BLOG, TÜRK MİLLETİNE VE İNSANLIĞA ADANMIŞTIR.ÜCRETSİZDİR.HİÇ BİR YAZIMIN BÜTÜNÜYLE LİNK VERİLSE DAHİ YAYINLANMASINA İZİN VERİLMEZ,LİNK VERİLEREK ALINTI SERBESTTİR. TOPLUMUN GENEL DEĞERLERİNE GÖRE YAZMAK AFERİN ALAMAYA YARAR. ÖNEMLİ OLAN ASIRLARDIR ÜSTÜ ÖRTÜLMÜŞ GERÇEKLERİN ÖRTÜSÜNÜ KALDIRARAK GÜN IŞIĞINA ÇIKARMAK, TOPLUMA YENİ DÜŞÜNME YETENEĞİ KAZANDIRMAKTIR.ÇALINTI TELİF HAKLARI YASASI DAHİLİNDEDİR... +40 (KIRK YAŞ ALTI İÇİN ZARARLI OLABİLİR);
Sayfalar
▼
11 Ağustos 2008 Pazartesi
23 NİSAN ve MERHAMET DİLENCİLİĞİ
Bu gün 23 Nisan .Büyük önder ve Türk Milletini esaretten kurtaran büyük adam Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluş yıldönümünün kutlanmasını "Çocuk Bayramı" olarak ilan eden büyük önderin eseri.
Çocuk,toplum kültüründe geleceğin sembolü olduğundandır ki bu gün çocuklar her yıl olduğu gibi Mecliste kendilerine gösterilen koltuklara oturdular.İktidarın zihniyetini de gösterdiler.Dinsel motifler içerikli söylemlerde bulundular.
Bu da AKP'nin namaza alıştırma kampanyası.Bursa'da namaza giden çocuklara cep telefonu vb.değişik eşantiyonlar veriliyormuş.Şansız olup alamayanlar da ağlıyorlarmış.İmamın yakını olanlar yaşadı.Eşantiyonları o dağıtıyor çünkü.Yeni Şafak'ın bir haberi.Çocukları beklentilere alıştırmak, gerici örgütlenme yapmak ya da "dini yaşamayı öğretmek" ne denirse densin.Bu da bir kampanya.Geriye doğru Marş marş!!!
Bunun yanında yine bir ulusal yayın yapan Tv kanalında "Kürt Milliyetçiliği" kapsamında ve "Terör örgütüne,bölücülüğe destek" içeren "Ana okulu ekle" kampanyası da başlatıldı.
Çatır çatır 10 YTL değerinde bağışa eş olan "mesaj bekliyoruz diye" yapılan çağrılar şu an devam etmekte.
Aynı Osmanlı'dan koparılan diğer yerler gibi,"İmar et sonra da teslim et " siyaseti.
Toplanılan yardımların "doğu"ya yani resimleri gösterilen,özellikle yalın ayaklı ve çöplükten toplanmış gibi görünen pis kıyafetlerle çektirilmiş özel görüntüler.İnsanda merhamet duygusu uyandıran nice konuşmalar sürüp gidiyor.
İşte Kürt Milliyetçiliği ve merhamet sömürücülüğü yapan sitelerden alınmış iki örnek;
Sizce bu çocuk yoksul mu yoksa pis mi?Ben Batıda bir dağ köyünde doğdum.Bu kadar yeni önlüğü ilk alındığında giymiştim.Hastalıktan büyüyemediğim için beş yıl aynı önlüğü kullandım.Hiç doktor görmedim.Haftada bir gün bir minibüs gelip köylüyü pazara götürüdü.O da hepsine yetmezdi. Pantolonumda 20-30 yamadan aşağı yama olmazdı.Cızlavet lastikleri de yeni.O ortamda iskarpini bir günde dağıtırsın zaten,çamur parçalar.Çantası ve sanırım devletçe verilmiş poşeti de var.Benim çantamı yırtık yorgan yüzünden elle dikmişti annem.Elektrik bilmezdik,kör kandilde,Kur'an rahlesinde ödev yapardık,aynı ışıkta misafir ağırlardık, hasır üstüne serilmiş eski pılı pırtıdan yapılmış incecik minder üstünde yatardık.Duvarlarımız kerpiçti,badanası için samanı toprakla karıştırır duvara sürerdik.Kireç olmadığı için dağın bir yerinden ak toprak kazar sırtla eve getirir onunla duvara kireç görüntüsü verirdik.Bunları annemiz yaptığından biz de yanında ancak bekçilik eder,bulduğumuz çalı çırpıyı da toplar getirirdik.Ama evimizin içinde hiç örümcek ağı olmzadı.Her gün o kadar iş arasında süpürülürdü.Kapı altından giren rüzgar da bizi dondurduktan sonra pencereden çıkardı.Çay,cam bardak,metal kaşık bilmezdik.Bilinirdi de alacak para yoktu.
Bunlar çok değil 1968 yılına ve o muhteşem şatafat içinde yüzdüğü söylenen bir Türk ailesine aittir.Ve annem bizi asla "PİS" gezdirmedi.
Asla "Merhamet dilencisi" de olmadık,dilenmedik de dilenmeyiz de.
Bunların ki ise sefillik değil tamamen "PİSLİK ve İLGİSİZLİK".
Git evine hepsi marka yabancı sigara içer.Kesinlikle içki de vardır.Evleri de betonarmedir.Bu çocuğun görüntüsü sadece doğal köylü görüntüsüdür.Ailesinin pisliği ise çocuğa yansımış o kadar.
Bu da yukarıdakinden farksız.Ayakkabısı yeni.Bağcığını annesi bağlamamış.Çocuğu iyi eğitmediği için o da çamura yatmış.Ne yama var ne de eskime izi.Aynı çocuklardan İstanbul'da da Batıda da var.Pis insan her millette var.Pislik ayrı sefillik ayrıdır.Bu resimleri Kürt Milliyetçiliği yapmak için kullanıyorlar.Ama,aynı çocuğun babasının 10 ile 20 yaş arası en az üç karısı, adlarını bile söyleyemediği 8 ile 30 çocuğu olduğunu,devleti ve kanunlarını hiçe saydıklarını yazmıyorlar.O köylerden iki haneden birinde Almancı olduğunu da,bu güne kadar kaç asker ve polis öldürdüklerini de,eşeklerinin bile yeşil kartlı ve belediyeden maaşlı olduklarını da,mal dışarı çıkmasın diye akraba evlilikleri yaptıklarını bu yüzden sayısız sakat çocuk doğurduklarını da,ayda kaç kez uyuşturucu ve silah kaçakçılığına karışıp kaç milyar kazanç sağladıklarını da yazmazlar.
Utanmadan merhamet dilenciliği de yaparlar.Oysa tüm milletlerde "dilencilik" acizlik ifade ettiğinden dolayı aşağılanmaıştır.Dilenci seven hiç bir millet yoktur.Çingene bile dilenirken öbür çingeneyi aşağılar.
Doğuya yapacağınız yardımlar şehit cenazelerini ve acılarını arttıracaktır.
Bazılarının da gerçek olduğunu varsayalım.Nitekim de var.Ancak,nasıl bakacağını düşünmeden "Kürdistan kurmak için asker" yetiştiren,şeyh ve ağalarının telkini ile üretilen bu çocuklardan Türkler niye sorumlu olsun ki?Kimler kürdistan kurmak için teşvik ediyorsa onlar baksın.
Beni,evladımı,yakınımı,ırkdaşımı kurşunlayacak,eşini,evladını kaçırıp haraç isteyecek olan bu insanlara ben niye yardım edeyim ki?
Evlenme,askerlik,barınma,beslenme gibi tüm ihtiyaçları ağaları,şeyhleri ve pirleri tarafından karşılanan ve asırlardır bu şekilde yaşamayı tercih etmiş bu insanlar "özgür vatandaş" olmak da istememektedirler.
Bir Dersim Türküsünde dile getirildiği gibi;
".....Ağam sen bu yerden gideli,
Bu yerler viran oldu....."
Tarih boyunca her ihtiyacı ağası tarafından karşılanan doğulu ağası Dersim isyanı sonrası sürgüne gönderilince ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelir.
Rus Ordusunda subaylık yaptıktan sonra Van'daki aşiretinin başına dönen ve Van Milletvekili seçilen Kinyas Kartal; "Ben köy enstitülerine karşı değilim ama burada eğitilenlerin yüzünden kimse beni dinlemiyor.Köylülerimin mektuplarını bile kontorl edemiyorum.Benim hakkımda neler düşündüklerini öğrenemiyorum.Böyle devam ederse ağalık da elden gidecek.Ben yaşadığım sürece "AĞA" olmak isterim.Bu yüzden de Köy Enstitülerinin kapatılması için işbirliği yapmaya bütün doğulu ağalar birlikte karar verdik" dediği yazılır,bazı kanallarda da dile getirilir.
Yıllardır nerdeyse yılda bilmem kaç kez düzenlenen "Doğuya yardım" kampanyaları ile toplanıp gönderilen yardım malzemeleri hiç bir doğulu çocuğa ulaşmamıştır.
İşte,450 YTL."özürlü ve sakat yardımı maaşı" alabilmek için kuyrukta biribirlerini bıçaklayan iki Diyarbakırlı Kürt.Bunlar ne yapmaz ki?
Çünkü,halen devletin güvenlik gücü olan Jandarma bile bir suçluyu "Köy ağasının veya Aşiret Reisinin" izni olmadan oraya girip alamaz.
Yardımlarda bu feodallerin izni olmadan orada dağıtılamaz.Yardımlar bu feodellere verilir.Onlar da büyük şehirlerdeki iş yerlerinde bunları satarak paraya çevirirler.İstanbul,Antalya,Muğla,İzmir,Bursa gibi bir çok yerlerde turistik otel zincirleri,süper marketleri olan bu ağalar önce kendi halklarına baksınlar.Ağa sömürecek,Türk besleyecek ve kurşun yiyecek.Olmaz yani bu kadar da angutluk.
Dağlarında maden aramaya giden Maden Tetkik Arama Enstitüsü mühendis ve memurlarını "Burası Kürt toprağıdır burada maden arayamazsınız" diye kovan "Komünist Atatürk'ün harflerini öğrenmeyin dinden çıkarsınız" diye çocukları okula göndermeyen, gelen yardımları "ticari kazanca" çeviren bu insanlara yapılan yardım: "Askere gönderdiğiniz oğlunuza,damadınıza KURŞUN,EL BOMBASI,ROKETATAR MERMİSİ" olarak karşımıza çıkmaktadır ve bu varlıkların ehlileşme imkanı varmıdır ki yardım edilsin?
Yaptığınız yardımlarla "Kürdistan"kurmak için güçlendirdikleriniz.Türbanlı PKK'lılar.
Bir ay önce Ali KIRCA'nın Siyaset Meydanı Programına katılan Hakkari-Çukurcalı kadınlar hiç de mağdur değillerdi ve "Türk anası evladını askere gönderirse ben de PKK'ya gönderirim" diyorlardı.
"Kürdistan kurmak" amacı ile "Aile Planlaması "görevlisi memurları silahla kovan,sınırsız ,sayısız ve sorumsuz çocuk üreten,evlatlarının adlarını dahi hatırlayamayan ve bunu şeyhleri ve pirleri ile hatta devletten maaş alan köy imamları ile destekleyen bu insanlara yapacağımız yardımlar bize kan,ölüm ve gözyaşı,sokakta kapkaççı, gaspçı,hırsız,terörist ve iş yerinizin dibinde patlayan BOMBA" olarak geri dönecektir.
Karsta bir yardım izdihamı görüntüsü.Bunların hepsi aç mı?
Etiopya ve Somali'nin yıllardır iskeleti çıkmış çocukları ve kadınları basının önüne çıkararak yaptığı yardım çağrılarının da benzer bir tür "ağalık-aşiret" örgütü tarafından organize edildiğini ve bu yüzden yardımların yerine ulaşmadığını tespit eden Avrupa artık yardım yapmakta gönülsüz davranmaktadır.
Atatürk'ün ölümünden sonra çıkarılan sayısız isyanlarla devleti ele geçiren ve bu yolla yeni bir "Kürt Burjuvazisi" yaratanlar kârlarına daha nicelerini eklemek için bu tür "Mağdur Doğu" yalanlarını sürdürmektedirler.
Bu gün yine bir şehit haberinde yine "ayakları çıplak " bir Kürt Şehit Ailesi" seyrettik.Acısı acımızdır.
Ancak,aynı olay,Türk ailelerinden birinde olduğunda,"Fakirliğini belli etmemek için komşusundan ödünç aldığı giysilerle toplum içine çıkan ve "Evladım görevini bitiremedi ben gideyim " diyen "ASİL TÜRK BABALARI"nın sergilediği fedakarlıklar ise hiç göz önüne getirilmemektedir.
Hiç bunlara yardım,devlet dairelerinde bazı kolaylıklardan söz edilmemektedir.
Oysa o adamın haline bir bakmak ne durumda olduğunu rahatça göstermeye yetiyordu.
Ama o adam ne kendini ne devletini "Küçük Düşürecek" bir davranışa girmemek için özel çaba sarfetmişti.
Ama onuru hiç olmamış,asırlardır ağası adına yapageldiği eşkiyalık,çingenelik ve hırsızlık alışkanlıklarının yarattığı "Aşağılık" kişilik yapılarını utanmadan sergilemektedirler.
Çalmak,dilenmek,soymak,hırsızlık bu insanların yaşamlarının bir parçası olmuştur.
Bölgeye yapılan yardımların dağıtımları sırasında zengini fakiri,açı toku "Kıtlık Varmışçasına" hücum etmekte ve ne kadar "kişilikten,onurdan,şereften yoksun" olduklarını sergilemektedirler.Göstermiş oldukları bu davranışları hiç bir "Dini ve Ahlaki" terbiyeye de uymamaktadır.Bunu durumu savunmak açıklamak mümkün değildir.Tamamen şerefsizliktir.
Bunların halini başka bir şekilde açıklamak mümkün değildir.
Hiç bir Türk açlıktan ölse bile kendini böyle aşağılık,görgüsüz,rezil duruma sokmaz.
Türk Milletine de "Devlet Sahibi Olma "onurunu da veren bu asaletidir.Millet olmak için önce "Onurlu" olmayı bilmek gerekir.
Oysa, durmadan asırlardır evlatlarını vatanları için şehit vermiş Türklerin çaresizlikleri de devletin başındaki Kürt siyasetçiler tarafından da daima görmezden gelinmektedir.
Ey Türkler,bu tür kampanyalara yapacağınız her türlü yardım size,evinizin,işyerinizin önünde, sokağınızda patlayan bomba,askere giden evlatlarınıza kanlı kefen, bankamatikten maaşınızı çalan gaspçı,kapkaççı ve terörist olarak sizlere geri dönecektir.
**************************************
Bunlar da AKP'nin Kürt icraatları:
Bu da AKP'nin Kürt nüfusunu arttırmak için Diyarbakır başta olmak üzere tüm doğu illerinde dağıttığı yardımları gösterir liste.
Aşağıdaki haber aşağıdaki Linkten alınmıştır.
"http://efe06.yforum.net/topic/kurt-nufus-turk-nufusu---7.html
Yapılan yardımların miktarları Milliyet gazetesine göre şöyle :
Her anne adayı için her doğumda 50 YTL
Sağlık yardımı olarak her çocuğa ayda 15 YTL
Her anne adayı için gebeliğin ilk 7 ayında ayda 18 YTL
İlköğretime devam eden erkek öğrencilere ayda 20 YTL
İlköğretime devam eden kız öğrencilere ayda 23 YTL
Ortaöğretime devam eden erkek öğrencilere ayda 28 YTL
Ortaöğretime devam eden kız öğrencilere ayda 39 YTL
Ve Mecliste Türkler:
Başbakanın danışmanlarının, başbakan yardımcısının kürt olması tesadüf değil. Bu ülkenin hala %80’i Türk, ama mecliste Türkler ancak %40 ile temsil ediliyor. Meclis başkanı bile Manisa doğumlu bir kürt kökenli. Bakanların, vekillerin yarısı kürt. Türkiye’de iş adamlarının, otel ve tesis sahiplerinin, lüks otomobillerin sahiplerinin, fabrikatörlerin, bar gazino sahiplerinin, kısacası bu ülkenin kaymağını yiyenlerin çoğu kürt kökenli ama, hala utanmadan fakirlikten ezilmişlikten bahsederler. Her şeyi devletten beklerler, yine de memnun olmazlar. Bugün Diyarbakır, Batman, Siirt gibi illere verilen devlet yardımı Kastamonu, Zonguldak, Kütahya ve Trabzon gibi illerden 3 kat fazladır. İnanmayan araştırsın.
Ayrıca Başbakanın kır kişilik danışman grubunun tümü de Kürt'tür.Çoğu da iş Fethullah -Kürt Said tarikat mensuplarıdır.
Gazeteden haber: Van’da 68 yaşında bir Kürt, 26 yaşındaki ikinci karısından 13. yavrusunu peydahlamış. Toplam 13 çocuğu, 100 kadar torunu varmış, artık başka çocuk istemiyormuş. Gazeteci, ‘bu kadar çocuğa bu fakirlikle nasıl bakıyorsunuz?’ dediğinde, kürdün cevabı harikaydı. ‘Kaymakamlık gerekli her tür yardımı yapıyor, hiç bir sorunumuz olmuyor’ !
*********************************
Birde Star1 Tv'nin 1996 yılı nüfus sayımında Van'lı 150 çocuk,40 karısı,450 torunumu ne olan bir ağa vardı.Bu kişi ile röportaj yapan bayan muhabir soruyordu;
Kaç çocuğunuz var,adlarının söyleyebilirmisiniz?
-150 kadar var.adlarını valla bilemiyom.
-Kaç karınız var?
-40 kadar var işte.
-Neden bu kadar çok evlilik yaptınız?
-Bi çocuk yapınca hemen memeleri sarkıyo.Ben de dik memeli kadın seviiim de ondan evlendim.
-Daha evlenecekmisiniz?
-Yaşlandım amma,evlensem de fena olmaz.(Muhabire de bir bıyık buruyor bu arada)
Gelde bunlara yardım et.
Saygılarımla
Keykubat
Kör Kandil:Dibi 6cm çapında ve 6.cm yüksekliğinde çinkodan veya bakırdan lehimle yapılmış konik bir kap.Ucunda da fitil adı verilen bir bez girmesi için 3-4 mm.lik bir delik vardır.Koni kapın içine petrol ürünü olan gaz yağı konulur ve sarkıtılan fitil gazı emer.Dışarda kalan fitil kibritle yakılınca gazı idareli olarak yakar ve mekanı aydınlatır.O zamanların köylerde en yaygın aydınlanma aracı bu kaptı.Hali vakti olanlar biraz daha geniş hacimlisini veya bilinen gaz lambasını kullaırlardı.O da ancak misafir geldiğinde yakılırdı.Durumu daha iyi olanlar ise pompalı lüküs kullanırlardı. Şehirlerde LPG ile çalışan lüküslerde olduğunu sonradan öğrendim.Gençler buı yazdıklarımdan hiç bir şey anlamayacaklardır ya neyse,araştırırlarsa bulurlar.
23.4.2008
neden kürtlere karşı bu kadar nefret dolusunuz? neden üşenmeden oturup parağraf parağraf üstüne bu zehirli nefreti kusma gereği duydunuz?
YanıtlaSiltürkiye türklerinmiş... peki bu topraklar üzerinde yaşayan diğer halklar ne olacak? yunanları ermenileri sürdük, kürtler kaldı, napalım, onları da toplu imha mı edelim? bir tek biz 'türkler' kalalım anadolu'da.
yuh yani, yazınızın hepsini okumadım, okuyamadım ama kürtleri bu kadar aşağılamak, bu kadar hepsini aynı kefeye koyup düşman ilan etmek çok ayıp, insanlığa yakışmayacak bir şey... tüm bir halkı nasıl, hangi mantıkla, neye dayanarak yargılarsınız? çok kınıyorum sizi. umarım nefretinizin asıl hedefini kendi içinizde bir yolculuğa çıkıp bir gün keşfedersiniz. ve o hedef kendiniz olursa hiç şaşırmayın, ben şaşırmazdım...
ben size herşeye rağmen nefret değil, sevgiler gönderiyorum.
Kürt Düşmanlığı mı Kürtlerin Düşmanlığına karşı bir savunma mı?
YanıtlaSilYazıyı okumadan yorumladığınız için yapacak bir şey yok zaten.Tam bir Kürde göre davranış.
200 yıldır süren Kürt ihanetlerinin,Kürt feodallerinin yaptıklarını,konuda geçen olayların da bu kapsamda birer düzmece eylemler dizisinin ürünü olduğunu göz ardı etmniz hayret vericidir.
Siz emperyalizmin kucağına oturup kabadayılık yapmakta serbestsiniz ama bir Türk fikrini yazdığı zaman hemen "emperyalist,ırkçı ve faşist olur.
Ya siz ne oluyorsunuz emperyalist uşakları?
Ermeni,Bulgar,Romen,Macar,Sırp,Yunan,Arap ve diğerleri de sizin düştüğünüz oyunlara önceden düştüler.
Başları göğe eren var mı?
İçlerinde büyük dünya gücü olan var mı?
Sizin de olacağınız en fazla o kadardır.Siz onlar kadar bile olamayacaksınız.
Keykubat