Sayfalar

2 Ağustos 2008 Cumartesi

Devlet Bölünüyor mu?

Devlet Bölünüyor mu?

Milliyet Gazetesi (alttaki haber)çağın gereklerine uymuş "Para nerde huzur orada" ilkesini uyguluyor.Ülkemizde yıllardır akan kanın sorumlusu olan ayrılıkçı hareketin nimetlerinden yaralanmak isteyen iş dünyasının yanında yer almış. Miliiyet gazetesi bunu neden yapsın? Yada İş dünyası bu ülkenin iş adamları ve şirketleri değil mi? Onlarda mı bölücü örgüte yardım ediyorlar? Neden olmasın öyledir deyip iş dünyasını "vatan haini ilan" ettik. Ya da iş dünyasını bu bölgeden men ettik.Ama bu bölgedeki bu gerçekleri değiştirebiliyormuyuz? Hayır.

Çünkü Dünyanın hakimlerine müdahele edebilecek hiç bir halimiz yok.Neden? 1944' den beri bu ülkelere bağlanmışık.Bu gün öğünebileceğimiz bir farklılığımız varsa onlar sağlamışlar.Ordumuzun subayları,Polisleri, Öğretim üyeleri ve diğer her kesimde etkili olabilecek insanlarımızı onlar eğitmiş.

Ordumuz "Nato" ordusu,silahları "Nato" ,şikayet ettiğimiz bölme olayını kim yapıyor? Nato.Biz Nato Ordusu olarak Nato'nun silahları ile "Nato"ya "SAVAŞ" açıp onları yenip bu olayları durduracağız.Bu şartlarda kimse oynayamaz.

Geçen hafta Emekli Osman Pamukoğlu paşamız "Devlet olarak bir şey yapmak mümkün değil ancak Türk Milleti isterse bir şey yapabilir." Bu ibret verici konuşma ülkemizin "eli ve kolunun " bağlı olduğunu gösteriyor.

Peki 70 yıldır bu teslimiyeti yapanlar "Türk Milletine" bir şey sordu mu? "Ey Millet! biz ülkeyi gavura satıyoruz, veya idare edemiyoruz.Hakkınızda her şeyi onlar düşünecek artık" dedi mi? En vatansever paşalarımız emekli olunca konuşabiliyorlar.Yani görevde iken "Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım" Emekli olunca da "Vatan elden gidiyor ey ehli VATAN" iyi hoş iş.Ordumuz bize faydalı olmayacaksa Türk Milleti 70-80 ülkenin ordusuna savaş açacak.Kurtuluş savaşında bile" Padişah M.Kemal Atatürk'ü görevlendirir.Padişahın görevlendirmesi olmasaydı bu savas gerçekleşmezdi bile.Bir tespit vardır.Halka "Bu Adamı Takip Edin" denmiştir.

Bu defa tespit kadrosu yoktur.Bu defa "Emperyalizm " ŞAH-MAT" yapacak gibi görünüyor.

O zaman İş Dünyamız engellenemeyen bir olaydan hiç olmazsa "biraz yolunu bulsa:))" bunu vatan hainliği ile mi adlandırmak gerekir? Bence en akilane olanı bölünürken de "Dost kalabilmeyi" başarıp biraz menfaat elde etmektir.

Bu olay ülkemiz için acı bir talihsizlikten başka bir şey değildir.Hatta bir trajedidir.Bu gerçeklerin sorumlusu bu günkü hükümet de değildir.Bunlar sadece "acı gerçeği göstermeye ve hissettirmeye başladılar.Muhalefete kalsa bu olaydan ekmek yemeyi de başaramazlar gibi geliyor.

Muhalefetin kimisi eski sosyalistler kimi ""kızıl elmacı, kimi Turancı,kimi Akıncı vs.Zaten bunlar halkın güvenini kaybettikleri için bu parti iktidarda değil mi? Yani hepsi vatansever ama fikir birliği edip,ülke menfaatleri için ilkelerinde ortak olanlarda "Birleşme" sağlayamayacakları ve bir araya gelemeyecekleri için hepsinin fikri boş.

Yalnız Milliyet Gazetesinin temsil ettiği anlayış biraz da "ayrılıkçı" gruplara çanak tutuyor.Yani bu takdir edilemez.

Kuzey Irak'da ekmek kavgası veren şirketlierimizi tabii ki destekliyorum.Ülkede para olmazsa bü interneti bile neyle döndüreceğiz. Eskiden Çerkezler kızlarını isteyen gençten "At Çalmasını" isterlermiş.Bunun nedeni hırsızlığı teşvik değilmiş.Zor zamanda çalarak bile olsa kızlarının karnının doyabileceğinden emin olmakmış.B u açıdan bakınca Ülkenin kazandığı para her şeyden fazla önem kazanmaktadır.İşçi,memur,emekli,sokaktaki evsizler,sanatçısı yani herkeze "PARA" lazım.Para kazanmaya evet ama ayrılıkçı hareketleri destekleyenlere ise asla destek verilemez..

Nevruz'un Millileştirlmesi,Yunanlıların baklavayı,zeytinyağlı yaprak sarmasını vb'yi millileştirmesi ile aynıdır.Yani binlerce yıldır tarih sahnesinden uzak olan ve kavim olup plmadıkları belli bile olmayan topluluklar devlet olmaya kalkarsa "Kültür-Ekin"e gerekleri vardır.O da böyle şeyleri gerektirir.

Nevruz'un ülkemize "patent geliri" varmıdır? Ya da Zeytinyağlı yaprak sarmasının.

Bence daha ciddi olunmalı ve "Ayrılmak İsteyen" devlet adamı olma sevdasına kapılmış insanlara ikna edici uzlaşıcı olarak yaklaşılmalı.Veya bu kitle önderleri bir şekilde bitirilmelidir.Bu da yapılamıyorsa ortada bir tahlike yok demektir.Hiç olmazsa dost kalmaya çalışılmalıdır."Bunlar biribirlerini yiyeceği için yakında geri dönerler diye beklemeye başlamalıdır.

Şunu da unutmamak gerekir ki "hiç bir ülke halkından bizim devletimiz kadar fedakarlık istememiştir.Bizim devletimiz kadar da halkına adaletsizlik etmemiştir.Gazileri omuzunda madalya ile dilenci,şehit veya görev şehiti olanların aileleride "sahipsizlikten" kötü yola düşmüş kaş millet var?

Bakın Google "blogcu hizmeti" başlatıyor ve bu olayın başında "Gaziler var.Gazilerin huzur evleri ayrı, hamile kadınlar doğuruncaya kadar devlet tarafından gözetiliyor,çocukların büyüme gelişmeleri devletçe takip ediliyor.

Rusya bile her yıl 40-50 milyar Ruble bu faaliyetler için bütçe ayırıyor.Bizde kadınlar ahırda vs.de doğum yapıyorlar,cami avlusuna bırakıyorlar veya güç bela yetiştiriyorlar.Ortaya çıkınca da Devlet "Gel vatan borcu" diyor,bir pazar tezgahı açsa kafasına geçiriyor,vs vs say say bitmez."Vermeden almak Allah'a mahsustur" derler ya o bile yanlış.Ortada koskoca bir dünya,mükemmel bir doğa ve daha b ir çok şey var.İstenilen "Bana teşekkür et".Allah kimseden kazancını %40-45'ini istemiyor.

Bence Halka faydalı olmayan bütün abur cubur akımlar ortadan kalkmalı.Millet asla aynı milletvekilini veya siyasi partiyi "üstün performansı" olmadan "OYLAMAMALIDIR"

60 CIVARINDA SİYASİ PARTİ HALKIN BEYNİNİ DURDURMAKTAN BAŞKA İŞE YARAMIYOR.Bu da halkın oy'una sahip çıkması ile olur.Yoksa boş ve gitsin!

Vecdi Gönül'ün Kenan Evren'in Eyalet Haritasını uygulamaya geçeceğini belirten açıklaması da buna ilave edilerek düşünülmelidir.AB görüşmelerinde Başbakan R.Tayyip Erdoğan da bu projeyi çözüm olarak önermişti.

Yani "Bölünerek Büyüme" adı altında tarihten silineceğiz dostlar.Haberimiz olmadı demeyiniz.

Keykubat

Ekonomik uzlaşma oyunu...

Milliyet’in üstlendiği yeni misyon, yüzbinlerce masum insanın canını alan işgalci ABD’nin Kuzey Irak’ta kurdurmak istediği kukla devleti aklamak...

Ekonomik uzlaşma oyunu...

Milliyet, Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan kukla yönetimi “yararlı” gösterme gayretinde.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerini sarsıcı “dizi” görünümlü kampanyalara devam eden Milliyet’in üstlendiği yeni misyon, yüzbinlerce masum insanın canını alan işgalci ABD’nin Kuzey Irak’ta kurdurmak istediği kukla devleti aklamak... Bulduğu sihirli formül ise; ekonomide uzlaşmak...


MİLLİYET SÖZDE KÜRDİSTAN’I İNŞA EDİYOR! 2
Ekonomi uzlaşmış!

* Milliyet gazetesi “Kürt devletini meşrulaştırma” dizisinin 3. bölümünde ağzındaki baklayı çıkardı.

* Gazete, Ankara ve peşmergeler arasında anlaşmazlığa rağmen iş dünyasının çoktan uyum sağladığını yazdı.

AB ve ABD’nin sesi gibi yayın yapan Milliyet gazetesi “Kürdistan’ı meşrulaştırma” operasyonuna dün de devam etti. “Kürdistan Bölgesi” olarak adlandırdığı bölgede bin 200 Türk işadamının faaliyet gösterdiğini ve bu işadamlarının 14 bin Türk’e iş imkanı sunduğu yazan gazete, Türkiye ile peşmerge reislerinin karşılıklı sert açıklamalarına rağmen iş dünyasının ilişkileri geliştirdiğine dikkat çekerek Ankara’ya “Ekonomi uzlaştı. Siz de uzlaşın” mesajı gönderdi.

Sınır ötesine geçmeyin
Türkiye’den Kuzey Irak’a yılda 5 milyar dolarlık ticaret yapıldığına ve bölgeye Irak Hükümeti’nin ayırdığı kaynakların artmasıyla daha büyük işler çıkacağına dikkat çeken gazete “Türk iş dünyası daha yolun başında” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki federasyoncu çevrelerin sözcülüğünü yapan müteahhit Ahmet Acar’ın “PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonla ilgili sözlerine de yer veren gazete operasyonun işadamlarının yatırımlarını tehdit edeceği imasında bulundu. Gazete, Acar’ın şu sözlerine yer verdi: “PKK’ya operasyon olursa burada kimsenin gözüne uyku girmez. Çok büyük tepki olur. 2003’ten sonra burada Kürt milletinin birliği anlayışı benimsendi. Şiddet ve kanla beslenme dönemi bitti. Türkiye, Kürt liderlerle ve ABD ile anlaşmadan operasyon yapmaz.”

Nevruz da millileşti
Dizisinde bölgedeki Nevruz bayramı etkinlerine de yer veren gazete, uluslaşma sürecinde milli bayramların önemli bir motivasyon olduğunu bilen ve Nevruz’u bir Kürt bayramı gibi göstermeye çalışan bölücülerin tezlerine de destek verdi. Gazetesi Nevruz Bayramı ile ilgili olarak da şunları kaydetti: “Irak’ta Nevruz ilk kez 1968 yılında Baas rejimi döneminde ’resmi’ olarak tanımlandı...Kürtler dağda savaşırken bile Nevruz, siyasi eyleme dönüşmedi. Bu kutlamalar sırasında halk “Yaşasın Mam Celal (Celal Amca)” gibi sloganlar atmadı. Mitolojide, Mezopotamya’da yaşayan zalim bir hükümdara karşı ayaklanma ateşinin yakılması olarak geçiyor Nevruz. Halk da bunu böyle biliyor.” Gazete ayrıca Erbil’deki yaşam hakkında bilgiler vererek, Kuzey Irak’ı “cazibe merkezi” gibi sunmayı da ihmal etmedi.



Haber Tarihi : 07.04.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.