Sayfalar

15 Ağustos 2008 Cuma

DİNİNİ KENDİN ÖĞREN

DİNİ ANLAMAK

Ülkemiz vatandaşı olup da “Semavi (Göksel) Dinler “ adı ile bilinen “Yahudi,Hıristiyan ve Müslüman dinlerinden birine mensup olmayanı hemen hemen hiç yoktur.Çocukluğumdan beri her Cuma Hutbesinde cemaate anlatılan eğitici,uyarıcı vaazları oluşturan cümlelerin çoğunda “Tevrat,İncil ve Kur’an’ın adları defalarca geçer.

Ama ne hikmetse,bu kitapları bizim hocaların dışında kimse anlayamaz,anlamını kavrayamaz ve de anlatamaz.Çünkü Arapça bilmeyen cemaat için bu geçerliymiş.

İyi de,Tevrat İbranice'dirinmesi dört bin yılı,İncil Yunanca-Latince olup inmesi iki bin yılı,Kur’an Arapça’dır ve inmesi bindörtyüz yılı bulmuştur.

Peki kaç hoca,şeyh,pir bu dillere tam olarak vakıf ve de bu dinlerin geldiği zamanlardaki yaygın inanç olan putperest inançlardan kaçı hakkında doğru ve geniş bilgiye sahiptir?Kur’anın indiği zaman Mekke ve çevresinde kullanılan Arapça ile Kureyş kabilesinin kullandığı Arapça farklılığı hakkında hangisinin bilgisi var da halka şeyh pir oluyorlar ?

Kabe’de bulunan 360 tane Arap tanrısından en büyük olanının “El Ellah” (Arapça”Elif” harfi ile başlar ve “A” harfi yoktur.Allah Türkçe şivesidir.) olduğunu,ve Arap yarımadasında kaç Arap ırkı olduğunu ve bunların kaç lehçesi olduğunu, her Arap Kabilenin ayrı farklı inancı ve Tanrısı olduğunu,İsmail soyunun Arap olmadığı gibi sadece Mekke çevresinde yaşadığını hatta kırlangıç vakasında Kabe’yi “putlardan temizlemek için “ yıkmaya gelen Eblehe’nin Yemen Kralı ve Hıristiyan olduğunu,bu olayın olduğunda Hz.Muhammed’in annesinin daha hamile kalmasına en az iki yıl olduğunu,Peygamberin atalarının da Kabe’deki 360 putu korumakla görevli, seçilmiş kabile olduğu için “Allah’ın Koruyucuları” adı ile bilindiğini kaçı bilir?

Bakara Suresi 106 “-Biz bir yenisini,ya da benzerini getirmedikçe veya unutturmadıkça,bir ayeti yürürlükten kaldırmayız......” Ayetinin aşağıdaki;

Maide Suresi;

68. De ki:” De ki;”Ey kitab ehli,Tevrat’ı,İncil’i ve Rabbinizden size indirilen Kur’anın hükümlerini gereğince uygulamadıkça bir temeliniz olmaz.” ayetinde belirtildiği gibi “HER MÜSLÜMAN’A TEVRAT VE İNCİL OKUMANIN DA FARZ OLDUĞU” açık ve net olarak emredilirken;

69. Su bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barısa yönelik is yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.” Sabi’lerin bile iyilerinin cennete girebileceği aynı açıklıkta emredilmişken,Müslümanlara bu üç kutsal kitabı okumalarının yasaklanmasını anlamak mümkün değildir.

23.6.2008 günü SES TV Terazi adlı programa katılan yaşının başını almış “İlahiyat profesörü “ etiketli,koca göbekli adı lazım değil bir vatandaş ta bu konuda kendine yöneltilen soruyu da aklımda kaldığı kadarıyla şöyle cevapladı:”Tevrat ve İncil din adamlarınca tahrif edildiklerinden PUTPEREST” İFADELERLE DOLUDUR.Müslümanın kafası karışmaması için okumamasında yarar vardır”.

Allah zaten Kur’anı bu yüzden indirmedi mi?

-Bakara Suresi 136 :”Deyin ki;Allah’a bize indirilene,İbrahim’e,İsmail’e, İshak’a,Yakub’a ve torunlarına indirilene ,Musa ve İsa’ya verilene ve diğer peygamberlere Rableri tarafından verilene inanırız. Ve onlar arasında asla ayırım da yapmayız...” derken;

Tevbe Suresi;

29- Yahudiler, ÜZEYR “Allah’ın oğludur” dediler.Hıristiyanlar ise “İsa Allah’ın oğludur” dediler.Bu sözler onların uydurmalarıdır.Daha önceki inkarcıların sözlerini taklit ederler.Allah onlara kahredecektir.

30-“Allah’ı bırakıp hahamlarını,papazlarını,Meryem oğlu İsa’yı Rableri tanımışlardı.Oysa onlara tek Allah’a kulluk emredilmiştir.Onlardan başka ibadet edilecek yoktur.O kafirlerin eş koştukları şeyden uzaktır.” Ayetleri ile Kur’anın indiriliş sebebi açıkça bildirilmektedir.Bunlarla beraber O Allah yine de Maide Sur.68,69;Bakara Suresi 106,136.ayetleri de indiren Allah değilmidir acaba?

Allah kullarını doğru yola sevk ederken bu ayetleri göndererek hata etmiş(!) ama Allah’ın açığını kapatmak isteyen İslam’da da yeri olmayan “Devlet Maaşlı Ruhbanlar” işin doğrusunu daha iyi bildiklerini göstermektedirler.Helal olsun yani adamlar “Allah’ın açığını kapatacak kadar” (!) din alanında ilerlemişler.

Allah,dini nasıl tebliğ edeceğini bilmiyormuş,bunlar da bu ilim ve anlayışları ile (!) Allah’ı bile çırak çıkarmaktadırlar.Bu resmen “Dini yalanlamak” değilse nedir?

Bakara Suresi 121 “Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar var ya işte onlar inanırlar ona.Onu inkar edenler ise ziyandadırlar” ayetinde olduğu gibi hakkıyla okumadan inanmak olamayacağı için de insanların bunlar arasındaki farkı bulacağına da güvenmek gerekmektedir.Ama ruhbanların insana Allah kadar güvenleri yoktur.Onlar Allah’tan daha iyi bilirler ki (!) bu işi böyle kabul ettirmeyi daha münasip bulmuşlardır.(!)

İşte bu tür çarpıklıklarla dolu,sadece devletle aynı çanaktan yiyen koca göbekli ruhbanlar sayesinde insanlarımız “tapmayı bıraktıkları putların yerine “ Arap Harfleri ile yazılmış anlamadıkları “Kur’an” adlı bir kitaba ve Arap Harflerine tapar hale getirilmişlerdir.Bunu da halka göstermek gerekir ve halkın da bunu anlaması gerekir.

Bir Müslüman “üç kitabı” ,üç kitap dışında Sabi’liği ve hatta daha önceki inanışları bile okumalıdır ki geçmişinive Tanrısının kendine farz kıldığı,Kur'anda tekrar etmediğini bildirdiği emir ve yasaklarından haberdar olsun.

Yoksa bu bilgisizliklerinin cezasını onlar yerine öğrenmelerini engelleyen şıhlar,pirler,hacılar, hocalar mı çekecektir?

Her inanan insanın,ister ebeveyninden miras kalsın ister sonradan öğrenip kabul etmiş olsun bir şekilde onu nasıl anladığını göstermek,ifade etmek gibi bir sorumluluğu vardır.Ancak,öğrenmek de her insana farzdır.Kimse sorumluluğunu din adamlarına da atamaz.Çünkü kendisi de akıl shibi olduğu için birinci derecede sorumludur.

Yeryüzünde,sadece "ulema" veya "Ruhban" adı verilen belli kişilerin yorum yapabileceği,onların tekelinde olan bir din yoktur ama bu ne yazık ki böyle yürümektedir.Bu tür ruhban veya hocalar sadece kendi bilgi birikimlerine göre halkı yönlendirme ve sapık inanışlara geçmelerini önleme görevlerini üstlenirler.

Ancak bunu işe yaramadığı da Tevbe Suresi 29 ve 30.ayetlerde ne güzel açıklanmıştır.Bu ilkenin her zaman çalışmadığı da böylece görülür.

Bazı Osmanlı padişahlarının kundaktaki,beşikteki kardeşlerini "Tahtın emniyeti" bahanesi ile kesmelerine fetva veren "Şeyhülislamlar" acaba "Allah" a bunu nasıl açıklayacaklar.(*)

Ancak,"Her inanan yaptığı ibadetinden,işlediği günahından "Yaratıcısına kendi hesap vereceği için" inancını da sorgulamak,ifade etmek hatta onu bilimsel gelişmelerle desteklemek zorundadır ki hem kendi inancından emin olsun hem de ne yaptığını bilsin.
Tanrı huzurunda da her insan her Müslüman "İlk emri "OKU-İkra" olan, bir dinin mensubu isen cahilliği mazeret gösteremezsin.Aksi takdirde dininin ilk emrine uymamış olursun.O yüzden de "kendin okuyup,araştırıp,düşünüp karar vermek zorundasın.

Alâk Suresi;

1-“Yaratan Rab’bin (Öğretmenin-Rab İbranice Öğretmen demektir) adıyla oku.”

2-“O insanı bir kan pıhtısından(*) yarattı.(*)(Alâk-Yapışan,yapışkan,meni,embriyo,sülük.)

3-“Oku,Rab’bin sonsuz kerem sahibidir”

4-“O kalemle yazmayı öğretendir”

5-“İnsana bilmediklerini o öğretti”

Hani bizim ulemalara göre putperestlik insanların tabiattaki varlıkları güçlü görmesinden kaynaklanmıştı?Güneşi sıcak,ağaçları güçlü,taşları kalıcı diye taptı, sonra aklı erdikçe bunlardan vazgeçip tek tanrılı inanışa geçti diye yorumlar ya bizim din ulemaları.Aslında bu Müslümanları eski dinleri incelemekten uzak tutmak için “Darwinizm” den yani “Evrim Teorisinden yapılmış bir alıntıdır.

Yani hem evrim teorisine karşı olacaksın hem de ondan alıntı yaparak insanları okumaktan uzaklaştıracaksın.Sizce bu doğru yol mudur?

Oysa insana bilmediklerini ve kalemle yazmayı da tanrı öğretmiş.Yasin 41’de gemileri yapmayı da O öğretmiş.Yani insanı bayağı hem de fazlasıyla zihinsel açıdan donanımlı kılmış.Gereken her şeyi öğretmiş.

Siz siz olun “dindar” olmak istiyorsanız veya neye inandığınızı bilmek istiyorsanız kendiniz okuyun araştırın öyle inanın.Tabii yanınıza kapsamlı bir sözlük,atlası en azından blundurun ki okuduğunuzdan lezzet alın.Eğer bu softalara itibar ederseniz gideceğiniz yerden imanınız pekişmediği için nasıl emin olabilirsiniz?

Düşünmez misiniz ki Kur’anın ilk ayeti “Alak Suresi” olduğu halde nasıl olmuş da 96.Sure olarak yerini almış?Cebrail AS.nin Hz.Muhammed’e Hira Mağarasında vahiy ettiği ilk sure yukarıda beş ayetini yazdığım Alâk Suresi’dir.En azından surelerin sıralamasında nedeni belli olmayan bir değişiklik söz konusudur.sureler,Tevrat'ta olduğu gibi geliş sırasına göre yazılsaydı,insanlar olayları çözer ve kendilerini "din adına savaşa süren,vergiye boğan soyguncu ruhbanlara karşı çıkabilirdi.

Ama geliş sırası değiştirilen Kur'anı bulmaca haline koydukları için de anlamak ve anlatılan olayları birbirine bağlamak da güçleşmiştir.İnsanların dini anlamalarının istenmeme nedeni başta "devletin ve ruhbanların çıkar işbirliğidir."

"Hesap gününde benim yaptıklarımdan ulemalar sorumlu tutulmayacaklar ki.Hesabımı hesap gününde ben vereceğime göre,imanın pekişmesi için veya neye inandığımı anlamam için inancımı da sorgulamam bilgimi de artırmam gereğine de benim karar vermem kadar doğal ne olabilir ki?” Kur'anın "İkra-Oku" emri ile başlaması da inancın yukarıdaki ayetlerde de açıklandığı gibi inananı okuyup araştırmaya,sorgulamaya yönlendirmesi de bundandır.

İslam, "cahil" olmayı kabul etmez,bu yüzden " kendini yetiştirmekte özgür olmayan köle ve kadınları ve delileri " de sorumlu tutmamaktadır.Ama özgürlükleri varsa sodeliler hariç herkes de sorumludur.

Yoksa siz de Kürdistancı Said Nursi’nin öğrencisi Fethullah Gülen’in Amerika ve Avrupa desteği ile iktidarda olan AKP’nin yaymaya çalıştığı “Ilımlı Müslüman” yani “La ilahe illallah” diyen ama “Muhammedenresulallah” dememesi gereken Müslümanlardan mı olmak istiyorsunuz?

Yoksa sizler kendinizi dindar gösterip de inanmayanlardan mısınız ? Veya,kendini deli,köle ya da isteği dışında dinini öğrenme imkanı vermeyen biri ile evlendirilmiş kadınlar gibi mi sayarsınız?

İşte,ağzında "Allah" adı olmadan söz söylemeyen kişi dediğiniz insanlar sizi dininizden çıkarır başka sapık inanışlara sürükler de sizler de oylarınızla bunlara destek olursunuz.

(250 yıl önce İslam'ı böyle ılıttılar" veya sol köşede etiketlerden "ABD-AB'nin Şeriat Operasyonları" başlıklı yazımı okursanız neyi kast ettiğimi anlamanızda size yararlı olacaktır.Emin olunuz.)

Keykubat

26.6.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.