Sayfalar

3 Ağustos 2008 Pazar

AKP VE PKK ARASINDA NE FARK VAR?

AKP VE PKK ARASINDA NE FARK VAR? Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan henüz geçen iki hafta içinde AB üyesi ülkelerinin büyükelçileri ile yaptığı bir toplantıda "ABD ve AB ülkelerinin PKK terör örgütü ve Sabancı Suikastı sanığı Fehriye ERDAL hanımefendi(!)leri koruyarak onların ülkemizdeki teröre destek verdiklerini,DTP'nin PKK'ya "Terör Örgütü" diyemediklerini anlatmış ve serzenişlerde bulunmuştu. Bu duygu ve düşüncelerinden dolayı kendisini yürekten kutlamıştım. Sayın Özdemir SABANCI suikastı o zamanlar gazete ilanları ile gelmişti zaten.Bir çok gazete de bizzat AB sözcüleri tarafından açıkça Sayın Özdemir SABANCI'nın "Japon Otomobil Şirketlerini" Türkiye'ye sokması halinde bunun acı reçeteleri olacağı yazılmıştı,adam açıkça tehdit edilmişti. 

Eğer gazeteler bu arşivlerini kaldırmadıysa bulmak mümkündür.Çünkü ben hatırlıyorum. Rahmetli Özdemir SABANCI bunlara kulak asmamış ve Japonları ülkemize davet etmişti.

Sonuç,Taşeron bir örgüt ve acı bir sermaye ve beyin kaybı yaşayan T.C'miz.Cinayet faili de halen AB'nin güçlü kollarında,iyi halt etmişçesine sırıtmakta olan bir genç kız. Biz bunun hesabını da soracak güçte olmadığımız için kedi fare oyunu o zamandır sürüyor. Kim AB'ye hesap sorabilir ki? 

Bu yalama,aciz,uşak sermaye,eğitim,basın ve siyaset örgütleriyle bu tamamen imkansızdır. Peki DTP neden AKP tarafından kapatılmak istendi?

G.W.BUSH neden "PKK ortak düşmanımızdır" dedi? 
Çünkü,PKK'yı kuran güçler ona ayrıca başka bir görev de vermişlerdi. Bu örgüt "Marksist " yapısı ile doğudaki "FEODALİTE"yi bitirecekti. Bunu da tam olmasa da oldukça etkili bir şekilde yaptı. Türk Ordusunu ve güvenlik güçlerini "savaş tecrübesine ülkeyi savaşa sokmadan" eğitti. Komşularımız arasında güçlü hale getirdi. Peki neden en büyük destekçisi ve kurucusu ABD bu örgütü düşman ilan etti? Çünkü "Tanrı'dan vahiy aldığını söyleyen G.W.BUSH marksist sevmiyordu.

Ortadoğuda AKP ve Said Nursi yorumuna uygun bir "Şeriat Devleti " içinde "Marksizm " olamazdı.O görevini bitirmişti. PKK artık,"Şeriat Kürdistancı"larına terk edilmeliydi. 

Bu güne kadar "TÜRK" olduğunu söyleyemeyen, eşini de "Kürt " olarak yorumlayan bir "Said Nursi talebesi" olan ve "Nur Fedaisi" olduğunu, geçen hafta içinde "Biz bu yola beyaz çarşaf giyerek çıktık" ifadesi ile TBMM' kürsüsünden Syn Deniz BAYKAL'a verdiği yanıtla perçinleyen BAŞBAKANIMIZ da "Marksist" sevmemektedir.

İşte PKK'nın gözden çıkarılma nedenleri. AKP ne pekiyi? AKP de ülkemizi Said Nursi" yorumuna göre "Şeriat İslam Düzenine " geçirmek isteyen devletin rejimini değiştirmek isteyen bir parti. Hatta,ABD düzenlemesi "Ilımlı İslam'ı da halka empoze etmeye çalışan bir parti.Hem devleti yıkıyor,satıyor hem de dinini emperyalistlerin isteğine göre değiştiriyor. 

PKK ise o da "Marksist " temelli "Kürdistan" kurmak isteyen başında devlet ve ABD tarafından kurulup büyütülen sonraları devletin himayesinden dış güçlerin himayesine giren, lideri devlete bağlı diye de devlete teslim edilen bir bölücü örgüt. Yani,biri bölücü diğeri ise hem satıcı,pazarlayıcı hem de rejim düşmanı,devleti yıkıcı. 

İkisi de devleti ortadan kaldırmak isteyen örgüt. DTP ise PKK'nin ABD-AB destekli siyasi sözcüsü bir parti. AKP oylarının da temeli. Peki DTP kapatılınca hak oluyor,onların milletvekilleri yargılanınca da hak oluyor.

MİLLET VEKİLLERİ ÖZGÜR VE MİLLETİN VEKİLİ DEĞİLLER. 

Hatta Sayın Başbakanımız, 411 AKP Milletvekilinden 400 tanesine "Konuşma yasağı" koyuyor bu da hak ve demokrasi oluyor. Sanki bu vekiller kendilerin oy veren insanlara karşı bir tek söz bile söylemek istemiyormuşçasına. Bir ay parmak indir kaldır,görüş belirtme.Ne diyeceğini iki üç kişi belirlesin.13 milyar aylık al üstüne de gazi haklarını da alararak beleş devlet hizmeti hakkı, ömürboyu lüküs maaş. Millet açlıktan ölürken bu haklarla artık emrimizi uygulayın haklılığına varan "konuşma yasakları" Bunun adı "Millet vekilliği" Şunu değiştirelim, "İlletvekilliği" veya insaflısı "Milletaldatan" olsun.Ne bunları millet seçiyor ne de bunlar millete sorumlu olabiliyor. 

Vekili parti seçiyor,vekile diye giden oy partiye gidiyor. Osmanlı meclisinde bile 275 vekil varken 560 tane işi sadece parmak kaldırmak olan ve hiç bir konuda evin küçük gelini gibi söz hakkı olmayan adama 13 milyar maaş çok değil mi? 

Bu paralar,terörle savaşan güvenlik güçlerimize,yer altında fedakarca çalışan işçi ve teknik adamlarımızıa,hayatını ortaya koyarak hizmet veren devletimizi yücelten adı görünmeyen fedailere,çocuklarını hayırlı evlat olarak yetiştirmeye gayret eden emeklilere, ve fakir fukara ve garip guraba'ya verilse daha iyi olur. Bu grupların sesleri hükümet yanlısı basın tarafından beş yıldır hep geriye itildi.

Onlara hak yoktu. 80 yıl boyunca bu millet bu kadar kurum ve kuruluşları,ülke topraklarını bu "Türk'üm "diyemeyen,şaşkın evladı anası doğursun da büyüyp siyasi olsun,bütün bu memleketin değerlerini yabancılara satsın diye oluşturmuş. Peki,AKP'nin kapatılması ve Başbakan ile 71 "beyin takımı kelle" hakkında yasak istenince neden kıyamet kopuyor?

İHTİYAT ASKERLİK YAPAN,ÇOCUĞUNU ABD VATANDAŞI YAPAN BAŞBAKAN Kendisi askerlik yapmamış,(çünkü" ihtiyat askerlik" askerlik sayılmaz)oğlunu da askerlik yaptırmamak için G.W.BUSH'un güçlü kollarına terk etmiş bu başbakanımız,her gün feda edilen vatan evlatlarından ne gibi bir tesire kapılabilir ki? Sıkışırsa çocuğunun yanına kaçar gider.

Başbakanın partisi iyi,yargı dışı parti olacak ama herkes kötü ve yargılanıp aşağılanacak. Demokrasi anlayışı bu olan parti, nasıl olur da millete faydalı olabilir ki? Bu kadar gecikmiş bir davaya bu kadar,ölüm tehditlerini içeren tepkiler niye? Siz seçime girerken kanunları,anayasayı biliyordunuz.Sizden öncekileri de yargıladınız ve saldınız. Şimdi siz de yargılanacaksınız.Elini taş altına sokmak da zaten budur. Devlete hizmet yolunda her gün canlar verilirken sizler yargılanmaktan panikler oldunuz. İşte hizmetlerinizden endişeye düşenleri hallerini de buyurun; 
AKP'DEN ÇOK PATRİKHANE TELAŞLANDI 

AKP dava hakkında görüşünü açıklayamadan,Fener Rum Patrikhanesinin Avukatı Bayan Kezban Hatemi Habertürk kanalına çıkıp da davayı açan sayın Başsavcının yargılanmasını neye göre istiyor? Bu yaşta bir hanımın apartopar Tv kanalına o saattte taşınması hangi telaşın ürünüdür acaba? Patrikhane avukatı Kezban Hatemi. 15 gün önce çıkan "Vakıflar Yasası" ile kazandıkları katrilyonluk " arazi ve emlakların kaybı korkusu mu? Yoksa "EGEMEN PATRİK" ünvanının güme gitme korkusu mu? Bence her ikisi de! Bunların olduğu, bu hükümete kadar görülmüş bir şey mi? Bence hükümet,hatasını gördü,sistematik olarak kendini kapattırmak için hatalar yaptı.Şimdi de kapatılması gerekiyor.Bir tarfatan da " mağdur edebiyatına" yatıyor. Ki; Verdikleri sözler gelecekte Türkiye'yi bağlamasın.

Getirdikleri kazanç ta ülkede kalsın. Kaybettirdiklerini de gelen hükümet tanımasın. Ben en iyimser bakışla en fazla bunu söyleyebilirim. Yoksa bağırıp çağırmalar hep "Kayıkçı kavgasıdır. Aldanmayın ey millet" derim. Aslında DTP-PKK devleti bölmek isteyen örgüt ve partidir. AKP'de rejimi değiştiren ve hedefini gerçekleştirmek için ülkeyi bölmek için her türlü belgeye imza koyan bir tehlikeli bir hükümet. İkisi de kapatılmayı bırakın neslinin kurutulması gereken partidir.Ama dünya tiyatrosunda bunlarında bir "oyuncu" olduğunu da hesaplayınca cezayı hafifletmekte yarar var.Tabii ki tiyatro ise. Yeter ki halk bu olayların "yaptırımları gerçek olan" bir tiyatro rolü olduğunu fark etsin.PKK savaşları da böyle bir şey. Başka yaşama şansı da yok gibi.Bu da bir bakış açısıdır,hiç bir şeyi kesin değildir. Hz.Ömer adaletini anlatmakla,salyalı sümüklü kadın programları ve iftar poşetleri ile göz boyayıp Almanya'da yargılanan ve kapatılan Deniz feneri ,ABD mısırları,İsrail buğdayları,gemicikler şaibeleri ile suçlanan,her gün işçilerini yollara döküp hak aramak zorunda bırakmış,maaşları tırpanlamış bir hükümet yargılanmayacak da kim yargılanacak? Allah aşkına kim yargılanacak? Saygılarımla. Keykubat. 18.3.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.