Sayfalar

1 Ekim 2013 Salı

İSLÂM’DA NAMAZ MI ADALET Mİ ÖNEMLİDİR?


İSLÂM’DA NAMAZ MI ADALET Mİ ÖNEMLİDİR?



İslâm dininin temeli adalet, ibadeti namazdır.

İşte Ermeni Güneş tanrıçası Fetoş efendi(!)

Sadece iman edeni bağlar.
Namaz Müslümanlara özel bir ibadet şekli değildir. 

Namaz Hintçe “Selam” anlamında bir kelimedir. Hintliler ibadet için kullandıkları terimlerinde “Namaskâr=Güneşe selâm” ifadesini kullanırlar.  Yoga için kullanılanı ise “Namaste=Kendine selamdır”. Kur’an’da ise “Salat=Selam” olarak geçer. 

Türkler İslâmiyet’ten çok önce namazı bildiklerinden Müslüman olduklarında Arap terimi olan Salât’ı” kullanmamışlardır. 

Namazın doğuşu, Sümer dininde Ay tanrısı Sin’in kızı İnanna/İştar  (*) ile çoban Dumuzi evliliğinde yaşanmış zina sonucu, Dumuzi’nin yeraltına (Kur’a/Cehenneme) sürülmesiyle güneş doğmaz ve yeryüzünü karanlık kaplar. Çareyi Dumuzi’yi oradan çıkartmakta bulurlar ve böylece Dumuzi karısı İnanna ile çalgılarla şenlendirilmiş ilahiler eşliğinde tapınak içinde birleşince güneş doğar, bitkiler canlanır, hayvanlar ve insanlar eski yaşamlarına dönerler.  

Sonraları güneşin tekrar kaybolmasını önlemek için insanlar bu çiftleşmeyi, ardından güneşin batmadan önce ve tekrar doğduğunda yaydığı ışıkları kutsamak için yaptıkları “ışık öpme ayini” olan salâtı/namazı ibadet olarak benimsemişlerdir.
Bu ayinden doğan çocuklar ülkelerine kral edilmişlerdir. Soy sop milliyetçiliğinin temeli olan dinler de böyle doğmuşlardır.

Bu dinin ibadetinden Mısır, Hint, Yunan ve bütün Arap dinlerine geçmiş olan “güneşi selamlama, ışık öpme ibadet i”  olarak namaz dinlerde yerini almıştır.

(*)Babası da kızı da babalarının ve kardeşlerinin iktidarlarını sağlayan güç/kudret tabletlerini çaldıklarından lanetlenmiş, huzurdan recmedilerek kovulmuş şeytanlardır.  Müslümanlar her Kur’an ve namaz suresi ne başlamadan önce söyledikleri “Euzubillahimineşşeytanirracim=Huzurdan taşlanarak kovulmuş şeytanın şerrinden sana sığınırım!” Diyerek bu şeytanları lanetlemektedirler. 

Halen ırak, Suriye, İran, Ürdün, Lübnan ve ülkemizde yaşayan,  Yezidiler İnanna’ya  İştar, Tavus,  Urfa, Mardin, Suriye Sabileri Er Ruha adlarıyla anar, “Güneş Tanrıçası” olarak tapınırlar. Babası Sin de Allah olarak Güneş tanrıçasının hem babası hem de eşi, ilk yedi gezegenin babası, baş tanrı olarak hürmet edilir.
 Hıristiyan olmuş Suriyeli Sabiler (5.500 yıldır namaz kılarlar) olan Süryani Hıristiyanları günde yedi vakit namaz kılarlar ve takkesiz olarak saf tutmak şartıyla kiliselerinde iki vakit sabah namazı, öğle ve ikindi namazları kilisede cemaatle kılınmalıdır diğerlerini evde kılarlar. 

Peygamberlik öncesi bir Sabi olan Muhammed de namaz kılardı ve Mekke’de kabilesinin inancına göre Suriye Sabilerinin kıldığı öğle ve ikindi namazları “Allah’a eş koşmak, gücünden şüphe etmek” olarak bilindiğinden “orta namazları” denilen bu namazlar yasaktı. Ebu Cehil’in peygamber için “Onu namaz kılarken görürsem boynunu kıracağım” dediği ve yasakladığı “namaz kılması” değil, öğle, ikindiden ibaret orta namazlardır. (Kaynak Maide 62, Hac 17 tefsirleri E.H.Yazır)

Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet dışında bütün dinlerde “okuryazarlık” dindar inananlara yasaktır. Sadece doğumlarıyla tapınağa adanmış olan ve ailelerinin “ilk doğanlarından”(Erdoğan gibi anılırlar) seçilmiş olan din adamları yaptıkları ayinlerde okuryazarlığı  “çiftleştikleri cinlerden, şeytanlardan ya da onların başları olan Allah ve kızlarından öğrenirlerdi.” Cebrail’İn Hira mağarasında peygambere okuryazarlığı öğretme nedeni de bu yasağın Hicaz Araplarından peygamber aracılığıyla kaldırılmasını, “Kitap Okuyanlar=Kitap Ehli” olmalarını sağlamak içindir. Çünkü Yahudi melezi olan Hicaz Arapları peygamberin gelişine kadar uyarılmamış tek kavimdirler ve diğerlerince aşağılanmaktaydılar.

Peygambere iman etmediği için Taif’e sürülen kâfirin torunu olan dördüncü halife Mervani soyundan gelen Yezidi Şeyh Hadi tarafından dinleri 12. yüzyılda yapılarak Süryanilere, Yahudilere ve dolayısıyla Vatikan’a hizmetkâr olmaları sağlanmış olan Yezidi Kürtler de sabah ve akşam olmak üzere güneş tanrıçaları Tavus’a iki vakit namaz kılarlar. 

Hindistan'da Can dini inananları (Jainism/Caynacılar olarak bilinirler ve bunlar 16.000 yıldır namaz kılarlar ve Namaz (Namaskâr (güneşi selamlamak) kelimesi de bunların dilinden Türkçe ve Farsça'ya girmiştir. İslâm dışında namaz kılanların tümü güneş doğsun diye namaz kılmaktadırlar. Sabiler ve onların Hıristiyanlığa girenleri olan Süryanilerin İslâm'a girenleri ve dini Emevilerden beri devşirenler de bunlardan çıkmaktadır.
Bu devşirmenin esasında da dinde "Namaz'ı" öne çıkartıp adaleti önemsememeyi, Kur’an ayetleri yerine peygambere ait olduğu iddia edilen ve doğrulukları şüpheli olan milyonlarca Hadis’e bağlılığı önermektedirler. 1774'ten beri Osmanlı, Menderes iktidarıyla devletin başına geçen Yahudi, Süryani, Yezidi, Rum koalisyonu sayesinde 1950'den beri böyledir ve AKP iktidarı da bunların devamıdır. Bizler ise onları bizim başımızdan eksik etmeyiz.

Bitlis Süryanisi Kürt taklitçisi Said-i Kürdi Deliüzzaman, Sabilerin kitabında geçen  Şeytan'ın ortak adı olan "NUR''a dayanarak Nurculuğu Efganilik, Masonlukla karıştırarak İngiliz rahip casusu Robert Frew  talimatlarıyla kurdu. Menderes Yahudisi yanında oldu. Ortadaki de "gizli postaları olduğunu ölmeden önce açıkladı.
Namaz dinin ibadet şekli olsa da bütün Müslümanlar arasında “ortak namaz hareketleri” yoktur. Ülkeden ülkeye değil bölgeden bölgeye, köyden köye namaz ibadeti şekli değişebildiği gibi, Alevi Kızılbaşlar gibi hiç namaz kılmayan Müslümanlar da vardır.

Dinin apaçık bir gerçeği olan bu kesin durum da namazın “dinin temeli olamayacağını ispatlamaktadır.”
İslâm dinine iman etmenin altı şartı vardır ve  bu şartlar her namazda oturunca okunan “Amentübillahi” olarak bilinen duadır ve şöyledir;
Âmentü billahi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî vel yevmilâhiri ve bil kaderi hayrihî ve şerrihî minellahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlühü .”
Bu mezar taşına kadar geçmiş bir saptırma olmak yerine sadece ibadete bağlılığı vurgulamalıydı.

Türkçesi;
"Allaha, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaderin, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman ettim. Öldükten sonra dirilmek haktır. Allah'tan başka tanrı olmadığına, Muhammed’in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim".

Bu ilkeleri sıralayınca da çıkan listede “Namaz kılma” konusu geçmez. O, iman etmiş Müslümanların yaşam şeklini belirleyen “İslâm’ın Şartları” içinde ikincidir.  
Anlamanız gereken şudur. Namaz'ın öncelikli olması "Güneşin doğacağından şüpheye düşmüş, ona tanrıça diye tapınan putperestler için çok önemlidir. Oysa Müslüman namazı "günahlarını bağışlatmak için yakarmak" ve günlük ibadet borcu olarak bilir. 

Varsa eğer "Allah sizi güneşin doğacağından endişeye düşmüş putperestlerin dinlerine hile ile sokulmaktan, sevgisinden mahrum olmaktan korusun!" diyorum.

Takdir okuyanındır.

İsrail "NUR" Mason locası sembolü

Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc(01.Ekim2013)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.