KENDİNİ YOK EDEN İNSANLIK!!!
İnsanlık son iki yüzyıldır kendini, parçası olduğu tabiatla birlikte hızla yok eder oldu.
Ülkemiz de doğru söyleyenleri kovan, tabiat, adalet düşmanları ile dolu maalesef ve bu toplumda gelecek görme ümidi kalmadığından ülkemizi terk eden gençler, aklı selim insanlar her gün artıyor.
Tabiat kirlendi, sularda balıklar, canlılar öldü, ormanlar yok edildi, otlar yeşermeden kuruyor, tohumlar toprakta çürür oldu, yağmur bulutları yükseklerden bakıp, bir damla su bırakmadan, alay edercesine gülüp geçer oldu.
Bir gün güneş çıksa, kuşlar, böcekler ötse, baharı, yazı gördük derken, haberlerde, ülkenin en yükseğinden alçağına tüm coğrafyalarından kuraklık haberleri işitir olduk.
Salgın hastalıklar yeryüzünü sardı, yüzümüzü, güneşe, havaya, insanlara, sevdiklerimize, hayvanlara gösteremez olduk.
Çeşit çeşit maskelerle dolaşır olduk. Oysa, bir yıl öncesine kadar, yalancıları, iki yüzlüleri, vatan hainlerini MASKELİ olmakla suçlardık.
Ölümler arttı, hastalıklar korkutmakta, can alıp sakat bırakmakta.
Sağlığımızı feda ederek kazandığımız kıyılmaz mallarımız yok pahasına satılıp, tedavilere yetmediğinden, sonuçta boşa geçtiği görünen bir ömür de yokluğa harcanır oldu.
Bunların tek nedeni, insanlar, zenginlik, güç uğruna, zalimce insan, hayvan, bitki örtüsü katliamları yaptılar, tabiatı kirlettiler, hayvanlar, bitkiler öldü, içtikçe yaşam veren sular, arıtma cihazları ile süzülüp, arıtıldıktan sonra bile iştahla içilemez oldu.
Bencillik, kibir ile dolan yürekler, açları, yoksulları, hastaları, açlıktan, susuzluktan ölen ve ölmemek için yerleşim yerlerine inen, yardim dilenen hayvanları, tabiatı, çamura dönen suları görmez, yaşamı yok ettiğini fark etmez oldu.
Kalabalıklar, korkutuldu, hak arayamaz, hesap soramaz, tecavüze itiraz edemeyen acizlere döndürüldüler.
İnsanlar, aralarından seçip güç verdikleri siyasiler, askerler, zenginler, idareciler, bilgeler tarafından aldatılıp, soyuldular, ülkeleri yağmalandı, ırzlarına geçildi de "karın tokluğuna" saydılar.
Karınlarına girecek bir yudum ekmek ve su için yalanlara 'doğru', zulme, yağma, talana 'adalet dediler.
Bunların getireceği felaketler geldiğinde, "DİRENECEK GÜCÜNÜZ BİLE KALMAYACAK, BUNLARA ENGEL OLUN, YANLIŞLARINIZI BİR AN ÖNCE TERK EDİN" diyenleri fesatlık, düşmanlık, vatan hainliği ile suçlayıp mahkûm ettiler.
Toplumları uyarma ahmaklığının kurbanı olan temiz yüreklilerin kimi evini, kimi mahallesini, kimi köyünü, kasabasını, şehrini kimi de ülkesini terk etti.
Bir çoğu da, böyle toplumda yaşanmaz deyip, bazıları da açlığını, sefaletini gösterip, kibir abidelerince alay edilmemek için intihar edip dünyayı terk etti.
Yanlışlara devam edin durun insanlar, taaa ki, paranın, parlak madenlerin, beton yığınlarından konakların, sarayların, parlak elbiselerin, paha biçilmez taşıtların değersiz olduklarını anlayıncaya, önünüzde, ardınızda çıkarları için size yalamalık edenlerin, sizi sırtınızdan hançerledikleri güne kadar kibirleriniz ile avunmaya, tabiatı, yaşamı yok etmeye devam edin.
Takdir sizindir.
Alaeddin Keykubat Yavuz