AKP hükumetinin 03 Kasım 2002’de hükumet oluşundan bu güne
kadar geçen 13 yıllık tek parti döneminde, Türk Sünnilerin kıldığı “sabah
namazı” vakti Kur’anda açık ayet olmasına rağmen sadece “ramazan ayında
değiştirilmiştir.
Tanınmış ilahiyatçılardan Abdülaziz Bayındır’ın da kutuplara
kadar giderek yaptığı araştırmalar sonunda AKP hükumeti, bize ramazanda sabah
namazını “”1 saat 8 dakika” erkene alarak, bu kadar süre de fazla oruç
tutturmaktadır.
Bu doğru mudur?
Namaz ve oruç yalnız Müslümanlara özel bir ibadet olmayıp
diğer dinlerde de olan bir ibadettir. Hindularda, Brahmanlarda, Canlar olan
Jainistlerde, Budistlerde, Zerdüştlerde, Zervanilerde, Keldanilerde, Manilerde,
Sabilerde, Yahudilerde, Gregoryen Ermenilerde, Ortodoks Hristiyanlığın bütün
mezheplerinde, Süryanilerde Ortodoks Yahudiler olan Şemsiler ve Yakubilerde,
Lev Tahor Yahudilerinde, Kıptilerde, Nasturilerde, Derezilerde ve hatta
Grek/Yunan Ortodoks Hristiyanlarında (ruhbanlara), Sibirya şamanlarında,
Kızılderililerde namaz ve oruç ibadetleri farklılıklarıyla beraber vardır.
Şeytana dişil olarak
İştar, İnanna, Aşera, Er Ruha, Er Ruda; Afrodit, Anahita, İsis (Aysis)
adlarıyla, eril olarak Arman/Ehriman/Erman adlarıyla tapınan Zervanilerde namaz,
oruç ibadetleri vardır.
Kökenleri, Sümer, Mısır, Hint, İran dinlerine dayanan en
eski dinlerin ibadetlerinde bu gün dahi yapılmaktadır.
Ortodoks Hristiyan olan Süryanilerin ibadetlerinin Sünni
Müslüman ibadetinden ayırt edilemeyeceğini Elmalılı Hamdi Yazır Bakara Suresi
62. ayetinde, kendinen önceki İslam ulemalarının da tespitlerini kaynak
göstererek yazmıştır.
Bu dinlerin inananlarının çoğu ülkemizde uzak ve yakın
geçmişte bir şekilde İslam’a girmişler ve dini yaşantımıza da eski dinlerinin
alışkanlıklarını sokmakta mahir davranmışardır. Bu nedenle her Müslümanın
dinini sorgulaması için de mecburiyet doğmuştur.
Süryaniler,
çıkarlarının elverdiği duruma göre kökenlerini bir İran, iki Yahudi, üç
Rum/Grek/Yunan, dört Arami/Sebe kavmine kadar kökenlerini bağlayabilmektedirler.
Ancak ibadetlerinin temeli Sabilerden de kökenleri önceye dayanan Irak’lı
Keldanilerin (Ay’a Tapınanlar) ibadetlerine uygun görmekteyim.
Putperestlik döneminden kalma heykellerde namaz (Alt)
Günümüz Müslümanlarında namaz.
Bu "el bağlama Süryanilerde "Haç Oluşturma"dır.
|
Kendilerini,
Yahudiler, Ermeniler, Yezidiler gibi gizleyen bu inanç mensuplarının, başımızda
ilahiyatçı, siyasetçi, asker, ekonomist, sanayici, sermayedar olarak, Müslüman
kılığında bizi ince ince kendi inançlarına devşirdikleri günlerde bu mecburiyet
Müslümanların birinci görevidir. Aksi halde kendileri sonucundan sorumlu
olacaklardır. Bu değiştirme ve dönüştürme de yeni değildir. Kökenleri peygamber
zamanına kadar ulaşmaktadır.
Şimdi konuyu deşmeye
başlayalım;
Müslümanlara namazı bildiren ilk sure İsra Suresi 17:78.
ayettir.
Bu sure peygamberin miraca çıkışını ve Müslümanlara Allah’ın
emirlerini getirdiği gecedir. Namazın da beş vakit olarak bu olayda emredildiği
genel kabul görmektedir.
Taha 20:130’un daha sonra indiği kabul edilmektedir.
Oysa İsra Suresinin iniş sırası “54”, Taha Suresinin ise
“49” dur. Buna rağmen tespit sizi aldatmasın, zira Kur’an ayetleri, Yevrat,
İncil gibi sırayla metin halinde değil, karışık olarak inmiştir. Vahiy
katipleri butun ayetleri kayıt ederken peygambere daima “Bu ayeti hangi sureye
ve hangi sıraya koyalım” diye sorduklarına bir çok kaynakta rastlamaktayız.
Şimdi isra suresinin ilgili ayetini ve tefsirini okuyalım;
17:78- Namazı devamlı kıl ve kıldır. Güneşin zevali (batıya kayması) dolayısıyla gece karanlığına kadar ki öğle, ikindi, akşam, yatsı vakitlerini içine alır."
Tefsiri E.H.Yazır;
"Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber buyurmuştur ki: "Güneşin batıya kayacağı vakitte Cebrail geldi, bana öğle namazını kıldırdı" Sabah Kur'ân'ını da, yani kırâeti özellikle önemli olan sabah namazını da dosdoğru kıl. Muhakkak sabah Kur'ân'ı şahitlendirilmiştir. Ona gece melekleri de gündüz melekleri de hazır ve şahid olur ve bütün kâinat uyanır, insanın gözle görme zevki yükselir."
17:78- Namazı devamlı kıl ve kıldır. Güneşin zevali (batıya kayması) dolayısıyla gece karanlığına kadar ki öğle, ikindi, akşam, yatsı vakitlerini içine alır."
Tefsiri E.H.Yazır;
"Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber buyurmuştur ki: "Güneşin batıya kayacağı vakitte Cebrail geldi, bana öğle namazını kıldırdı" Sabah Kur'ân'ını da, yani kırâeti özellikle önemli olan sabah namazını da dosdoğru kıl. Muhakkak sabah Kur'ân'ı şahitlendirilmiştir. Ona gece melekleri de gündüz melekleri de hazır ve şahid olur ve bütün kâinat uyanır, insanın gözle görme zevki yükselir."
Kur’an’da sabah namazı ile imsak vakti birdir;
Bakara Suresi 2.
2:187- “”Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.“
Tefsiri;
“...Bu "fecirden ibaret" kaydının, sonradan nazil olduğu rivayet edilmiştir. Şöyle ki: Bundan önce bazı kimseler biri beyaz, biri siyah iki iplik alır; bunlar birbirinden seçilinceye kadar imsak yapmazlarmış. Bu hadise üzerine "fecirden ibaret" açıklaması nazil olarak, kastedilen mânâ açıklanmış; beyaz iplik hakikat olmayıp, bilinen bir mecaz olan fecrin başlangıcı olduğu ve şer'î günün buradan başladığı anlaşılmıştır...”
Bakara Suresi 2.
2:187- “”Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.“
Tefsiri;
“...Bu "fecirden ibaret" kaydının, sonradan nazil olduğu rivayet edilmiştir. Şöyle ki: Bundan önce bazı kimseler biri beyaz, biri siyah iki iplik alır; bunlar birbirinden seçilinceye kadar imsak yapmazlarmış. Bu hadise üzerine "fecirden ibaret" açıklaması nazil olarak, kastedilen mânâ açıklanmış; beyaz iplik hakikat olmayıp, bilinen bir mecaz olan fecrin başlangıcı olduğu ve şer'î günün buradan başladığı anlaşılmıştır...”
Aynı ayet hakkında bir diğer kaynakta da benzer açıklama
yapılmıştır. Hem de beş profesör bir doçent doktordan oluşan altı kişilik
heyetçe hazırlanan bir meal kitabında.
Okuyalım;
“”İslamın ilk zamanlarında farz olan ramazan orucunu
tutarken,sahur yemeği yoktu.Oruç tutan kimse akşam orucunu açınca, Yatsı
namazını kılıp uyuyuncaya kadar yer içerdi. Bundan sonra yemek içmek, kadınlara
yaklaşmak haramdı.
Bazı Müslümanlar dayanamayıp kadınlarına yaklaştı, bazıları
yorgunlukları sebebiyle iftardan sonra uyudukları için, ertesi gün açlık ve
susuzluktan baygınlık geçirdiler. Cenabı Allah müminlere acıdı ve bir olaylık
olmak üzere bu ayeti indirdi.
“Beyaz iplik ve siyah iplik” ifadelerinin maksadı “min-el fecr :
tan yerinin ağarmasından” ifadesi açıklığa kavuşturmuştur.
Buna göre, orucun başlaması gereken imsak vakti,
güneşin doğmasına değil, Fecr’in doğmasına,yani tan yerinin ağarmaya
başlamasına bağlıdır. İplik tabir de tanyerinin ağarmasının başlangıcını ifade
etmektedir. Aydınlık yayılıp yükselince artık ona beyaz iplik denilemez.
Aydınlığın başladığı an,sahurun bittiği ve imsakın başladığı,
aynı zamanda sabah namazının da girdiği andır. “”Kaynak Kur’an-ı Kerim
ve Trükçe Açıklamalı Meali – Hazırlayanlar; Prf.Dr. Hayrettin Karaman-Prf.Dr.
Ali Özek-Prf.Dr.İbrahim Kafi Dönmez-Prf.Dr. Mustafa Çağrıcı-Prf.Dr.Sadrettin
Gümüş-DoçDr. Ali Turgut. Türkiye Diyanet Vakfı yayınları 86/D İstanbul 2010
Yukarıda verdiğim iki kaynakta da, “sabah namazının ve imsak
vaktinin” aynı olduğu, yani “tan yerinin ağarması” anı olduğu açıktır.
Şu yorumu dikkatle okuyalım;
“Aydınlığın başladığı an,sahurun bittiği ve imsakın
başladığı, aynı zamanda sabah namazının da girdiği andır.”
Durum buysa neden imsak ile sabah namazı arasında bir
saatlik bir aralık vardı?
Ve;
AKP hükumeti gelinceye kadar neden sabah namazı ramazanda,
Abdülaziz Bayıdır hocanın yaptığı tespitlere göre de “1saat 8 dakika” geç
kılınırdı yani, ramazan ayı dışındaki aylardaki olağan zamanında?
Bu konuda bir çok İslami internet sitesinde yaptığım
araştırmalarda imsak vaktinin, sabah namazı vakti olduğu, yemenin içmenin
kesildiği vakit olduğu belirtiliyor. Hatta bazı sitelerde bunu yaıramayanlara
da aptallar deniliyor.
Bu aklı evvellere(!) göre, ben ve Abdülaziz hoca gibiler
“aptallar oluyoruz. Oysa Kur’an, açıkça imsak ve sabah namazı vaktinin “min-el
fecr=tan yerinin ağarması” olarak belirtirken, ramazandaokunan imsak vakti
sabah namazından bir saat sekiz dakika sonra hava aydınlanmaktadır.
Bu olay kafaları karıştırmaktadır.
Neden mi?
Eğer, bazı çakma ilahiyatçıların dedikleri gibi
“Müslümanlardan başkası namaz kılmaz” inancınız varsa önce “namaz” kelimesinin
kökeninin Hintçe “Namas=Selam=Dua” olduğunu hatırlatırım. Hindular, Brahmanlar,
Jainistler (Cancılar) da bilinen altı bin yıldır namaz kılarlar ve bunun
kökenlerinin tufan öncesine dayandığını yazarlar.
Araplarda “ Salat” bizdeki “Namaz” kelimesinin karşılığıdır.
İranlı Zerdüştler, Mihriler, Zervaniler, Maniler de namaz kılarlar. Türkler de
Hintlilerden “Namas”, iranlılardan da “namaz” olarak bu ibadeti almışlar,
İslamdan önce de uygularlardı.
Hint Brahmanları, Hinduları sabah, akşam, Jainisler
(Cancılar) beş vakit, Zerdüştler beş vakit, İran Sabileri beş vakit, bazı Sabi
mezhepleri üç ile beş vakit, Süryaniler (Ortodoks Hrisityanlar) yedi vakit,
Kürt ve İran Yezidileri iki vakit, İslam öncesi Emevi Yezidileri, Kureyşliler
de Mecusi yani Zerdüştlükten çıkan şeytan Arman/Ehriman’a ibadet edilen Mecusi
(cüce şeytan ve cinlere tapınılan) dinindeydiler ve sabah-akşam olmak üzere iki
vakit kılarlardı. Peygambere yasaklanan ise “orta namazları denilen “öğle ve
ikindiydi.
Mecusiler, Güneş tanrıçası,olarak Allah’In kızı olan El
Uzza, bazı Arap kabileleri de El Lat’a tapınırlardı. Öğle ve ikindi vakti,
Güneşi’n yeryüzüne hakim olduğundan, bu vakitlerde namaz kılmayı “tanrıçanın
gücünden şüphe duymak “olarak gördüklerinden namaz kılmazlar, kılanı da öldürmek
dahil her şekilde engellerlerdi.
Bu gün de "namaz kılmayanı, oruç tutmayanı öldürün" diyen sapkın Müslümanlar veya Vehhabi-Ortodoks Yahudi dinleri harmanı yeni Selefiler bunlardan çıkmaktadır.
Bu yüzden amcası Ebu cehil onun için “bir daha namazda yani
orta namazlarında görürsem boynunu kıracağım” demiştir.
Muhammet, peygamberlik öncesi kervanlarda çalıştığından, o
zamanın turist kafileleri de bu kervanları olduğundan, kendilerine katılan Sabi
din adamlarından etkilenip Sabi olmuş, onların “Ahnaf koluna” geçmiş ve günde
beş vakit ve artı gece namazı da kılmaktaydı.
Bu yüzden, Kureyşliler ona “sabiyye=dönek” diyorlar,
Sabilerin gök cisimlerine tapınmaları yüzünden de onu gördüklerinde “sebat et
nücum=Yıldız göründü” diyerek alaya alıyorlardı. (kynk-E.H.Yazır Kuran tefsiri
Bakara 62. ayet tefsiri)
Günde yedi vakit namaz kılan Süryaniler ile bazı Sabi
mezheplerinde “iki vakit sabah namazı” vardır.
İlki, bu gün imsak vakti olarak ramazanda okunan AKP
döneminde başlamış sabah namazı, diğerinde de AKP öncesinde ve ramazan
dışındaki sair zamanlarda kılınan sabah namazı vaktidir.
Süryanilerin kendi kiliselerine ait İnternet sitelerinde
olsun gerekse onlar hakkında çalışma yapan Zeynep Gül Küçük’ün “Mardin ve
Çevresinde Süryaniler” adlı 2008 yılında yayınladığı araştırma çalışmasında
Süryani namazlar aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
“...Süryanilerde
namaz,
Sabah Namazı,
Kuşluk Namazı, Öğle Namazı,İkindi Namazı, Akşam Namazı,Yatsı Namazı ve Gece
Yarısı Namazı olmak üzere yedi
vakittir.
Bu namazlardan dördü
( sabah, öğle, akşam, gece yarısı ) mecburi (farz); üçü (kuşluk, yatsı, ikindi)
mecburi değildir(sünnet). Sabah, öğle, ikindi kilisede topluca kılınır. Diğer
namazlar kişisel olup, evde veya işyerinde kılınabilir. Kıble doğu’dur,
namazlar Pazar ve bayram günleri dışında secdelidir....”
Habeş İncil’ine bağlı Gregoryen Ermeni Hristiyanları da
Müslümanlar gibi günde BEŞ VAKİT namaz kılmaktadırlar.
Benim dikkatimi çeken olay, Ramazanda sabah namazının “imsak
vakti” bahanesiyle bir saat seki dakika erken okunması ve kılınmasıdır. Bu da
Süryanilerin kıldıkları bizim imsak vaktine gelen “teheccüd/gece namazlarının”
vakti olmasıdır.
Zira, Süryaniler de bizim gibi oruç tutmaktadırlar “üç
aylar” tanımına uygun olarak Şubat, Marti Nisan aylarında “40” gün olan
oruçları vardır.ve hatta başka ilave oruçlarla bizden de fazla tutmaktadırlar.
Aynı kaynaktan okuyalım;
1.2.2.2. Oruç
Bedensel arzu ve
istekleri zayıflatarak, ruhsal yapıyı güçlendirmeyi hedefleyen bir ibadet olan
oruç; belirli zamanlarda yeme, içme ve cinsellik gibi istek ve duyguları terk
etmek, ruhsal ve zihinsel yapıya ağırlık vermektir. Oruç yeme ve içmeden
tamamen uzak durmak şeklinde olabileceği gibi, et ve diğer hayvansal
gıdalar gibi belirli yiyecekleri yememek şeklinde de olabilir.
Süryanilerde çeşitli
zorluk ve uzunlukta birçok oruç vardır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
Büyük Oruç: Şubat, Mart, Nisan aylarında tutulan Büyük
Oruç kırk gündür.
Elem Haftasının yedi günü eklenir toplam kırk
sekiz gün olur . Hafif yemek yemeye cumartesi Pazar bile dikkat edilir.
Bu sıkı oruç öğleye kadar sürer. Herhangi bir şey yemek hatta sigara içmek
yasaktır.
Havariler
Orucu: Haziran başında
perhiz olarak üç gün tutulur. 1946 yılına kadar süresi on gün olan bu orucun,
1946 yılında toplanan III. Humus Konsili yalnızca üç gün olmasını
kararlaştırmıştır.
Ninova Orucu: İlkbaharda, Şubat ayında tutulan üç günlük
oruçtur. Sadece bu oruç, büyük oruç gibi, hem öğleye kadar orucu hem de perhizi
ihtiva etmektedir.
Meryem Ana Orucu:
Ağustos ayının onundan on beşine kadar devam eden beş günlük perhizdir. 1946
yılına kadar süresi on beş gün tutulan bu oruç, 1946 yılında toplanan III.
Humus Konsili’nde beş güne indirilmiştir.
Noel Orucu: İsa’nın
doğuş bayramı orucu olan Noel Orucu, Aralık ayının on beşinden yirmi beşine
kadar on gündür. 1946 yılına kadar yirmi beş gün idi. 1946 yılındaki III. Humus
Konsili on gün olmasını kararlaştırmıştır.
Bu oruçlardan Büyük
Oruç ve Ninova Orucu hem perhiz hem de oruç olarak tutulur, diğerleri sadece
perhizdir “
Esenler Otogar Camii minaresi Yunan Hileci tanrısı
Hermes'in sembolü olan "erkeklik organı"nı andırır
şekilde inşa edilmiştir.
|
Verilen bu bilgiler
ışığında, sabah namazının bir saat sekiz dakika erkene alınması dinin
dönüştürülmesiyle bağlantılıdır. Çünkü, AKP hükumeti 2002 yılından beri,
Hristiyan, Yahudi ve Müslüman ibadethanelerini bir yerde inşa etmekten, Dinler
Arası Diyalog, Ilımlı İslam gibi batı kaynakjlaı dini dönüştüren, değiştiren
icaraatlarda en önde gitmiştir.
1071’de Alpaslan
zamanında camii yapılmış kilise vakıflarının mallarını iade etmiş, cemaati
olmayan kiliseleri onarmış hizmete açmış en sonunda Atatürk Orman Çiftliğinde
kaçak olarak inşa edilen Ak Saray adlı yeni Başkanlık konutuna da ilk yabancı
misafir olarak Vatikan’da Katolik Hristiyanların ruhani önderi Papa Francis
çağırılmış, adeta hem saray hem da cumhurbaşkanı papaya alnından öptürerek
birlikte vaftiz edilmişlerdir.
Bu kadar az görülen
olayların yaşandığı günümüzde bu endişelerin duyulmaması olağandışıdır.
Endişelenmek ise olağandır.
Son olarak, AKP hükumetinin resmi kanalı sayılan Ülke
Tv’nin, sıradışı konularını tartışan Celal Bayar Üniversitesi öğretim
üyelerinden Prof. Mehmet Çelik’in ikendi beyanından, Hrisityanlarda namaz
vakitleri ve rekatlarını verelim. Bu namazlarda sadece “akşam namazı ALTI rekat
olarak Sünnilerin namazından farklıdır;
“Pazar günleri yaptıkları ayinleri bizim mevlüt törenlerimize benzetebiliriz. Onların inancına göre İsa a.’ın öldükten sonraki dirilişini sembolize etmek ve onu ayinle kutlama mantığı vardır Pazar ayinlerinde. Şimdi size tüm Ortodoks manastırlarındaki ibadetten bahsedeyim. Bu ibadeti bugün sadece ruhbanlar yapıyorlar.
Ruslarda, Yunanlılarda, Kıbtilerde, Nasturilerde, Süryanilerde, Sırplarda, Ermenilerde, Bulgarlarda, Maronilerde, Keldanilerde manastırda günde beş vakit farz namaz kılınır. Sabah namazları 4 rekattır ve güneş doğmadan önce kılınır. Öğle namazı 10 rekattır ve güneş zevaldeyken kılınır, akşam namazı 6 rekattır ve güneş battıktan sonra kılınır. Ben Süryani manastırında kaldığım 5 yıl boyunca onların topluca kıldıkları bu namazlara şahitlik ettim.
Hoca da bunu, benim
yıllardır Süryaniler, Sabiler başta olmak üzere “Namaz kılan gayrimüslümler”
ile ilgili çalışmalarımdan sonra yani 2013 yılında yazmak zorunda kalmıştır.
Benim bu
çalışmalarım ortada yokken, bu konuda yazılmış bir tek satır yazıyı bu dini
gruplar ile İslam uleması geçinen sayısız imam, prof., şıh, şey, mir, emir,
pirden duyma veya öğrenme olanağı yoktu.
Dokuz yıllık
çabalarım ile kripto azınlıkların kendilerini ifşa etmelerini sağladım.
Ermeniler kendilerini açıkladılar, Sabetayist Yahudiler ve Museviler deşifre
edildiler ama kripto Rumlar hala kendilerini saklamaktadırlar.
İbadetleriniz, İslam
ile ters düşerse sorumlusu sizsiniz. Sizi değiştirp dönüştürenler değil. Zira
dininizi öğrenmeme suçu işliyorsunuz, Allah’ın ilk emri olan “İKRA=OKU” emrini
uygulamıyorsunuz.
Takdir sizlerindir.
İşte Profesör Mehmet Çelik'in Hristiyanlarda namazı anlatan videosu;
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc
Yazıya kaynakçalar;
1-http://keykubat.blogspot.com.tr/2012/12/suryanileri-kendi-kalemlerinden.html
2-http://keykubat.blogspot.com.tr/2013/11/kripto-ermeniler-kendilerini-ifsa.html#axzz3f3u3wwKQ
3-http://adilyargicc.blogspot.com/2011/05/namaz-tespih-ve-tavafin-budist.html?spref=fb
4-http://adilyargicc.blogspot.com.tr/2014/02/aramilerden-haramilere.html
5-http://keykubat.blogspot.com.tr/2011/02/yezitler-suryaniler-ve-nurcularin.html#axzz3f3u3wwKQ
6-http://adilyargicc.blogspot.com.tr/2012/02/sumerden-islama-cin-ve-seytan-kultu.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.