Sayfalar

24 Şubat 2024 Cumartesi

#GÖBEKLİ TEPE İNGİLTERE BAĞLARI

İngiltere'nin Göbekli Tepe Faaliyetlerinin Arkasında Babil İnanna- İştar Baykuş Tanrıça Kültleri Yatar.

I.Konstantin Hıristiyanlığı resmi din ilan ettikten sonra(324) İsevilik tam şekillenmiş değildi ve Baykuş Tanrıça İnanna, İştar, Suriye'de Aştorte, Filistin, Kudüs ve çevresinde Ibraniler dahil Aşera, Urfa, Mardin'de Er Ruha, Greklerde Afrodit Gök ana tanrıça ibadetleri içeren pagan temellere sahipti.








Hıristiyanlık dinine ve Katolik İnciline günümüz inanç temellerini koyan da Büyük Jüstinyen'di.
Aile içi ensest, eşcinsellik, aynı cins evlilikleri, dışı şeytan ibadetleri, kurbanın yasaklanması gibi konulara son hali Tanrı Kral geleneğine dayalı olarak, "Gökteki Tanrımızdan Aldığı Vahiylerle Bu Anayasayı Tanrımız Jüstinyen Yazdırmıştır" diye başlayan Jusinyen Anayasa maddeleri İncil'e de uygulanarak ilahi emirler güncellenmiştir.

İngiltere de Thames köprüsü ayakları yanında bulunan Babil dini Baykuş Tanrıça İştar tapınağının girişindekinden başlayarak heykellerini yıkmıştı.

Ama 15.yy da Fransa kralı 4. Filip ile Papa 5.Klement, Tapınak Şovalyelerinin son ustası Jack de Molay başta tüm Mason ruhbanlarını 1314'de imha etmeye başladıklarında, kurtulan ruhbanların ve imanlılarının bir kısmı İskandinavya ve İskoçya'ya sığınmıştı.

1550'lerde Gül-haç Şatanist kilisesini inşaa ettiler ve 15 yıl içinde Ingiliz tahtını da etkileyerek, 1565'de Ispanyol donanmasını yok ederek küresel imparatorluk kurdular.

Bu gün AB-D ve İngiliz imparatorluğu onlarındır.

İngiltere, Amerika'nın Süryani Yahudi Vehhabileri, Gregoryen Ermenileri, Gürcüleri, Bagratunileri Yezidi ve Dürzileri destekleme sebebi Şatanizm kökleri yüzündendir.

Bu gün Vatikan tümüyle Şatanist olmuştur. Son 300 yıllık İslâm da öyle.
Ondan önce de Sabi, Süryani, Yezidi elindeydi zaten.

Bu bilgilerden sonra Aşağıdaki Ahmet Ardıç beyin tespitlerini nasıl yorumlayacaksınız bakalım.

Alaeddin Yavuz


GÖBEKLİ TEPE’DE NELER OLUYOR?

Alıntı yazı. 

Sözde tarih yazarı İngiliz vatandaşı Andrew Collins, özel izin ile Türkiye’de kazı yerlerine girerek, kendi yazmış olduğu kitapları satıyor.


Ortaya atılan iddialara göre ise Collins, tarihi alanlara girdikten sonra sözde sahte kanıtları, kendi eliyle yerleştirebilecek bir ajan.


Bu iddialar ise sansasyonel olayların yaşanmasına sebebiyet verecek gibi gözüküyor…


Andrew Collins denen ‘sözde yazarı’ araştırma alanlarına sokanların maksadı var.
Şimdi ise sizlere detayları açıklayacağım.


Bu adamın ve ona yol verenlerin maksadını anlamanıza yardımcı olmak için size bazı net örnekler verebilirim.


Bu kişi ne yapıyor? Amacı ne?


Bu adam Anadolu da sözde bir tarihi harita alanı yaratmak için kanıtlar imal ediyor.


Başta Şanlıurfa Göbekli Tepe müze alanında olmakla, Kültür Bakanlığımızın Müze alanı içerisindeki hediyelik eşya ve kitap satış yerinden satın aldığım “Gözcüler Tapınağı ve Cennet Bahçesinin Keşfi / Göbekli Tepe ve Tanrıların Doğuşu” adlı kitabının “Gökyüzüne Giriş Kapısı” adındaki 5. bölümünün 97. sayfasında yazar Andrew Collins şu ifadelere yer vermiştir;


“Türkiye’nin Doğu bölgelerinin Büyük Ermenistan’a ait olduğu dönemde bu bölgede yaşamış olan Ermeniler Göbekli Tepe’ye göbek tepesi anlamına gelen Portasar der.”


Collins sayfa 163’te; “… T biçimli dikilitaşların dikilişinin çok katı bir inanış sistemiyle bağlantılı olduğunu hem de kadim geleneklere uyarak benzer bir süre boyunca aynı tarzda kiliseler inşa eden Hıristiyanlarınkine benzer bir inanç gücünün söz konusu olduğunu gösterir.” yazmış.


Collins kitabında farklı bölümlerde uzun uzun alıntılara yer vererek bazı (Hint Avrupalı olduğu anlaşılan) kafatası ve kemik yapılarına da değinmiş ve aynı kitabının 262. sayfasında şu paragrafı yazmış;
“Swiderianların MÖ on birinci binyılda ulaştığı sanılan Kafkas Dağlarında bulunan obsidiyen, biraz sonra göreceğimiz gibi, Ermenistan’ın da yaylalarında ve civarında bulunurdu ve buralar Swiderianlarla Göbekli Tepe’nin inşaasının ardında olduğu sanılan iktidar eliti arasındaki bağlantıların anlaşılmasında temel rol oynardı.”


Collins’in 263. sayfada “Bingöl Dağı, Erzurum’un elli kilometre kadar güneyinde, Doğu Anadolu’nun Ermenistan yaylasında, kuzey-güney şeklinde hizalanmış iki zirvesi olan bir dağdır.” açıklaması yapmış.


Aynı sayfada “… Van gölünün Ermenistan yaylasının güneydoğusunda …” gibi ifadeler de kullanmıştır.


Kültür Bakanlığımızın müzesi içinde satılan aynı kitabın 264. sayfasında Collins;
“MÖ 10250-9600 civarına tarihlenen Hallan Çemi ve MÖ 8650-7350 civarına tarihlenen Çayönü gibi, Ermenistan yaylasından Güney doğu Anadolu’ya ulaşan obsidiyen için takas merkezleri işlevi gören Proto Neolitik merkezler yoluyla gerçekleşmiş olmalıdır.” açıklaması yapmıştır.


Sayfa 266’da“Avrupalıların Obsidyen Ticaretini Ele Alması” başlıklı bölümünde “… Genç Dryas küçük buzul çağında, asıl anavatanları Orta Avrupanın Karpat Dağları olan Swiderian grupların Ermenistan yaylasına girmiş olması ve obsidien ticaretiyle bağlantılı başlıca merkezleri devralmış olması mümkün müdür?
9000 yıl boyunca bu bölgeye hâkim olan yerel kültür Zarzian’ın da bu dönemde ortada kalması ilginçtir.
Zarzianlar ilginç bir topluluktur. Hallan Çemi’nin kurucuları olmanın yanı sıra köpek ehlileştirdikleri de sanılır.


Ayrıca ortadoğuda ok ve yay kullanan ilk kültürlerden biri olup bu silahları alageyik, yaban eşeği, büyükbaş hayvan, koyun ve yaban keçisi avlamakta kullanırlardı.
Sürekli olarak hareket halinde olup genelde geçici kamp alanlarında kalırlardı ve en önemlisi Ermenistan yaylasındaki belli başlı obsidiyen kaynaklarına erişme imkanına sahiptiler.


Irak Kürdistanındaki Süleymaniye’de Zazri mağarası (bu kültürün örnek yerleşimi) ve Kuzey Irak’ta büyük Zap nehrine bakan Zawi Chemi Şanidar yerleşim yeri gibi güneydeki Zagros Dağlarında bulunan çeşitli Zaezivan kamplarında Bingöl kaynaklı obsidiyen bulunmuştur” diyor.


Collins 268. ve 269. sayfalarında bu günkü Azerbaycan coğrafyasında bulunan Gobustan bölgesindeki kaya tasvirlerinde savaşçı insanların betimlendiğini belirtmiş ve Plato Prehistorian’ın yazarı Mary Settegast’a atıfta bulunarak Gobustandaki kaya resimlerinde çizilen savaşçı figürlerinin muhtemelen Avrupa’dan gelen ve ok ve yay kullanan rengeyiği avcılarının tasvir edildiğinden de bahsederek bir anlamda belli bağlara işaret etmiş.


Yani bazı batılılara göre 12 bin yıl önce onların PIE kök dil konuşan kendi milliyetlerinden ataları vardı ve bunlar Anadolu’da da yaşıyordu.


Bizim tek bir akademisyen, dil bilimci veya tarihçimiz de “Hop dedik! Bir dakika! 9000 bin yıl boyunca ve MÖ 10 bin yıllarında da bu bölgede Ermeni, Kürt, Yunan veya Avrupa’dan gelen gruplar olduğunun bilimsel kanıtı nerede?


O dönemde Ermenistan diye bir yer ya da bu halklar mı vardı?” Yoksa Göbekli Tepe’de kazılarında 12 bin yaşında olan ve Hint Avrupalı olarak damgalanmış birinin pasaportunu mu buldunuz? diye sormamış.


Üstelik böyle bir kitap nasıl oluyor da bu müzede devletin nezaret alanında satılabiliyor diye de sormamış görünüyor.


Bu adam tarihi gerçekleri çarpıtmak amacıyla bu alanları geziyor. Üstelik vatandaşın girişine açılmamış alanları özel izinler alarak gezebiliyor. Amacı büyük olasılıkla bu mağara ve tünellere başka kültürlerin eski objelerini yerleştirmek veya kazımak.
Daha sonra bunlar bulundu denilecek ve bu alanlar Ermenilerin veya pkk’lıların atalarının alanı olarak il an edilecek. Uyanın artık.

Bunlara yardım ve yataklık yapanların da halk tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.


Ahmet Ardıç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.