Günümüzün şartlarını anlamak için 350 yıllık geçmişten, Osmanlı'nın çöküş dönemine geçiş tarihinden başlamayı uygun görüyorum.
1683 2.Viyana kuşatması başarısızlığı ardından içine kapanan Osmanlı Lale devrine geçti. Osmanlı laleler yetiştirip saraylarda konaklarda zevki safa sürerken, Kutsal İttifak devletleri yeryüzünün işgalini tamamladılar.
İngiltere sarayından gelin alarak haçlı desteği sağlayan Deli Petro, zayıflayan Osmanlıya İngiliz silahları ile saldırarak şimdiki Ukrayna'dan Karadeniz'e açılan liman şehirlerini ele geçirdi. Odesa'da tersane kurdu.
I.Selim'e (Yavuz) yardımları nedeniyle Osmanlıya vergiden muaf olan Gürcistan krallığı mezhep ve soy akrabalığı olan Şatanist dindaşı Hıristiyan Ruslarla bağını güçlendirdi.
1760’da, Süryani Yahudiler, Aramiler, Rumları temsil eden patrik ile görüştü ve onları Osmanlı’ya isyana teşvik etti.
Süryani Hıristiyanlığın mezhebi olan ve Müslüman sayılmayan Şatanist Yezidi Kürtlerin aşiret reislerinden Çoban ağa ile görüşerek isyana onları da dahil etti.
Gürcü Çarı İrakli, onlara sığınmak için ülkesinden toprak sattı.
Gürcü Çarı İrakli, onlara sığınmak için ülkesinden toprak sattı.
Yezidilere Tiflis bölgesinden, mezhepdaşı Süryanilere Batum çevresinden yerleşim arazileri sattı.
(Avrupa Parlamentosuna verilen Gürcistan Azınlık Raporu 2003)
Bu iki dini grup isyanlara başladılar.
(Avrupa Parlamentosuna verilen Gürcistan Azınlık Raporu 2003)
Bu iki dini grup isyanlara başladılar.
1768’de ortamı uygun gören Rus Çarlığı Kırım’ı ele geçirmek için Osmanlıya savaş ilan etti.
Hanefi mezhebini benimsemeyen Yahudi Kırım Tatarları da Osmanlıdan hoşnut değildi. Onların da desteğini alarak, Süryani ve Yezidilerin iç isyanları ile zayıflayan, ordusu bölünen Osmanlı altı yıl süren Kırım savaşı sonunda 1774’de yenilgiyi kabul etti. Şimdiki Moldavya yakınlarında küçük bir Osmanlı şehri olan Küçük Kaynarca'da bu kasabanın adıyla anılan kesin mağlubiyet anlaşmasını imzaladı.
Kırım’dan Batum'a kadar Kafkasya'da Rusya ortak idareci oldu.
Hizmetlerinden dolayı Ortodoks Hıristiyanlar Rusya korumasına girdi.
Askerlik ve vergiden muaf oldular.
Rusya Doğu Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu illerinde elçilikler açtı.
Hizmetlerinden dolayı Ortodoks Hıristiyanlar Rusya korumasına girdi.
Askerlik ve vergiden muaf oldular.
Rusya Doğu Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu illerinde elçilikler açtı.
Bunları kullanarak gayrimüslimleri isyana teşvik etti.
Onlara suikast tüfekleri vererek bir çok isyanı bastırmak için gelen askeri birliklerin komutanları 1000-1500 metreden vurularak askerler başsız kaldı, isyancılar kazandı.
Bu konuda tedbirler alan Osmanlı defalarca bu isyanları bastırdıysa da, isyancı başları Rus elçiliklerine sığındılar ve onların korunmasında Gürcistan’a kaçırıldılar. Bu projenin iyi çalıştığını gören Kutsal İttifak devletleri aralarındaki anlaşmaya dayanarak Rusya'nın elde ettiği ayrıcalıklara sahip oldular.
Rus idaresinde kalan Kafkasya Ermenileri de 19.yy başlarında eğitilerek Osmanlıya gönderildi ve Tebayı Sadıka olan Ermenileri para ile veya öldürerek yarattıkları korku ile isyanlara kattılar.
Bebek imparatorluk olarak kurulan ABD, İngiltere ve Osmanlı izinleriyle Beyrut'ta ilk misyoner kilise okulunu açtı.
“ Avrupa bizi yok etmek istiyor, Amerika'ya izin verelim, bize destek olsun" düşüncesi sarayda kabul gördü ve 1829 Rus yenilgilerinden sonra Amerika'nın misyoner ABCFM ( American Board Comissions for Foreigner Missions) okulları açması sağlandı.
1918 yılına kadar özellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ağırlıklı olarak Amerikan kilise okulları açıldı. Bu okullara sadece Müslüman olmayalar alındı.
Bunlardan mezun olanlar dağlara isyancı olarak gönderildi. Zeki olanları ABD’ye götürülerek yüksek öğrenim verildi, dini etnik mezhepçiliğe dayalı devletler kurma ideolojileri öğretilerek geri gönderilip yazar, öğretim üyesi, öğretmen, devlet memuru olmaları sağlandı ve Osmanlı devleti idaresi bunlara teslim edilerek, plânları önceden satılan isyanlar ve savaşlarda devletin çökmesi sağlandı.
Osmanlı bir KUKLA DEVLET haline getirildi.
1861 yılına kadar Osmanlı Anadolu’ya giremedi, vergi, asker alamadı.
Bu yükler Türklere yüklendi.
Amerikan okulları Osmanlı’nın yıkılmasında Rus yayılmacılığından daha büyük zarar verdi.
1745’de İngiliz ajanı Hemper'in bu günkü Arabistan başkenti olan Riyad, o zamanki Süryani Hıristiyan Necran'lı Mehmet Abdülvehhab ile yaydığı, “ Türkler mevali (azadlı köle)” ve “Mecüc Şeytanları soyudur, hilafet edemezler" teşhisi ile ve İngiliz siyasî ve mali destekleri ile isyan ettirilen, “kavmi necip millet" oldukları için vergi ve askerlikten muaf olan Arabistan Müslümanları da Osmanlıya büyük zararlar veriyordu.
İngiltere ve Abd, Yemame- Necran Süryani Hıristiyanlığı geleneklerine bağlı sözde Müslüman Vehhabi dini, Yezidilik, Süryanilik ile, kuzey Hindistan Süryanilerine İngilizlerce götürülüp eğitilen Şeyh Halit öğretileri ile tek din, ortak isyancılar haline getirildi.
Vehhabilik dini Balkan Müslümanları arasında İslam, Ortodoks Hıristiyanları arasında yeni mezhep olarak öğretildi, Türk soylu olmayan devşirme Müslüman ve gayrimüslimler toptan iç isyanlara teşvik edildiler.
Askere Küçük Kaynarca Anlaşmasına göre, gayrimüslimler muaf olduğundan, sadece Türkler alındığı için de isyanları bastırmakta kullanılan Türkler de kolayca DÜŞMAN, EMPERYALİST ilan edildiler. Böylece Türk Düşmanlığı da 1774 sonrası başlamış oldu.
“Osmanlı idaresindeki Rum Fener Ortodoks Patrikhanesi işgal altındadır, bu yüzden Moskova Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik olmalıdır “ tezini öne sürerek Deli Petro döneminde Sezar' rütbesine karşılık ÇAR rütbesini Gürcü Çar'larından alarak benimseyen Rus kralları, Osmanlıyı yani Müslüman Türkleri Avrupa ve Kafkasya'dan atmak için Avrupa Kutsal İttifak devletlerinden siyasi ve askeri destek alıyordu.
1861 yılına kadar Osmanlı Anadolu’ya giremedi, vergi, asker alamadı.
Bu yükler Türklere yüklendi.
Amerikan okulları Osmanlı’nın yıkılmasında Rus yayılmacılığından daha büyük zarar verdi.
1745’de İngiliz ajanı Hemper'in bu günkü Arabistan başkenti olan Riyad, o zamanki Süryani Hıristiyan Necran'lı Mehmet Abdülvehhab ile yaydığı, “ Türkler mevali (azadlı köle)” ve “Mecüc Şeytanları soyudur, hilafet edemezler" teşhisi ile ve İngiliz siyasî ve mali destekleri ile isyan ettirilen, “kavmi necip millet" oldukları için vergi ve askerlikten muaf olan Arabistan Müslümanları da Osmanlıya büyük zararlar veriyordu.
İngiltere ve Abd, Yemame- Necran Süryani Hıristiyanlığı geleneklerine bağlı sözde Müslüman Vehhabi dini, Yezidilik, Süryanilik ile, kuzey Hindistan Süryanilerine İngilizlerce götürülüp eğitilen Şeyh Halit öğretileri ile tek din, ortak isyancılar haline getirildi.
Vehhabilik dini Balkan Müslümanları arasında İslam, Ortodoks Hıristiyanları arasında yeni mezhep olarak öğretildi, Türk soylu olmayan devşirme Müslüman ve gayrimüslimler toptan iç isyanlara teşvik edildiler.
Askere Küçük Kaynarca Anlaşmasına göre, gayrimüslimler muaf olduğundan, sadece Türkler alındığı için de isyanları bastırmakta kullanılan Türkler de kolayca DÜŞMAN, EMPERYALİST ilan edildiler. Böylece Türk Düşmanlığı da 1774 sonrası başlamış oldu.
“Osmanlı idaresindeki Rum Fener Ortodoks Patrikhanesi işgal altındadır, bu yüzden Moskova Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik olmalıdır “ tezini öne sürerek Deli Petro döneminde Sezar' rütbesine karşılık ÇAR rütbesini Gürcü Çar'larından alarak benimseyen Rus kralları, Osmanlıyı yani Müslüman Türkleri Avrupa ve Kafkasya'dan atmak için Avrupa Kutsal İttifak devletlerinden siyasi ve askeri destek alıyordu.
İngiltere, Çin, Hindistan üzerinden topladığı yağmaları vergi ödemeden geniş Osmanlı ülkesinden geçirdiği için Osmanlı'nın sürmesini istiyordu.
Bu düşünceyi değiştirmek için, Orhan Koloğlu’nun “ Avrupa’nın Kıskacında II.Abdülhsmit" kitabinda, İngiltere basınından derlediği basındaki yazılara göre, II.Katerina İngiliz Lordlar Kamarası karşısında Rus aristokrat kadınları ve kızlarından oluşan bir genelev açar ve bu fahişeler ile İngiliz lordları ikna edilir, 1815 Viyana Konseyinde kendisini Dünyanın Egemeni ilan etmiş olan İngiltere'ye Osmanlı’nın yıkılması kararı aldırmayı başarırlar.
Bu düşünceyi değiştirmek için, Orhan Koloğlu’nun “ Avrupa’nın Kıskacında II.Abdülhsmit" kitabinda, İngiltere basınından derlediği basındaki yazılara göre, II.Katerina İngiliz Lordlar Kamarası karşısında Rus aristokrat kadınları ve kızlarından oluşan bir genelev açar ve bu fahişeler ile İngiliz lordları ikna edilir, 1815 Viyana Konseyinde kendisini Dünyanın Egemeni ilan etmiş olan İngiltere'ye Osmanlı’nın yıkılması kararı aldırmayı başarırlar.
Bundan sonrası Çorap söküğü gibi gelir ve Osmanlı 1917 Süveyş Kanal yenilgisi ile teslim olunca Osmanlı tarih olur.
İncil Yuhanna’ya Vahiyler Kitabı 16. Bölümde “ Armageddon denilen yerde bölgenin yerinden oynayacağı bir deprem olur ve Isa mesih gelir “ ayetine uygun olarak Armageddon merkezli Haçlı ORTAK idaresi beş bölgeye ayrılarak kurulur, cetvel ile çizilen haritalarla yeni devletler kurulur.
İncil Yuhanna’ya Vahiyler Kitabı 16. Bölümde “ Armageddon denilen yerde bölgenin yerinden oynayacağı bir deprem olur ve Isa mesih gelir “ ayetine uygun olarak Armageddon merkezli Haçlı ORTAK idaresi beş bölgeye ayrılarak kurulur, cetvel ile çizilen haritalarla yeni devletler kurulur.
Müslüman ülkeler olarak bildiğiniz Arap ülkelerinin hepsinin başına da bu Şeyh Halit'in HAÇLI MÜSLÜMAN(!) çocukları kral yapılır.
Doğu Karadeniz’de İngiltere Pontus Devleti, Amerika ise, Doğu Anadolunun Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır, Malatya, Sivas, Ordu Trabzon, Rize ve iç bölgelerinde Büyük Ermenistan kurmak ister.
1917 Rus Ekim Devrimi isyanları ile sıkışan Rus Çarlığı kuvvetlerini Doğu Karadeniz'den çekince, Teşkilatı Mahsusa Rize'yi ele geçirse de 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile yenilgiyi kabul eden Osmanlı ordusunu terhis eder, ortada devlet kalmaz. İngiltere de Pontus devleti kurmak için Batum’a ordu çıkarır ve Pontus isyancılarına askeri, mali, siyasi destekler verir. Abd başkanı Wilson da donanma göndererek Ermenistan kurmak ister.
Doğu Karadeniz’de İngiltere Pontus Devleti, Amerika ise, Doğu Anadolunun Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır, Malatya, Sivas, Ordu Trabzon, Rize ve iç bölgelerinde Büyük Ermenistan kurmak ister.
1917 Rus Ekim Devrimi isyanları ile sıkışan Rus Çarlığı kuvvetlerini Doğu Karadeniz'den çekince, Teşkilatı Mahsusa Rize'yi ele geçirse de 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile yenilgiyi kabul eden Osmanlı ordusunu terhis eder, ortada devlet kalmaz. İngiltere de Pontus devleti kurmak için Batum’a ordu çıkarır ve Pontus isyancılarına askeri, mali, siyasi destekler verir. Abd başkanı Wilson da donanma göndererek Ermenistan kurmak ister.
ABD savaş gemileri USS Sands, USS McFarland ve USS Sturtevant Rum çetelerine destek olmak için Samsun ve Trabzon'u bombaladılar.(1919-22)
O zaman Kuvayı Milliye hareketini başlatmış olan Mustafa Kemal Atatürk, Amerikan mandacısı olan ve İngilizce tercüman olarak kullandığı Halide Edip Adıvar eşi Adnan Adıvar ile bir komisyon kurarak bu donanmanın amirali Bristol ile görüşür, temin edilen bir otomobil ve askeri güvenlik eşliğinde Doğu Anadolu gezisi yapılır, hiç bir ilde Ermeni nüfusunun çoğunluk olmadığını, hatta %20’leri geçmediği tespit edilince, İstanbul Amerikan elçiliği ile hazırlanan rapor gönderilir ve sonucunda Ermenistan projesi askıya alınır.
Wilson ilkeleri gereğince Haçlı İttifak devletleri, “Osmanlı ülkesinde ve diğer ülkelerde TOPRAK İŞGALİ yapmamayı kabul ettikleri için de Fransa, İtalya soğur ve Atatürk bağımsızlık hareketine destek verirler.
Lenin ölmeden önce Gürcistan ve Batum'u işgal ederek İngilizlerin Pontus Devleti projesi de yatar ve kalan isyancıları da Kuvayı Milliye imha ederek Pontus Rum devleti iptal edilir.
Süryani ve Yezidi isyancılar da devşirme Müslüman olarak İslam Kürdistan’ı projesi terk edilir ve Türkiye Cumhuriyeti bu Arap saçına dönmüş ilişkiler şartlarında kurulur.
1924 Lozan Anlaşmasında Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına karşı çıkmayan Abd, Lozan anlaşmasına imza koymaz. Doğrudan savaşan olmadığı, savaşa sonradan Haçlı işgal devletleri ile şartlı olarak katıldığı için de, bu davranışı doğaldır. Ama, Ingiltere ile birlikte Yunan ordusu kurup, Kuvayı Milliye üstüne Anadolu işgali projesi de onundur.
Yani pek tarafsız değildir.
Tüm İslam ülkeleri üzerinde söz sahibi olacak bir İslam Halifesi ve Hilâfet Türkiyesi önerilerini ret eden Mustafa Kemal’in Kazak Türk’ü Lenin’in destekleri ile, Fransız devrimi ilkelerine dayalı Batı Demokrasisi üzerine kurduğu laik, demokratik cumhuriyet batının hoşuna gitmez.
1924’de, Lenin zehirlenerek öldürülür ve Mason Stalin devleti Rus Çarı sülalesine teslim eden Rus ırkçılığına dayalı Faşizm rejimi kurar.
İlk işi, Türkiye’yi İngiliz idaresine bırakmak olur.
Haberi alan Atatürk gecenin 03:00’ünde Rus elçiliğine gidip bağlantı kurmaya çalışsa da karşılık bulamaz. Bu yüzden SSCB'ye giden heyetler kabul edilmez, bunu kendine iş edinen büyük elçi de işinden olur.
Böylece İngiliz mandasına ilk girişimiz başlar.
1925 Şeyh Sait, Pontus, 1936 Dersim Seyit Rıza isyanları ile Kerkük Musul ve Hatay anlaşmaları görüşmelerine Türkiye’nin elini zayıflatmak için yapılan müdahaleler bastırılıp, Osmanlıdan çıkan ülkelerde HAÇLI karşıtı istihbarat yapılanmaları, Balkan ve Sadabat Paktları da onun gözden çıkarılmasına en son Mason localarının kapatılması da idam fermanı olur ve öldürülür.
Çünkü İngiliz Mandası olan bir ülke ona meydan okumuştur, cezalandırılır.
11 Kasım 1938’de TBMM'yi işgal eden İngiliz hayranı ve memuru İsmet paşa kendini cumhurbaşkanı ilan eder.
12 Mayıs 1939’da, Atatürk’ün “Yapmayın” dediği İngiltere- Türkiye Ticaret Anlaşması yâni, İngiliz Mandası olmamızı sağlayan anlaşma imzalanır. Ardından, ABD, Fransa, İtalya, Almanya ile tekrar edilir.
1943’de Almanların yenileceği kesinlik kazanınca İsmet paşa Kahire toplantısına davet edilir. Churchiil, Truman, Stalin ile görüşür, Türkiye’nin şeriat ağırlıklı demokrasiye geçmesi telkin edilir.
Konya’lı tarihçi Cemal Kutay ŞERİAT rejimini öven kitaplar yazar.
1946’da, Abd-İngiltere isteği üzerine, haçlıların asırlık işbirlikçileri olan Süryani ve Yezidi isyancılar, önceden Vahhabilik dinini Nurculuk tarikatında İslâm Kürdistan’ı adıyla II.Abdulhamit zamanında kurmuşlardı. Bunlar, Celâl Bayar, Adnan Menderes, Zorlu, Polatkan önderliğinde kurulan Demokrat Parti ile iktidara taşınmak için anlaşıldı. CHP'nin iktidar olmama güvencesinin imza altına alındığı meşhur Pembe Köşk Muvazaası anlaşması da yapıldı.
14 Mayıs 1950 seçimleri ile, Osmanlı’yı yıkan Süryani ve Yezidi Kürt, Ermeni, Rum isyancılar, İslamcı nutuklarla hükümete sokuldu. Saidi Kürdi, Isparta, Sinop ve diğer Karadeniz illerinde camilerde yeni dinin vaizi oldu.
Devletin tüm bürokrasisi tasfiye edildi, Milli İstihbarat Teşkilatı bile NATO ülkelerinin her biri için ayrı ayrı çalışan, onlardan maaş alan, nüfus müdürlüklerinin yakılmasıyla, savaşlarda, isyanlarda ölen şehitlerimizin mallarını üstlerine yeni aldıkları Türk ve Müslüman adlarıyla kayıt ettiren kriptolardan oluşan her meslekten ajanlar ile dolduruldu.
Böylece devlet idaresinden Atatürk, Türk, Bağımsız Cumhuriyet yanlısı Müslüman- gayrimüslim herkes temizlendi.
Amerika, İngiltere ve Avrupa Haçlı ülkeleri için tehdit de kalmadı.
1956 yılında Türkiye’ye yardım konusunu görüşen Abd senatosuna, küresel sermayedar Rockfeller, “ Türkiye oltada balıktır, ortadaki balığa yem verilmez” diyerek nakdi yani para yardımını engellemiş, askeri yardım önermişti.
Halka vaat ettiği projeler yarım kalan Menderes Amerika yollarına düşmüş sonuç alamamıştı.
İki üç yıl sonra, Menderes'in yakarışlarına dayanamayan Abd, Almanya'ya ağrıdığı 198 milyon $ parayı verse de ihtiyaç karşılamadığı için SSCB ile İş Bankası hisseleri karşılığında kredi anlaşması için randevu istemişti.
Harp Akademisine İngiltere Kıbrıs elçisinin Fevzi Çakmak paşaya ricası ile kabul edilip, mezun olunca Amerika'ya götürülüp 8 yıl Amerikan Harp Akademisi okuyan, 1864’de sultan Abdülaziz’in Kıbrıs’a sürdüğü, Kayseri Pınarbaşı Ermeni isyancıları soyundan olan Hüseyin Feyzullah namı değer Alpaslan Türkeş’in ABD destekli yaptığı 1960 askeri darbesi ile indirilen Menderes, Sscb ile kredi anlaşması görüşme tarihinde idam edilmişti.
Atatürk’ün eşi Latife hanımın yeğeni olduğu için Atatürk’’ün Hukuk Fakültesine yazdırıp okuttuğu Adnan Menderes de bütün Amerikan hayranlığına rağmen tasfiye edilmişti.
1961’de ABD Türkiye’yi “ 1. Derece savunulacak Nato ülkesi” kapsamından çıkarınca, Atatürk’ü keşfeden İsmet İnönü, 1962’de hükümeti kurmuş ve Amerikan karşıtı Türk Solu ideolojisini Erdal İnönü’ye eğittirdiği Deniz Gezmiş, TİP gibiler üzerinden yaydı.
Wilson ilkeleri gereğince Haçlı İttifak devletleri, “Osmanlı ülkesinde ve diğer ülkelerde TOPRAK İŞGALİ yapmamayı kabul ettikleri için de Fransa, İtalya soğur ve Atatürk bağımsızlık hareketine destek verirler.
Lenin ölmeden önce Gürcistan ve Batum'u işgal ederek İngilizlerin Pontus Devleti projesi de yatar ve kalan isyancıları da Kuvayı Milliye imha ederek Pontus Rum devleti iptal edilir.
Süryani ve Yezidi isyancılar da devşirme Müslüman olarak İslam Kürdistan’ı projesi terk edilir ve Türkiye Cumhuriyeti bu Arap saçına dönmüş ilişkiler şartlarında kurulur.
1924 Lozan Anlaşmasında Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına karşı çıkmayan Abd, Lozan anlaşmasına imza koymaz. Doğrudan savaşan olmadığı, savaşa sonradan Haçlı işgal devletleri ile şartlı olarak katıldığı için de, bu davranışı doğaldır. Ama, Ingiltere ile birlikte Yunan ordusu kurup, Kuvayı Milliye üstüne Anadolu işgali projesi de onundur.
Yani pek tarafsız değildir.
Tüm İslam ülkeleri üzerinde söz sahibi olacak bir İslam Halifesi ve Hilâfet Türkiyesi önerilerini ret eden Mustafa Kemal’in Kazak Türk’ü Lenin’in destekleri ile, Fransız devrimi ilkelerine dayalı Batı Demokrasisi üzerine kurduğu laik, demokratik cumhuriyet batının hoşuna gitmez.
1924’de, Lenin zehirlenerek öldürülür ve Mason Stalin devleti Rus Çarı sülalesine teslim eden Rus ırkçılığına dayalı Faşizm rejimi kurar.
İlk işi, Türkiye’yi İngiliz idaresine bırakmak olur.
Haberi alan Atatürk gecenin 03:00’ünde Rus elçiliğine gidip bağlantı kurmaya çalışsa da karşılık bulamaz. Bu yüzden SSCB'ye giden heyetler kabul edilmez, bunu kendine iş edinen büyük elçi de işinden olur.
Böylece İngiliz mandasına ilk girişimiz başlar.
1925 Şeyh Sait, Pontus, 1936 Dersim Seyit Rıza isyanları ile Kerkük Musul ve Hatay anlaşmaları görüşmelerine Türkiye’nin elini zayıflatmak için yapılan müdahaleler bastırılıp, Osmanlıdan çıkan ülkelerde HAÇLI karşıtı istihbarat yapılanmaları, Balkan ve Sadabat Paktları da onun gözden çıkarılmasına en son Mason localarının kapatılması da idam fermanı olur ve öldürülür.
Çünkü İngiliz Mandası olan bir ülke ona meydan okumuştur, cezalandırılır.
11 Kasım 1938’de TBMM'yi işgal eden İngiliz hayranı ve memuru İsmet paşa kendini cumhurbaşkanı ilan eder.
12 Mayıs 1939’da, Atatürk’ün “Yapmayın” dediği İngiltere- Türkiye Ticaret Anlaşması yâni, İngiliz Mandası olmamızı sağlayan anlaşma imzalanır. Ardından, ABD, Fransa, İtalya, Almanya ile tekrar edilir.
1943’de Almanların yenileceği kesinlik kazanınca İsmet paşa Kahire toplantısına davet edilir. Churchiil, Truman, Stalin ile görüşür, Türkiye’nin şeriat ağırlıklı demokrasiye geçmesi telkin edilir.
Konya’lı tarihçi Cemal Kutay ŞERİAT rejimini öven kitaplar yazar.
1946’da, Abd-İngiltere isteği üzerine, haçlıların asırlık işbirlikçileri olan Süryani ve Yezidi isyancılar, önceden Vahhabilik dinini Nurculuk tarikatında İslâm Kürdistan’ı adıyla II.Abdulhamit zamanında kurmuşlardı. Bunlar, Celâl Bayar, Adnan Menderes, Zorlu, Polatkan önderliğinde kurulan Demokrat Parti ile iktidara taşınmak için anlaşıldı. CHP'nin iktidar olmama güvencesinin imza altına alındığı meşhur Pembe Köşk Muvazaası anlaşması da yapıldı.
14 Mayıs 1950 seçimleri ile, Osmanlı’yı yıkan Süryani ve Yezidi Kürt, Ermeni, Rum isyancılar, İslamcı nutuklarla hükümete sokuldu. Saidi Kürdi, Isparta, Sinop ve diğer Karadeniz illerinde camilerde yeni dinin vaizi oldu.
Devletin tüm bürokrasisi tasfiye edildi, Milli İstihbarat Teşkilatı bile NATO ülkelerinin her biri için ayrı ayrı çalışan, onlardan maaş alan, nüfus müdürlüklerinin yakılmasıyla, savaşlarda, isyanlarda ölen şehitlerimizin mallarını üstlerine yeni aldıkları Türk ve Müslüman adlarıyla kayıt ettiren kriptolardan oluşan her meslekten ajanlar ile dolduruldu.
Böylece devlet idaresinden Atatürk, Türk, Bağımsız Cumhuriyet yanlısı Müslüman- gayrimüslim herkes temizlendi.
Amerika, İngiltere ve Avrupa Haçlı ülkeleri için tehdit de kalmadı.
1956 yılında Türkiye’ye yardım konusunu görüşen Abd senatosuna, küresel sermayedar Rockfeller, “ Türkiye oltada balıktır, ortadaki balığa yem verilmez” diyerek nakdi yani para yardımını engellemiş, askeri yardım önermişti.
Halka vaat ettiği projeler yarım kalan Menderes Amerika yollarına düşmüş sonuç alamamıştı.
İki üç yıl sonra, Menderes'in yakarışlarına dayanamayan Abd, Almanya'ya ağrıdığı 198 milyon $ parayı verse de ihtiyaç karşılamadığı için SSCB ile İş Bankası hisseleri karşılığında kredi anlaşması için randevu istemişti.
Harp Akademisine İngiltere Kıbrıs elçisinin Fevzi Çakmak paşaya ricası ile kabul edilip, mezun olunca Amerika'ya götürülüp 8 yıl Amerikan Harp Akademisi okuyan, 1864’de sultan Abdülaziz’in Kıbrıs’a sürdüğü, Kayseri Pınarbaşı Ermeni isyancıları soyundan olan Hüseyin Feyzullah namı değer Alpaslan Türkeş’in ABD destekli yaptığı 1960 askeri darbesi ile indirilen Menderes, Sscb ile kredi anlaşması görüşme tarihinde idam edilmişti.
Atatürk’ün eşi Latife hanımın yeğeni olduğu için Atatürk’’ün Hukuk Fakültesine yazdırıp okuttuğu Adnan Menderes de bütün Amerikan hayranlığına rağmen tasfiye edilmişti.
1961’de ABD Türkiye’yi “ 1. Derece savunulacak Nato ülkesi” kapsamından çıkarınca, Atatürk’ü keşfeden İsmet İnönü, 1962’de hükümeti kurmuş ve Amerikan karşıtı Türk Solu ideolojisini Erdal İnönü’ye eğittirdiği Deniz Gezmiş, TİP gibiler üzerinden yaydı.
İsmet paşa, Gerçek Türkiye Cumhuriyeti tarihini Şevket Süreyya Aydemir'e Tek Adam adlı Atatürk'ü anlatan ve 2.Adam adlı kendini anlatan iki kitap yazdı. Ordu mensuplarına ücretsiz dağıttı.
Ismet paşa Amerikan üslerini kapatmak için Abdi İpekçi'ye rapor hazırlatır, Milliyet gazetesinde yayınlatır.
ABD, Sol akımların geliştiği Kıbrıs ve Yunanistan'dan endişe eder, Menderes zamanından beri üstelediği Kıbrıs'a çıkarma yaoma önerisini İngiliz toprağı olarak Lozan'da tanıdığımız için ret eder.
ABD, Sol akımların geliştiği Kıbrıs ve Yunanistan'dan endişe eder, Menderes zamanından beri üstelediği Kıbrıs'a çıkarma yaoma önerisini İngiliz toprağı olarak Lozan'da tanıdığımız için ret eder.
Buna çok kızan ABD 1864 Johnson Mektubu ile İsmet paşaya nota verdi.
1965’e kadar iki yılı koalisyon olarak 4 yıl kadar iktidarda kalan İsmet paşa,yerini Morrison Süleyman, namı değer Süleyman Demirel’e terk etti.
1962’den beri Almanya'da eğitilen Erzincan Eğin’li Horasan göçmeni Yüezhi Çinlisi olan devşirme toprak ağası çocuğu Doğu Perinçek, 1967’de gelerek Türkiye İşçi Partisini, Amerikan Solu Maoculuk ile bölerek Etnik Amerikan Solunu ülkeye hakim kılmıştı. Yeni kurulan sol akımın en önemli ilkesi “ TÜRKLER EMPERYALİSTTİR, TÜRKLER SOLCU OLAMAZ”dı.
1971 Amerikan muhtırası ile de, eski Amerikan misyoner okullarından mezun olup, vezir olmuş Merzifon’lu bir babanın oğlu Bülent Ecevit'e CHP'yi terk etti, bir yıl sonra da öldü. Fesatlığı yüzünden Atatürk cumhuriyetini İngiliz, Amerikan mandası yapan, geç uyanan İsmet paşa macerası da, Türk Solu da böyle bitti.
1974'de CHP-MSP koalisyon hükümetini ikna ederek Kıbrıs'a çıkartma yaptırarak Amerikan üslerini SSCB yayılmacılığına karşı güvenceye alır. İngiltere kızsa da ses etmez.
1961’de Almanya Türkiye’den işçi istedi ve ilk etapta, Osmanlıya isyan eden Yezidi Kürt, Gregoryen Ermeni, Süryani, Yahudi marabaları alındı.
Dinlerinde okur-yazarlık günah olduğu için Türk İstiklâl marşını da bilmediklerinden alay konusu olmuşlar, ardından gönderilen tercümanlar gelip Kürtçe öğrenip döndükten sonra bunları istihdam edebilmişlerdi. 1968 sonrası Türklerden de işçi alarak, Kürtlerden gördükleri zararı kurtarmışlardı.
Kürt adıyla bilinen, Süryani, Yezidi, Keldani Ermeniler ise cemaatlere ve Türk okullarına alınarak Kürt Solcuları ve Kürt İslamcıları yetiştirmişler ve 1967 sonrası ara ara geri göndererek 1967-1980 Sağ-Sol Savaşını başlatmışlardı.
Yeterince kıyım olduğuna kanaat ettikten sonra, orduya operasyonla Kürt Kenan Evren’in getirilerek darbe yapması sağlanmıştı.
1967’de Nurculuk hareketinin başına ABD'nin tayin ettiği Gregoryen Hıristiyan Ermeni Fetullah Gülen, yine Pınarbaşı Gregoryen Ermenisi Hüseyin Feyzullah’a yeni kurdurulan Milliyetçi Hareket Partisi de onun askeri koruması yapılmıştı.
Bu ortaklık ile, 1976 sonrası her hükümete ortak edilen MHP, DERİN NATO VE AMERİKA'NIN çıkarlarının gözcüsü yapılmıştı.
1980 darbesi ile de devletin tüm kurumlarına Fetullah Gülen Nurcuları yerleştirilmişti. Bu cemaatin izni olmadan yüksek memur, siyasi iş adamı, akademisyen, yüksek yargıç, savcı, general olmak imkansızdı.
Sağ sol olaylarından tutuklanan Kürt solcularına cezaevlerinde kasıtlı işkenceler yaptıran Ermeni Kenan Evren ve Dersimli Turgut Özal, sözde Avrupa insan hakları mahkemelerinin verdiği cezalar, A.B ambargoları ile yola getirilmiş gösterilip serbest bırakılıyordu.
Onlar içerdeyken, Suriye'ye Ermeni MİT subayı kayın babası Ali Yıldrım tarafından kaçırılan Urfa Süryani Ermenisi Abdullah Öcalan’a kurdurulan PKK Çiftliğine, Kürdistan Kurmak için doluşuyorlardı.
Böylece de Pkk kuruldu.
İçinde bir tek Türk olmayan Türkiye Cumhuriyeti devlet bürokrasisi ile yaptıkları kayıkçı kavgası üzerinden TÜRK DÜŞMANLIĞI da yaygınlaşmıştı.
Osmanlı’yı yıkmak için oynanan tezgâh, Osmanlı'nın en ünlü Cihat Subayı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu için, devamı saydıkları son Osmanlı Türkiye Cumhuriyetini aynı oyunlar, aynı etnik kadrolar, aynı dini ve siyasi bölücülük ile yıkmaya engel hiç bir şey kalmamıştı.
Amerika ve Derin Nato Türkiye ile top gibi oynuyordu.
1978-80 arası Milli Selamet Partisi Beyoğlu kadrosunda çalışan ve komşu oldukları Amerikan İstanbul Başkonsolosluğu aracılığı ile SSCB'yi Afganistan’dan çıkarmak için ABD'nin kurduğu Taliban terör örgütüne cihat savaşçısı temin eden şimdinin Pontuslu, Potomya, ilçesi Pilihoz köyünden Gürcü ana, Rum babadan olan, dedeleri Pontus Rum isyanında Türk askerince öldürülmüş, şimdinin Saraylısı, ABD tarafından bu günler için seçilmişti bile.1984 yılında, Bagrat ( Ermenice Tanrıverdi, Hüdaverdi) Ermeni, Süryani, Yahudi kralı ve peygamberi Davut soyundan geldiklerine inanan Davudi Hıristiyan hareketi olan Pkk da ilk eylemini Urfa’da yaparak terör tarihini yazmaya başlamıştı.
Kenan Evren'in kapattığı CHP bile, Atatürk’ün kurduğu partiye, onun kurduğu devleti yıktırmak için, MSP’li Süryani Bagrat Bülent Arınç (Bitlis Arınç Ermeni köyünden) ile teyze çocukları olan Bagratuni Musevi Tatar Deniz Baykal'a kurdurulmuştu.
Dinlerinde okur-yazarlık günah olduğu için Türk İstiklâl marşını da bilmediklerinden alay konusu olmuşlar, ardından gönderilen tercümanlar gelip Kürtçe öğrenip döndükten sonra bunları istihdam edebilmişlerdi. 1968 sonrası Türklerden de işçi alarak, Kürtlerden gördükleri zararı kurtarmışlardı.
Kürt adıyla bilinen, Süryani, Yezidi, Keldani Ermeniler ise cemaatlere ve Türk okullarına alınarak Kürt Solcuları ve Kürt İslamcıları yetiştirmişler ve 1967 sonrası ara ara geri göndererek 1967-1980 Sağ-Sol Savaşını başlatmışlardı.
Yeterince kıyım olduğuna kanaat ettikten sonra, orduya operasyonla Kürt Kenan Evren’in getirilerek darbe yapması sağlanmıştı.
1967’de Nurculuk hareketinin başına ABD'nin tayin ettiği Gregoryen Hıristiyan Ermeni Fetullah Gülen, yine Pınarbaşı Gregoryen Ermenisi Hüseyin Feyzullah’a yeni kurdurulan Milliyetçi Hareket Partisi de onun askeri koruması yapılmıştı.
Bu ortaklık ile, 1976 sonrası her hükümete ortak edilen MHP, DERİN NATO VE AMERİKA'NIN çıkarlarının gözcüsü yapılmıştı.
1980 darbesi ile de devletin tüm kurumlarına Fetullah Gülen Nurcuları yerleştirilmişti. Bu cemaatin izni olmadan yüksek memur, siyasi iş adamı, akademisyen, yüksek yargıç, savcı, general olmak imkansızdı.
Sağ sol olaylarından tutuklanan Kürt solcularına cezaevlerinde kasıtlı işkenceler yaptıran Ermeni Kenan Evren ve Dersimli Turgut Özal, sözde Avrupa insan hakları mahkemelerinin verdiği cezalar, A.B ambargoları ile yola getirilmiş gösterilip serbest bırakılıyordu.
Onlar içerdeyken, Suriye'ye Ermeni MİT subayı kayın babası Ali Yıldrım tarafından kaçırılan Urfa Süryani Ermenisi Abdullah Öcalan’a kurdurulan PKK Çiftliğine, Kürdistan Kurmak için doluşuyorlardı.
Böylece de Pkk kuruldu.
İçinde bir tek Türk olmayan Türkiye Cumhuriyeti devlet bürokrasisi ile yaptıkları kayıkçı kavgası üzerinden TÜRK DÜŞMANLIĞI da yaygınlaşmıştı.
Osmanlı’yı yıkmak için oynanan tezgâh, Osmanlı'nın en ünlü Cihat Subayı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu için, devamı saydıkları son Osmanlı Türkiye Cumhuriyetini aynı oyunlar, aynı etnik kadrolar, aynı dini ve siyasi bölücülük ile yıkmaya engel hiç bir şey kalmamıştı.
Amerika ve Derin Nato Türkiye ile top gibi oynuyordu.
1978-80 arası Milli Selamet Partisi Beyoğlu kadrosunda çalışan ve komşu oldukları Amerikan İstanbul Başkonsolosluğu aracılığı ile SSCB'yi Afganistan’dan çıkarmak için ABD'nin kurduğu Taliban terör örgütüne cihat savaşçısı temin eden şimdinin Pontuslu, Potomya, ilçesi Pilihoz köyünden Gürcü ana, Rum babadan olan, dedeleri Pontus Rum isyanında Türk askerince öldürülmüş, şimdinin Saraylısı, ABD tarafından bu günler için seçilmişti bile.1984 yılında, Bagrat ( Ermenice Tanrıverdi, Hüdaverdi) Ermeni, Süryani, Yahudi kralı ve peygamberi Davut soyundan geldiklerine inanan Davudi Hıristiyan hareketi olan Pkk da ilk eylemini Urfa’da yaparak terör tarihini yazmaya başlamıştı.
Kenan Evren'in kapattığı CHP bile, Atatürk’ün kurduğu partiye, onun kurduğu devleti yıktırmak için, MSP’li Süryani Bagrat Bülent Arınç (Bitlis Arınç Ermeni köyünden) ile teyze çocukları olan Bagratuni Musevi Tatar Deniz Baykal'a kurdurulmuştu.
Diğer yandan da PKK’nın siyasal kolu olan Halkın Emek Partisi de, 1892’de Osmanlı’yı yıkmak için batılıların 2. Abdülhamit’e baskıları ile verilen izinle kurulan Taşnak Ermeni partisinin devamı da aynı amaçla, son Osmanlı Atatürk Cumhuriyetini yıkmak amacıyla kurulmuştu.
Özgür ve bağımsız ve gerçekten bunların iddia ettikleri gibi Türkler tarafından yönetilen bir devlet olsaydık, böyle bir parti kurulabilir miydi?
Hangi devlet, millet kendini yıktırmak için terör örgütü ve parti kurulmasına izin verir?
Hiç bir devlet vermez.
Demek ki, Türkiye Cumhuriyetini yönetenler de Türk değil, bu devlet de bağımsız değildir. Olay budur.
İsteyen iktidar ve muhalefet parti milletvekillerini, televizyonlara çıkan sözcülerinin kökenlerini araştırsın. İnternette ve kitapçılarda kripto yöneticilerimizi yazan bir çok yazı ve kitap bulacaklardır. Bloglarımda da var.
1989 yılında Istanbul Emniyet Müdürlüğü Turizm Şube müdürlüğünde İngilizce tercüman polis olarak görev yaparken Fransız Kültür Derneği müdiresi ve Kültür Ateşe’si bir hanım benden etkilenmiş, “21.yy Türkiye’si, çok kötü olacak. Cumhuriyet yıkılacak, şeriatçılar iktidar olacak, iç savaşlar çıkacak, 40 milyon Türk ölecek. Bunu yapacak dinci siyasetçiyi biz seçtik. Ancak sen bizde bile siyasi görüşü uymayan birine polis yardım etmeyebilirken, sen yüzüne Türk düşmanlığı yapan Ermeni öğrencilere yardım ettin, onlara tarih dersi verdin, hepsini şaşırttın, saygılarını kazandın, biz Fransızları sevmediğini arkadaşlarına söylerken dinlediğimiz halde, sana çekinerek sorunumuzu söylerken, sen saygıyla dinleyip yardım ettiğin için, adaletli, bilgili, kültürlü bir Türk polis memuru olarak beni ve yanımdaki Fransız ailenin saygısını kazandın.
Sen bizim işlemlerimizi yaparken biz karar verdik ve “ Türkler soykırımı hak etmeyecek kadar adaletli, yardımsever, ırkçı olmayan insanlar. Öyleyse bu arkadaşı biz yeni Türkiye’nin önderi yapalım. Atatürk sonrası ilk Türk devlet adamı olsun “ dedik deyince, ben dalga geçtiklerini düşünüp bir de kukla devlet adamlığı önererek aşağıladıkları için anında sert bir dille ret ettim.
Kadın üç saat kadar bana yalvardı. Yetmedi, gece nöbetlerimi takip etmişler, ikna için yetkili adamlarını gönderdi. Olmadı Amerikan ajanı 4 Ermeni iş adamı, bir başka akşam iki Kanadalı ajan gönderdi.
Hatta Ermeni iş adamları Abd'de New York üniversitelerinden birinde okumam için yabancı polisine 4 yıllık eğitim masrafı olarak 40.000 $ yatırmış, ABD başkonsolosu ile şubeye gelip aylar sonra davet yaptılar ret ettim.
(Ama, o zaman ülkemizin başına getirilen devlet adamlarının benim bile kültür düzeyimin altında olduklarını ve niye gelişemediğimizin ve gelişemeyeceğimizin nedenlerini öğrenmiştim. Ama hâlâ emin değildim. 2002 sonrası RTE gelince emin oldum ve 2004'de keykubat.blogcu.com'u açarak uyarı yazılarıma başladım.)
Sonra şark hizmeti çıktı Tunceli’ye gittim. 1993’de döndüm. Aynı şubede görev verildi.
1999 yılı İstanbul AGİT/ OSCE Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (Organization for Security Co-operation in Europe) toplantısı için ülkemize gelecek olan ABD başkanı Bill Clinton'un ön heyetini 1,5 ay ağırladım. Onlar da işten atılmamak kaydı ile Istanbul başkonsolosluğu Guard-Guide koruma-rehber kadrosunda 1500$ aylıkla işe aldılar ben girmedim.
Çünkü kendi devletimin kuyusunu kazanlara hizmet etmek istemedim.
Ama onlarla yaptığım görevde saygı gördüm. Benim şahsımda Türkleri sevdiklerini anlattılar.
İşte o zamanlar, 1997 Siirt konuşması yüzünden hapiste olan RTE'nin serbest kalacağı ve devleti yıllarca yöneteceği söylenildi. Setbest kalması icin ilk talimat AGİT başladığında Clinton tarafından verildi.
Ben Finlandiya Başkanı Matti Ahtisari'nin guard- guide’lık görevini yürüttüm.
Toplantı bittikten bir süre sonra Abd Deniz Kuvvetleri Komutanı James Mc Loy geldi.
Ona rehberlik etmem için ABD elçiliği istek yaptı.
Ayasofya Camii önünde, bu adam benden ülkem için ne istediğimi sordu.
- Çağdaş eğitim, Ağır sanayi, Uçak, askeri silah, makineli modernize tarım, hayvancılık, silikon vadisi saydım da saydım.
- Bunların hiç biri olmayacak, siz bizim askerimiz olacaksınız, çok sevdiğiniz dini rejimle yönetileceksiniz, yöneticiniz de bir Türk Recep Tayyip Erdoğan olacak" deyince kızdım.
- Onun neresi Türk, o bir Pontus Rum isyancı torunu, o size çalışır” dedim.- Doğru, biz zaten size değil, bize sadık olan, hizmetçilerimize Türk diyoruz. Ben ilk defa Türk olduğunu söyleyen biri olarak seni gördüm. Kendine sadık köleler ile idaresindeki devletleri yönetmeyi biz Osmanlı’dan öğrendik, şöyle bakalım size uygun görebileceğimiz ne gibi hizmetler istiyorsun, inan bunlar yapılacak boş laf değil” dedi.
- Baktım, geriye yol şu elektrik, köprü, tünel, toplu konut kaldı. Onları dedim. Onlar olacak’ dedi.
- Ilk isteklerimde tekrar ısrar edince olmaz deyince kızdım ve orada bırakıp şubeye döndüm.
21 yıldır RTE'nin hizmetlerini aslında önceden ben istemiştim.
Generalden ayrıldım ertesi gün, bir MİT memuru, geldi, Ayasofya önünde, anlattı.
Akşam hükümet Rahmi Koç’un Maslak köşkünde toplandı, RTE serbest bırakılacak, partisi zaten hazır, hükümet dağılacak, etken seçim yapılacak dedi.
Kısa süre sonra Devlet Bahçeli istifa edip hükümeti bozdu, erken seçime gidildi, AKP %34 ile iktidar oldu ve yasaklı iken seçim sonrası ABD başkanı George W.Bush Junior tarafından davet edildi, Beyaz/Ak Sarayda ağırlandı, Avrupa Birliğine girme, demokrasi sözü verdi, döndü. RTE, Deniz Baykal'ın desteği ile siyasi yasağı kaldırılarak, Siirt AKP millet vekili istifa ettirilerek ara seçimle milletvekili seçilerek Tbmm'ye girdi, yemin etti, ABD desteği ile başbakan yapıldı.
Şimdi 21 yıldır iktidarda kim var?
AMERİKA ve Derin NATO Amerikan örgütü var.
Amerika ve Derin Nato Türkiye’nin iliklerine işlemiş bir örgüt.
İktidarı da onu ayakta tutacak muhalefeti de 1938’den beri onlar tayin ediyor. Hatta Osmanlıdan, 1774’den beri.
Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ve kökeni buralara ait olup batıya yerleşmiş olanlar dahil, Amerika ve İngiltere’den izin almayan siyasilere oy verilmiyor.
RTE ve partilileri tamamıyla Yezidi ve Süryani çetecilerden oluşuyor. Fetö’cüler bunlara ne diyordu?
- Haramiler. Süryaniler Arami milletidir. Asur kralı Tiglat Plaser 3100 yıl önce dağlara sürmüş.
Romalılar M.S.4.yy da sürmüş, Güney doğu Anadolu dağlarına Tur Abdin yani Köle Dağları diye kendileri yazar tarihlerinde.
Bunlar Fetö'cülere ne diyor?
- Haşhaşiler. Bunlar da suikastları ile meşhur Ermeni eşkiya çeteleri.
Roma imparatorluğu bunlar Sasaniler yanında oldukları için, sonra 4.yy da Katolik Hıristiyanlığı ret ettikleri için Şatanist ilan edip soykırım yapmış, bunlar dağlara kaçmıştır. Süryaniler Hürmüz körfezi Kuveyt ve güneyine göç etmiş, Süryani, Yezidi Yahudiler arasında asimile olmuş halklar.
Sasaniler, Mecusilik dinini yasaklayıp Zerdüşt dinine dönünce (M.S.276) bunlar da, Romalılara yamanıp 628’de Sasanilerin son bulmasını sağlamışlar. Sonra Müslüman maskesi takıp, yıkılan Sasani ülkesini yağmalamışlar.
HİCAZ Arapları bunları dışlayınca Emevi, Abbasi hanedanlarını bunlar Roma ile, İran Türkleri ile yıkmışlar. Selçuklu, Osmanlı bunların idaresinde geçmiş.
16.yy'da keşifler çağından Avrupalılar dünya hakimi çıkınca Kutsal İttifak devletleri ile ve Rusya ile çalışmışlar, Osmanlıyı bitirmişler. Yetmedi, Katolik Vatikan egemenliğini de Ortodoks Protestan Amerika ve Ortodoks Anglikan İngiltere ile mezhep kardeşlikleri kurarak bitirdiler.
Şimdi, Anadolu Türklerini bitirme derdindeler ve başardılar da. Kimse Türk’üm demiyor, Müslümanım diyor.
Amerika diniyle, ekonomisiyle, devletin iliklerine kadar içimize işlemişken bizi niye işgal etsin?
Soru bu!
Son 21 yılda ne ters gitti de Amerika bizi işgale karar verdi?
1946’da İran başbakanı Musaddık, ABD ve Avrupa devletlerinin İran petrolleri, doğal gaz ve madenlerinden elde edilen gelirin %60’ını Arap ve diğer sömürge ülkelerinde olduğu gibi aldıkları bu hakkı %40’a düşürdü diye operasyonla devrildi.
Yerine getirdikleri Şah rejimi, aşırı silahlanıp Pers İmparatorluğu kurmaya kalktı. Bir operasyonla ördü komuta merkezi yok edildi, Humeyni Fransa'dan getirilip Din ve devlet başkanı yapıldı. İran uyarlaması Vehhabi dini hala egemen.
Şimdi bu mollalar Amerikan karşıtı oldu. Onlar da RTE gibi İHA-SİHA dronları imal ediyor, ve onlar da Avrasyacı.
Bu çok önemli bir maddedir. Bu ürünler artık batı için stratejik değil, daha gelişmişlerine sahipler. Mollalar ve RTE mollaları bunlarla BATI MEDENIYETİNİ yapacaklarına halkı inandırıyor, köleliğe boyun eğiyorlar.
Gelelim Saddam Hüseyin örneğine.
Orta okul ikiden terk aadamı eşek sırtında kaçırıp Mısır’a getirdiler. El Ezher Üniversitesinde Hukuk okuttular, silahla sınava girip diploma alan bu adamı TEK Adam yaptılar. Yedi yıl Mollalar ile savaştırıp Şah rejiminin silahlarını erittiler.
Bu defa o silahlanınca coşkuya getirip Kuveyt'i işgal ettirdiler.
Doğal kaynaklardan kalan %40 bile Saddam'ı zengin etmişti. Aşırı silahlanıyordu.
1991’de SSCB'nin çökmesi ile TEK KUTUPLU DÜNYA hakimi olan ABD, 21.yy HAÇLI YAĞMA PLANI yaptı. BOP da bu projenin Ortadoğu bölgesi için olanıydı.
1993’de ABD, Saddam'ı vurdu. Yağmaladı ama tepki çekti.
Saddam, Amerikan örgütü ola Afgan Taliban, onunla çalışan sözde Amerika düşmanı El Kaide örgütü kurucusu, Baba Bush'un petrol ortağı olan Usame Bin Ladin ile anlaştı, tamamı siyaset olan tezgaha düştü, El Kaideyi destekledi.
Amerika 11 Eylül 200'de kendi ülkesinde İkiz Kuleler olarak bilinen Ticaret Merkezi binasını patlattı, tezgah olarak iki uçak çarptırdı veya öyle gösterdi. Topu El Kaide'ye attı.
Kokainman yavru G.Bush “ Allahtan vahiy aldım, Ortadoğu ‘da YECÜC MECÜC çıktı. Afganistan ve İrak’ı işgal ettim. Tanrının seçtiği kavim olan İsrail Yahudilerini korudum “ dedi.
Yağma Libya, Tunus, Sudan, Nijerya, Yemen gibi Müslüman ülkelere uzandı.
Bu işgallerde de Türkiye, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ülkelerini askeri üs olarak kullandı.
Bu ülkeleri de başına tayin ettiği siyasiler ile birlikte işgal etmeden yağmaladı ve hâlâ yağmalıyor.
Böyle iken bizi niye işgal etsin?
RTE’nin suçu nedir?
Devletin tüm cumhuriyet kurumlarını yok etti.
Eğitim, şeriata döndü, çocuk evlilikleri 90 yıl sonra serbest bırakıldı.
Devletin tüm sanayi kuruluşları satıldı, kapılarına kilit vuruldu veya işletmesi yabancılara devredildi.
Cemaatler ve tarikatlar serbest bırakıldı, kıyafet yasaları uygulanmaz oldu.
Devlet, 80 yılda yaptığı dış borcun beş katı borçlandırıldı, iflasa sürükleniyor.
Pkk yeni Amerikan Ortadoğu ordusu oldu, siyasal partisi HDP, AKP öncesi tek milletvekili yokken, AKP ile Tbmm'de üçüncü parti oldu.
Ülkede dini ve etnik kökene dayalı yobaz yeni bir sermaye oluşturuldu.
Devletin bir milyonluk ordusu tasfiye edildi, 190 bine geriledi.
RTE her kurumun en büyük karar amiri oldu. Başkomutan, baş savcı, baş yargıç, baş ekonomist, baş din adamı, her şeyi bilen tek mercii oldu.
Halk fakirleşti, orta sınıf yok oldu, herkes isyanda ortada muhalefet yok.
RTE kimi isterse mahkûm kimi isterse azad edebilir oldu.
Dünyanın sayılı zenginlerinden oldu.
Ülke adi suçlular cenneti oldu.
Uyuşturucu kullanımı tavan yaptı.
Muhaliflerini vatan haini ilan etti, halkı böldü.
150 ülkede cemaatler, tarikatlar kurdu. Bunlara düzenli para aktardı.
150 ülkede kendi adına 200 cami yaptırdı BBC haberine göre en ucuzu 30 milyon, en pahalısı 90 milyon€.
Devletin parasını, yol, köprü, gereksiz hava alanı gibi inşaatlara ve hiç bir şey üretmeyen tarikatlara dağıtarak harcayıp çarçur etti.
Bir devleti yok etmek için ne gerekiyorsa yaptı.
Amerika bizi niye işgal etsin?
Ne dediyse yaptı.
Yapmadıkları veya yapamadıkları nelerdir?
Bu soruya cevap verirsek bir sonuç çıkarabiliriz.
RTE, akıl hocası, saygı duyduğu gazeteci Abdurrahman Dilipak’ın, varlığını borçlu olduğu Necmettin Erbakan'ın dediği, bir Amerikan Projesi Teyyo olarak ne yapmadı?
Avrasya orta Asya falan bunların hepsi Obama döneminde Obama'nın “ Ben izin verdim” dediği onaylı projelerdir.
Ahmedi Nejat (Iran eski devlet başkanı) ne demişti RTE'ye?
- Benden uzak dur, kimin elini tuttuysan hepsi yok oldu!
Bunlar da ABD projeli ilişkiiler ise, bilmediğimiz çok şey yanında ABD NE oldu da Rte’yi sildi?
Joe Biden, Amerikan seçimlerinde RTE, Donald Trump'ı destekledi, Biden yanlılarını Vatan Haini ilan etti diye mi?
Yoksa,eski mazisi var mı?
Amaç, ABD destekleri ile kurduğu yurt dışında 55 terör örgütü, Türkiye’de 4 ordusu, devletin ordusu polisi de eklenince büyük bir askeri güce hükmeden RTE’yi indirip, yeni hükümet kurmak yoksa tümüyle işgal mi?
Tümüyle işgal ise, asıl amaç nedir?
Halkı köle ordusu yapıp kıçına tekme vurarak Çin, Rusya üstüne saldırtmak mı?
Bunların cevabı “RTE ne yapmadı” sorusuna cevap vererek bulunur.
Ben geçmişte yazdım ama, onlar bile tümüyle işgale gerekçe değil.
RTE, tüm yaptıklarını AB-D VE NATO ÇETESİ denetiminde yaptı. Türkiye’nin Avrupa Birliği ve NATO dışına itilmesi dahil tüm görevlerini yaptı.
Türkiye RTE'nin yaptıkları için mi yapmadıkları için mi işgal edilecek?
Maraş depremi veya Türkiye Suriye 2023 06 Şubat depreminin iki merkez üssü Pazarcık ve Elbistan.
Buralar Doğu Perinçek’in oy depolarıydı örnek olarak.
Buraların dini inançları ile Suriye kardeş olabilir mi?
Bu deprem gerçekten HAARP teknolojisi ile mi yapıldı?
Örnek, google veya Yandex'e şöyle yazın;
Quake in Turkey 2023.
Arama motorunun verdiği linklerden biri yukarıda verdiğim Armegeddon İncil ayeti, bu bölgenin depremle yıkılacağını bildiriyor diyerek uzun bir makale yazmış ve MESSİAH IS COMING başlığı atmış.
ABD, yıllarca istihbarat verip komplo senaryoları yazdırdığı Doğu Perinçek’e kızıp ta mı merkez üssü Pazarcık-Elbistan’ı seçti?
Perinçek kanalında böyle bir şey yok.
Amerika zaten sunni kıtlık yaratma projesi gereği geçen yıl dünyanın yarısıyla birlikte ülkemizi de yaktı.
Bu sene de depremle tarım alanlarımızı işleyen halkımızın yerleşim yerleri olan şehirleri ve köyleri yıktı.
Anında da Mesih Geliyor kampanyası başlattı.
Bu bir işgal işareti midir sizce?
Bilen yazsın!
Amerika bizi niye İşgal Etsin?
Bütün olay, aşırı yıpranmış, koltuktan tabutla kalkmam diyen, hiç bir ülke tarafından itibar görmeyen, Bahçeli ve RTE memurlarını emekli etmek için olmasın?
Çünkü 22.yy yağmasına hazırlanmamız için biraz üretip zenginleşmemiz için 80 yıllık süre var.
Bu yazı başkalarına bir çok konuda fikir üretme olanağı verecektir.
ASIL TEHLİKE!
Takdir aklı olanındır. 10 Şubat 2023.
Alaeddin Yavuz.
ABD bizi işgal edecek kaygısının yayılması ile, muhalefetin 21 yıldır uyguladığı Ilımlı,uyumlu siyaset ilkesi"ne uyarak, sandıklara sahip çıkmama olasılığıdır ki, o zaman cumhuriyet ve demokrasinin ve beslenen ümitlerin ruhuna fatiha.
Takdir aklı olanındır. 10 Şubat 2023.
Alaeddin Yavuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.