Sayfalar

21 Ekim 2017 Cumartesi

YORUM VE SORU SORMADA EDEB



YORUM VE SORULARINIZLA CEHALETİNİZİ APTALCA SERGİLEMEYİN.


Yazısını okuyup tanımadığınız birine yorum yaparken veya özelden mesaj yollarken yazdığınız ifadeleriniz sizin kalitenizi gösterir.

Unutmayın, o yazının yazarı sizi çağırmadı, davet etmedi, ille de okuyun demedi. Beğenmediğinizde çıkıp gidebilirsiniz de.

İnternet'te 5,5 milyar blog, yüz milyarlarca sayfa yazı var.

Televizyon gibi beğenmediğinizde başka yere geçiniz.

İlle de soracaksanız adam gibi sorun.

"-Bunlar gerçek mi, doğru mu?" diye sormak yazarı doğrudan yalancılıkla suçlamaktır. Bu durumda "yalan" demesini beklemiş olursunuz ki bu hem aptalcadır hem de cehaletinizi ortaya koyar.

Hele bu soruyu, özelden, hangi yazıya, ait olduğunu belirtmeden sormak anadan doğma salaklıktır. 

Düşünün, size biri soruyor :"Bunlar gerçek mi?" Neyi kast ettiğiniz bile belirsiz.

Bir insan bu kadar salak olabilir.
İnsan önce bir yazı veya paylaşımdan alıntı yapar en azından yazı başlığı verir değil mi? 

Soru sormayı bile beceremeyen gövdesi gelişmiş çuval insanlar. 
Her şeyin doğrusunu bildiğiniz sanan, ömründe ne yazmış ne de araştırmış troller, veya aynı konu üzerinde çalışmış, karşıt fikirleri ve araştırmaları ömrünce ötelemiş, dogmalara boğulmuş din tüccarları olan örümcek beyinliler bunları yapabilmektedir.
Bazıları da satın alınmış kalemlerdir. Siyasi iktidarı ve onun bağlantılı olduğu, dernek, cemaat, tarikat, mezhep, ticari kurum ve kuruluşlara mensup karanlık insanlar bizde olduğu gibi her ülkede de vardır.

Akp eğitiminin meyveleri bunlar işte.
Şüphen varsa araştır, gerçek değilse aksini ispat et.
Kendinin de sorumluluğu olan birey olduğunu unutma.

Beni, yazmaya iten olaylar, AKP döneminde başlatılan geçmişi karalama, yalanlama, iftiralardır.

Geçmişte de yabancı milletlerin hakkımızdaki yanlış bilgilerinin aksini ispatlamak, veya bazı kötü yanlarımız olarak söyledikleri olumsuzlukların onlar arasında da olduğunu kanıtlamak isteğimdi. Bunları başardım.
Siz de benim gibi yapabilirsiniz.

Alaeddin Yavuz
keykubat /
adilyargic/
adilyargicc

BLOG YAZILARINI TANIMLAMAK



BLOG YAZILARI:


1-Yorum yazıları, güncel siyaset, haber, eğitim, din, mitoloji, felsefe... gibi konularda yazarın görüşlerinin işlendiği yazılardır. Bunlarda delil, kaynak genelde verilmez, yazarın genel görüşlerinden oluşur.


2-Araştırma yazıları, yazarın seçtiği bir alanda yaptığı araştırmalardan oluşur. Yazarın kalitesine göre, yabancı kitaplardan çeviriler, yerli kitaplardan alıntı derlemeler, konuyla ilgili resimler ve yazarın yorumlarını içerir. Bilgilendirici yazılardır. İlginizi çekmese bile okuyana mutlaka bir şeyler kazandırır, kültür düzeyini yükseltir.


3-Alıntı yazılar, başkalarına ait izin alınarak veya, bir davaya hizmet için bloglara konulurlar. Yazar seçtiğine göre kıymetlidirler. Çünkü, her yazar kendi yazısının okunmasını isterken başkasına ait alıntı koymuşsa kıymetlidir demektir.

4-Çalıntı derleme kes yapıştır yazılar, ülkemizin en ünlü yazarlarının bile yaptığı hırsızlıklardan ibaret yazılardır. Ya tümüyle çalıntıdır veya biraz ondan biraz bundan çalıp, başına giriş, sonuna yorum eklenmiş kültür ve sanat hırsızlıklarıdır. Bir çok kitap, köşe, blog yazıları, tv programları bu şekildedir. Ben de bunların mağdurlarından biriyim.

5-Tanıtım yazıları, bir ülkeyi, şehri, coğrafi bölgeyi, bir kültür ve sanat eserini tanıtan görsel ağırlıklı olurlar. Genel kültür veya ticari içeriklidirler.

6-Eleştiri yazıları, köşe yazarlarından blog yazarlarına, müzik eserlerinden sinema, tiyatro, dizilere her alanda eleştiri yapan yazılardır. Tarafsız olduklarında kıymetlidirler. 

Buraya kadar açıklanan her türlü kültür ve sanat eserleri, önce halkı sonra devletin çıkarlarını koruyan, halkın birliğine, barışa hizmet eden, tarafsız şekilde hazırlanmışlarsa mükemmeldir. 

Size ters gelse de. Size ters gelen konularıın doğruluğunu, o görüş ve yorumlara muhalif yazıları okuyarak ve sonunda kendiniz araştırarak doğruyu bulabilirsiniz. 

Her şeyin doğrusunu bildiğini sananlar sadece ahmaklardır. 
Ömründe hiç bir araştırması olmamış, insanların önüne fikirlerini ortaya koyarak çıkmamış insanların her konuda  bilgiçlik taslamaları, iddiacılıkları sadece cehaletlerini sergilemektir. 
Yüzlerce araştırma yazıları yazmış, basılı eserleri olanların benzeri megolomanlıkları hoş olmasa da hoş görülebilir. Ama gerçeğe karşı yalanı savunanları olursa değerini kaybetmiş olur.
Ülkemizdeki eğitim sistemi beşikten mezara halkı aldatmak üzerine kuruludur. Gelişmiş ülkelerde de durum biraz daha iyi olsa da amaç aynıdır.


Alaeddin Yavuz
keykubat /
adilyargic/
adilyargicc