Sayfalar

3 Ağustos 2008 Pazar

T.C.BİTİYOR (Kehanet)



İlginizi çekeceğinizi umduğum eski bir kehaneti gündeme getiren Aytunç Altındal'ın bir kitabının tavsiyesi ve ülkemizin gündemine oturacak bu bedduanın tam zamınını yaşıyoruz.
Sayın Yaman Törüner'in kaleminden,buyurun;

Kehanet

Yaman Törüner


"Türk İmparatorluğu'nun Çöküşü"ne dair kehanetleri de kapsayan Laonicus Chalcondyles'in "Kehanetler Kitabı" Aytunç Altındal tarafından yayımlandı.
Altındal, kitabın önsözünde, geleceği Tanrı'dan başka hiç kimsenin bilemeyeceğini, ancak, "kehanetler"in birer öngörü olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. 1425 yılında doğup yaklaşık 1490 yılına kadar yaşamış ve hayatının bir bölümünü Konstantinapolis'te (İstanbul) geçirmiş olan Atinalı tarihçi yazarın kitabında yer alan ve gerçekleşen kehanetlerden bazıları şöyle:

? Katolik Kilisesi ile İstanbul'daki Ortadoks Kilisesi kardeşçe kucaklaşacaklardır. Bu kucaklaşma, aynı ifadelerle Kasım 2006'da gerçekleşmiştir.

? Fatih'ten sonraki 16. padişah döneminde, Osmanlı içerden çökmeye başlayacak ve padişah kendi adamlarınca devrilecektir. 16. padişah III. Ahmet'tir ve Eylül 1730'da Patrona Halil'in başlattığı isyandan sonra yok edilmiştir; kehanet yerini bulmuştur.

? Bu dönemde, Tatar Hanı Osmanlı'ya yardım etmeyecektir. Bu da gerçekleşmiştir.

? "Üç kez üç yüz yıl ve bir de yirmilik" tarihinde Osmanlı Devleti yok olacaktır. Gerçekten de Türkiye Cumhuriyeti 1920'de kurulmuştur.

Kehanet gerçekleşti

? İstanbul'u ele geçirecek olan padişahın adı ile teslim edecek olanın adı aynı olacaktır. Her ikisinin adı da "Mehmet"ti. Kehanet doğru çıkmıştır.

? Çok hızlı davranan bir Müslüman prens, Hıristiyanlara fark ettirmeden, Türk Devleti'ni yeniden kuracaktır. Bu prens Atatürk'tür ve kehanet gerçekleşmiştir.
Gelelim kehanete göre, diğer olacaklara veya Altındal'ın deyimiyle, "öngörü"lere:

? İstanbul'un camileri ve Ayasofya üzerinde haçlar dikilecektir. Bu haçlar, saplanacağı yere silahlı ellerle saplanacaktır. Bu muhteşem şehrin yıkımı gelecektir. Yıkım, sadece orada yaşayanlar sevdiği dini değiştirirse duracak ve şehir lanetten kurtulacaktır.

? Yıkım adaletsizliklerin en kötülerinin gerçekleştiği bir dönemin ardından olacaktır. Tüm Doğu ülkeleri de Hıristiyanlarca fethedilecektir. Böylece, ölü yaşayan, soyulmuş ve felç olmuş bir yönetim sona erecektir.

Tesadüf o ki...

? Önce, Müslüman şeriatı artacaktır. Eğer yedinci seneye kadar kaldırılmazsa, on ikinci seneye kadar buranın hakimi olacaktır. Sonra, Hıristiyan silahlarıyla bir tutsaklık dönemi gelecektir.

? Türklerin başına geçecek 11. devlet adamı, ülkenin bekasını belirleyecektir. Tesadüf o ki, yakında 11. cumhurbaşkanımızı seçeceğiz.
Hıristiyan âlemi bu yüzyılı değişim yüzyılı olarak görüyor ve İslam üzerindeki oyunları artırıyor. Bu uğurda, İslami yönetimlerin kullanılması da söz konusu olabilir.
Kehanetler, çoğu zaman sonradan yorumlanır ama devlet büyüklerinin ağzından duyduğumuz, "Türkiye Cumhuriyeti'nin her zamankinden çok tehlike altında olduğu" görüşlerini de yok sayamayız.
16.07.2007 , Milliyet Gazetesi




Yorum:

Saddam,önce silahlandırıldı,sonra İran ile savaşa sokuldu.Sonra Kuveyt'i işgale sevk edildi.Sonra suçlandı ve sonunda bitti.

Biz de 1980'lerin teneke ordusundan modern bir orduya bir terör örgütü ile terfi ettirildik.Ancak bu ordunun silahlarını bize satanlar istemedikleri takdirde "bir tek uçağımızı bile kaldıramayacağımızı bildiğimiz halde bu silahlara dünyanın parasını ödedik.Onlara karşı kendimizi savunmamız ise imkansızdır.

Bizi bazı işbirlikçileri (İş adamları,asker,siyasetçi ve Üniversiteler'den) "B.O.P adını verdikleri sahte,kandırmaca bir planla aldattılar.Milletimiz de hep düşmanın adamlarını oyladı.O adamlar da bu terör örgütünü hep destekleyip korudular.Onların emirleri ile bütün ileri gelen,tehlikeyi gösteren vatanseverler din adına,milliyetçilik adına kandırılmış gençlere vurduruldular.(Gladyo ve Türkiye bağlantıları-blogumun bağlantılar bölümünden bağlanabilirsiniz."Saintbedevi.blogcu.com")


Böylece bu örgüt iyice dert oldu.Liderini verdiler,örgütün barınma yerini değiştirdiler,güçlendirdiler.Sonra üstümüze saldılar.Yalvararak izin alıp örgüte saldırdık.Operasyon yaptık diye sevinç çoğlıkları atarken suçlamalarla karşılaşmaya başladık.Şimdi suçlanıyoruz. Hükümetimizde ve meclisimizde örgüt bağlantılı çok sayıda dış düşmanların işbirlikçi milletvekili var.Osmanlının çöküş aşamasındaki haline geldik.Şimdi Irak'a girdik.Kara operasyonuna da başladık.

Yakında "Yayılmacılık,işgal,köktendincilik,İslami terörü desteklemekle suçlanıp biz de işgal edilebiliriz.Geçmiş yazılarımda da bu endişemi hep belirttim.Biz "Çağdaş Uygarlık düzeyi" adı altında emperyalistlerin kucağına oturtulalı 67 yıl oldu.Onlar "Türk-İslam dünyasını bitirmek" derdinde biz ise "Çağdaş uygarlık düzeyine onların desteği ile çıkmak,onların desteği ile Dini İslamı yaşayabilecek bir devlet kurmak" derdeindeyiz.Bu kadar zıt amaçlar için bu birlik ve buna destek veren bir millet.Galiba biz bitiyoruz.

İran'a ise kimse kolay kolay dokunamaz.Çünkü senaryolar ondan çok bizim üstümüze yazılmaktadır.Ayrıca o tedbirini aldı.Biz ise,bizi yutacak yılanın ağzındayız ve hala umutluyuz.Nasıl oluyorsa?

Olayı biraz da "psikolojik Harp" boyutundan görmekte de yarar vardır.Biz,daha önce nice kehanetleri yalancı çıkarmış bir millet olarak bunları yalancı çıkarabiliriz.-Tabii ki birlik olabilirsek.

Zenginler,asker,bürokratlar ve bilimadamları ülkenin halkına önderlik etmedikçe de o millet kolayca mücadele veremez.


Saygılarımla.


18.12.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.