Sayfalar

3 Temmuz 2014 Perşembe

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE İKTİDAR MUHALEFET EL ELE

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE İKTİDAR MUHALEFET EL ELE



Altı yıl önce yazdığım ve Türkiye Türklerindir” başlıklı blogumda yayınladığım araştırma, çeviri ve derlemelerden oluşan “Sola Açılan Haçlı Seferi” başlıklı tarihi çalışmamda 1946 yılında zamanın cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün İngiltere’nin emri ile çok partili döneme geçilmesi için Demokrat Partinin kurulabilmesi için harekete geçtiğini, düzmece “Dörtlü Takrir” olayıyla Celal Bayar ve Menderes’in diğer iki arkadaşıyla CHP’den istifa ettirilerek DP’yi kurdurduğunu, bundan sonra CHP’nin sürekli muhalifette kalması, İngilizci-Amerikancı azınlık Yahudi, Nurcu, Süryani, Yezidi yapılanmasının iktidara getirildiğini, bu gizli anlaşmanın da İsmet paşanın köşkünde yapıldığı için “Pembe Köşk Muvazası (Şikesi)” adıyla tarihe geçtiğini rahmetli Atilla İlhan’ı da kaynak göstererek yazmıştım.

14 Mayıs 1950’den beri de CHP’nin bir daha iktidar olamamasının sebebinin da bu gizli muvaza olduğunu üsteleyerek yazmış ve CHP’den şu istekte bulunmuştum;

“Eğer CHP hala bu ülkenin birliği ve bütünlüğü için mücadele ediyorsa, geçmiş 65-70 yıl boyunca sürekli iktidarda kalmak için bu İngilizci yapılanma emperyalizm ile hangi pazarlığı yaptıysa siz de bir pazarlık yapınız ve ülkemizi iran tarzı şeriat devleti olmaktan, Atatürk rejimin kazandırdıklarını kaybetmekten kurtarın!”

Bu yazımdaki dileklerimi ilk blogum olan hala da kapalı olan “keykubat.blogcu.com” adresindeki blog yazılarımda da dile getirmiştim. Ayrıca, yalnızca ülkemiz içinde değil, komşu ülkelerde de bağları olan ve PKK örgütünde de kurucu olan Tunceli kökenlileri CHP ye kazanabilmeleri, PKK bölücü hareketini ülkenin birliğine kazandırabilmeleri için de Tunceli’li Atatürkçü, demokrat birinin de CHP’nin başına getirilmesiyle devletin birliğinin bekasının sağlanabileceğini yazmıştım.
Yazılarım sayın Gürsel Tekin’i öyle etkilemişti ki katıldığı bütün Tv mülakatlarında benim kullandığım deyimlere kadar kullanıyordu.
 Bu beni çok sevindirmiş ve umutlandırmıştı. Sonunda yazdıklarım harfiyen gerçekleşmeye başladı. Önce bir CHP heyeti ABD’ye gitti, demokratlarla ve zamanın cumnhuriyetçi iktidar partisiyle ve bazı lobilerle görüşüp geldiler.

Önce düzmece bir kaset operasyonuyla Deniz Baykal tasfiye edildi, bir iki yolsuzluk dosyasıyla piyasaya tanıtılan Kılıçdaroğlu CHP’nin başına getirilince ben de “”adilyargic.blogspot.com” adresindeki blogumda “CHP MUVAZAALARI VE BAYKAL’IN İSTİFASI” başlıklı yazımda bu olayları da anlatmıştım.
CHP artık ciddi olarak muhalefet başlamış, iktidar için oynadığına halkı inandırmaya başlamıştı. Ama Kılıçdaroğlu’nun yürüyen merdiven sakarlığından seçim günü oy kullanamamasına, Libya işgalinde hükumetin yanında durmalarıyla işgali onaylamalarına, durmadan anayasada suç teşkil eden, komşu devletlerde savaş çıkartmak, gizlice yabancı devletlerle anlaşmalar imzalamak gibi anayasal suçlardan, her türlü yolsuzluk ve adam kayırmacılığına, devletin tasfiyesinden yağmasına uzanan suçlara karşı sesiz kalması gibi kasti eylemleriyle AKP genel başkanının yerini doldurabilecek bir önder olamayacağını kanıtlaması başta Tuncelililer olmak üzere CHP’den umutlu olan herkesi hayal kırıklığına uğratmıştı.

Bu gün de, Allah’a inanan, namaz kılan, Müslüman görünen Gregoryen Ermeni olan Fethullah Gülen’i CHP’ye montajlayarak onun gösterdiği, bu güne kadar da hiç bir CHP’linin adını dahi anmadığı, Atatürk cumhuriyeti ve rejiminin korunmasından devletin geleceği hakkında bu güne kadar tek bir endişesini belirtmemiş, hiç bir mücadele vermemiş, hatta 2007’de AKP’nin cumhurbaşkanı adayı olması konuşulmuş Yozgat Ermeni’si Ekmeleddin İhsanoğlu’nu devletin en yüksek makamına taşımakta karar kılması bütün CHP’yi değil tüm Türkiye’yi hayal-i sükuta uğratmıştır.

Yukarıda andığım yazılarımdan önce “CHP ALEVİ PARTİSİ Mİ” başlıklı yazımda da CHP’nin sadece Alevileri değil Sünnileri de kucaklaması gerektiğini, aksi halde asla iktidarı göremeyeceğini de yazmıştım.
Benim bu yazımdan sonra Baykal’ın Sünni diye, çarşaflılara rozet takmasının yarattığı komedi, bu gün Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin’i aday göstermesiyle tekrar edilmektedir.

Artık, İsmet paşanın Pembe Köşk Muvazaasının Yeni CHP için de geçerli olduğuna herkes ikna olmuştur. Çünkü İran tarzı şeriat getireceğinden dolayı kurtulmak istediğimiz AKP ve başbakanı R.T. Erdoğandan CHP’nin hiç bir farkı kalmamıştır.
Türk siyaseti, iki tarafı da aynı resimli bir paraya benzmiştir. Yazı istemeyenin Tura atma şansı kalmamıştır.
MHP’nin başında ise zaten Fethullah Gülen hocanın Gregoryen Ermeni papazı olan Devlet Bahçeli bulunduğundan, MHP’lilerin çoğunun da Nurcu ve Gülenci oldukları ortadayken MHP’nin hiç bir alternatif olabilme şansı olmadığı açıktır.
Umutlar TBMM dışına taşınmıştır.
Atatürk’ü ve getirdiği rejimi İslam Kürdistan’ı ve büyük Ermenistan kurmak isteyenlerin engellemek için dış güçlerden destek alara çıkartıkları 26 isyanda hüsrana uğrayanların iktidarı olan AKPPKK, aynı istekte olanların ellerinde bulunan CHP ve MHP muhalefeti el birliği ile devleti bölmeyi, tasfiye etmeyi sürdürmektedirler.
Artık Ortaokul ders kitaplarında bile Lazistan, Kürdistan, Ermenistan haritaları yer almaktadır. Günümüz çocukları, bölünmüş bir devlete beyinleri alıştırılmış olarak okullardan mezun edilmektedirler.
Demokrasi, eşitlik, işçi ve memurların kazanılmış sendikal hakları ile kadın ve çocuk haklarının tu kaka edildiği, adı İslam olan kendisi özünde Süryani, Ermeni İncilleri ile Yahudi Tevrat'ının “özü alınmış İslam” harmanı yeni Mason islamı çocuklarımıza aşılanmaktadır.

Ortadoğu bölgesi halklarının dinin zaafiyetlerinin ırzlarına geçilerek dindarlık adı altında köleleştirilecekleri yeni bir dünya düzenine iktidar ve muhalefetin elbirliği ile yaptıkları katkılarla itildikleri bir ortamda artık çağdaş demokrasi ve özgürlüklerin terk edildiği bir süreci yaşamaktayız.
CHP ile AKP arasında tercih yapmamıza neden olabilecek hiç bir seçenek kalmamıştır. Al birini vur ötekine.
Atatürk cumhuriyetinin kazanımlarını koruyabilmek için, Amerika tarafından önerilmiş, köktendinci, ilmi kendinden menkul bir kuklaya umut bağlamak ancak YENİ CHP’nin aklına gelebilecek bir çözümdür. Ya da ihanettir.
Yıllardır yazdığım gibi, “iktidar muhalefet el ele Türkiye’yi ve özgürlükleri koy sepete” tiyatrosuna dur demek için TBMM dışı tercihler tek seçenek kalmıştır.
Takdir okuyanlarındır.

Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.