Kavganın sonunda ortaya çıkan tablo, Fetullah Gülen’in Işık ve Nur cemaatleri Gregoryen, Süryani Hristiyan Ermenilerin İslam maskeli örgütü olan Haşhaşiler, R.T.Erdoğan ve AKPsi de Asur imparatorluğu zamanından beri dağlara sürülmüş, kripto yaşayan Süryani, Nasturi Haramilere kökenleri uzanan iki kripto azınlığın devleti İslami Tarikat mantığıyla ele geçirdikleri ve çatışmanın da iktidar kavgası olduğu görüntüsüydü.
İktidar Harami, muhalefet Haşhaşi, ikisi de İngiliz, Amerikan ve Avrupa emperyalizminin, kısaca Hristiyan Yahudi temelli emperyalizmin intikamcı, kripto Ortodoks toplumlarının İslam adıyla Müslümanları işletip satıp, batılılarla ortak sömürdükleri düzenin iktidarı paylaşamayan haşarılarıydı.
Bu azınlıkların iktidar savaşı halka “ AKPnin terörle mücadelesi” olarak anlatılırken, asırlardır, bölgeye ihanet tohumu olarak ektikleri Kürtçülük kimliği altında, dinci, kinci, ırkçı Ermeni Haşhaşi ve Arami ya da Harami koalisyonu altında çalışan tam da şark ile garbın en az üç bin beş yüz yıllık savaş alanı olan Doğu Anadolu da her zaman canlı tuttukları bu Şark Çıbanının tasfiye ihtimali bile batıyı ürkütmeye yetti.
Ya bu çıbanlar patlayıp hastayi iyileştirirse endişesi olsa gerek, Cemaat tasfiyesinden Cumhuriyet Gazetesi, Pkk teröründen HDP milletvekillerini tasfiyesi en çok emek eden ülkeleri fena endişelendirdi.
Başta Fransa, Almanya. Hele Almanya, büyükelçimizi çağırdı, hükümet ve muhalefet kanadından defalarca başta Erdoğan’ı aşağılayan açıklamalar, A.B. dışına itmeler, eşeğe gösterilen değnek ucuna bağlanmış ot misali gösterilen aa verilmeyen A.B. serbest dolaşım hakkının kaldırılmasıyla ilgili tehditler... Yani vermeyecekleri ortadayken aldatmada kullandıkları vaatleriyle korkutmalar....
Bu azınlıkların iktidar savaşı halka “ AKPnin terörle mücadelesi” olarak anlatılırken, asırlardır, bölgeye ihanet tohumu olarak ektikleri Kürtçülük kimliği altında, dinci, kinci, ırkçı Ermeni Haşhaşi ve Arami ya da Harami koalisyonu altında çalışan tam da şark ile garbın en az üç bin beş yüz yıllık savaş alanı olan Doğu Anadolu da her zaman canlı tuttukları bu Şark Çıbanının tasfiye ihtimali bile batıyı ürkütmeye yetti.
Ya bu çıbanlar patlayıp hastayi iyileştirirse endişesi olsa gerek, Cemaat tasfiyesinden Cumhuriyet Gazetesi, Pkk teröründen HDP milletvekillerini tasfiyesi en çok emek eden ülkeleri fena endişelendirdi.
Başta Fransa, Almanya. Hele Almanya, büyükelçimizi çağırdı, hükümet ve muhalefet kanadından defalarca başta Erdoğan’ı aşağılayan açıklamalar, A.B. dışına itmeler, eşeğe gösterilen değnek ucuna bağlanmış ot misali gösterilen aa verilmeyen A.B. serbest dolaşım hakkının kaldırılmasıyla ilgili tehditler... Yani vermeyecekleri ortadayken aldatmada kullandıkları vaatleriyle korkutmalar....
Yoksa bu oyunlar da sadece hem halkımızı hem de bize yakın olan halkları tezgaha getirecek planları önceden hazırlanmış, şartlara göre de sürekli yenilenen bir senaryonun oynanması mıdır, göreceğiz.
Çünkü, başkanlık için direten bir cumhurbaşkanı ve partisi AKP ile TBMM partileri oldukça, devletin "federasyonlara bölünmesi" özleminden vazgeçilmemiş demektir. Başkanlık eşittir Federasyon, o da eşittir, devletin Kenan Evrenin 1980 cunta döneminde imzaladığı "8" parçalı federe Anadolu Cumhuriyetidir.
Bunca tutuklama, dökülen kanlar ne derseniz, on yıldır hükumetin dediklerini derim; "Her şeyi hazmettireceğiz, devletin bölünmesini de." Maden suyu, soda ile devletin parçalanmasını hazmettirecek değiller herhalde. Doğu Perinçek ve partisi kadar iyi niyetli olmak, bu şartlarda bence epey zor.
Herkesin bilmesi gereken, Haşhaşi kanadı hainliğinden dönmelidir, Harami kanadı da Haşhaşiler kadar mert olup azınlık yapılanması olduğunu itiraf etmeli ve bastığı toprağa sahip çıkmalıdır, ihanetten dönmelidirler.
Aksi halde kendi nesillerinin de köleliklerine ve uzak olmayan bir gelecekte yok edilmelerine zemin hazırlayanlar olacaklardır.
Azınlık örgütleri, kukla iktidarları uğruna biri ötekini tasfiye ediyor, askeri kanadı ülkenin güvenlik güçlerini, karakollarını bombalıyor, efendileri batıdan her türlü tehdidi savuruyor, bunlara yerli sivil toplum örgütleri, yazarlar, çizerler, hukukçular... ekleniyor ve diyorlar;
“Aman haaa, Avrupa Birliğinin, Güvenlik Konseyinin, ekonomik kurumlarının hepsinden atılırız, bunca yılın emeği boşa gider ayrılamayız yoksa batarız." Diyenler, artık, dinci, kinci, ırkçı, İslam ve Türkçülük ya da Kürtçülük maskeli cemaat iktidar heveslerini terk etmeli, batılı Haçlı dünyasının kendilerinin de içinde olduğu coğrafyamızı,kırparak küçük şehir devletlerine bölerek köleleştirmek istediklerini, kendilerinin de bu gemide olduklarını görüp işbirlikçiliklerini terk etmelidirler.İhanetin adı fikir ve vicdan özgürlüğü değildir.
Bence sizler bu devlette bunları savundukça batarız. Hepinize miadınız doldu diyecek birileri lazımdır.