İlk okul öncesi çocukluğumdan kalma bir ana-oğul konuşması;
-Bak oğlum, namaz dualarını ezberleyeceksin, vaktinde
namazlarını kılacaksın, orucunu tutacaksın, Allah’tan cenneti isteyeceksin,
bizi Müslüman ettiği için peygambere ve Allah’a şükredeceksin.
Zaten onları yapıyoruz ya anne ama neden peygamber bizi
Müslüman etti, daha önce değil miymişiz?
Değilmişiz, peygamberimiz Allah’ın vahiylerini bize öğretmiş
Müslüman olmuşuz.
Tamam anne.
Annem, ölümünden bir hafta önce. |
Öldüğün zaman kabirde Münkir ile Nenkir sorgu melekleri
sorduğunda “ne zamandır Müslümansın?” diye ne cevap vereceksin?
Senden öğrendiğimden beri.
Hayır öyle değil..
Ne diyeceğim pekiyi?
Kalubeladan beri diyeceksin.
O ne demek Anne?
İnsanlar beden olarak yaratılmadan, Adem ve Havva'dan önce,
ruh halindeyken demek.
O kaç sene önceymiş anne?
Çok çok eskiymiş dünya yaratılmadan önce.
Bunu kim söylüyor?
Hocalar söylüyor.
Ruh halinde olduğumuzu biliyorlar da neden kaç sene önce
olduğunu bilmiyorlar?
Ne bileyim ben be işte öyle diyeceksin.
Madem ruhken her şeyi biliyoruz da neden insanlar sonra
dinden çıkmış da Allah peygamber göndermiş? Her şeyi öğretmiş?
Offf çok konuşma ne bileyim ben sana da bir şey öğretmeye
gelmiyor. Sus bakayım kap şu baltayı omuzuna ben de çalı demedini alayım doğru
eve.
İşte böyle sorgulayan çocuklarınızı azarlarsanız, cevabını
bilmediğiniz konuları öğretmeye kalkarsanız o araştırır ve ne din bırakır ne de
iman. Bırakın insanları kendi gelişimine, ihtiyacı kadar aldığıyla ya yetinir
ya da araştırırsa dibine kibrit suyu dökülmeyecek din ve dindarlık yoktur.
Ya da büyüklenmeden ben de sorup öğrenince sana anlatırım de
geçiştir. Veya dediğini da yap.
Bu tür muhabbetleri annemle dağa, tarlaya, bahçeye giderken
hep yapardık. Sonunda sorularımdan bıktığı için din konuşmaz olmuştu.
Okuttuk büyüttük her şeyi öğrettik artık kendinizden
sorumlusunuz, biz kendimiz gibi cahil bırakmadık sizi” derdi.
Babam, ben, annem, yeğenlerim 1992'de |
Köyde okul vardı niye öğrenmediniz deyince de kendi
tembellikleri çıkardı. Ama şu bir gerçek ki annem de babam da topraklarından
dinlensinler ve çok okumuş yazmış cahilden temiz vatansever insanlardı. Dini
inançları temizdi, yobazlık bilmezlerdi.
Kimseye din dayatmazlardı, yatarken de
kalkarken de yemeğe veya herhangi bir işe başlarken de besmeleyle başlarlardı.
Ölürken de salavatla, kelimeyi şehadetle öldüler.
Bu gün babamın, “3.” Ölüm yıl dönümü. Hay Allah bu konuya nereden atladım ben?
Alaeddin Yavuz/Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.