Sayfalar

23 Nisan 2012 Pazartesi

SİLİVRİ TİYATROSU VE ÇİFT KARAKTERLİ ORDU



SİLİVRİ TİYATROSU VE ÇİFT KARAKTERLİ ORDU

 Kaç yıldır “vatan millet tehlikede” denildi, kafayı yedik!
Hükümet muhalefet demeden yazıp çiziyoruz, durmadan okumaktan yazmaktan beynimiz aşırı yüklemeden sürmenaj olmak üzere, belki oldu da fark etmiyoruz.


Ne diye yazıyoruz bunca yazıyı!

Generaller, albaylar, teğmenler, polisler, gazeteciler ve milletvekilleri, yazarlar tutuklanıp, bir haber  furyası, kameralar eşliğinde gecenin bir vakti yataklarından kaldırılıp götürülüyorlar, yıllarca dava iddianameleri bile hazırlanmadan tutuldular ve tutuluyorlar.

SİLİVRİ KOLONİ TİYAROSU


İçeri tıkılanlara ve onları savunanlara göre ülke tehlikede, devlet tasfiye edilmektedir.
İstanbul’un ücra ilçesi Silivri’de bir tiyatro sahnesi kuruldu, kurbanlar orada geceli gündüzlü tutuluyorlar.

Silivri tiyatrosunda bir mağduriyet var ama benim anlamadığım konu şöyle.
Ordu “çift taraflı” oynamaktadır.
Bir kısım muvazzaf ve emekli askerler Silivri'de tiyatro mahkemelerde eza çekerken bir kısım emekli askerler AKP yandaş medyalarında demokrasi dersleri veriyor, AKP emirlerine emret deyip Libya, Kızıldeniz geziyor, Suriye sınırlarında tehdit turları atıyor.

Bunlar Ordumuzun mensupları ve mevcut komutanlarıdır.
Amerika emredince “kitle operasyonlarıyla, sağ-sol, Alevi-Sünni kamplaşmaları yaratılarak milleti karışıtırıp, “Şartlar Olgunlaştı” diyerek darbe yapanlar, tam darbe yapılacak zamanda ya yandaşlık yapıyorlar ya da Silivri'de kümese girmiş gıdaklıyorlar!
Siz nasıl açıklıyorsunuz?

Cumhuriyetin ve devletin tasfiyesi apaçık ortadayken darbe yapmayıp Silivri'ye teslim olan ordu vazifesini yapmamıştır!
Ya da o ordu satılmıştır da "kurbanlar da içeri tıkılmıştır."
Bu gazete haberi işin aslını 1971 cuntasını yapan Memduh Tağmaç paşanın "Komünizme karşı Amerikancı ittifak çağrısında bu günkü AKP kadrosunu görüyoruz.. Bu da ordunun daha o dönemlerde Nurcu ve Işıkçı tarikatın eline geçmiş olduğunun delillerini bize vermektedir.


Resimdeki bilgiler iyice okunduğunda görüyoruz ki AKP  eliyle devletin tasfiyesi tesadüfi bir ihanet örgütlenmesi değil çok önceden kurgulanmış bir tiyatronun sahneye konulmasıdır ve Silivri işbirlikçi bir tiyatrodur.

Tespit doğru yapılmadıkça ne Silivri anlaşılır ne de AKP siyasetleri gün ışığına çıkar. Ne de millet bir yerde toplanır.

Genel kurmay başkanı orada her çağırılışta topuk salami verip (Bülent Arınç öyle istiyor) "Emret komutanım" çektikçe vatandaş kendisini emniyette hisseder ve haklı olarak tepki göstermez.
Zaten Atatürk’ün ölümünden beri darbelerle sindirildiğini de unutmamak lazım.

Amerika'nın emrine göre halka muamele yapanlar!

Ordunun kümese gidip yargılanma bekleyecek zamanı mı?

Madem durumu önceden gördünüz bu adamı iktidar olmadan niye bitirmediniz?
Deniz Baykal’a niye önünü açtırdınız?

Eğer RE.T.E gerçekten vatan millet için büyük tehlikeyse, durumu önceden de görüldüyse, bu güne kadar kaybedilenlere bir de Tayyip efendi, başbakan olmadan eklenseydi kim farkeder di?

Adnan Kahveci bir kazada gidiverdi.

Cesedi bulunamayan nice insanlar var.



Atatürk’ün bile ölümünden vasiyetnamesine her şeyi hala faili meçhul!

Demek ki tehlike değil. Başından beri Kenan Evren'inden sıkıyönetim komutanlarına, onlardan sıradan generallere kadar herkesle V.I.P salonlarında maç izlemekten her şeye kadar ordu bu adamın yanındaydı.

Kaç maçta çok yakınlarında görev yaptığımda bu adamın başbakanlığı konuşulmuyordu bile.Bu durumda şu sonuç çıkıyor;

Amerika'nın emrine rağmen "arabuluculuk" 

isteyenler!


Ortada devletin varlığını tehdit eden bir tehlike yoktur.

Ama Türkiye Cumhuriyeti yeni dünya düzeninde bir projeye ortak olmuştur, bu proje gereği halkın ve öteki dünya devletlerinin kafasını karıştırmak için sinsi bir siyasete herkes ortak edilmektedir.

Yapılan sade ve sadece olabildiğince “kafa ütülemek ve göz boyamaktır”.

Böylece dumanlanan ortalıkta kurtlar rahat gezerler!

Saygılarımla!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.