Sayfalar

28 Ekim 2023 Cumartesi

#DİNLER ARASI BİR SAVAŞ YOKTUR KÜRESEL SERMAYE DİNİNİN İNSANLIĞA AÇTIĞI SAVAŞ VARDIR

 

Pentagon Şatanist Dininin Yeryüzünü İşgal ve Yağma Savaşları.


Dinlere inanan milletlerin savaş kovaladıkları görülmemiştir.

Halklar, daima geçimini sağlayarak geçinme, kendine çocuklarına gelecek kurma derdindedir.

Savaş ise, siyasal iktidarlar, askerler, ruhbanlardan oluşan devlet idarecilerinin hırsları yüzünden çıkar.

AB-D VE NATO ÇETESİ, bütün dünyayı kendi köyü, 7,75 milyar nüfusu kölesi olarak görmekte, hepsini daha uysal kılmak, soymak, köle etmek için

Tek dil

Tek din

Tek bayrak

Tek devlet diyen, görünüşte komünizm, özünde faşizm olan sloganları ile Demokrasi vaatleriyle kan, ölüm, soykırım, yağma, talan ve yalanı egemen kılmıştır.

Olan din savaşı değil, savaşlara alet edilmiş dinleri yazan, dinci siyasilerin savaşları vardır.

Bu güçler dinleri de kitleleri kendi egemenliklerini kabul eden, köleliğe razı kitleler üretecek şekilde yeniden düzenlemişlerdir.

M.S. 628'de Sasani imparatorluğunu yıkan, Müslümanlara yağmalatarak, soykırım yaptırarak asla dirilmeyecek kadar bitiren Bizans imparatoru Herakles'ten beri yeryüzü Tek Kutuplu Vatikan-Roma merkezli olmuştur.

Hz. Muhammed çağı Dünya Haritası 


İspanyol- Portekiz dünya imparatorlukları, 800-1815 arası Kutsal İttifak Avrupa imparatorlukları, 1815 sonrası İngiliz imparatorlukları dönemlerinde Roma- Vatikan önemini korumuştur

1950 sonrası Roma Washington olmuş, Katolik dini şatanist Ortodoks Amerikan Protestan mezhebi ile yer değiştirmiş, Vatikan proje üreten uygulayan olmaktan çıkmış, sembol olarak kalmıştır.

2. Dünya Savaşı sonrası kurulan İsrail, yeni fitne merkezi Waşington Pentagon kilisesi imali şatanist, yağmacı, köleci, soykırımcı, işgalci bir din ve terör örgütü olarak hala kullanılmaktadır.




Küresel sermayenin yazdığı Yeni Dünya Düzeni siyaseti ve Yezidi, Dürzi, Zervanilik dinlerinden türetilmiş Babil Ay Tanrısı Sin Sabiliği, Sabi Babil Talmud Yahudiliği harmanı Pentagon dininin insanlığa ve insanlık kültürlerine açtığı SÖMÜRGECİ dinin savaşı vardır.

Tanrısından aldığı vahiyle ikiz kule tezgahı yapıp İslâm dünyasını yağmalayan Haçlı Seferi ilan eden Şatanist AB-D NATO ÇETESİ ile, aynı sapık dinden yapılmış Radikal Kökten Dinci İslâm adıyla yapılan Vehhabi, Taliban, El Kaide, IŞİD ve türevlerinin Müslümanları imha etmek için yürüttükleri terör olayları, bu teröristler bahanesiyle Islâm dünyasında kalıcı işgalci Haçlı ordularının soykırım savaşları vardır.


Dinler arası savaş yoktur, küresel sermayenin yaptığı dinin işgal, yağma, yalan, talan savaşı vardır.


Umarım bu tespitler, bilgi bombardımanı ile dumura uğratılmış beyinlerde olumlu bir değişim sağlar.

Takdir aklı olanındır.

Alaeddin Yavuz 

27 Ekim 2023 Cuma

YUNANLILARDA TÜRK DÜŞMANLIĞI

YUNANLILARDA TÜRK DÜŞMANLIĞI.

1987'de kendi kendime İngilizce öğrenip bunu o zamanın tek dershanesi GÖK DİL kurumundan 100 üzerinden 85 puanla aldığım diplomayı İstanbul Emniyet müdürlüğüne verdikten sonra Turizm Şube müdürlüğüne tercüman olarak tayin edildim.


İki yıl mücadele sonunda turistler ile sağlıklı iletişim kurmam şube müdürümce onaylanınca tercümanlığa başladım.

1988-90 arası bir gün emekli bir Yunan polis müdürü, Beyoğlu'nda misafir kaldığı akrabalarına yakın İstiklâl caddesinde çingene bir hırsız tarafından çantasının çalındığını ve pasaportu, nüfus cüzdanı v.b kimlik kartlarının çalındığını 5-6 kişilik biri de Yunan konsolosluk memuru olan grup eşliğinde Türkçe olarak bildirdi.

Ben de ifadesini alıp tahkikat için Beyoğlu Polis Karakol Amirliğine sevk yazısı verip gönderdim.

Sonra diğer turistlerin sorunları ile ilgilenip raporlarını yazıp ilgili yerlere gönderdim.

Tahkikatlar bölge karakollarına ait olduğu için işlem buydu.

Bir ara boşluk oldu. Şube çaycısı Şeref beye çay söyledim getirdi.

Yudumlarken bir kadın geldi.

Alaattin bey, bir saat önce rapor verdiğin Yunanistan vatandaşı nokta ...nokta benim kocamdır.

Onu hala Beyoğlu karakoluna götüremedik.

Niye?

Ağlıyor.

Niye?

Verdiğin rapor için?

Ne var onda?

Raporda sorun yok. Sorun kocamda. Bu adam İpsala, Uzunköprü bölgelerini idare eden Selanik Emniyet müdürüydü.

Türkiye'de gelen en az 40 göçmenin ırzına geçip çukurlara gömmüş bir Yunan Irkçısıdır.

Bunu yaptığının insanlık suçu olduğuna ikna etmek için ömrümü verdim. Beni dövdü.

Boşanmak için dava açtım hiç bir yargıç davamı kabul etmedi.

Hep Türkiye'ye gelirdik. İlk kez pasaportunu çaldırdı.

Türkiye polisine giderse öldürüleceği korkusu ile 45 gündür akrabamızın evinde kalıyoruz.

Sonunda Yunan başkonsoloskuğundan memur alıp size getirdik.

Sen de 10 dakikada raporu yazıp verince koptu.

Bir saati geçti ağlıyor.

Niye?

Ben bunca Türk'ü niye öldürdüm. İnsanların benden haberleri yok.

Böyle şerefli insanlara soy kırım yaptım, ben öleyim artık diyor.

Git işine kadın, öyle şey olsa, fırsatı ganimet bilir çoktan Yunan elçiliğine varmıştı. Dalga geçmeyin, bırakın da çayımı içeyim.

Kalk o zaman da gör adam orda, bankta ağlıyor.

Kaldır götür.

Gitmiyor.

Ben varıncaya kadar şube müdürüm, başkomiserlerim, her kıtadan turistler etrafını sarmış.

Kendi akrabaları onun zalimliklerini İngilizce, Fransızca, Almanca, TÜRKÇE anlatıyor.



Ben şok oldum.

Adam doğrulup;

Alaattin bey, sen bana hayatımın dersini verdin. Ben Türklerin böyle şerefli millet olduğunu bilmiyordum, kan içen yamyamlar olduğunu öğrenerek büyüdüm, bu işkenceleri yaptım, cinayetler işledim. Elini ver öpeyim Türk milleti adına bağışla beni.

Benim böyle yetkim de yok, senin böyle suç işlediğine dair belgem de yok.

Sözüne güvenip yurt dışında olmuş dediğin olaylara ait sen de bende de belge yok.

Ben değil amirlerim, meslektaşlarım, kumkapı karakol amir memurları herkes bu adam yüzünden şok yaşadı.

Şube müdürem, dedi ki;

Alın bu manyak katili doğru konsolosluğa götürün, bir daha getirmeyin, bize ulaşan böyle bir ihbar yok.

Bu belki sonradan çok kolay şekilde yalanlanıp inkar edilerek Türkiye'yi küçük düşürecek planlı bir operasyondu.

Biz buna şans tanımadık.

Ama, benim Yunan turistlere gösterdiğim eşit insan muamelesi yüzünden sayısız Avrupa'lı turist bana şöyle diyordu;

"- Yunanistan'a bir giriş yap, işkencelerden işkence beğen. Öldür bunları!"

Türk düşmanlığı ile büyütülmüş bir sapkın ırkçı efsanesi okudunuz.

Bunu tüm insanlığa yayınız.


Alaeddin Yavuz

Bu olayı 15 yıldan önce Bloglarımda yazmıştım

26 Ekim 2023 Perşembe

#ATMAN UTMAN OSMAN BEN TÜRK ADLARI MI?

 ATMAN, ATAMAN,UTMAN, OSMAN, BEN TÜRK ADI MI?


452-476 yıllarında Batı Roma'nın, Atilla önderliğinde yıkılmasını takiben, kralları ölünce devleti miras yolu ile çocukları arasında bölerek yok etmek yerine, soyundan seçilen ensest hanedandan seçtikleri Kral ile aynı devleti yaşatma geleneğine sahip olmayan  Batı Bunları Vatikan tarafından lânetlemişti. TÜRK adı  ve Türkler hakkında iyi ne varsa o tarihten beri her fırsatta silinmişti.

Bu düşmanlığın bir sebebi de, Atilla ile birlikte gelerek Avrupa coğrafyasının göbeğine yerleşerek, ensest çoğalan, şimdiki Ukrayna'lı Astrogotlar (Alman, Hollandalılar) ile Vizigotlar (Fransızlar) 9.yy'da Roma'ya son verip Kutsal İttifak devletini kurması da,Roma soylu Vatikan ruhbanlarının yüreklerini yakmıştı.


Aslen Sabi olan, Tevrat ve Grek, Roma medeniyetlerini şekillendiren Medler yani İranlılar ile Harappa Sabileri Arsmilere soylarını bağlayan Batı Toplumları Vatikan'ın Türk düşmanlıklarını miras edinmişlerdir.

Bu nedenle Türklerin Hıristiyan ve Müslüman dinlerini benimsemeleri ile Vatikan ve İslâm yorumcularına hatta Hz. Muhammed hadislerine göre Türk Tehlikesi artık ortadan kalkmıştır. (Yecüc Mecüc ve Türkler yazımı arşivden okuyunuz)

Ama kökenleri Hint, Beyaz Hint-Harappa-Sabi-Arami- Mısır-Süryani kökenli Grek, Etrüsk milletlerine ait olan batı, bu iki toplumun ayrılmaz parçası Türkleri yok sayması kasıtlı bir kardeş düşmanlığıdır, o kadar.


Atman eski Hint mitolojisinde her şeyden önce var olan ilk tanrıdır.

Türkçe 1. Tekil Şahıs zamirini o kendi yalnızlığını tanımlamak isterken üretmiştir.

Bu tanrı ileriki cağlarda Zurvan ve bir çok farklı adlara dönüşür.

Antik çağların da bu günün de bütün tanrıları YILAN Bedenlidir. Belki Arapçada Osman adının anlamlarından birisi de YILAN YAVRUSU'dur.


Nasıl Ebubekir de Deve yavrusunun babası, Ebu Hüreyre ,Kedilerin babası oldugu gibi.

BEN adı, Himt mitolojisinden, Kayıp Hint Medeniyeti Dwarka Batık Şehri kökenli olduklarına inanan Yahudi mitolijisi Tevrat Tanrısı da Çıkış= Exodus 3:14 ayette Yahve adlı tanrı da adının BEN olduğunu söyler.

Yahudiler o yüzden bol bol O'ben, BEN adı koyarlar çocuklarına.

James Churchward ve bir çok İncil araştırmacısı da BEN adının Türkçe olduğunu, Atman veya Ataman (Osman) adlı tanrı, kendini fark ettiğinde bakar ki Tek, yalnız.

BEN, BEN varım der ve 1.tekil şahıs zamiri bu Hint Yaratılış dini efsanesinde ortaya çıkar.

Türk dili, tüm eski dinlerin ortak metinlerine, yani, insanlığın kayıp tarihini yazan bu metinlere göre, Göklerin, Tanrının dilidir.

İran Ortodoks Hıristiyanlık öğretilerinden olup Vatikan kilisesinin de kabul ettiği bir Adem- Hava efsanesine göre de;

- Adem ve Hava yasak meyve olayından sonra cezaları yüzlerine okunduktan sonra cenneti terk etmeleri, kibarlık dili Farsça söylenir.

Bu kilise vitrayında Cebrail'in Adem ve Hava'yı kovması işlenmiş. 


Ama duymazdan gelirler.

Ticaret dili Arapça ile söylenir, tınmazlar,

Savaş ve aşağılama dili Türkçe söylenince korkuya kapılırlar.

Cebrail de eline kılıcı alarak Türkçe bağırıp çağırarak Adem ve Hava'yı cennetten kovar.

Bunun resmini kilise cam süsleme=vitray resmini aşağıya verdim.

Türkiye'de Sabileri Kuran ayetleri ve tefsirlerinden başlayarak din kitapları Cinse di Rabba'ya, bu kitabı dilimize ilk çeviren, blogunda yayımlayan bu kişi olduktan sonra, asıl kökenleri Harappa Medeniyetini tanıtan Hintli, Pakistanlı arkeologların Antik Harappa yani Keşmir bölgesinde yaptıkları kazılarda bulunan Purana denilen Sabi Şiva dini metinlerinden dilimize çevirileri ilk tanıtan ben oldum.

Bu metinlerde Beyaz Hintli olan Sabiler, Purana dedikleri dini metinlerinde ülkelerine kuzeyden gelip yerleşen, onlara hükmeden kavimlere MELEKHASLAR (Mlecchass) yani meleklere, ruhlara ibadet edenler diyorlar.

5000 yıllık metinlerinde bu kavimlerden Yakut Türklerinin kendi soylarından olduğunu yazıyorlar.

Bu bilgiler de Hint mitolojisinde Türk efsanelerinin Hint kimliği kazanması kolay anlaşılabilir hake gelmektedir.

Bu çeviri metinlerin yayınlanmış olanı, olmayanı bilgisayarımda var.


Geçmişte, Sabileri, Aramileri bırak Türkleri yaz diyen ebleh arkadaşların, Sami toplum dinlerine girince atalarımızın günah diye kendi yazılı, çizili eserlerini, tapınaklarını, kutsal nesnelerini yok ettiklerini öğrenseler, sandıkları gibi kusursuz bir soy atalarımız olmadığını kabul etseler daha gerçekçi-realist olup, daha kolay tarihleri hakkında bilgileri komşu ve uzak milletlerin kayıtlarında bulacaklarına inanmaları gerekliyor.

Bütün diller Türkçe dilinden türetilmedir.


Türkçeyi bozan da din ve kültür değiştirerek kendi kültürünü aşağılayan geçmiş ve yakın atalarımızdır.

Bu gerçeği görmek için, en yakın dindar, cahil, yobaz Türk akrabanıza gidip eski Türkleri anlatın size vereceği cevap şaşırtmayacaktır.

Mitolojiden Türk kültürüne ulaşmak da olabilmektedir.

1600 yıllık Vatikan ve ürünü İslam-Arap merkezli Türk düşmanlığı ile yok edilen Türk tarihini mitolijik efsanelerden bile diriltmek olasıdır.


Alaeddin Yavuz

25 Ekim 2023 Çarşamba

TÜRKİYE CUMHURIYET BAYRAMININ YÜZÜNCÜ YIL KUTLAMALARINI HİÇ BİR KİŞİ VE KURUM ERTELEYEMEZ, YASAKLAYAMAZ!

TÜRK HALKININ CUMHURIYET BAYRAMINI KİMSE ERTRLEYEMEZ!!!

Devletimizin resmi görsel ve sesli yayın kurumu TRT, Filistin olaylarını bahane ederek Cumhuriyetimizin 100. Yıl Kutlamalarını erteleme kararı aldığını açıkladı.
Ardından Muazzez Ersoy konseri yayinlayacagini söyleyerek halkımız ile kafa yaptı, dalga geçti.


Kökenleri, Müslüman gibi ibadet eden Ortodoks Yahudi, Musevi, Süryani Hıristiyanların Ingilizdestekli 1745 Vehhabi, Rus Çarlığı destekli 1760 Süryani,  Yezidi isyanları ile başlamış, 1936 2.Dersim isyanlarına kadar sürmüş işbirlikçi ihanetlerin, Müslüman maskelisi olan bu ihanetler, devletimizin Idksm-TÜRK maskeli dini ve etnik gayrimüslim ihanetlerinin belgesidir.

Osmanlı, Türk, Müslüman düşmanlığına 1745'de ilk Yahudi- Süryani Hıristiyan isyanının ideolojik babası; "Türkler İslâm'ı temsil edemez" diyen Mehmet bin Abdulvehhap'tır.
Müslüman Türkler, Arapların KÖPEĞİ olmayı hak etmiştir diyen Suudi Vehhabi ulemaları, onlarla bir olup, 1917'de gazilerimizin tedavi edildiği hastaneleri basıp şehit eden, 120 yıl Filistin, Lübnan, Suriyede Suudi Vehhabi çeteleriyle Türk askeri kesen, Kudüs'e giren İngiliz generali Allenby'yi Allah oğlu Allah Mesih İsa ilan eden, Dürzi Filistin, Lübnan, Suriye, Mısır ve diğer Araplar için Türk Milletinin Cumhuriyet bayramını Türkiye Cumhuriyetini yönetenler dahi ERTELEYEMEZ!




YANLIŞA YANLIŞ DEMEK BAŞKA.

Filistin, İsrail+ABD tarafından kurulmuş Hamas ile ortak tezgah sonucu işgal edilmiştir.








 







Amaç tarihi Filistin topraklarından bu halkı Sina yarımadasına sürgün ederek orada ve askeri teröre karşı operasyonlarla da evinde yok etmektir.

İsrail bu tezgahı, dini ve siyasî gerekçeleri için değil, özelikle İsrail'i, İngiltere, Fransa, Almanya ve Italya'yı anlaşma ile bağlayarak yanına alan Haçlı, günümüz Roma imparatorluğu olan ABD'nin, Rusya- Ukrayna savaşına ikinci cephe olarak açtığını söylemesine bakarsak, ABD dayatmasıyla kabul etmiştir.

ABD, 1948'de bölgede kendine sadık, savaşçı, soykırımdan yeni çıkmış Yahudilerin ezikliğini istismar ederek, İsrail'i Uydu Terör Devleti olarak kurmuştur.

İsrail'i Tek Kutuplu Dünya kurmak için bir dünya savaşını başlatma, bölgede AB-D çıkarlarını tehdit edebilecek askeri, siyasî, ekonomik gelişmeleri bastırmak için kuran ABD, yeni oluşan ÇOK KUTUPLU DÜNYA oluşumunu yok etmek için Ukrayna Rusya savaşının ikinci cephesini İsrail-Filistin cephesiyle açmıştır.

Dünya kamuoyunu tahrik ederek yandaş ve muhalif devletler oluşturmak için de Filistinlileri Yahudi askerlerine zalimce öldürtmektedir.

Bu yüzden başından beri İsrail, AB-D VE NATO ÇETESİ ne, ABD başkanı Joe Biden, Dış işleri bakanı Anthony Blinken, A.B komisyon başkanı Ursula Von der Leyen hanıma da tweeter üzerinden protestolarımı sundum.

Yanlışa yanlış, ama, Filistin için asker ve vatandaşımız ölsün istemem.

Büyük tezgahlara büyük akıl, bilgi birikimleri ile karşı konulmalı, son çare silah olmalıdır.

Alaeddin Yavuz