Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

KIZILDERİLİ KÖKEN MASALI (Jikarilla)

MEKSİKA JİKARİLLA APAÇİLERİ
KÖKEN MASALI:



Başlangıçta dünyanın şimdiki durduğu yerde yalnızca hiçbir şey yoktu..Yalnızca su ve kasırga vardı.


Yalnızca Hactcinler mevcuttu.Issız bir yerdi.Balık yoktu,canlı yaratık yoktu.Fakat bütün Hactcinler başından beri buradaydılar.


Her şeyin kendisinden yaratıldığı maddeye sahiptiler.Önce dünyayı yaptılar,yeraltıyla birlikte sonra gökyüzünü.Dünyayı canlı bir kadın biçiminde yaptılar ve ona “Anne” dediler.


Gökyüzünü erkek biçiminde yaptılar ve ona “Baba” dediler.


Erkeğin yüzü yere,kadının yüzü göğe dönüktü.Erkek babamız,kadın annemizdir.


(**Hactcinler,Apaçilerin Pueblo köylerinin maskeli tanrılarına tekabül eden varlıklarıdır,doğanın davranışlarını destekleyen güçlerin kişileştirilmiş halleridir.İçlerinden en güçlü olanı Kara Hactcin’dir **(Sanki“KARA HAN” gibi)


Kara Hactcin(Haktsin) çamurdan bir hayvan yaptı ve onunla konuştu.”Dört ayağının üstünde nasıl yürüyeceğini bana göster “ dedi ve o da yürüdü.Hactcin “çok iyi” dedi.Seni görebiliyorum fakat çok yalnızsın.Gövdenden başkalarının çıkmasını sağlayacağım. Dedi ve Sonra o tek gövdeden her türlü hayvan ortaya çıktı.Çünkü Kara Hactcin’in gücü vardı.Ne istese yapabilirdi.O zamanlar bütün hayvanlar konuşabiliyorlardı ve Jicarilla Apaçi dilini konuşuyorlardı.


Dünyanın yaratıcısı Kara Hactcin,elini kaldırdı ve avucuna bir damla yağmur düştü.Bunu toprakla karıştırıp çamur yaptı.Bu çamurdan kuş yaptı.”Bu kanatlarla nasıl uçacaksın bana göster dedi.Çamur kuş oldu ve uçtu.”Çok iyi dedi.Kara Hactcin,bununla dört ayaklı arasındaki fark hoşuma gitti.Fakat arkadaşlara gereksinimi var diye düşündü ve hayvanı aldı ve onu saat yönünde hızla çevirdi.Kuşun başı döndü ve başı dönen biri gibi bir çok şekil gördü.Her türlü kuşu,kartallar,şahinler ve küçük kuşları gördü.Kendisine geldiğinde bu kuşların hepsi gerçekten oradaydılar.Kuşlar havayı severler,yükseklerde yaşarlar pek yere inmezler.Çünkü ilk kuşun yaratıldığı damla gökyüzünden düşmüştü.


Bütün kuşlar yaratıcıları olan Kara Hactciné gelerek “ne yiyeceklerini” sordular.Yaratıcı elini dört yana kaldırdı ve çok fazla gücü olduğu için her türlü tohum eline düştü.Onları dağıttı.Kuşlar tohumları yemeğe gittiklerinde ise hepsi böceklere ve solucanlara çekirgelere dönüştü ve her yere sıçrayıp kaçışmaya başladılar.


Kuşlar önce onları yakalayamadı.Hactcin onları kışkırtmak istiyordu.” Aaah evet,şu sinekleri,şu böcekler yakalamak zor ama siz yapabilirsiniz” diye onları gayretlendiriyordu.Onlarda etraflarındaki böceklerin,sineklerin,çekirgelerin peşlerine düştüler.Bu gün de bunu yapmalarının nedeni budur.


Bütün kuşlar ve hayvanlar Kara Hactcin’e gelerek arkadaş istediklerini söylediler.İnsan’ı istiyorlardı.Sen her zaman bizimle olmayacaksın dediler.O da “Galiba bu doğru.Belki de bir gün kimsenin beni göremeyeceği yere giderim.” Dedi.


Sonra hayvanlara, her yandan malzeme getirmelerini söyledi.Her türlü bitkiden tohum getirdiler,kırmızı boya,beyaz çamur,beyaz taş,kara kehribar,firuze,opal,denizkulağı ve değerli başka taşlar eklediler.


Bunları Kara Hactcin’in önüne koyunca,onlara çekilmelerini söyledi.Önce doğuya,sonrasonra batıya,en sonunda kuzeye döndü. güneye,


Çiçek tozlarından toprağa,aynı kendisine benzeyen bir şeklin dış hatlarını çizdi. Sonra değerli taşları,ve öteki nesneleri bu çizginin içine yerleştirdi ve onlar et ve kemik oldular.


Damarlar,firuze’den,kan,kırmızı boyadan,deri,mercandan,kemikler,beyaz kayadan,tırnaklar Meksika opalinden,gözbebekleri, karaklehribar’dan,gözlerin beyazları denizkulağından,kemik ilikleri beyaz çamurdan ve dişler, de opaldendi.


Kara bir bulut alarak ondan da saç yaptı.Yaşlandığınızda bu beyaz bir bulut olur.


Hactcin,bu şeklin içine rüzgar yolladı ve onu canlandırdı.Parmaklarınızın ucundaki yuvarlak çizgiler (parmakizleri), yaradılış anındaki bu rüzgarın yönünü gösterirler.


İnsan ölünce rüzgar ayak tabanlarından çıkıp onu terkeder.Ayak tabanlarındaki çizgiler içerdeki rüzgarın yolunu gösterir.


(* Doktorların ölünün ayak parmaklarına etiket asmaları,ilk önce sağ ayak baş parmağından soğumanın başlaması gibi konular olayın mantığını göstermeye yeterli.*)


İnsan yüz üstü,kolları yana açılmış yatıyordu.Kuşlar bakmaya çalıştılar,fakat Kara Hactcin izin vermedi.


Artık insan canlanıyordu.İnsan kollarına dayanarakkalkarken Hactcin çok heyecanlanan kuşlara “Bakmayın” dedi.Kuşların ve hayvanların çok bakmak istemelerinden dolayı bu gün insanlar çok meraklıdırlar.Sizin öykünün sonunu merak etmeniz gibi.


Hactcin insana “Otur” dedi. Ve ona konuşmayı,gülmeyi,bağırmayı,yürümeyi,koşmayı öğretti.Kuşlar onları görünce bir ötüş koyuverdiler.Şimdiki kuşluk zamanı yaptıkları gibi.Hayvanlar insanın arkadaş gereksinimi olduğunu düşündüler. Ve Kara Hactcin insanı uyuttu.İnsan gözleri kapandığında düş görmeye başladı.Birinin bir kızın yanında oturduğunu gördü.Uyandığında yanında bir kadın oturuyordu.Onunla konuştu,o da konuştu.O güldü, o da güldü.Kalkalım” dedi, birlikte kalktılar,yürüyelim dedi, ve ona ilk dört adımını attırdı.Sağ,sol,sağ,sol.Koş” dedi ve birlikte koştular.


Kuşlar gene ötüşmeye başladılar,ikisinin hoş bir müziği oldu. Ve yalnızlık duymadılar.


Bütün bunlar dünyanın şimdi bizim bulunduğumuz yerinde olmadı.Aşağıda,toprağın rahminde oldu.Karanlıktı,o zaman ne güneş ne de ay vardı.Ak ve Kara Hactcin çantalarından küçük bir güneş ve küçük bir ay çıkardılar.Onları büyüttüler ve gökyüzüne gönderdiler.


Işıklar saçarak biri güneye diğeri de kuzeye gittiler.Bu,kuşlar,hayvanlar ve insanlar arasında büyük heyecan yarattı.


Fakat,o zaman bir çok şaman vardı.Her şey üstüne güç sahibi olduğunu iddia eden kadın,erkek bir çok şaman .Bunlar,güneşin “Kuzeyden Güneye” gittiğini gördüler ve konuşmaya başladılar.


Biri,” Güneşi ben yaptım” dedi.Öteki,”Hayır,ben yaptım” ve kavgaya başladılar.


Hactcin onlara böyle konuşmamalarını emretti ama şamanlar kavgaya devam ettiler.


Biri” Güneşi baş aşağı çevireyim,gece olmasın.Ama yok bırakayım gitsin.Dinlenmeye ve uyumaya gereksinimimiz var” derken bir başkası da “Aydan kurtulmak gerek .Gece ışığa ihtiyacımız yok” diye konuşuyordu.


Fakat,güneş ikinci gün doğdu ve kuşlarla hayvanlar sevindi.Ertesi gün de aynısı oldu.Dördüncü günün öğlesi olduğunda şamanlar,Hactcin’in sözlerine karşın konuşmayı sürdürdüler ve tutulma oldu.Güneş baş aşağı çukura girdi,ay da onu izledi.Bu gün de tutulmaların olması bu yüzdendir.


Hactcinlerden biri şamanlara,”Tamam,gücünüz olduğunu söylüyordunuz,şimdi güneşi geri getirin “ dedi.


Hepsi sıraya girdiler.Birinde şamanlar, bir başkasında bütün kuşlar ve hayvanlar vardı.Şamanlar şarkı söylemeye,ayinler yapmaya başladılar.Bildikleri her şeyi ortaya döktüler.


Bazıları oturup şarkı söylüyor,sonra yalnız dışarı çıkan gözlerini bırakarak toprağın içinde kayboluyor,yine geri geliyordu.


Ama bütün bunlar güneşi geri getirmeye yetmedi,sadece bir takım güçleri olduğunu göstermeye yetti.Bazıları ok yutuyor,midelerinden çıkarıyor,bazıları koca bir ladin ağacını yutuyor ve tekrar tükürüp çıkarıyorlardı.Ama güneş ve ay hala ortada yoktu.


Sonra Ak Hactcin,”Hepiniz büyük işler beceriyorsunuz ama güneşi geri getirebileceğiniz yok,zamanınız doldu” dedi.


Kuşlara,hayvanlara döndü ve “Şimdi sıra sizde” dedi.Hepsi kayınbiraderlermiş gibi birbiriyle nazik konuşmaya başladılar fakat Hactcin “Birbirinizle kibarca konuşmaktan daha çok şeyler yapmalısınız.Gücünüzü kullanın da güneşi geri getirin” dedi.


Şansını ilk çekirge deneyecekti.Elini dört yönde ileri doğru uzattı.ve geri çektiğinde elinde ekmek vardı.Geyik elini dört yönde uzattı ve geri çektiğinde elinde avize ağacı meyvası vardı.Ayı aynı yolla kiraz,domuz kabuksuz yemişler,sincap çilek,hindi mısır üretti ve hepsi böyle şeyler yaptılar.Hactcin bu armağanlardan hoşnut olmasına karşın güneş ve ay hala ortada yoktu.


Sonunda Hactcinler kendileri bir şeyler yapmaya başladılar.Dört yönden dört renkli gök gürültüleri gönderdiler ve bu gürlemeler yağmur boşanan dört renkli bulut getirdi.Sonra insanların ürettiği bitkiler dikilirken ortalığı güzelleştirmek için gökkuşağı yaptılar. Hactcinler bir sıra halinde boyalı kumlardan renkli,dört küçük tümsek yaptılar ve tohumları bunların içine koydular.Kuşlar ve hayvanlar şarkılar söyledi ve tümsekler büyümeye tohumlar fışkırmaya ,renkli,dört tümsek toprakla karışıp dağ haline gelmeye başladı,yükseldikçe yükseldi.


Hactcinler büyülerinde özellikle başarılı olan On iki şaman seçtiler. ve altısını baştan aşağı maviye boyadılar.Bunlar yaz mevsimini temsil ediyorlardı.Altısı da beyaza boyandı.Kışı temsil ediyorlardı.Onlara Tsanati” adını verdiler.Jicarilla Apaçilerinin Tsanati dans geleneğinin kökeni budur.


Bundan sonra Hactcinler altı soytarı yaptılar,onları beyaza boyayarak bir yüzlerinde,biri göğüslerinde biri kollarının üst,öteki alt bölümlerinde dört yatay kara çizgi çektiler.Sonra Tsanati ve soytarılar dağı büyütmek için insanların dansına karıştılar.


Altı soytarı önden giderek büyüsel kırbaçlarıyla hastalıkları kovaladılar.Sonra da insanlar ve hayvanlar


Dünya yüzüne çıkmaları bir bebeğin annesinden doğması gibiydi.Çıktıkları yer dünyanın rahmiydi.


Joseph CAMPBELL-İlkel Mitoloji S-231-239



Keykubat
29.9.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.