Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

Vatan Elden Gitmiş Kurtar Ey Ehli Vatan

Bölünüyormuyuz yoksa her şey yalan mı?

Son bir kaç aydır ülkemizin Cumhuriyet Tarihinde hiç olmadığı kadar "Vatan elden gidiyor Ey Ehli Vatan" nidalarıyla örgütlü bir "Milliyetçilik" savaşı başlatılmıştır.Bu da nedensiz değildir tabii.-25 yıldır yaratılan terör olaylarının sonuç alma aşamasına gelinmiştir.Artık ülkenin satılmışlığı ulu orta gün gibi aşikardır.Ülke Sevr Antlaşmasındaki belirlenen sınırlarından daha acımasız bir parçalanma tehlikesi ile karşıkarşıyadır.Ya da bana da öyle geliyor.

Bazen de Cumhuriyetle ilk kez iktidara gelen Alevi-Kürt-ve diğer azınlıkların, Osmanlının temsilcisi Sünni kadro olarak kabul edilen iktidardakilerin başarıları karşısında, iktidardan uzaklaşma korkusu olarak da yorumlayabilirim.Ama bu biraz eksik mi kırpık mı desem.Neyse ;

27 Mayıs 1961-12.Mart 1972-.12 Eylül 1980 bu askeri darbelerin "Emperyalizmin emri ile yapıldığı" iddiaları en son 12 Eylül Darbecisi Syn.Kenan EVREN'in beyanları ile netlik kazanmıştır. Çünkü Sayın Paşamız bir de "Eyalet Haritası " takdim etmiştir.Allah razı olsun hiç olmazsa halka"Olay budur haberiniz olsun" diyerek bir hizmet vermiştir.Anlayanlar için bu önemli bir mesajdır.

Bu mesajı ile hiç olmazsa ABD-AB uşaklarının bu gerçekleri "red" etme şanslarını ortadan kaldırmıştır.Bu ülkenin yaklaşık 70 yıldır düşmanlar tarafından yönetildiğini uygulanan tüm siyasetlerin dış güçlerce oluşturulduklarını ilk defa resmi bir ağızdan doğrulamıştır.Bunu bu şekilde yorumlamak ve anlamak gerektiğine innanıyorum.Çünkü halka delil vermiştir.

Bu gün de mevcut medya kuruluşları iki üç kişiye ait şirketlerin elindedir.Bunların büyük kısmı iktidarı desteklemektedir.Küçük bir kısmı ise "en son moda Milliyetçilik" akımını yürütmektedir.Moda diyorum.Çünkü onlar da bazı gerçekleri tam olarak ortaya koymuyorlar.Bu nedenle olay biraz "Parti Kavgasına " dönüyor.

Aşağıdaki haberi veren gazete bu ikinci gruptan olup birinci gruptan olan Milliyet gazetesini suçlamaktadır.

Bir vatandaş olarak bizler "bu iki ucu pislikli değneği neresinden tutsak" kararsızlığındayız. Ben bu konuda cahil kafamla biraz fikir yürütmeye çalıştım.

Milliyet Gazetesi çağın gereklerine uymuş "Para nerde huzur orada" ilkesini uyguluyor.Ülkemizde yıllardır akan kanın sorumlusu olan ayrılıkçı hareketin nimetlerinden yaralanmak isteyen iş dünyasının bölücüleri destekleyenlerinin yanında yer almış.Gazete böyle veriyor veya ben öyle anlıyorum. Milliyet gazetesi bunu neden yapsın? Yada İş dünyası bu ülkenin iş adamları ve şirketleri değil mi? Onlarda mı bölücü örgüte yardım ediyorlar? Neden olmasın bu hususta haberlerde günlük medyada var ve bunu gündeme getiren Tv dizileri (Kurtlar Vadisi gibi) de durdurulmuyor mu? Öyledir deyip iş dünyasını "vatan haini" ilan ettik. Ya da iş dünyasını bu bölgeden men ettik.Ama bu bölgedeki bu gerçekleri değiştirebiliyormuyuz? Hayır.

Çünkü Dünyanın hakimlerine müdahele edebilecek hiç bir halimiz yok.Neden? 1944'den beri bu ülkelere bağlanmışız.Bu gün öğünebileceğimiz bir farklılığımız varsa onlar sağlamışlar.Ordumuzun subayları,Polisleri, Öğretim üyeleri ,ekonomistleri,teknisyenleri,iş adamları ve diğer her kesimde etkili olabilecek insanlarımızı onlar eğitmiş.

Ordumuz "Nato" ordusu,silahları "Nato'nun silahı,askere verilen küçücük aylık da Nato aylığı" ,şikayet ettiğimiz bölücülük olayını kim yapıyor? Nato.Biz Nato Ordusu olarak Nato'nun askeri ve silahları ile "Nato"ya "SAVAŞ" açıp onları yenip bu olayları durduracağız.Bu tuhaf ama gerçek değil mi?.

Geçen hafta Emekli,Osman Pamukoğlu paşamız katıldığı bir Tv programında "Devlet olarak bir şey yapmak mümkün değil ancak Türk Milleti isterse bir şey yapabilir,bence de daha fazla geç kalmadan yapmalıdır"dedi. Gerçekten millet bir harekete girse önce kendi ordumuz bizi durduracak , yetmezse de Nato ordusu yardıma gelecek.Doğru mu anlıyorum? Bu ibret verici konuşma ülkemizin "eli ve kolunun " bağlı olduğunu gösteriyor.

Peki 70 yıldır bu teslimiyeti yapanlar "Türk Milletine" bir şey sordu mu? "Ey Millet! biz ülkeyi gavura satıyoruz, veya idare edemiyoruz bundan sonra gavur idare edecek "Kurtuluş Savaşı diye bir savaş için evlatlarınızı,malınızı canınızı aldıysak da özür dileriz .Devlet yürütmek zormuş sizi gavura teslim ediyoruz ,hakkınızda her şeyi onlar düşünecek artık" dedi mi?

En vatansever paşalarımız emekli olunca konuşabiliyorlar.Sağolsunlar aydınlatıyorlar ama kimse Demirci Efe gibi dağa çıkmıyor. Demek açık tehlike yok,gizli var. Yani görevde iken "Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım" Emekli olunca da "Vatan elden gidiyor ey Ehli Vatan " iyi hoş iş.Benim tuzum kuru sizin haberiniz olsun . Ordumuz bize faydalı olmayacaksa Türk Milleti 70-80 ülkenin ordusuna savaş açacak.

Kurtuluş savaşında bile" Padişah M.Kemal Atatürk'ü görevlendirir ki Padişahlığı kaldıracağı bilindiği halde "Saltanatı kaldırırsa kaldırsın yeter ki devlet kurtulsun" denilerek Padişahın rızası ile talep kendisine sunulmuştur.İşgal güçlerini oyalamak için Anzavur isyanı başlatılmış,hem M.Kemal'i hem de Anzavur'u kollamak için de Çerkez Ethem sigorta olarak kullanılmıştır.Yani devlette hala bir önder vardır ve devlet , bir devlet varlığını istemektedir. Bu şekilde Padişahın örgütlü bir görevlendirmesi olmasaydı bu savas gerçekleşmezdi bile.Bir tespit vardır.Halka "Bu Adamı Takip Edin" denmiştir.Benim tarihten çıkarımlarım budur.

Bizim halkımız Avrupalılar gibi derme çatma çingene (Göçmen Yahudiler, Sarı çingeneler Germenler- esmer çingeneler Dravidler) halklar değildir.Asildir.Ama Atatürk Kürt'e teslim etti memleketi böyle oldu işte.:))Yani o da memleketi işgal ettirmemeyi başardı en azından. Bu defa tespit kadrosu yoktur.

Düşman "Çanakkale boğazı ve Süveyş kanalından gelmemektedir.


Bu defa "Globalizm,İnsan Hakları, Her mezhebe, her etnik gruba devlet " sloganı atarak yüreklere umutla hitap ederek gelmektedir.Yeterince yumuşattığına emin olduktan sonra Afganistan'a Irak'a yaptığı gibi "Son darbeyi " vurmak için girmektedir. Bu defa "Emperyalizm " ŞAH-MAT" yapacak gibi görünüyor.Çünkü bu defa bizim millet tarihinde olmadığı kadar yumuşadı.

Kuzey Irak Üç'e bölündü (Sünni-Şii-Kürt) biz de "dört" (Türkmeneli) olsun veya "bütün olsun" diye siyaset yapıyoruz.Sıranın bize geleceğini göre göre.

Vücudunu parçalayan arslanın dişlerine bakarak yok oluşunu seyreden bir ceylan gibi.Neremi neremi , buramı buramı diyen Banu Alkan gibi önerilerde bulunuyoruz.Yani Kırmızı çizgilerimizde iş alıp para kazanıyoruz. Bu da ilginç bir devlet siyaseti değil mi? Biz zaten her konuda "ilk örnekleri"veren bir toplumuz.

Yok olurcasına savaşarak bir kurtuluş savaşı verip örnek olduk ,20 sene sonra "kuzu kuzu teslim ededrek ikinci örneği verdik. Şimdi de "Kırmızı çizgi çizip sonra üstüne bahar resmi yaparak " son teslimiyet örneğini veriyoruz.Zaten başka şansımız da yok.

O zaman İş Dünyamız engellenemeyen bir olaydan hiç olmazsa "biraz yolunu bulsa:))" bunu vatan hainliği ile mi adlandırmak gerekir? Bence en akilane olanı bölünürken de "Dost kalabilmeyi" başarıp biraz menfaat elde etmektir.:))

Bu olay ülkemiz için acı bir talihsizlikten başka bir şey değildir.Hatta bir trajedidir.Bu gerçeklerin sorumlusu bu günkü hükümet de değildir.Bunlar sadece "acı gerçeği göstermeye ve hissettirmeye başladılar.Hükümet tecrübeleri olmadığı için halkı uyutamadılar.Köfteyi çaktırdılar yani.Kavganın asıl nedenlerinden bir bu.Şimdi köfte anlaşılınca bazıları da lider olmaya kalkıyor.:)) Muhalefete kalsa bu olaydan ekmek yemeyi de başaramazlar gibi geliyor.(!)

Muhalefetin kimisi eski sosyalistler kimi ""kızıl elmacı, kimi Turancı,kimi Akıncı vs.Zaten bunlar halkın güvenini kaybettikleri için bu parti iktidarda değil mi? Yani hepsi vatansever ama fikir birliği edip,ülke menfaatleri için ortak ilkelerinde "Birleşme" sağlayamayacakları ve bir araya gelemeyecekleri için hepsinin fikri boş.Gerçeği bazı ülkücüler Yeniçağ Gazetesi ve Tv kanalında iş almaya başladılar ama hayırlısı.

Yalnız Milliyet Gazetesinin temsil ettiği anlayış biraz da "ayrılıkçı" gruplara çanak tutuyor.Yani bu takdir edilemez.Demek ayrılıçığı savunan iş adamları iyi para veriyor veya öyle para kazanılıyor demek ki.

Kuzey Irak'da ekmek kavgası veren şirketlierimizi tabii ki destekliyorum.Ülkede para olmazsa günlük yaşamı neyle döndüreceğiz.

Eskiden Çerkezler kızlarını isteyen gençten "At Çalmasını" isterlermiş.Bunun nedeni hırsızlığını teşvik değilmiş.Zor zamanda çalarak bile olsa kızlarının karnının doyabileceğinden emin olmakmış.Bu açıdan bakınca Ülkenin kazandığı para her şeyden fazla önem kazanmaktadır. İşçi,memur,emekli,sokaktaki evsizler,sanatçısı yani herkese "PARA" lazım.Para kazanmaya evet ama ayrılıkçı hareketleri destekleyenlere ise asla destek verilemez..

Nevruz'un Kürtlerce millileştirlmesi ,Yunanlıların baklavayı,zeytinyağlı yaprak sarmasını vb'yi millileştirmesi ile aynıdır.Yani binlerce yıldır tarih sahnesinden uzak olan ve kavim olup olmadıkları belli bile olmayan topluluklar devlet olmaya kalkarsa veya devlet yaplımaya kalkılırsa "Kültür-Ekin"e gerekleri vardır.O da böyle şeyleri gerektirir.

Nevruz'un ülkemize "patent geliri" varmıdır? Ya da Zeytinyağlı yaprak sarmasının.Bunlar konu değil.

Bence daha ciddi olunmalı ve "Ayrılmak İsteyen" devlet adamı olma sevdasına kapılmış insanlara ikna edici uzlaşıcı olarak yaklaşılmalı.Veya bu kitle önderleri bir şekilde bitirilmelidir.Bu da yapılamıyorsa ortada bir tahlike yok demektir.Vatanın sahibi yoktur.Halkın da Devlet denen kuruma vergi ödemesine,birilierinin oralardan maaş vs almasına da gerek yoktur.Herkez halinden memnundur. O halde hiç olmazsa dost kalmaya çalışılmalıdır."Bunlar biribirlerini yiyeceği için yakında geri dönerler diye beklemeye başlamalıdır.Tabii ki artık yaşamana gerek duyan varsa ve yaşıyorsan .

Şunu da unutmamak gerekir ki "hiç bir ülke halkından bizim devletimiz kadar fedakarlık istememiştir.Bizim devletimiz kadar da halkına adaletsizlik etmemiştir.Gazileri omuzunda madalya ile dilenci,şehit veya görev şehiti olanların aileleride "sahipsizlikten" kötü yola düşmüş kaç millet var ki ?

Bakın Google "blogcu hizmeti" başlatıyor ve bu olayın başında "Gaziler var.Gazilerin huzur evleri ayrı, hamile kadınlar doğuruncaya kadar devlet tarafından gözetiliyor,çocukların büyüme gelişmeleri devletçe takip ediliyor.

Rusya bile her yıl 40-50 milyar Ruble bu faaliyetler için bütçe ayırıyor.Bizde kadınlar ahırda vs.de doğum yapıyorlar,cami avlusuna bırakıyorlar veya güç bela yetiştiriyorlar.Ortaya çıkınca da Devlet "Gel vatan borcu" diyor,bir pazar tezgahı açsa kafasına geçiriyor,vs vs say say bitmez."Vermeden almak Allah'a mahsustur" derler ya o bile yanlış.Ortada koskoca bir dünya,mükemmel bir doğa ve daha bir çok şey var.İstenilen: "Bana teşekkür et".Allah kimseden kazancının %40-45'ini istemiyor.

Bence Halka faydalı olmayan bütün abur cubur akımlar ortadan kalkmalı.Millet asla aynı milletvekilini veya siyasi partiyi "üstün performansı" olmadan "OYLAMAMALIDIR"

60 CIVARINDA SİYASİ PARTİ HALKIN BEYNİNİ DURDURMAKTAN BAŞKA İŞE YARAMIYOR.Bu da halkın oy'una sahip çıkması ile olur.Yoksa boş ve gitsin!Elin gavuru Osmanlı'yı iki yüz sene, T.C'yi de yaklaşık 70 yıldır idare ediyor.Bence bir genel vali gönderseler de içimizdeki hırsızlardan kurtulsak:))

Bir kaç gün önce bir haber vardı. Arjantin 1989'da burayı İngiltere'ye kaptırmıştı.Bu gün geri istiyor .Ama halk geri dönmek istemiyor.Kanada,Avustralya daha bir çok dominyon hala İngiltere'den ayrılmak istemiyor.

Kıbrıslı Türkler İngiltere veya AB diyor.ABD-AB zaten ülkeyi yönetiyorsa bizim bu kalabalığı beslemeye ne zorumuz var.Yani şunları yazmaktan utanıyorum.İyi ki bu site var içimi döküyorum.Amma da içim kararmış değil mi.Karartanlar utansın.

Bir aralar hani "Bağımsızlık Günü -İndependence Day" isimli bir uzay filimi vardı.Uzay gemileri semayı kapatmış bir gökdelenin üzerinde havada duruyor.Bu uzaya tapanlar gökdelenin tepesine çıkmışlar" Beni de alın, bizi de alın" diyorlar pankartlar açıyorlar. Sonra uzay gemisinin kapakları açılıyor ardından dev yeşil bir ışık sütunu gökdelenin üzerini kapatıyor.Sonuç: İnsanlar ve bina ardından bütün şehir "TOZ" oluyor.

Emperyalizm aslında mesajını veriyor.Size böyle yapacağım diyor ama teslimiyetçi "bana bir şey olmaz" diyenler kesinlikle haklı çıkmayacaklar eminim.Allah herkese akıl fikir versin! Bence hiç olmazsa bu keskin milliyetçi kardeşlerimizin düzenlediği yürüyüşe herkes katılmalı.AKP'liler bile katılmalı.Çünkü bu ülke onlarında ülkesi.Birileri gelip toz etmeden önce birşeyler yapılmalı.

Bence her şey yalan değil!


Keykubat

08.4.2007


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.