Sayfalar

18 Eylül 2015 Cuma

MERKEL, MÜSLÜMANLAR MEKKE'YE DEĞİL BİZE GELDİLER" DEMİŞ


Facebooktaki arkadaşlar, muhalefet olsun diye "haksız mı?" diye sormuşlar.

Muhalefet gereği yaptıklarından dolayı fazla eleştirmiyorum, ama önemli bir gerçeği gözden kaçırdıklarını belirteyim.

Muhalefet başımızdaki hükumete yapılırken, onu iktidar eden batılı devletleri görmezden gelinmemelidir.

"Haksız mı?" dorusuna gelince bence haksızdır.

Gerçekleri çarpıtmıştır.

İnsanların devletlerini 22 haçlı ülkesi bir olup, topraklarını işgal ettiniz, sahte Müslüman örgütlerinizle yerlerinden ettiniz, doğal kaynaklarına yüz yıllığına el koydunuz. 

Devletlerini yıktınız, devletlerinin verdiği hizmetlerden mahrum ettiniz, aç ve sefil bıraktınız. 

Onlar da haklı olarak, gaspçı, hırsız siz olduğunuz için mallarını takip ederek size geldiler.
 
Zira öteki Müslüman ülkelerinde onlardan farkı kalmadı. Arabistan bile yakında çabalarınızla onlara benzeyecektir.

Mültecileri kabul etmekle "merhamet göstermiyorsunuz, her şeylerini ellerinden aldığınız insanların yaşamalarına kısmen olanak veriyorsunuz. 

Akdeniz'i en büyük Müslüman mezarlığı yaptınız.

Ha, bu eleştirileri sayın Merkel'e doğrudan değil, A.B'nin motor ülkesinin hükumeti olması nedeniyle yapıyorum.
Zira, en azından Libya işgali sırasında, "Biz iki dünya savaşı çıkarttık, bu defa kusur kalalım" diyerek ülkesini işgalden uzak tutmaya gayret ettiğini göstermiştir. Önceki yazılarımda bu konuda teşekkür etmiştim.

Bu da yaptığınız gaspların yanında sinema bileti parası bile sayılmaz.
Zavallıları, sınır kapılarında, yollarda türlü işkencelerden, Akdeniz<'de topluca boğulmaktan kurtarmak sizin görevinizdir.

Bu gün Türkiye'nin "Mültecileri isteyen Avrupalı ülkeye ücretsiz, uçakla gönderebiliriz" şeklinde yaptığı öneriye batılı "demokrat, insan haklarına saygılı, demokrasi ve adaletin beşiği(!)" batı medeniyeti kulak tıkamamalıdır.

Macaristan'ın et budu ne? Adamlar, bütün mültecilerin üstlerinde kalacağından korkuya kapıldılar ve zulümde kendilerinden geçtiler.
İnsanları bu hallere düşürmeye hiç bir
devlet ve milletin hakkı olamaz.

Allah'tan Sırplar merhametli çıktılar da bir kapı açtılar.

Her şeylerini ellerinden alınca, habitatları yıkılıp yakılınca, size gelmelerinden doğal ne olabilir?

Batılı devletlerin içinde en insancıl davranan İzlanda çıktı. 

Sorgulamadan son sınırına kadar mülteci kabul etti, hala da ediyor ve İsrail'in mallarını "kafatasçı siyaseti yüzünden ülkesine sokmama kararı aldı. (Press Tv haberi dün)


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

16 Eylül 2015 Çarşamba

AKAN KAN DİNSİN SLOGANININ TÜRKÇESİ



Bir zamanlar aynı yere bakıyorlardı.
Şimdi de değişen bir şey yok
2013 Aralığından beri süren AKP-CEMAAT kavgası, cemaat medyasının çok zayıf olan muhalif kesime katılmasını sağladı.
Her ne kadar niyetini bilsem de, öncelikle muhalif kanalları seyretmeyi tercih ederim. Diğerlerinde de neler işleniyor diye de bakarım.
Ama, iktidar medyasının aşırı tutucu ve partizan yayınları bende aşırı sıkıntı yarattığından bu medyanın haber kanalları veya internet sitelerinde fazla kalamıyorum.

Bu yüzden muhalif medya kanallarında daha fazla zaman geçirdiğimi belirteyim.
Yukarıda belirttiğim tarihten beri Gregoryen Ermenilerin Müslüman görünen Işıkçı Cemaati ve onlarla birlikte hareket eden Bitlsi’li Said-i Kürdi Deliüzzaman’ın Şafi mezhebinin 19.yy.da üretilmiş Kürt Nakşibendiliği görünümlü Süryani İncili Pişitto esaslı Rum Nur cemaati koalisyonuna, kripto (gerçek dini, ırki kimliğini gizleyen) Ermenilerin oluşturduğu PKK kolu da katıldı.
Kökeni, Tunceli Alevilerine dayanan ve Sabetayist Yahudiler olarak da bilinen, dinci-kinci  kripto Ermenilerin ele geçirdiği Y-CHP de bunlara katılınca, muhalif medya tamamıyla Ermeni ırk, din, mezhep, tarikat koalisyonu haline geldi.

CHP’nin yayın organı olan Halk Tv, her ne kadar Atatürk eserleri pazarlamacılığı yanında Atatürk’ün kazandırdığı demokratik kazanımların koruyucusu havasında yayınlar yapsa da, bünyesinden bütün Atatürkçü, ulusalcı milletvekilleri ve parti mensuplarını attığından inandırıcı olamamaktadır.
Fethullah Gülen cemaatinin köşe yazarlarından, sol görünümlü Hakan Aygün’ü da kanalın haber ve gündem yorumcusu yapması da işin cabası.

07 Haziran 2015 genel seçimlerinde, bu koalisyonun ortak hareket ederek, Süryani-Rum-Çerkez v.s. dinci-kinci- Süryani-Selefi tarikat ve cemaatler koalisyonu AKP’nin önderi Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık rejimini ve kendisini de devlet başkanı ilan etmesini engellemelerini gerçekten kutluyorum.
Bu konuda iyi bir hizmet verdiklerinden şüphe duyulmamalıdır. HDP’nin de, CHP-CEMAAT ile birlikte harcadığı bu konudaki gayretleri de takdir edilmelidir.

Ama, takdir edilmeyecek ve edilmesi mümkün olmayan halleri nedir?
Özellikle, cemaat kanalları ve Doğan medyasına ait kanallarda, Halk Tv’de de bazen aleni bazen üstü örtülü işlenen ortak konu, doğuda Kürt devletinin özerkliğinin tanınmasıyla akan kanların dinmesidir.
Bu da, devletin önce adının ve anayasının değiştirilerek “TÜRK-KÜRT FEDERE DEVLETİ” olması demektir ki, bunlara göre devletin adında “TÜRK” adının olması da aşırı derecede rahatsızlık verici ve istenilmeyen en önemli maddedir.

Bu durumda, Kürtçülük mücadelesi verdiğini iddia eden terör örgütünün de istediği “özgürlük” kavramının, “bireyin sosyal haklarıyla ilişkili” bir özgürlük olmadığı, “resmen Kürdistan ilan edilmesi” ile geçiş aşamasında “federe, ardından” tüm haritanın Kürdistan” olarak kabul edilmesi” olduğu açıktır.

Böyle bir özgürlüğü tanımak, Kürt olmayan Türk milletinin “özgürlüğünün elinden alınması ve köleleştirilmesi” demek olduğunu anlamamak için insanın “gerzek” olması gerekir.
Böyle bir gerzekliğe “olur” verecek bir siyasi iktidar veya devlet örgütü açıkça ihanetle suçlanacağını bilmelidir. Zaten suçlanmaktadır da.

Türk milleti buna razı olmayacaktır, şu anda akıtmaktan korktuğu kan, “Kürtçülük” maskesi altında yürütülen dinci-kinci “Ermeni-İsrail-Süryani” ihanet koalisyonunca daha feci olarak akıtılacaktır.
Yani, bunlar başardıklarında, devletlerini kurmakla kalmayıp, ellerine geçirdikleri devlet kurumlarını kullanarak açıkça bir soykırıma başlayacakları kesindir.

“Akan kan dursun” ama karşılığında “Kürdistan kurulsun” demek ihanettir. Bu kabul edilemez. Mevcut devlet örgütü de görevini yapmalı, devletin bekasını, huZurunu sağlamalıdır.
Türk milleti de destek olmalıdır.
Olması gereken budur. Ama bu işi elan TBMM’yi işgal eden dört partinin yapmasını beklemek sadece ahmaklıktır.

Bir yandan terörle savaşırken diğer yandan terör örgütünün temsilcisi siyasi parti ile “koalisyon hükümeti” kurmuş AKP’nin ve onların her şekilde arkalarında olan MH-CHP’nin yapabilecekleri işler değildir.
TBMM tasfiye edilmelidir. Yeni bir vatansever hükumet çıkartılmalıdır.

Bu milletin 01 Kasım 2015 genel seçimlerindeki görevi budur. Görevini yapmazsa, diğer Müslüman ülkelerin durumuna düşmesi, Avrupa kapılarında mülteci olacağım diye yüzyılımızın en büyük Müslüman mezarlığı olan Akdeniz’de göçmen maceralarına hazırlanmalıdır.
Ki onlar da artık mültecilerin göçlerini önlemek için gerekli tedbirleri aldılar ve bunun önünü kestiler.

Özellikle 23 Temmuz’dan beri özellikle cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle terör örgütüne karşı yürütülen askeri operasyonların durdurulması için HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın Almanya merkezli Avruap seyahati dönüşünden sonra terör örgütü de “silahlar bırakılsın” demeye başlamışsa da karşılığında devletin ordusunun da silah bırakmasını istediğinden bu arzunun gerçekleşmesi söz konusu olmamıştır ve olması da beklenmemelidir.

Almanya, Fransa ve diğer terör destekçisi batılı devletlerinin hükumetlerinin yapacakları her türlü sözlü, ekonomik, v.b. baskılara gereken cevaplar verilmeli ve terör örgütü bitirilmelidir.
AKP ve  doğal önderi Recep tayyip Erdoğan, yalnız ülkemizde değil, yeryüzünde 13 yıldır hiç bir hükumetin vermediği tavizleri bunlara verdiğinden, “demokrasi ve özgürlük adına “ herhangi bir suçlamayla muhatap olmaları söz konusu olamaz.
Olursa, gerekli cevapları verilmelidir.

Terör örgütüne yenilen devletler sınıfına girmemek için, siyasi iktidara her türlü hakkı 13 yıldır verdiği tavizlere rağmen hala “özgürlük” diye bağıran ve kan akıtan terör örgütü vermiştir.
Kürtlern istediği “eşit haklara dayalı devlet” mevcut devletin tasfiye edilip Kürt devletine dönüştürülmesi demektir. Bu gerçekleşirse ardından “Batı Ermenistan, Süryani özerk bölgesi, Kürt özerk bölgesi” olarak bölünecek coğrafya, İsrail-Bizans devlet oluşumuna yerini bırakacaktır.
Haberiniz olsun!
“Akan kan dinsin” sloganının Türkçesi böyledir.
Takdir sizindir.


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc