Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

İşbirlikçiler Halkı Laçkalaştırıyor

İşbirlikçiler Halkı Laçkalaştırıyor!

1683 yılındaki ikinci Viyana seferinde yaşanan bozgun sonucu cesaretlenen Avrupa ülkeleri 15 yıl gibi kısa bir zaman içinde Osmanlı'yı Macaristan ve Romanya'nın yarısından çıkarmıştı.1715 - 1730 aralarında 15 yıllılk bir lale devri Osmanlı bürokrasinin son zevk-i sefası olmuştu.Arkası kesilmeyen Rus saldırıları,içerideki işbirlikçilerin yardımlarıyla dış baskıların tesirleri sonunda isyanlar almış başını gitmişti.

Durumun ümitsizliğini gören idareciler isyanları yatıştırmak ve halkı kazanmak için bu bölgelere yatırımlar yapmışlar, bu yatırımlar öyle bir hal almış ki halen Anadoluda Osmanlı'dan çok Selçuklu eseri olması da belki bundandır.Anadolu'ya zırnık çıkmamıştır.Buna isyan eden Türk Halkını da devşirme olan bir paşamız,Adapazarı dolaylarında yenilgiye uğratmış ve isyancıların tümünü boyunlarına kadar kuyulara gömmüş,başlarını gürz ve kılıç darbeleri ile parçalatarak çoğunu diri diri akbabalara ve leş kargalarına teslim etmiştir.Bu olay sonrası da namı "Kuyucu Mehmet Paşa'ya çıkmıştır.

Bu Osmanlı'dan çıkacak ülkelerin, Osmanlı'ya imar ettirilme projesine karşı çıkıp "Savaşan biziz, devletin parasını Avrupa'lı gavura,hain Arab'a yedirme diyenlere Avrupa kökenli devşirme bir paşa ile verilen ilk ders de değildi.Bu gün de Gap,Baba beni Okula Gönder,yok dağları asfaltlayalım, mezralara apartmanlar kuralım vs.lerin arkasında da aynı bu proje vardır.

1835 yılllarına gelindiğinde Sultan 2.Mahmut,yeniçerilerin, "Biz Müslümanız ama Avrupalıyız,Halkımıza karşı savaşmayız deyip " savaşa gitmemelerine bozulan ilk padişah değildi. Ama Yeniçeri ocağını kapatan ilk padişah oldu.Ama yeni kurduğu Muhammediye ordusuna girecek ve idare edebilecek bir tane Türk de bulamadı.

Eski bir köle olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa da ordunun durumunu iyi bildiğinden boşluğu değerlendirdi ve Kütahya'ya kadar Anadoluyu işgal etti.Rusya'nın yardımları ile sonradan devreye giren İngiliz ve Fransız gavurlarının müdaheleleriyle durum yatıştırıldıysa da artık Osmanlı dikiş tutmuyordu.

Halk devlete güvenini kaybetmiş,azınlıklar üzerindeki caydırıcılığını yitirmiş Osmanlı artık biri gelsinde son darbeyi vursun der hale gelmişti.Yunan'lılara,İngiliz ve Fransız devletler,"Batı kültürünün kaynağı olmaları" nedeniyle,Sırbistan,Karadağ,Hırvatistan,Saraybosna bölgelerine halkı slav kökünden olduğu için Rusya,Ermenilere de "değişmemiş incil'e sahip oldukları iddia edilen Hristiyan kavim oldukları veya,"İpek yolu" ticaretinin üstünde durdukları için de Rusya va tüm Batı devletleri sahip çıkmışlardır.

II.Mahmut'un ülkenin içine düştüğü durum nedeni ile üzüntüden ölmesinden kısa bir zaman önce Süleymaniye-Hakkari arasında Sümer kazılarını başlatan İngiliz Arkeologlar o tarihe kadar Türk bildikleri Kürtleri fark ederek bunları "Sümer halkı zannetmiş ve Nuh'tan kalan orjinal insanlar zannederek Kürt meselesini başlatmıştır.Sonradan böyle olmadığı anlaşılmışsa da işlerine böylesi geldiğinden bu yarayı açmış ve halen de kaşımaktadırlar.

1876-78 Osmanlı Rus Savaşında Rus Ordusu doğuda Hakkari'ye kadar, Batıda da İstanbul Yeşilköy'e kadar gelmiş ve Rus Generali'nin"Türkleri tarihe gömmeden önce bir mola verip bir sigara tüttüreyim" dediği esnada:)),İngiliz Büyükelçisi otomobili ile Rus Generali'nin yanına varır."Buradan bir adım daha atarsanız "İngiltere'ye savaş ilan etmiş sayılırsınız" demesi ile ve sonraki görüşmelerde İngilizlerin bizi savunması sayesinde Edirne'ye kadar toprakları geri almışızdır.Onlar da İpekyolu güvenliğinin Rusyanın eline geçmesinden korktukları için bunu yapmışlardır.Bu yolu İngilizler zaten kapütülasyonlar nedeni ile bedavaya kullanıyorlardı.Ama Çar öyle mi olacaktı?

Ama,Çar yine posta koymaya devam edince İngiliz ve Fransız orduları ile Rusya'ya savaş açılır ve 2.savaşta Ruslar yenilirler.Ama Balkanlardan ve Kafkaslardan soykırım nedeni ile canını kurtaran halk aç ve sefil vaziyette Anadolu!'ya göç etmektedir.Her savaş cephesinden hükmen ve mutlak yenik çıkan devlet yeni göçmenleri yerleştirecek yer bulamamaktadır.Karınlarınıdoyuracak ekmek için bile esnaftan yardım toplamaktadır.Göçmenler bir çok asayiş sorunları yaratırlar.Halk devlete fena halde bozulur.:))

Kurtuluş savaşına kadar yapılan savaşlarda Kürtler zaten özerk bölge ilan edildiğinden buraya ne göçmen yerleştirilebil-mekte ne de asker alınabilmektedir.Bu dönemde dışardan gelen göçmenler de kendilerini toparlamaları gerekçesi ile 15 yıla kadar askerlikten muaf tutulmuşlardır.Yani bu 1878-1910 arası olan hiç bir savaşta ne göçmenlerin ne de Kürtlerin hiç bir vatan savunmasında yer almadığını gösterir.Kürtler zaten Çanakkale'de de yoktur.Sadece devlete sadakat duyan bazı ağa ve şeyhlerin gönderdiği gönüllüler vardır.

Bu gün Büyük Ermenistan ve Büyük Kürdistan haritaları olarak tv programlarında tarışılan bölgelere ne bir Türk ne de Müslüman Kafkasyalı ve Türk yerleştirlebilmiş ne de bir tek asker alınabilmiştir.

Bu da Anadoludaki Türk halkının tamamen "soyunun tükenişini" getirmiştir.1.Dünya savaşı sonrası Rusya'da meydana gelen tarihi Ekim Devrimi ile devlet idare sistemi ve devletin Sosyalistleşmesi sonucu,Lenin Doğu Anadolu'dan çekilmiştir.Zaten buradaki sosyalist inanca sahip Rus generaller,sosyalist ihtilal olmadan önce de yavaş yavaş etkilerini azaltmışlardır.Bu yüzden Karslılar Cumhuriyetin ilanından sonra Rusya'ya 10bin'den fazla nüfus olarak göç etmişler, kalanlar da Cumhuriyeti beğenmemişlerdir.Rusya'ya gitme talepleri de zamanı geçtiği gerekçesi ile red edilmiştir.

Tüm bu dönemde herkes devlet olmuş veya bir devlete tebaa olmuş,sadece Anadolu'da kalan hiçbirşey görmemiş garipler de aslanlar gibi vatan uğruna ölümlere koşmuşlardır.

Bu 15 yıllık muafiyet süresi Batı Trakya'dan göçenlere uygulanmaktan vazgeçilmiştir.Çünkü Anadolu'da artık askere alacak adam bulnmakta aşırı güçlük yaşanmasından kaynaklanmaktadır.Bu insanlar tüm savaşlara asker vermişlerdir.

Kurtuluş savaşında da "Çerkez Ethemleri bu yüzden görmekteyiz.Çünkü artık Türk nesline gerçekten kıran girmiştir.Batının uzun menzilli toplarına, mitralyözlerine hedef olmaktan bu insanlara helak olmuşlardır.Güvenlik gerekçesi ile askere alınmayan Ermeni ve müslüman azınlıklar ile bazı asker kaçakları da bu arada köşeyi dönmüşlerdir.

Daha birliğine katılmayan Mehmetçiklerin ölüm kağıtlarını rüşvet veya tehdit yollu dolaplarla askerlik şubelerine imzalatan bu dallamalar,bu çaresizlerin eş ve mallarına el koymuşlardır.Bazıları da kazara ölmeden dönmüşse de onları da daha köye yaklaşmadan temizlemişlerdir. İşte günümüzün zenginlerinin arkasındaki gerçekler de bunlardır.

Anadolu'yu tek devlet olarak görmek isteyen İngiltere'nin Fransa,İtalya üzerindeki baskıları sadece Yunanlılara karşı verilen bir Kurtuluş savaşı sonucu Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını kolaylaştırmış ki o da Rusya'nın her türlü yardımlarına,Kafkas ve Balkan göçmenlerinin çabalarına rağmen.Anadolu zaten bitmiştir.Her yer Ermeni,Arap,Kürtler tarafından işgal edilmiştir.

Osmanlı idaresi süresince "Etrak-ı bi idrak" yani anlama yeteneğinden yoksun gerzek millet olarak tanımlanan Türk halkı görüldüğü gibi "İdrak seviyesine de asla getirilmeden hesabı görülmüş,defteri dürülmüş bir halktır.Halen de çok tehlikeli olarak görülmektedir.

Kendini gerzek gören padişaha bağlılığı yüzünden Cumhuriyetin ilanından sonra da kendini ilk defa "İnsan" yerine koyan idare sistemini getiren Atatürk'e bile düşman olduğundan biraz boynu bastırılmıştır.

Atatürk'ün ölümünden sonra,dağlı vahşi kürtleri ehlileştirdikten sonra çağdaş Kürdistan sevdasına kapılanlar da yine bu milleti "idrak merkezi" olan devlet işlerinden uzak tutmuşlarıdr.

Bu gün devlet idaresini elinde bulunduranların seceresini birileri bir çıkarsa kimin,ya Tunceli'nin Ermenilerinden,Doğu'nun Kürdünden,Güneyin Arap'ından ya da Selanik'in Yahudi'sinden veya *Rize'nin Rum'u olduğunu görecektir. (* Rize'liler Cumhuriyet döneminde de isyan çıkarıp Pontus Rum Devleti kurmak istemişlerdir.Hamidiye zırhlısına Atatürk'ün emri ile Rize sahillerine top atışı yaptırılması ile olay yatıştırılmıştır.Bu gün de bir çok Rizeli'nin " Biz Rum'uz ama Müslümanız " dediğine şahsen şahit olmaktayım)

Uzunca olarak özetlemeye çalıştığım son 300 yıllık tarihimiz boyunca Türk Halkının nasıl tüketildiğini ve halen devlet idare sistemi dışında nasıl tutulduğunu açıklamaya çalıştım.

Bunca yıldır,hayvanlara bile layık görülmeyen en vahşi yaşam şartlarına,ölümlere,yokluklara maaruz bırakılan ve aşağılanan bu halk kendisine "cahil" muamelesi yapılmasına alışmış bulunmaktadır.

Halen de son şehit cenazelerine bile katılımı Rize'li işbirlikçi bir başbakan tarafından devletin polisleri gücüyle engellenmektedir.Şu an Polis teşkilatı içinde Kürt Amir ve Memur sayısı Türkleri geçmiş bulunmaktadır.Ki bu kürtler artık her yerde PKK destekçisi olduklarını da saklamamaktadır.

Şimdi de Türk halkı Polis Teşkilatına Özal döneminden beri doldurulan kürtlerin eline geçmiştir.Tepkisini gösteren Türk halkı Osmanlı zamanında devşirmeler tarafından şimdi de Kürtler tarafından bastırılmaktadır.

Evet halkın tepkisi devletin güvenlik güçleri ile bastırılarak sindirilmekte ve halk laçkalaştırılmakta,bana ne'ciliğe, adam sende'ciliğe itilmektedir.

Tarih boyunca Türk halkına yapılan sindirme hareketleri gayet bilinçli olarak tekrar edilmektedir.Türk halkının artık şu "Müslüman adam,,güvenilir" tanımından kurtulup kendini bulması gerekmektedir.Maalesef bu memleketi satan hep bu Müslüman maskeli işbirlikçiler olmuş ve Türk Milletini yozlaştırmışlardır.

Halk yüzlerce yıldır gördüğü bu muameleye karşı çıkmak zorundadır.Kendini tanımak,ilkelerini tanımlamak ve na yapacağına karar vermek zorunda olduğunu görmelidir.

Dış destekli operasyonlarla yıllarca sağ sol olarak bölünmüş,devleti idare eden işbirlikçiler buna göz yummuşlar ve en son 12 Eylül 1980 darbesi ile de sağcısına da solcusuna da idam sehpasını göstermişlerdir.(Köktendinciler hariç)

Parislerde basılan sol içerikli Türkçe kitaplar ülkeye girerken sakıncalı olmamış ama Türk halkı okuyunca, okumaktan başka suçu bulunmayan vatan aşkı ile dolu gençlerimiz ceza evlerinde sindirilmiş pasifleştirilmişlerdir.Halk,korkak, kişiliksiz,verdiği kararın doğruluğundan emin olmayan yalaka insanlar haline getirilmiştir.Kitap okumaktan ve okuyandan da korkar olmuştur.12 Eylül bunu yaratmıştır.

Ama silah ve her türlü anarşi ve kaosu pazarlayan emperyalizm yine kazanmıştır.Bize hep şah çekip sonra mat diyorlar.

Bunun böyle olmadığını gösterme zamanı artık gelmiştir.Sağ ve Sol'un bu kadar birlikte hareket ettiği bu günlerde bile birleşemezsek,seçim sonrası korkunç bir iç teröre hazır olmalıyız.

Bu iç karartan yabancı operasyonlara bir son vermenin zamanı gelmiştir.İşbirlikçilerin her türlüsü dışlanmalı ve halk kendi hareketini oluşturmalıdır.Bunda da bilgi düzeyi yüksek olan vatansever insanlarımızın önderliğine ihtiyacımız vardır.Bu kişiler de katkılarını göstermelidirler.Tv kanalları az para veriyor diye halkı aydınlatma görevlerinden kaçmamalıdırlar.Ben naçizane dağarcığımla bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama yeterli olduğumu sanmıyorum.

Dün Ümraniye'de bir emekli Astsubay'a ait evde bulunan bombalar ve patlayıcılar ordunun içinde de bazı kesimlerin bir takım hareketlere hazır olduğunu gösteriyor.Aynı gelişmenin de mağdur rolü oynamaya hazırlanan AKP iktidarının destekçileri arasında da geliştiğinden bahsedilmektedir.

Sağ-sol,Alevi-Sünni sınavlarını veren halkımız bu defa aynı işbirlikçiler tarafından Laik-Antilaik çatışmasına itilerek,8-10 eyaletli bir ülkeye dönüştürülme projesine hazırlanmaktadır.

12 Eylül 1980'de bir gecede tüm olayları bitiren orduyu bu gün akan kan karşısında durduran nedir?Yoksa Amerika'dan emir mi beklenmektedir.O zaman olduğu gibi.Neymiş AB yasaları engelliyormuş.Bazı paşalarımız konuşmalarında böyle söylüyorlar.Halkı, 12 Eylül ihtilaline getiren şartların içine itenler bu gün de yeni bir sindirme ve imha hareketinin hazırlığı içindedirler.O zaman o operasyonu yapanlar, 8 eyaletli Türkiye haritasını imzaladıklarını çekinmeden söylüyorlar.Bu günkü ordumuz acaba neyi imzaladı veya neyi imzalamadı?Acaba bu millet yine hangi gerekçe ile sindirilmeye hazırlanıyor.Yoksa artık imha mı başlıyor? Evet,Laik-anti laik çatışması=şah -mat.Biz birbirimizi yerken etraf conilerle dolacak.15-20 yıl içinde de toptan imha.Çünkü buraların boşalması gerektiğini yazmıştım.(Onlara göre)

Sağcısı,solcusu herkes ülkenin kurtuluşu için birleşmelidir.

İçim karardı yahu.Sizin de içinizi kararttığım için kusura bakmayın Ama iyi bir şey göremiyorum ki!



Keykubat


17.6.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.