'a geldik" demiş.Ona da nasıl anladığını sorunca;

- "Görmüyormusunuz kol saatim gitti" diyerek hayıflanmaya başlamış.



-----------------------------------------------------------------------------------------------------

Dekor


Aksam yemeği esnasında çocuk babasına sorar, Kaç çeşit kadın göğsü vardır?


Baba şaşkınlık içinde cevap verir, 'yavrum 3 çeşit göğüs vardır;
Bayan yirmilerde ise ayni kavun gibidir yuvarlak ve sıkı,
Otuz ve kırklardaysa armut gibidir güzel durur fakat biraz sarkıktır,
elliden sonra ise ayni soğan gibidir.'
'Soğan??'
'Evet, onlara baktığında, seni ağlatır.'

Adamın karisi ve kızı masada çileden çıkar ve kızı annesine sorar;


'Anne kaç çeşit erkek organı vardır?'
Anne biraz gülümseme:)) ile cevap verir;


'Yavrum 3 çeşit erkek organı vardır.
Erkek yirmilerde ise ayni meşe ağacı gibidir. Sert ve güçlü.


Otuz ve kırklarda ise ıhlamur ağacı gibidir, esnek ama kullanışlı,


ellisinden sonra ise ayni yılbaşı ağacı gibidir.'

'Yılbaşı ağacı?'
'Toplarla süslenmiş ama sadece DEKOR!....

ALAEDDİN'İN LAMBASI VE AYYAŞ


Amerikalı biri barda iyice zom olduktan sonra hesabı ödeyip gece karanlığında dışarı çıkmış.


Bir kaç adım atınca, ayağına takılan bir şey nedeni ile düşmüş.

Neye bastığını anlamak için uzanarak nesneyi almış, canı da acıdığından kalkamıyormuş.

Bir de lamba ışığına tutup baksa kine görsün?

Alaeddin'in sihirli lambası.


- Eh zom olduk ya şimdi bundan bir de cin çıkar ve dilek sorar iyi mi? diye aklından geçirmiş.

Gelip geçen de olmadığı için rahatça lambay bir güzel ovalamış.Gerçekten bir cin çıkmış.


- Sen bu akşam üçüncü sarhoşsun.Tek dilek hakkın var ne istersen iyi seçerek iste, demiş.

- Adam "Florida'dan Venezuela'ya bir köprü yapta sevgilimin yanına gideyim" demiş.

Cin düşünmüş taşınmış ve bu dileğin çok malzeme gerektirdiğinden dolayı olmayacağını söylemiş.


Başka dilekte bulunmasını istemiş.Adam da düşünmüş taşınmış, kabiliyesiz cinin kabiliyetine göre bir dilek bulmuş.


- Tamam, her kadının hoşlanmasını sağlayan bir yetenek ver bana , demiş.Cin yine düşünmeye başlamış ve sonunda:

- Şeyyy, şu köprü kaç şeritli olsun demiştin?


DÜNYAYI YÖNETEN MELEKLER


Fıkra bu ya,bir gün Allah yukarıdan bakmış bakmış, -"olacak gibi değil bu insanların başına bir melek vereyim de onlar yönetsin barii" deyip kararını vermiş.


Ayda bir gün de tüm devletleri yöneten melekleri toplayıp faaliyet raporlarını alıyormuş.Kendisini ilgilendiren konularda da gerekeni yapıyor veya talimatını veriyormuş.


Her ay yönetici melekler kapısının önünde toplanır, Haberci MelekCebrail de onları sıraya koyarmış.Aylar yıllar geçtikçe bir takım tuhaflıklar da bu meleğin dikkatini çekmeye başlamış.


Bir gün tüm meleklerin dinlenmesinden sonra,kapıyı çalıp izin isteyerek içeri girmiş.

Allah sormuş;


-Buyur Cebrail,dileğin nedir.?

-Eyyy her şeyi yaratan, herşeyin Tanrısı Allahım.Hikmetinizden sual olunmaz ama bir şeyi çok merak ettim.


-Sor bakalım, neymiş o?

-Amerika,Rusya, Çin,Hindistan gibi koskoca nüfuslu devletleri yöneten melekleri 10-20 dakika, en fazla yarım saat dinliyorsunuz da bu ufacık Türkiye'yi yöneten meleği niye en az üç saat dinliyorsunuz?


-Dünyanın bütün ülkelerinin halkları kendi sorunlarını kendileri hallediyorlar, bana da hallemedikleri sorunları geliyor.

O yüzden onları az dinliyorum.


-Peki Türkiye halkı hiç sorununu çözmüyor mu?

-Onlar hep "Allahından bul" dedikleri için bütün dertlerini çözmek de bana kalıyor.


NE İŞ OLSA YAPARIM ABİ


Araştırmacı gazeteciliğin başladığı 1940-50 yıllarında Anadoluyu gezmeye ve nerede ne var yazmaya çıkmış bir gazeteci yorgun argın bir akşam üstü arabası ile bir köy çıkışındaki köprüden geçerken, aniden gördüğü olay üzerine aracını durdurmuş.İnerek olayı seyretmiş.Bir süre sonra köprüden dere kenarındaki şahsın yanına varmış.

- Selamünaleyküm dayı kolay gelsin!

- Hoş geldin be kızanım sen nasılsın iyimisin....

- Sağol dayı da sen elinde ne yapıyorsun öyle?

- Komşu Hatice hanımın oğlu askere gitti de "kış gelecek bir çift çorap örüver " dedi ben de boştayım ya örüyorum.Hem çocuk kışın,sıcacık giyince bana hayır dua eder hemde anası hatice hanım bir şeyler verir.Ben işsiz güçsüz biriyim,geçinir giderim işte, diye yanıtlar.

-Peki ayağınla ne yapıyorsun?

-Muhtarın eşinin babası vefat etmiş ti de şimdi 52'si var.Mevlite gelecek misafirlere hazırlık olsun diye hanımı Ayşe hanım şu kilimi yıkayıver dedi.Hem mevlitte hayır duasını alırım hem de birkaç kuruş verirler ,geçinir giderim.İşsiz güçsüz biriyim işte!

-Peki başında ne sallıyorsun o yayıkta öyle?

-Mevlide gelenlere ayran ikram edilecekmiş de ben de ayaklarımla bir taraftan kilimi yıkamak için sallanırken onu da aradan çıkarıvereyim dedim.İşsiz güçsüz bir adamım işte! Eh hem hayır dualarını alırım hem de bir şeyler verirler geçinir giderim işte.

-Peki ağzın niye durmadan kıpırdıyor öyle?

-Bomboş duracağına bir kaç kere yasin indirivereyim işte dedim.Ayşe hanıma da söylerim.Hem ölmüşün ruhuna gider, hem onları sevindiririm hem de bir kaç kuruş verirler geçinir giderim işte.İşsiz güçsüz adamın biriyim.Ne yapalım yani, deyince Gazeteci dayanamaz:

- Pess be dayı, eğer sen işsiz güçsüzsen biz oturup ağlayalım yani der.

Peki siz olsanı ne dersiniz?


NE YAPALIM-ÖNERİ

Bir günlüğüne mutlu olacaksanız, balık avlamaya gidin
Bir aylığına mutlu olacaksanız, evlenin
Bir yıllığına mutlu olacaksanız, bir servete konun
Tüm yaşam boyunca mutlu olacaksanız, işinizi sevin...

Bunların hepsini yapabilmek için akıllı, ileriyi gören idareciler yetiştirin ve seçin!

Keykubat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.