Sayfalar

15 Ağustos 2008 Cuma

FETHULLAH GÜNÜMÜZÜN ABDÜLVEHHAB’I

GÜNÜMÜZÜN ABDÜLVEHHAB’I FETHULLAH

Fethullah Gülen’in Turgut ÖZAL tarafından dünya siyasetine tanıtılmasından bu yana yaklaşık yirmi yıl gibi bir zaman geçmiş bulunmaktadır.İngiltere’nin 17.yüzyıldan beri Sarı Denizden Baltık Denizine kadar uzanan Rus Çarlığı’nın yayılmacılığını engellemek için doğudan Japonya’yı kullanmış güneyde de 1608’lerde ufak ufak girdiği ve sonradan tamamen ele geçirdiği Hindistan, Afganistan,İran ve hasta adam Osmanlı İmparatorluğunu da kullanmıştır.

İngiltere’nin yaklaşık 350 yıldır etkin olarak kullandığı yeşil kuşak ile Rus Çarlığını sıcak denizlerden uzak tutma projesi bu gün de ABD-İngiltere ortaklığı ile sürdürülmektedir. Pakistan’ın Hindistan’dan ve Bangladeş’in de Pakistan’dan koparılması,Afganistan'ın Topal Molla lakabı ile anılan bir ajanla Emanullah Han'ın devrilerek (1928) mezhep kavgalarına itilmesi,İngiliz ve ABD’nin kendi elleriyle iktidar ettikleri İran Şahları baba oğul Rıza’lar ve Başbakan Musaddık milliyetçi çizgi izleyerek Amerikan ve İngiliz çıkarlarını tehlikeye sokmuşlar, sonunda emperyal güçler 1979’da Humeyni tercihini İran’da kullanmak zorunda kalmıştır.

Büyük umutlarla getirilen Humeyni de “İslam dünyasının liderliğine soyunup kendisini iktidara getirenlerin aleyhine siyaset gütmeye başlayınca İran’da yeni yaratılan “şer devletleri” listesinin başına konmuştur.

Dini rejim İran halkının sosyal gelişmesini her ne kadar geriye götürmüşse de Türkiye için de bir Humeyni projesi Amerika için de cazip olmuştur.Çünkü bu din kitleleri gayet güzel uykuya yatırmaktadır.1750’lerde Vehhabilikle İslam’ı ilk kez ılıtan ve bölen İngiltere’nin tecrübesi günümüzün “Ilımlı İslam” ve BOP projelerinin tasarlanmasına sebep olmuştur.

Fethullah Gülen,İngiltere ve Amerika’ya karşı koyan Müslüman devletlerin Irak usulü yıkılarak küçük parçalar halinde kurulacak bölge devletlerinin İstanbul’da oluşturulacak “Hilafet Merkezinde” dini liderliği için seçilmiş,Amerika'da da koruma altına alınmıştı.O günümüzün Muhammed Bin Abdülvehhab’ıydı.Yani 1739'da Suudi Arabistan'da Vehhabilik mezhebini İngiliz ajanı Hemper sayesinde kuran işbirlikçi adam.

İlk 7 Kilise Haritası bir Hıristiyan sitesinden alınmıştır.

İste İsa Peygamberin ölümünden sonra kurulan ilk Yedi Kilise'nin bulunduğu bu bölgelerimiz de "FIGHT FOR FATHERLAND=BABA ÜLKESİ İÇİN SAVAŞ" sloganın esasıdır.Fethullah ve AKP buplana hizmet ettiklerini bilmektedirler.Amaçları ülkeyi teslim etmektir.

Dünya haritasında ülkesinin yerini bile gösteremeyecek İlk okul mezunu Fethullah Gülen’in Amerika'da Üniversitelerde ders ve konferanslar vermesi,40 kadar kitap yazması ise sadece bir komedidir.Bu kitapları da nasıl yazdığı,kimler tarafından referans ve desteklerin yapıldığı da aşağıdaki satırlarda görülmektedir.

Ancak,Türk Halkının bilinçli mücadelesi Fethullah Gülen’in emperyal güçlerce bir umut olmasını engellemiş olduğu, Amerika’nın bu zatın ülkesinde daha fazla yer işgal etmesine gerek kalmadığına kanaat edip onu sepetlemeye kalkışmasına sebep olmuştur.

Said Nursi,Şeyh Sait,Necmettin Erbakan ve Fethullah Gülen ile devam eden Türkiye’nin İranlaştırılması veya şeriat rejimine döndürülmesi projesi de şimdilik mola vermiş bir görünüm almıştır.Ama bu ülkeler bu projelerinden asla vazgeçmezler.Şimdilik piyon değiştirme veya “projeyi uykuya yatırma” taktiğine geçtikleri yorumu daha uygun görünmektedir.

İşte Fethullah Bey’in “The End -Son“ macerasının öyküsü,Hürriyet’in yorum haberinden alıntılar ile;

Önce vizesi uzatılmadı,yeşil kart verilmedi ve beyefendi ABD yetkililerinden davacı oldu;

Göçmen bürosunun yanı sıra Yurtiçi Güvenlik Bakanı Michael Chertoff ve FBI Direktörü Robert S. Mueller’den de şikayetçi olduğu davada Fethullah Gülen’i, Klasko, Rulan, Stock & Seltzer avukatlık şirketi savundu. Göçmenlik bürosu ise Eyalet savcısı Patrick L. Meehan ve yardımcısı Mary Catherine Frye tarafından savunuldu. Avukatları, dava dilekçesinde Gülen’in Türkiye’nin en önemli dini lideri, dini hoşgörü savunucusu ve dünyanın sayılı eğitimcilerinden biri olduğunu iddia etti. Gülen için 1992’de Pennsylvania’da "Golden Generation Worship and Retreat Center Inc." tarafından "özel göçmen din görevlisi" statüsünde vize başvurusu yapıldığı ifade edildi.

Mahkemeye sunulan belgelerde Fethullah Gülen’in, Vatikan’da Papa 2. John Paul ile görüştüğü, yüzlerce kitap ve gazete makalesinde kendisi hakkında bilgiler yer aldığı, ayrıca kendi kurduğu hareket hakkında dünyanın sayılı üniversitelerinde konferanslar verildiği, Gülen hareketinin ABD başta olmak üzere dünyada yüzlerce okul açtığı bildirildi. Gülen’in 40 kitap ve yaklaşık 100 makale yazdığı, "Gülen Hareketi"nin de kurucusu olduğu belirtildi.


Fethullah Efendi Papa II.Jean Paul'den İslamı ılıtma icazeti alırken.

Beyefendinin para kaynakları;

Savcılık kayıtlarında ise Gülen’in finansal kaynakları üzerine iddialara yer verildi. Burada Gülen hareketinin projelerinin arkasında Suudi Arabistan, İran, Türk Hükümeti ve hatta CIA’ nın da bulunduğu iddia edildi. Ankara’da yıllık gelirinin yüzde 10 ve yüzde 70 arasındaki payını Gülen hareketine bağışladığını itiraf eden işadamlarının olduğu, bu rakamların kişi başına yılda 20 bin ile 300 bin dolar arasında değiştiği ileri sürüldü. İstanbul’da yaşayan bir işadamının 4-5 milyon doları her yıl Gülen hareketine bağışladığı, Gülen okullarından mezun olan gençlerin de her yıl 2 bin ile 5 bin dolar arası bağış yaptıkları belirtildi.
ABD’li Savcının iddiaları;
Siyasi figür ;

Savcı Gülen için şöyle dedi: "Dini ve siyasi bir figür, akademisyenlere para ödeyerek kendisi ve hareketi için yazı yazdırıp akademik prestij elde etmek istiyor." Gülen’in yazdığı kitaplara da atıfta bulunan savcı, "Gülen’in yazdığı kitapların hiçbiri eğitimle ya da eğitim modelleri ile ilgili değil, tamamı dini çalışmalar. Ayrıca geleneksel laik eğitim ile inançlara karşı hoşgörünün harmanlanmasıyla bir eğitim modeli yaratıldığı şeklindeki ifade de inandırıcı değil" dedi.

Fethullah Gülen’in Yeşil Kart başvurusu için mahkemeye sunulan destek mektupları arasında ilk sırada CIA’den analiz ve prodüksüyon direktörü olarak emekli olan George Fidas’ın yazdığı mektup yer alıyor. CIA’nın Balkanlar uzmanı Fidas, Washington Üniversitesi Uluslarası İlişkiler Bölümü’nde ders veriyor.
Beyefendinin destekçileri arasında Yunanlı da var;
Yunan asıllı olan Fidas, ayrıca Joint Military Intelligence Council’de görevli. Referans mektubu yazanlardan eski CIA ajanı Graham Fuller, "Rand Corporation"da danışman. Mektup yazanlar arasında eski Başbakan Yıldırım Akbulut, AKP Kahramanmaraş Milletvekili, Meclis Milli Eğitim Komisyonu Başkanı ve eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, ABD’nin eski Ankara büyükelçisi Morton Abramowitz de var. ABD’nin çeşitli üniversitelerinden teoloji profesörlerinin yanı sıra evanjelik ve katolik papazlarla TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Saraylı da Gülen için mektup yazmışlar.

Demokrat,vatansever Türk halkının yiğitçe direnişleri ile şimdilik “kullanışsız” duruma düşürülen gericilik hareketi bakalım ne kadar uykuda bekletilecektir?Kendi bağımsız devletini “manda-sömürge” yapmak için halkını kandıran bu bencil işbirlikçilerin mücadelesi muhakkak ki bitmeyecektir.

Televizyon haberlerinde “Ben de bu milletin çocuğuyum” diye gözyaşı döken bu işbirlikçi muhterem artık ne kadar haşarat ve yıkıcı bir asi evlat olduğunu da kabul etmek zorundadır. Onu göklere çıkaran kimseler de kendilerinin nasıl nefret edilen insanlar haline geldiklerini, nesiller boyu da yaptıkları yüzünden suçlanacaklarını bilmelidirler.

Hiç kimsenin millet adına karar vererek topluma sonu belirsiz macera yaşatma lüksü yoktur. Enver Paşa ve ardındaki İttihat ve Terakki Partisinin yarattığı garabet devleti tarihten silmiştir. Tecrübeler bu kadar tazeyken bunlardan ders çıkarmamak ya aptallık ya da ihanet ile açıklanabilir.Başka bir açıklaması olamaz.

O zaman aptallar aptallıklarını kabul edip otursunlar ve işi erbaplara bıraksınlar.Hainler de hukuk sistemi içinde cezalandırılsınlar.Kamu adına dava açma yetkisi olan adli merciler yüksek mahkemeler ve savcılar dışında uykuya yatmış görünmektedirler.

Amerika bile bu konuda kararını vermişken bizdeki aymazlık doymazlık ve uyuşukluk ise anlaşılır bir hal değildir.

Fethullah Gülen'in Türkiye tarafında da lehine olan gelişme "Devletin düzenini değiştirmek için terör örgütü kurması" hakkında açılan davanın düşmesidir.Beyefendi mücadelesini yerinden yönetsin, Humeyni benzetmeleri ortadan kalksın diye mi engelleri kaldırtıldıktan sonra böyle bir gelişme ile ülkemize döndürülmektedir onu da zaman içinde göreceğiz.Bence bu "The End-son" değil de "The Beginnig-Başlangıç" olmasın?

Keykubat

29.6.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.