Sayfalar

3 Ağustos 2008 Pazar

YENİ DÖNEMİN ADI "ORTADOĞU JANDARMALIĞI"


K.Evren,T.Özal,Apo,T.Erdoğan ve "Ortadoğu Jandarmalığı" 20.Eylül.2007
Keykubat

Yeni C.Başkanı ve Apo'nun Açıklamaları

Sayın A.Gül'ün "Yeni bir Dönem Başlıyor" ve Apo'nun "Mustafa Kemal Cumhuriyeti Bitti" başlıklı beyanları son günlerdeki gelişmeleri ciddi olarak düşünerek yorumlamamız gereğini ortaya koymaktadır.
C.Başkanı Sayın A.GÜL'ün beyanı aslında çok net ve art niyete açık olmayan bir ifade.Ülkemizin kalkınması için herkes bir şeyler yapmalı vs.vs.

Ancak,ABD-AB destekli çalışan terör örgütü lideri APO'nun aynı günde yaptığı yoruma yeni Anayasa taslaklarının görüşüldüğü,AB'ye görücüye götürüldüğü,ülkenin bölünme ile karşı karşıya olduğu bu dönemlerde geçmişte verilen işaretleri çağrıştırmış olsa gerek ki basın da bu başlığı öne çıkarmış.

Kürt Meselesi

AB görüşmelerinde Kürt meselesini Osmanlı'nın özerk yurtluk veya eyalet ssistemi ile çözeceğini söyleyen Başbakanımızın,ABD-AB desteği ile kazanmış olduğu ikinci seçimin ardından tam Anayasanın şekillenme aşamasında bu açıklamalar belli çevrelerce şifre gibi değerlendiriliyor.

Lozan Antlaşması görüşmelerine istekleri olmadığını belirten mektup göndermekle yetinen kürtler,daha önce milli mücadelenin başlarında,Ağrı,Hakkari de başlattıkları isyanların sebeplerini de Atatürk'ün kuracağı Ulusal Devlet ile bu özerkliklerin kalkacağı endişesine dayandırmaktaydılar.İngilizlerin tahrik ve destekleri de cabasıydı.

Atatürk'ün Sonu Bağımsızlığın Sonu

Atatürk öldü,basiretsiz devlet adamları adamın cenazesi kalkmadan ülkemizin idaresini İngiltere'ye teslim ediverdiler

Dünyanın Hakimi Değişiyor ve Devlet İdaresinde Şaşkınlık

II.Dünya Savaşında Almanların hışmına uğrayan ingilizler de Liderliği Amerikaya kaptırınca dünya siyaseti yeniden değişti.Biz ise bu zamanda tam anlamıyla "Her şeye Fransız kaldık".

Bağımsızlık anlaşmalarımızı hep İngilterenin onayı esas alınarak yapılmıştı.Yeni durumu değerlendirecek Atatürk gibi diktatör,vatansever bir dahi de yoktu.

Rahmetliye yapılanlardan sonra hala "Atatürk" olmak isteyecek enayi de zor bulunur zaten:))

(Cumhuriyet ilan edilmeden, TC.vatandaşlığından çıkarılması için yasa teklifini adamın önüne koydu bu millet.)

Bu günlere kadar ABD-İngiltere yani çift merkezli devam eden siyasetimiz bir alemdi.Sporcularımız İngilizlere karşı galibiyet alamazdı,hatırlayalım,İngiliz futbol takımı her zaman bizi 8-0 veya 5-0 ile geçerdi, daha yeni, Alpay-Beckham kavgası .Alpayın sonu oldu.

Hangi üniversitede hangi grupların anarşik olaylarda hakimiyet sağlayacağına,neyi üretip neyi üretemeyeceğimize kadar her şeyi onlar belirliyordu.Halende değişen bir şey yok.Böyle,böyle...geldiiiiiiik...sırasıyla.1980lere.Yıkım kararı verilmişti.

Ortadoğu Jandarmalığı Projesi

1980'lerde yıkılmanın eşiğine gelen ülke T.ÖZAL ile ilk kez Batı'nın hoşuna giden bir proje üretti.(Açıklama Kenan Evren'e ait).Başbakan T.Özal'ın,ABD-AB koalisyonunun II.İsrail(*) projesine karşılık,Türkiyenin Ortadoğu Jandarmalığı önerisinin ilgi görmesi ile ülke rahatlamıştı.Bunun içeriği,Türkiye, Osmanlıdan kalan prestiji ile Batı'nın menfaatlerinin bekçiliğini yapacaktı.Ama önce beslenip kuvvetlenmesi ve spor yapması,savaş aletlerini kullanmasını öğrenmesi gerekiyordu.

Yeni Dönem aslında bu zamanda başlamıştır.Uşaklıkla büyüyecektik.Büyüklerimiz başka yol bulamamışlardı çünkü.Sayın Gül'ün ve Apo'nun bahsettiği ise "Uygulamaya geçiş dönemini" işaret etmektedir.
Batı bizim sayemizde bölgede istediği gibi at oynatacak,Rusya-Çin ve diğerlerinin yayılmasını önlemiş olacaktı.

Terör Örgütü Yapılandırılıyor

Bu oyunun başlangıcı bilindiği gibi PKK idi.Yurt dışında kuruldu.Daha sempatizanı bile yokken Hakkarinin bazı ilçelerinde yaratılan bir kaç sempatizanlarla toplantılar yapıldı.Bakanlar valiler bunlarla halay çektiler.Dyarbakırda T.Özal PKK korkusu nedeniyle çelik paravan arkasından halka hitap etti.Sonra da damarlarındaki kandan bile bahsetti.

Halk tahrik ediliyor,devlete karşı kışkırtılıyor

Kürtçe yasaklandı, kürtçe konuşan bir kaç kişiye yasal işlem yapıldı.Örgüte destek vermeyenlerin, örgütün gazabına terk edilmeleri sağlandı.Devletin bazı kurumları örgüte haraçlar ödedi.Basın bile bun gündeme getirdi.APO'ya güçler verildi.Örgüt böylece güçlendirilip semizleştirildi.

Anti Terör Timleri Oluşturuluyor

Aynı dönemde de Asker-Polis'lerden oluşan bir idare heyeti de ABD'ye giderek "Anti Terör" eğitimi aldılar. Bu sayede Türk Güvenlik Güçleri prestij sağlayacaktı ki "Höt" dediği zaman dinlenilsin,korku uyandırsın.Özel Harekat Polis ve Jandarma Birlikleri kuruldu.Başlangıçta Türk Güvenlik Güçleri olayı vardı.Jandarma-Polis.
Terörle Mücadele Başlıyor
Asker,doğu hizmeti planlamasının yarattığı tedirginlik nedeniyle çekimser kalmış,aynı zamanda da planın iyi uygulanması için terörün üstüne gitmekte kararlılık gösterememiştir. Örgütün daha da güçlenmesi gerekiyordu.Ancak siyasi iktidar halkın sesini dinliyor ve bir an önce terörü bitirmek istiyordu.Ama ordudan en ufak destek alamadığı gibi istihbarat da hiç bir şey yapmamış veya yapamamıştır.Çünkü o dönemde bir çok istihbarat görevlisinin terör örgütü tarafından imhası başarıyla yapılmış,devlet bir tek memur bile sokamamıştır.Tunceli'de gençler "sizin istahbaratınıza ne oldu "diye bizle dalga geçiyorlardı.
Polis Teşkilatı Terörü Durduruyor
Ama Polis asker gibi düşünmedi.Asker Polis timlerini olmadık yerlere yani teröristlerin bulunmadığı tepelere bıraksa da Polis Özel Harekat timleri bu işi bitirdiler.Askerden gelenlerin,ve halkın desteği o dönemde sadece Poliseydi.Polis bir sokağa girği zaman alkışlanırdı.1990-1996 arasında terörü bitiren bu Polislerdir. Mükafat olarak bu polis birlikleri Genelkurmay tarafından dağıtılıp silahları orduya teslim ettirilmiştir..
Birimler Genelkurmayca Dağıtılıyor
Bu birimlerin memurları da Karakol,hassas bölgeler gibi hedef yerlere verilerek bazılarının terör örgütünce öldürülmelerine resmen çanak tutulmuştur..Bazı yiğit Emniyet Müdürleri de bu arkadaşaları daha sonra koruma altına almıştır.
Polise va Adalete Yasaklamalar Geliyor
Artık terörle mücadelede Polis yoktur.Sadece asker vardır.PKK'ya silah sattığı tespit edilen bir Astsubayın 1996 yazında Avrupa yakasındaki evinde ,Polisçe yakalanıp basına verilmesi ve sattığı ordu cephaneliğinden alınmış silahların tanıtılması bardağı taşıran son damla olmuştur.
Bu olayın sabahı Polisin "Asker kaçağı" dahil suç işleyen veya suça karışan her askerin ifadesinin alınması dahi yasaklanmıştır.Sebep "Ordunun Prestijinin korunmasıydı.
Bu işlerin ince ayarlarını tabii ki pek bilmiyoruz ama görünen bilgiler de bunlardan ibarettir.
Ordunun başında bulunan bir takım gruplar bu örgütün güçlendirilmesini sağlamış, korumuştur. Mücadele eden Polisler resmen cezalandırılmış,vatan haini ilan edilmedikleri kalmıştır.terörle mücadelede şehit edilen polislere "şehitlik talebi red edilmiş,büyük girişimler ve siyasilerin desteği ile Polislere de "Şehitlik" mertebesi sonunda layık görülmüştür.Ama bunun karşısında hep orduyu görmekteyiz.Maalesef gerçek de budur.

Terörle Mücadele Tamamen Orduya Geçiyor.
Bunun devamı olarak da terörle mücadeleyi Türk Ordusu bütünüyle üstlenmiş durumdadır.Polis şehir-kasaba güvenliğinde sıradan asayiş olayları ile uğraşmaya 1996 sonrası sevk edilmiştir.Ancak Ordu da ciddi bir başarı görülmemektedir.Memleket bölünme aşamasına gelmiştir.Bunun sorumlusu o zamanki kurmay karar organlarıdır.
Bunun nedeni de,ordu aktif siyasete de girmiş başörtüsü mevzuunda da desteği kaybetmiştir. İlave olarak da ordu içindeki hizmet yapılanmasını çözemediğinden personelde gönülsüzlük oluşmuştur.
Askerde Görev Nedeni ile İsteksizlik
Yoksa ordu mensubu kardeşlerimizin korktuğunu başarısız olduğunu söylemek yanlış olur.Sadece isteksizlik vardır.Altı kez doğu görevi bana olsa bende de aynı tesiri yaratır.İsteyen bunu çözer.Tabii ki çözmek isteyen varsa.Bunu da çözecek olan Genel Kurmaydır.Ne siyasetçi ne de kurşuna atlayan bu fakir memurlar ve askercikler çözebilirler bunu.
Yugoslavya'nın Parçalanması ve Müslüman Soykırımı
1996'larda durdurlan terör, 28 Şubat yarı ihtilali nedeniyle yıkılan Refahyol hükümetinin döneminde de Yugoslavya da bölünme yaşanmış,Müslüman Arnavut ve Boşnaklar ,Sırplar ve Hırvatlar tarafından soykırıma tabii tutulmuşlardır.Bunların da arkasında Avrupa ile işbirliği halinde olan Rusya vardır. Hergün akan kan ülkemizi de etkilemiştir.
Müslüman Soykırımına Rusya Desteği ve ABD-NATO Yardımı
Sayın Bülent ECEVİT'in (rahmetli) ABD Başkanı B.Clinton'un önünde eğilmesine neden olan meşhur davranışı yaptığında istediği, bu akan kanın durması ve Nato'nun müdahelesinin sağlanmasıydı. Çünkü BM üyeliği içinde Rusya da vardı."Türkiye bir gönüllü gönderirse ben 6 gönüllü gönderirim" diyordu.Aynı zamanda da Çeçenistan-Abhazya'da ve Karabağ'da Müslüman soykırımları sürmekteydi.Bunların arkasında yeni oluşturulacak petrol boru hatlarının geçeceği ülkelerin tespiti kavgası vardı.Bu yüzden Nato'nun müdahelesi gerekiyordu.
NATO Yardımı Karşılıksız Değil.
Bu olay gerçekleşti ama masraf karşılığı olarak terör örgütü yeniden canlandırıldı,ard arda üç tane ekonomik krizi de ben bu faturalara bağlıyorum.
Krizler sonunda B.Ecevit'in koalisyon hükümetini de yiyor ve arkasından,,,
AKP Geliyor.
Bu arada da kısa bir süre içinde bu günkü vatansever kadro da Genelkurmayın başına geliyor.
Osmanlı İdare Sistemi ile Kürt meselesini çözeceğini söyleyen hükümet teröre gevşek davranıyor ve (ayrılıkçı) Kürtleri hoş tutma çabasında.Terör iyice kızışıyor.Terörle mücadelede ordu iyice tek başına kalıyor.
Polis Teşkilatı kadrolarına da terör örgütü sempatizanları,taraftarları dolduruluyor.Bu eskiden de vardı zaten.Vatansever kadro Tv kanallarında kampanyalar başlatıyor.
II. AKP Hükümeti
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdaheleler oluyor ve derken 2007 Temmuz seçimlerinden AKP %47 ile tek parti olarak çıkıyor.

Ortadoğu Jandarmalığı Uygulama Dönemi ve Türkiye'ye Güvensizlik

Artık,Türkiye'deki bu yapılanmaların rayına oturması beklenmektedir.ABD Başkanı G.W.BUSH'un (Bush=Çalılık-Bu adamın bütün dünyanın ayağına dolanmasının nedeni de ismi olsa gerek.:)) ) da dün verdiği çekilme işaretinin arkasında Türkiyedeki işlerin yolunda gittiğini görmesi olarak yorumlamak yanlış olmayacaktır.

Bu gün "Yeni bir dönem başlıyor" mesajı da bu nedenle oldukça önemlidir.( Bu sinyalin verildiği gün ise Senato da muhalefeti dahi "Ortadoğuda Kuvvet Kullanmaya" çağırmaktadır.Bu da bize pek güvenmediğini gösteriyor.En azından yalnız bırakmamak gibi.)


AB'de Karşı Güçler

Geçen zaman içinde de devlet eliyle yaratılan terör örgütünün denetiminin de, II.İsrail Projesini savunan AB eline geçmesi,ABD-Türkiye işbirliğini de baltalamıştır.İlişkiler gittikçe düşmanca bir hale gelmiştir.

Cumhuriyet düzeni içinde kalmak koşulunu benimseyenlerle ABD-AB anlaşmazlığının da bu krizlere sebep olduğu söylenebilir.

Destek Verenler

Artık,ABD-AB ye T.ÖZAL'ın kabul ettirdiği Ortadoğu Jandarmalığı Planının ardındaki bölünme,parçalanma ve yok olma tehlikesini gören bir kesim buna karşı savaş verse de artık son seçimle onlarında "Halka rağmen" bir şeyler yapması olanakları kalmamıştır.

Bu güçlerin,Türk Ordusunun başındakileri devre dışına almaları ve İslamcı zihniyetin elini tutmaları da projeye kendilerine uygunluk açısından önem verdiklerini gösterir.AKP'nin başarısı,II. İsrailcilerin ve Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti taraftarlarının başarısızlıklarının tasdiği olmuştur.

Bir önceki haberde APO'nun M.Kemal Cumhuriyeti bitmiştir" başlığı ile verilen haber de bu açıdan önemlidir.

Geçen yıl eski İngiltere Başbakanı Tony BLAİR'in "Artık Türkiye'ye bir halifenin getirilme zamanı gelmiştir" açıklamasını da hatırlamak şarttır.Bu da batının hakim kanadının "İslamcı İktidarı" ciddi olarak destekleyeceklerini ve terör örgütünü de artık ya tasfiye ya da iyice zayıflatma yoluna gireceklerini göstermektedir.

İslami Hükümet Oluşumları

İslamcı Kürtler ile İslamcı Türklerin ve İslamcı Anadolu insanlarının kuracakları büyük bir Ortadoğu Jandarma Devleti dönemi başlamaktadır.Çünkü temeli İmamhatip Liseleri ile Kenan Evren Paşa atmıştı.Bunun ilk adayı da ANAP'tı.
Yerini AKP aldığından bu seçimde tasfiye edilmiş bulunmaktadır.Neyse,bu İslamcıların işi olmalıydı.Çünkü coğrafya İslam Coğrafyasıydı.

Bunun için de "Sünni İslam veya dört mezhep merkezli bir otorite olmalıydı.İslami çoğunluk bu yöndedir.

Ülkemizdeki Kavgaların Nedeni

Geçmişteki mezhep kavgalarının ardında da yeni proje ile ellerindeki gücü kaybetme telaşına giren,Cumhuriyet idaresi ile devlette önemli yerleri ellerinde tutan bu dört mezhebin dışındaki kesimin korkuları vardır.Dava aslında Demokrasi,eşitlik,Cumhuriyet,Atatürk değil,"Bal küpünün elden kayması korkusu" davasıydı.

(Türk sol ve demokrat kesiminin bu olayda bir zararı yoktur.Çünkü T.C Devletinin önemli hiç bir kademesinde "Türk" zaten yoktur)

Bu kavga Dönmeler (*),Kızılbaşların, Sünnilerin tekrar iktidarı alması ile yıllardır ellerinde tuttukları devlet kadrolarından tasfiye edilme korkularıdır.

BATI DÖNMELERİ VE İŞBİRLİKÇİLERİNİ DIŞLIYOR

Demokrasinin savunucusu kesilen kızılbaşlar (*) ve dönmelerden oluşan kesim bu güne kadar ABD-AB ilişkilerinde Batının muhatap olarak görmek istedikleri kesimdir.Bu kavgada onları zaten görüyoruz.

(*)(bu kesimde gene vatansever insanlar mevcuttur ve az değildir.)

Bu kesim dikkat edilirse ABD-AB karşıtı olmadı.

SORU:

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta da bu kesimlerin kampanyasına katılan ordu kökenli kişiler ve taraf olduğunu açıklayan genelkurmay, bu kesimin temsilcilerimidirler? Yoksa ülkenin içinde bulunduğu durumu belirtmek açısından mı kendilerini görevli saymaktadırlar?

Yoksa bu kesim,ordu içindeki ABD-AB işbirlikçilerini tasfiye etmeyi başarmış vatansever kadro mudur?

Bence vatandaşın da gerçekten içinden çıkamadığı konu da budur.Ordu Nato,BM,AB'nin en büyük işbirlikçisidir.

Ama bu bütün ordumuzun hain -işbirlikçi olduğu anlamına gelmez.Hatta önceki paşa gibi eleştirilenler bile bunu bir vatanseverlik duygusu içinde yapmışlardır.Olayda bakış farklılığı vardır.

Çünkü NATO ordusudur.Amerikan Başkonsoloslarının uçakları bile Hava Harp Okulu'na inmektedir.ABD eğitimi veya onayı almayan bir general var mı?

Öyleyse itirazları neyedir?AKP de, muhalefet de ABD tarafından seçilmemişmidir?

Atatürk İlkelerine bağlı Türkiye bu Jandarmalığı yapabilecekmidir?

Ne ordu yetkilileri ne de muhalefet, hiç biri ABD-AB dışı siyasetleri olduğunu söyleyememektedirler.
Hatta Atatürkçü D.D.Başkanı Şener Paşa Cevizkabuğu programında ABD'siz Türkiye Siyaseti Düşünmediğini söyledi. Nasıl Atatürkçü ise?

Herkes ABD'ci ise kavgalar niye?Siz yemeyin biz yemeye devam edelim mi?

Ben de bundan emin olamıyorum.

İktidarı,Muhalefeti,Ordusu,Basını,Halkı ABD'ci olan bir toplum niye çatışır?

Bence güç kavgası.O kadar.

ABD-AB koalisyonu da görev verecekleri adamı seçmişlerdir.O da;

AKP hükümetidir.
O zaman daha fazla kaos yaratmayalım.
Teslim söz konusu ise teslim edin gitsin yahuu.:))
II.İsrail Projesi ve Büyük Kürdistan Hayallerine Son

Türkiye'nin adına, AKP iktidarının Batı'nın Jandarmalığına gönüllü olması PKK-Irak Kürtleri işbirliği ile kurulacak olan Büyük Kürdistan ve Büyük Ermenistan projelerinin rafa kalkmasına sebep olacaktır.Devletin desteği ile işe başlayan Apo zaman içinde gücün sarhoşluğu ile Batı kontrolüne tamamen de girmiştir.Veya,Apo dışlanıp örgüt başkalarına,daha sadık ABD kullarına teslim edilmiştir.

Çünkü İmralı yargılamalarında davayı seyre gelen AB Parlamento heyetine APO şok yaşatmıştır.

Herkes onun,"Ben bağımsızlık savaşı veren bir halkın esir düşmüş lideriyim.T.C.Mahkemelerini tanımıyorum" desin diye beklerken o "-Ben devletin vereceği her türlü göreve razıyım,hizmete hazırım" demiştir.

Malum Parlamento üyeleri ve destekçileri onu korkaklıkla suçlamışlardır.Ama gerçek böylemiydi?Bu adamın ülkesine zarar vermeyeceğini anlayan ABD-AB koalisyonu ve yerli-yabancı işbirlikçileri acaba paketleyip teslim etmekle "devre dışı bıraknayı" mı amaçlamışlardır?

Bunca yıllık mücadele içinde sıfır sonuç terör örgütü için de beklenmeyen bir sonuçtur.Üstelik bu güce rağmen.Bir de PKK'nın Anadolu halkına karşı fazla zalimane sayılacak "kitle imha" amaçlı terör eylemleri de yoktur,buna gönlü de yoktur.

Her gün "vatana ihanetle suçlanan o terörist" kardeşlerinde bu kadar zalim düşmanlık duyguları taşımadıklarına inanıyorum.Bir danışıklı dövüştür sürüp giden.

Ordunun modernizasyonunu amaçlayan terör olaylarında 24 yılda 35.000 kadar insan kaybımız olduğu belirtilmektedir.Oysa Tv'lerden yayınlana istatistiklerde bir yılda "Soba Zehirlenmesinden" ölenlerin sayısı 40.000,trafik kazalarından ölenlerin ise yıllık 17520 cıvarıymış.(Star Haber )

Devletin bekası için 24 yılda 35.000 kadar vatan evladı kaybı feda olsun ama,inşallah "devletin bekası "için kurban edilmişlerdir.Ya da biz bu yönden bakalım.

AKP'nin kesin başarısı ile artık bu projeler beklemeye alınmış durumdadır.Yerini Eyalet Sistemli Yeni Türkiye'ye bırakmaya yüz tutmuştur ya,bir aksilik olmazsa! İstenilen bu mudur? Kimler istemektedir bu da ayrı bir şeydir.
Bir de şu var;

BU MİLLET GÜN GÖRMEDİ
1800'lü yıllardan beri, aralıksız savaşlar ve ambargoların sebep olduğu kıtlıklar, sürgünler,soykırımlar,göçlerden başka tarih sayfalarımıza ne yazabildik ki?Sadece bir "Cumhuriyet". Onun da başarısı kurucusunun ömrü ile bitmiş,ardından "manda-sömürge" haline getirilmişiz.

Şimdi de bize bu acıları yaşatan toplumlar halen dünyanın hakim güçleridirler ve onlara yalakalık,eski mallarımızın onlar adına bekçiliğini yapmamız gereği ortaya çıkmıştır.

1919 da başlayan bağımsızlık hareketlerimizin arkası 80 yıldır mutluluk bolluk getirememiştir. 70 yılı da İngiliz-ABD idaresinde sürmektedir.

İlk defa bu hükümet sayesinde de fiş toplamak,hastanelerde rehin,rezil olmak,sağlık hizmetlerinden yararlanmak,asgari ücretli lehine olumlu maaş düzenlemeleri,kombi nedir aklına gelmeyenlerin doğal gaza kavuşmaları,yollar ve diğerleri bir şeyler yapılmıştır.

Memlekete nasılsa işgal edilecek kaygısıyla halka hiç bir zırnık hizmet vermeyen geçmiş iktidarların tüm yaptıkları bu hükümetin yanında zayıf kalmaktadır.
Halk da buna bir teşekkür etsin.

Haa ülkeyi satıyormuş! Doğru,satıyor.Ama kimin umurunda ki?Adamı olanların,aşiret mensuplarının yararlandığı bir takım kurumlar zaten ona yasak.Yanından geçse karakolluk olur.

Birkaç yıl içinde kokusu çıkar.Çıkar ama millete de kan gelir.Gün gündür.

Geçmiş hükümetler halkı nefret ettirdi.Şimdi halk fırsat bulmuş.Kaçırır mı hiç.

Bırakın da gün görsünler biraz.

Orta doğu Jandarmalığı projesi aldatmaca çıkarsa veya başarısız olursak, yakında o yollardan yabancı askerler yürüyecekler,onlara azap çektirecekler,ellerinden neleri varsa alacaklar belki.

Bırakalım da duble yolda otoban zevkini yaşasın biraz.:))

Millete de kızmayalım abiler.:))

Ülkede Yeni Yapılanmalar

Her gün belli bir gelir kesime mensup insanların "Siteler,Uydu Kentler " adı verdikleri çağdaş Derebeyi Şatolarında ,özel Güvenlik Orduları içinde yaşamaya başlamaları halk arasında yeni bir ayırımcılık ve yeni bir bölücülük" ve yepyeni düşmanlıkları daha şimdiden oluşturmaya başlamıştır.

Sosyal grupların gelir seviyeleri açısından her gün ayrılmaları ve kutuplaşmaları böyle projeleri gerçekleştirebilmeye yetecekmidir?

Yalakalıktan başka çare yok mu?

Bu benim işim değil ama dünyaya hakimiyet planlarının uygulama merkezinin tam ortasında ve hedef tahtasında bulunup da güçsüz-zayıf olmanın yanında "Tarafsız ve Bağımsız" kalabilme imkanı da varmıdır?İlle de eski düşmanın memuru olmak şartmıdır?

ABD'nin yeniden kurduğu AB ülkeleri,kendilierini onun güçlü kollarına bırakmışlardır.Bu gün aralarına girmeye çalıştığımız "Refah Toplumu" olmuşlardır.

Ya aralarına giremeyenler, işte onlar da dünyanın yalnız ve sefil, toplumlarını oluşturmaktadırlar.Bu ülkelerin halkları daima salgın hastalıklar,yeni icad edilen ilaç ve tedavi yöntenlerinde kobay,NBC silahlarının denendiği,herkesin her dakika birbirini vurduğu ülkelerdir.Açlık,hastalık,her türlü olumsuzluk onlar için biçilmiştir.

Ama içinde bulunduğumuz ekonomik ve askeri güç,tepemizde her gün yeni projeler uygulayan hakim güçlere karşı gelmemize yeter mi?Yetse de bunlara karşı koymak konusunda bir "Hemfikirlik hali" varmıdır? Bu sadece ülkemizi değil komşuları da içine almaktadır.

Halk da bir suskunluk almış gitmektedir.Kime inanacağını bilememektedir.Tarih boyunca devlet idarecilerinin masa başında yaptıkları yanlışlıkları canı,malı,ırzı ve namusu ile ödemekten helak olan bu millet genlerine işlemiş bir durgunluk içindedir.Hatta duyarsızlık halindedir.

Bir yandan da her akşam Irak,Afgan halklarının başına gelen haberleri de izlemektedir.

Özellikle Irak,teslim olmanın faturasını tam ödeyen bir ülke.Saddamı bile kafası yerlerde yuvarlanmadan önce çoktan özlemişlerdi..

Biz de türban yasakçısı askerleri özlediğimizde geç olmuş olmayacak mı?Allah korusun.

Ve Yeni Dönem

Kral olamazsan Kralın yanında ol" diyen bir inanışta olan hükümet iyi mi yoksa kötü mü yapmaktadır. Hep beraber göreceğiz.

Yıllardır komşularımız her türlü fesadı bize alenen yaparken de arkalarında bu güçler ile yaptılar.Bu gün de böyle.

Sonunda hizmetlerine girmeye milletçe razı olduk ve %47 oyla onayladık.Karşı mücadele vermeye de artık kimsenin kolu kanadı kalkmaz oldu.Halk,"geçiş dönemi mutluluğu"nu seçti.Ama bir kaç yıl sonra başlayacak gerçek tiyatroya da "eyvallah" diyecekler.Belki bir daha seçim bile zor olur gibi geliyor.(Amma karamsarım değil mi?).

Bü güne kadar yapılan muhalefetler de Batılı güçlerin gecikmesine neden olduğundan Irak,Afganistan'a doğrudan girmek zorunda kalmışlardır.Aslında bunlar bizim işimizdi.Bu çalışmaların I.Körfez harekatınden sonra tamamlanması gerekiyordu.

Ama neyse sonunda oldu.Çağın püsküllü belasına kapıldık ve yol almaya da başladık.

Yeni Dönemin adı "Ortadoğu Jandarması Türkiye"dir.

Rakiplerimiz de "Rusya,Çin,İran,Türk Devletleri,Hindistan ve diğerleri.

Hayırlı olsun.:))


Keykubat.


(*)II.İsrail Projesi:Büyük :Kurulacak olan Büyük Kürdistanı Ermenistan ile birleştirerek Ortadoğuda Batının Jandarmalığını yapacak bir ülke kurma fikri.Ermeni Soykırım davaları da planın gerekçesini oluşturacaktı."Mazlum,soykırıma uğramış Ermeni milletini teselli etmek onurlandırmak..vs vs. ".Kendilerine sadakatle uşaklık edeceğine inandıkları bir jandarma gücü de denilebilir.

(*) Dönmeler:Sayın Yusuf Hallaçoğlunun bahsettiği,Ermeni aleviler ile Sebataycılar ve değiş tokuş dışı kalmak için müslüman olan bazı Rumlardan ve Ermenilerden (Dersim,Adıyaman gibi bölgelerda dahil ) oluşan gruplar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.