OSMANLI'DA FERACE veya FERECE ADIYLA BİLİNEN ÖRTÜ VARDI
1683 II.Viyana bozgunundan sonra gelişen savaşlarla Osmanlı’da dul kadın sayısı artınca bazı dul kadınlar fuhşa başladılar ve uzun yakalı feraceler giymeye (Yüzlerini saklamak,tanınmayı önlemek için),fuhuş amacıyla ev ev gezmeye başladılar.
Aşağıdaki yasa metni feracenin yasa öncesi de kullanılan dini bir örtü olduğunu göstermektedir.Fuhuş yapan kadınlar,ferace üzerinde kendilerinin yaptıkları işi ifade eden değişiklikler yaptılar.Fuhuş parası ile kolay zenginlik elde edilince maddi sıkıntıda olan diğer kadınlar da bunlara özenmeye başlayınca fuhuş yaygın hale gelmeye ve toplumun ahlak yapısı tehlike göstermeye başladı.
Bunu önlemek için ilk yasak 1725’te çıkarıldı.
Bir Freace Resmi.
"Günlük kıyafetlerinin şeriata uygun olması devlet namusu gereğindedir. Fakat savaşlar yüzünden çok önemli işlerle uğraşılırken bu husus ihmal edilmiştir. Bazı yaramaz kadınlar bunu fırsat bilip sokaklarda halkı baştan çıkarmak için aşırı süslenmeye başlamışlardır. Yeni biçimlerde çeşitli esvaplar yaptırmışlardır. Hıristiyan kadınlarını taklit ederek başlarına acayip serpuşlar geçirmişlerdir.
Bundan böyle kadınlar bir karıştan ziyade büyük yakalı ferace(*) ve üç değirmiden fazla baş yemenisi ile sokağa çıkamayacaklardır. Feracelerde süs olarak bir parmaktan enli şerit kullanılmayacaktır.
Bu yasakları dinlemeyecek olan kadınların sokakta yakaları kesileceği ve esvaplarının yırtılacağı ilan olunsun. Dinlememekte ısrar edenler yakalanıp başka şehirlere sürüleceklerdir."
Bundan böyle kadınlar bir karıştan ziyade büyük yakalı ferace(*) ve üç değirmiden fazla baş yemenisi ile sokağa çıkamayacaklardır. Feracelerde süs olarak bir parmaktan enli şerit kullanılmayacaktır.
Bu yasakları dinlemeyecek olan kadınların sokakta yakaları kesileceği ve esvaplarının yırtılacağı ilan olunsun. Dinlememekte ısrar edenler yakalanıp başka şehirlere sürüleceklerdir."
Kanun metninde görüldüğü gibi örtünme Osmanlı İslam kadınları arasında sokağa çıkarken ferace ile yapılırdı.Bu örtü,önü açık,omuzlardan topuklara kadar vücudu örten siyah veya renkli kadın boy örtüsüydü ve halk arasında "ferece" olarak da telaffuz edilirdi.
Batı Anadolu’da köylerde halen bu kullanılır.Kara çarşaf değildir.Aşağıda kanun metninde de görüldüğü gibi,ferace,değişik renkte,süsleme için renkli bantlar ve nakışlar da içermekteydi.Bunun günümüzde kullanılmaya çalışılan kara çarşaftan ve türbandan çok daha çağdaş bir örtünme şekli olduğu yasa metninden de anlaşılmaktadır.
Başlıksız olup,bir pardesü gibi kullanılabildiği de açıktır.Başı örtmek için köylü kadınları atkı kullanırken şehirli kadınların değişik başlıklar veya örtüler kullandıklarını anlıyoruz.
Azhab Suresi 59’a en uygun örtünme kıyafetidir.Sokağa çıkarken kullanılır.Evde kullanımı yoktur.Evde,Tülbent veya şifon bağlanır.
Sadece sokağa çıkarken alınır çoğunlukla baş üzerine atılarak kullanılır ve kadına arkadan laf atılıp rahatsız edilmesini önlemek için ideal bir kıyafettir.
Keykubat
23.02.2008
İncil'de,"Şeytan'ın sayısı 666" dır.(İncil-Vahiyler 13:18 olması gerektir.) Kuranın "6666" ayeti olduğundan dolayı da Hırisytiyan dünyası Hz.Muhammed için "Şeytanın soyu,dölü" demektedir.
Bu bağlamda,Müslümanları da "şeytana tapanlar" olarak kabul etmektedirler.
Şeytana tapanların da "yüzlerini tabiatın bile görmesini" istemediklerinden dolayı Müslümanlara veya İbrani soyu olmayan Hıristiyanlara, bu kara çarşafları ve burkaları uygun görmektedirler.
"Müslüman olmuş Avrupalı" kılığında asırlardır içimize soktukları ajanlarınca koca koca devletlerimizi yıktılar.İnançlarımızla oynadılar.
Zenciler de "Ham soyu" köle oldukları için Hıristiyan da olsalar kara çarşafa layık görülmektedirler.
Haçlı savaşı sürmektedir,bu örtüleri vücutlarına geçirenler onların isteklerine uymuşlardır. Onlar ne Filistinli,ne Pakistanlı Müslümanları ne de kendilerini koruyabilirler.
Ben bunu anlatmak için bunları yazıyorum.İşin aslı budur.Bütün yazılarımda sayısız delilleri de koydum.
Haçlı "Kuranı İlahi " kabul etmediği için,hesabını Tevrat ve İncil'e göre yapmaktadır.
Bizim Müslümanlar da "Tevrat İncil değişmiş" inancı ile bu kitapları hiç mi hiç kâle almazlar ki bu da onlar için bulunmaz bir nimettir.
Yedi milyar dünya nüfüusunda bir buçuk milyar Müslüman vardır,tümü de şu an Hıristiyan sömürgesi olmuştur.
Terör,işgal,iç savaş,işgal her türlü musibet hep Müslümanlaradır,haçlı seferi bize açılır,bunlar cehaletimizdendir. Düşünmezler ki hiç.
Bilgisizliğimiz onların rahat çalışmalarını sağlamaktadır.
Öğrenmek için İncil ve Tevratı da okuyunuz.
HZ.AYŞE FERACE ÖRTÜNÜRDÜ (20.10.2010'da eklendi)
Okuyacağınız paragraf merhum,Elmalılı Hamdi Yazır Hoca'nın Kuran-ı Kerim Nur Suresi tefsirinden alınmıştır.
Peygamberimiz,Hz.Muhammed'in eşi,Hz.Ebubekir'in kızı Hz.AYŞE'nin yani Müslüman bütün kadınların "AYŞE ANASI-AYŞE ANAMIZ"ın FERACE" ile örtündüğünü bu olayda okuyoruz.
Bu örtü,Said-i Kürdi'nin Nurculuğu çıkıncaya kadar,yani 1890'lara kadar bütün Osmanlı hudutlarında giyilen bir örtüydü.Olayın bütününü merak eden tefsiri okusun.Ben sadece "Ferace" kısmını konu gereği aldım.
"...Derken uyumuşum, Safvân b. Muattal ordunun arkasına kalır, insanların eşyalarını araştırır, bir şey kalmış ise kaybolmaması için diğer konak yerine götürürdü, beni görünce tanımış "Allah'tan geldik ve yine O'na döneceğiz" (Bakara, 2/156) demesiyle uyandım, hemen feracemle yüzümü örttüm, devesinden indi, ben bininceye kadar çekildi, bindim. Sonra deveyi çekti, yürüdü, öğle sıcağında orduya yetiştik; inmişler, bağrışıyorlardı...."
Bu İngiliz-Amerikan işbirlikçisi Nur-Işık Cemaati yeni tasarımları olan "çarşaf-peçe-türban" türü örtünme şekillerini şart koşarak Hz.Muhammed'in bu işi iyi bilmediğini mi kanıtlıyorlar.?
Allah ve peygamberin eksikleri vardı da bunlar mı tamamlıyorlar?
Peygamberden,Hz.Ayşe'den daha mı Müslümanlar?
Lütfen aklınızla araştırıp öyle bir gruba giriniz.
II.ABDÜLHAMİT’İN KARA ÇARŞAF VE PEÇEYİ YASAKLAYAN FERMANI
YIL 1892
Bu belgeyi gün ışığına çıkaran,profesör etiketi olmayan,buna ihtiyaç duymadan kendisini kanıtlamış tarihçi Murat Bardakçı'ya teşekkür ettikten sonra belgeye geçebiliriz.
SADELEŞTİRİLMİŞ METİN)
Ferace giymiş Türbanlı bir hanım.
Bugün cuma selâmlığı töreninden sonra Teşvikiye'deki silâhhâneyi Padişah Hazretleri teşrifle oradan saraylarına dönerler iken yolda, tuhaf bir şekilde bellerinden bağlı siyah çarşaflara bürünmüş ve yüzlerini de siyah renkte ve gayet ince peçelerle örtmüş bazı kadınlar gözüne ilişmiş, bunların örtünmemiş denilecek halde açık saçık bulunmalarına ve âdeta matem elbisesi giymiş Hıristiyan kadınlarına benzemelerine bakılarak birden bire İslâm olduklarında tereddüt buyrulmuştur.
İzaha muhtaç olmadığı gibi büyük İslâm devletinin ayakta durması, devamı ve yükselmesi kadın ve erkek bütün Müslümanların her türlü hal ve hareketlerinde şeriatın yüksek hükümlerine son derece dikkatle uymalarına bağlı olup aksi hal Allah esirgesin gerek fertler gerek devlet için maddî ve mânevî sonsuz zararlara sebeb olacağından İslâm kadınlarının Allah'ın emirlerinden bulunan örtünme usul ve kaidelerine fevkalâde dikkat ve itina etmeleri lüzumunu beyana hacet olmadığı, bu çarşaflar ise İslâm kadınlarınca örtünmeye aslâ uygun ve müsait olmadığı gibi bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da bir fesat ve melânet perdesi olarak kullanılmakta olup hatta geçenlerde bir erkek bu suretle çarşafa bürünerek kadın kıyafetinde silâhlı olarak bir eve girip içerdeki kadının üzerine hücumla çaldığı eşyayı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından ötürü icap edenlere münasip bir şekilde anlatılıp tenbihlerde bulunmak suretiyle kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. Bu hususta emir sahibinindir.
2 Nisan 1892
Hükümdarın Başkâtibi
Süreyya
İzaha muhtaç olmadığı gibi büyük İslâm devletinin ayakta durması, devamı ve yükselmesi kadın ve erkek bütün Müslümanların her türlü hal ve hareketlerinde şeriatın yüksek hükümlerine son derece dikkatle uymalarına bağlı olup aksi hal Allah esirgesin gerek fertler gerek devlet için maddî ve mânevî sonsuz zararlara sebeb olacağından İslâm kadınlarının Allah'ın emirlerinden bulunan örtünme usul ve kaidelerine fevkalâde dikkat ve itina etmeleri lüzumunu beyana hacet olmadığı, bu çarşaflar ise İslâm kadınlarınca örtünmeye aslâ uygun ve müsait olmadığı gibi bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da bir fesat ve melânet perdesi olarak kullanılmakta olup hatta geçenlerde bir erkek bu suretle çarşafa bürünerek kadın kıyafetinde silâhlı olarak bir eve girip içerdeki kadının üzerine hücumla çaldığı eşyayı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından ötürü icap edenlere münasip bir şekilde anlatılıp tenbihlerde bulunmak suretiyle kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. Bu hususta emir sahibinindir.
2 Nisan 1892
Hükümdarın Başkâtibi
Süreyya
İşte Sultan II.Abdülhamit tahta geçmeden üç yıl önce çekilmiş şu resim de sizlere ibret olsun.
Solda Diyarbakırlı Müslüman,ortada Hıristiyan-peçeli kadın,sağda Palu'lu Kürt kadın.1873 yılı kıyafeti.
http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://img240.imageshack.us/img240/511/resim2kv7.png&imgrefurl=http://forum.haber.gen.tr/yasam/1873-yilinda-turkiyede-halk-giysileri-
29.11.2012 Tarihinde yaptığım ektir;
Haberler,
07/09/2010
Rahibe Kıyafeti Tartışmalarına Süryanilerden Tepki
Rahibe Kıyafeti Tartışmalarına Süryanilerden Tepki
Mardin, Midyat’taki Süryani Kültür Derneği ile Dünya Mıhellemi Birliği,
çarşaflıları rahibeye benzeten afişler ve ardından yaşanan tartışmalara tepki
gösterdi.
Süryani Kültür Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş, Hıristiyanların Başbakan
Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından
aşağılandığını belirterek, iki lideri özür dilemeye çağırdı. Midyat Süryani
Kültür Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş yazılı açıklamasında, rahibe kıyafetinin Hıristiyanlık
için önemli bir değer olduğunu belirterek, “Rahibe kıyafeti aşağılanacak bir
kıyafet değil, aksine başörtüsü kadar şerefli ve onur verici bir kıyafet. AKP
ve Başbakan Diyarbakır mitinginde ‘CHP, başörtüsünü rahibe kıyafetiyle
özdeşleştiriyor’ diyerek Hıristiyanlar için önemli bir değer olan dini bir
kıyafeti küçümsemiş ve aşağılamıştır. Oysa Başbakan bu ülkede yasayan
azınlıkların sıkıntılarıyla birebir ilgilendiğini bir çok yerde ifade
etmiştir.”
Açıklamaya katılanlar, “Başörtüsü onurumuzdur”, “Tesettür kutsal bir
emirdir”, “CHP başörtülülerden özür dile”, “CHP rahibelerden özür dile”,
“Rahibeler Hz. Meryem’in varisleridir” yazılı dövizler taşıdı.
Süryani Kültür Derneği, Midyat / Dünya Mıhellemi Birliği
Görün işte Süryanileri!
PADİŞAH EMRİ LATİN HARFLERİYLE
OSMANLICA OKUYABİLİYORSANIZ ORJİNAL METİN DE DAHA AŞAĞIDA
(İrade Dâhiliye, Nu. 99887)
Yıldız Saray-ı Hümâyûnu Başkitâbet Dâ'iresi
5894
Bugün Cum'a selamlık resm-i âlîsini müteâkib Teşvikiye'de kâ'in Silahhâne-i Hümâyûnu teşrîf-i meâlî-redîf-i hazret-i pâdişâhî vukûuyla oradan Saray-ı Hümâyûna avdet buyurulur iken reh-güzâr-ı şâhânede bir tarz-ı acîbde bellerinden bağlı siyah çârşeblere bürünmüş ve yüzlerini dahi siyah renkde ve gayet ince peçeler ile örtmüş bazı kadınlar müsâdif-i nazar-gâh-ı âlî olarak bunların gayr-i mestûre denilecek halde açık saçık bulunmalarına ve âdeta mâtem elbisesi iksâ etmiş Hıristiyan kadınlarına müşâbih olmalarına nazaran vehleten İslam olduklarında tereddüd buyurulmuşdur. Muhtâc-ı îrâd ve îzâh olmadığı vechile devlet-i muazzama-i İslâmiye edâmahallâhu teâlâ ilâ-yevmi'l-kıyâmenin kıyâm ve bekâsı ve tezayüd-i şevket ve i'tilâsı heyet-i devletin efradından bulunan bi'1-cümle müslimîn ve müslimâtın kâffe-i ahvâl ve evdâ ve harekâtda şerî'at-i garrâ-yı Ahmediyenin ahkâm-ı münîfe ve münciyesine kemâl-i ihtimâm ile tevessül ve ittibâ' etmelerine menût ve merbût olup aks-i hâl ma'âzallâhu te'âlâ gerek efrâd-ı ümmet ve gerek esâs-ı devlet içün maddî ve ma'nevî mûcib-i mazarrât-ı bî-nihâyet olacağından İslâm kadınlarının cümle-i evâmir-i ilâhiyeden bulunan usûl ve âdâb-ı mergûbe-i tesettür ve ihticâba fevka'1-âde dikkat ve i'tinâ etmeleri lüzûmu vâreste-i beyân ve ityân olarak işbu çârşebler ise İslâm kadınlarınca emr-i tesettüre asla muvâfık ve müsâ'id olmadığı gibi li-maksadin şuraya buraya girmek içün bazı münâsebetsiz erkekler tarafından dahi bir perde-i fesâd ve mel'anet olarak isti'mâl edilmekde olup hatta geçenlerde bir erkek bu sûretle çârşebe bürünerek kadın kıyâfetinde müsellehan bir hâneye dühûl ile evdeki kadının üzerine bi'1-hücûm sirkat eylediği eşyâyı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan diyâneten ve maslahaten derkâr olan mazarrât ve mehâzîr-i adîdesine mebnî bu bâbda îcâb edenlere sûret-i leyyine ve münâsibede tefhîmât ve vasâyâ-yı lâzıme îfâ edilmek sûretiyle kadınlarca çârşeb iktisâsının men'i esbâbının istihsâli şeref-sâdır olan emr u fermân-ı hümâyûn-ı cenâb-ı pâdişâhî iktizâ-yı âlîsinden bulunmuş olmağla ol bâbda emr u fermân hazret-i veliyyü'1-emrindir.
Fî 4 Ramazân sene 1309 ve Serkâtib-i hazret-i şehriyârî
Fî 20 Mart sene 1308 bende
[2 Nisan 1892] Süreyya
Belgenin Aslı;
İşte ilgili haber linkleri;
Balkanlarda "Müslümanlar Eşcinseldir" kitaplı Propagandası;http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=379965
Papazlar ve eşcinsellik; http://www.nuriyeakman.net/node/1110
Eşcinselliğin bilimsel sebebi; http://www.hayatsite.com/dogurganlik-geni-homoseksuel-yapiyor-t-6829.html
Terör ve Eşcinsellik; http://www.harunyahya.org/kitap/hy_terorun_perde_arkasi/Teror7b.html
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.