RABİA ve EMİR
PEYGAMBERİN VE İSLAMIN DÜŞMANLARIDIR.
RABİA VE EMİR, PEYGAMBERE SUİKAST KURAN İKİ ARAP...
AKP'NİN, EL KAİDE'NİN, ONDAN DOĞAN IŞİD'İN, SELEFİ İSLAMCI MÜSLÜMAN KARDEŞLER ÖRGÜTLERİNİN SEMBOLÜ RABİA VE BUNLARIN ÇOK SEVDİKLERİ ADLARIN BAŞINDA DA "EMİR" ADININ GELMESİ TESADÜF MÜDÜR?
Cehenneme su, cennete ateş dökmeye giden deli Yezid Rabia |
Bunların geçen son 300 yıl içinde en tehlikelileri olan ve Mason inanışları barındıran, 1740’larda İngiliz rahip ajanları marifetiyle çıkartılmış yeni bir din olarak Osmanlı ulemalarınca sapkınlık olarak görülen ve asla “İslam” denilmeyen Vehhabilik dini ve bu din ile peygamberden sonra çıkan Selefi İslam akımının birleşmesi ek olarak Müslüman görünen Yahudilerin kurduğu tarikatların kurduğu bir tarikat akımıdır.
Rabia, Arap
dilinde “dördüncü” demektir. Filistin bölgesinde yaşayan Derezilerin kadın
ermişlerinin adıdır. Elmalı'lı Hamdi Yazır'ın Sabileri işlediği Bakara 62. ayet tefsirinde "dini mezhep ve tarikatlarla en çok bozanlar dediği Kufa, Basra Sabileridir" tanımını doğrularcasına, Rabia Adeviye de Basra'lı Yezidi bir kadındır. "Adeviye" Yezidi mezhebini kuran Şeyh Adi'nin adından türetilme, Müslüman görünen Kürt Yezidilerinin tarikatıdır. Yezidiler, deliler, saralılarda (epilepsi) keramet arayan bir inanışa sahiptirler.
Deliüüzaman-ı Said-i Kürdi, ve günümüzü çakma peygamber R.Tayyip Erdoğan da "okumadığını, her dediğini yasalaştıran bir deli devlet adamı rolü" oynarken bu Alevilerin, Yezidilerin ve Ortodoksların oylarını kapmayı hesaplamaktadır. Aynı zamanda peygambere sağlığında "bu ayeti hakkında bir daha Allah'a sor yoksa biz dine girmeyeceğiz" diye tehditler yapan, Allah'a ayet ısmarlayan, ona tuzak ve kumpaslar kuran Rabia kabilesinin de adıdır.
Deliüüzaman-ı Said-i Kürdi, ve günümüzü çakma peygamber R.Tayyip Erdoğan da "okumadığını, her dediğini yasalaştıran bir deli devlet adamı rolü" oynarken bu Alevilerin, Yezidilerin ve Ortodoksların oylarını kapmayı hesaplamaktadır. Aynı zamanda peygambere sağlığında "bu ayeti hakkında bir daha Allah'a sor yoksa biz dine girmeyeceğiz" diye tehditler yapan, Allah'a ayet ısmarlayan, ona tuzak ve kumpaslar kuran Rabia kabilesinin de adıdır.
Emir, İslam
öncesi, 360 puttan her birinin soyundan geldiğine inanan 360 Arap kabilesi
olduğunu Elmalılı Hamdi Yazır Kur'án tefsirinde İslam siyer, hadis yazarlarını
kaynak göstererek yazmıştır. Arapların, Allah’ın soyundan geldiklerine
inandıkları Arap beylerine verdikleri ad da Amir yani Emir’dir.
Arapça’da “A” sesi yoktur, Elif vardır. Bu yüzden Amir, Emir
okunur. Arap emirleri, Arap kabilelerinin hem ruhbanları hem de beyleridir.
Emir ile Feriha dizide. (Oyuncuların kabahati yok) |
AKP hükumetinin ilk zamanlarında zamanında yayınlanan "Adını Feriha Koydum" adlı bir
dizide çok zenginlerin oturduğu bir apartmanda kapıcılık eden ailenin fakir
kızı Feriha ile, İslam öncesi Mekke’de Kâbe çevresindeki genelevlerde kölelerini
çalıştırarak zengin olan Arap Emirlerinin çağdaş benzeri olan, pavyonculuk
yapan Sarrafoğlu soyadlı bir ailenin oğlu Emir’in aşkları bütün
genç kızları sarmış, evli kadınlar bile bu diziyi genç kızlarıyla birlikte
seyrederlerdi.
“Oğlu” ekini soy adlarında kullananlar çoğunlukla Yahudilerdir.
İshak peygamberin oğulları olan Yakup’un soyundan olanların Yakupoğulları,
Tüysüzoğulları, kıllı doğan Esav’dan, Tüylüoğulları gibi adlar ülkemizde de
yaygındır.
Hazar denizi çevresi Türkleri, Tatarları, Tacik ve Kırgızları arasında M.S.700'lerden itibaren Yahudi inancı yaygınlaşmış olduğundan, Cengiz, Timur akınlarıyla gelen Türkler arasında da bu Musevi Türkler de çok olduğundan, Selçuklu sonra kurulan Anadolu Beyliklerinin da adlarında bu "oğlu" ekini görürüz. Örnek, Dulkadiroğulları, Germiyanoğulları,Aydınoğulları, Ramazanoğulları gibi. Alevi Türklüğün ardında biraz bu Mesevilik vardır da unutulmuştur.
Oysa, Kırım'dan Kazakistan'a, oradan Türkmenistan, Tacikistan'a Musevi Türkler hala vardırlar. Bu gerçeklere bakarak, Musevilik-Yahudi düşmanlığı yapan Türkçü ve İslamcılar da akıllı olmak zorundadırlar. Anadolu Sünniliği de hiç bir Müslüman ülkesinde yaşanan bir İslami yaşam değildir. Kökeni Irak olmasına rağmen Irak'ta Şiiler daha fazladır.
Oysa, Kırım'dan Kazakistan'a, oradan Türkmenistan, Tacikistan'a Musevi Türkler hala vardırlar. Bu gerçeklere bakarak, Musevilik-Yahudi düşmanlığı yapan Türkçü ve İslamcılar da akıllı olmak zorundadırlar. Anadolu Sünniliği de hiç bir Müslüman ülkesinde yaşanan bir İslami yaşam değildir. Kökeni Irak olmasına rağmen Irak'ta Şiiler daha fazladır.
İşte, Musevi Bagratuni Ermeni, Gürcülerin yaygın olarak kullandığı, Davutoğlu (Davtyan) da yaygın Ermeni adlarındandır.
Malum dizide pavyonculuk
(pezevenklik) işiyle meşgul Sarrafoğlu ailesinin çapkın, yakışıklı oğlu Emir
kişiliğinde bu ad diğer AKP yandaşı dizilerde hala kullanılmaktadır.
Hazreti Muhammet’e
camide hutbe sırasında suikast kuran iki hainin de adları ne tesadüf ki Emir ve Rabia’dır.
Okuyalım;
13.R’AD SURESİ
(YILDIRIM SURESİ)
R’ad suresi,
Kur’an’da 13. suredir. 13. ayetin de tefsiri, peygambere camide tuzak kuran
Rabia aşiretinden iki kişinin olayı üzerine inmiştir.
Bu ikişi kişi
Rabia aşiretinden Erbed b. Rabîa ile Amir b. Tufeyl’dir. Amir de dilimize
“Emir” olarak geçmiştir.
Tefsir alıntısını okuyalım;
""13:13. “Gök
gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayı O'nu tesbih
ederler. O yıldırımlar
gönderir, onunla dilediğini çarpar. Onlar Allah hakkında mücadele edip duruyorlar. Oysa Allah'ın çarpması
pek çetindir.”
Elmalı’lı Hocadan
devam edelim Kuran tam bir mitolojiye dönüyor;
13:13- Ve ra'd, O'nu
hamd ile tesbih eder. Gök gürlemesi de O'nun yüceliğini dile getirir ve O'na
hamd eder. (Ra'd ile Berk anlamı için Bakara Sûresi âyet 19'a bakınız). Şimşek
ile birlikte olan ve daha sonra işitilen o gök gürlemesi, o yürekleri yerinden
oynatacak gibi tepede patlayıp, yerleri ve gökleri sarsarcasına ufuktan ufuğa
yayılan o çatlayış ve gürleyiş, Allah Teâlâ'nın nimet ve rahmetini, azemet ve
kibriyasını ilan ederek O'nun uluhiyetinin şanını tesbih ve tenzih eden bir
sestir ki, tesbihinin altında yatan mânâyı bütün âleme haykırır. Ya da
işitenlere bu mânâyı hatırlatıp telkin eder .
Rabia hakkında bir görüş. |
Melekler de O'nun
heybetinden, yani Allah'dan korktuklarından dolayı böyle tesbih ederler. O'nun
için gök gürlemesinin ardarda yankılanan sesi duyulur. Ve Allah şimşekler gönderir
de her kimi dilerse onunla onu vurur, o kimseye isabet ettirir, çarptırır,
yakar. Böyle olduğu halde, onlar (yani, o kâfirler) hadlerini bilmezler de
Allah'la mücadele ederler. Oysa Allah'ın havli ve kuvveti (ya da her türlü
hileye karşı tedbiri ve takdiri) pek şiddetlidir, çok çetindir.
Burada Erbed b.
Rabîa ile Amir b. Tufeyl olayına işaret olunduğu naklediliyor. Şöyle ki, meşhur
şair Lebîd b. Rabîa'nın kardeşi olan Erbed b. Rabîa ile Amir b. Tufeyl, ikisi
birlikte Hz. Peygamber'e gaile çıkarmak için gelmişler, mescide girmişlerdi. Peygamber
(s.a.v.) Efendimiz de ashaptan bazı kişilerle birlikte orada oturuyordu. Amir
çok yakışıklı idi, güzelliği ve şıklığı oradakilerin dikkatini çekti, ona
bakıyorlardı.
Amir arkadaşı
Erbed'e daha önce şöyle tenbih etmişti: "Ben Muhammed'le
konuşmaya başlayınca, yavaşça arkasına geç ve boynunu kılıçla vur"
demişti. Hz. Peygamber Amir ile konuşmaya başlamış, Erbed de arkasına dolaşıp
geçmişti, kılıcını bir karış kadar çekmiş, fakat Allah Teâlâ izin vermediğinden
tamamiyle sıyıramamıştı. Amir, ne duruyorsun, haydi dercesine gözüyle kaşıyla
işaret etmeye başladı.
Rabia'cı Recep Tayyip Erdoğan Süryani'si. |
Peygamber
Efendimiz de bu durumu gördü ve hemen "Ey Allah'ım, bu ikisine dilediğini
yaparak bana yardım eyle!" diye dua etti.
Defolup gittiler.
Allah Teâlâ, açık bir yaz günü Erbed'in
(Bin Rabia) tepesine bir yıldırım indirdi ve onu yaktı. Amir de kaçarak gitti, Beni Selul'den bir kadının evine indi.
Sabah olunca,
büsbütün rengi atmış ve benzi solmuştu. Sonra atına bindi, silahını çekti,
çölde bir yandan sağa sola at koşturuyor; bir yandan da "Çık karşıma ey ölüm meleği, haydi çık!" diyerek şiir sayıklıyordu ve "Yemin ederim ki, şu sahrada Muhammed ve onun koruyucusu olan ölüm meleği karşıma çıksa ikisini de mızrağımla deler
geçerim." diyordu.
Derken Allah Teâlâ
ona bir melek gönderdi, melek
onu bir kanadıyla çarptı, yere yuvarladı; o vakit dizinde büyük bir gudde, yani hıyarcık çıkmıştı, açıkçası
vebaya yakalanmıştı. Bunun üzerine o kadının evine geri döndü. "Deve
guddesi gibi gudde ve Beni Selul'den zavallı bir kadının evinde ölüm! Hayır
olmaz bu işte!" diyordu. Sonra yine atını istedi, bindi ve sürdü bir daha
geri dönmedi, at sırtında öldü.”
Rabia'cı Rize Rumları ne kadar Müslüman? |
İslam
dini ve peygamberin düşmanı Rabia kabilesinden Erbed b. Rabîa ile Amir b. Tufeyl’in peygambere kurdukları tuzak ile, asırlardır Müslüman
kimliğinde görünüp, batılı Hristiyanlardan aldıkları desteklerle zenginleşen,
onların baskılarıyla devletin başına geçirilen sahte Müslümanların onun dinine
kurdukları tuzak ve kullandıkları simge isimlerin de aynı olması sizi belki düşündürür.
Dokuz yıldır, AKP hükumetinin
İslam’ı bozan, Ortodoks Hristiyanlığa ve Ortodoks Yahudiliğe “Ilımlı İslam”
veya “Dinlerarası Diyalog” ya da “ Dinde Reform” gibi sözde yenilikçi, özünde
dini dönüştüren, putperestliğe çeviren “Müslüman görünümlü” gayrimüslümler
hareketi olduğunu yazarken hata etmediğimi bir kez daha kanıtlamış oldum.
Peygambere camide hutbe sırasında
tuzak kuranların adların simge yapan AKP iktidarı ve Müslüman kardeşler
hareketi olan El Kaide, IŞİD tayfalarının hakkında onlara bağlı olanlar tekrar
karar vermek zorundadırlar.
Müslüman dinine ve vatanına sahip çıkmazsa, eller onu istediği dine kolayca sokar, köle olarak kullanır, Kore'ye de Suriye'ye de, Nijerya'ya da koloni askeri olarak götürür, Müslüman kırdırır.
Sonra da tüm ahmaklığınızla bu uğurda ölen evladınızı şehit, gazi sanırsınız da büyük bir aldanışla aldanırsınız.
Biz Türkler, göçer, dünya malı kovalamayan, derdi otlak ve gırtlak olan, adaletli, inandığı zamanda bağlı olan insanlarız. Osmanlı bizi, üstün saydığı bu Rum, Arap, Ermenilerin devşirmelerini camide imam, orduda paşa göstermeye alıştırdığından, bunların ağızlarından çıkan her şeyi doğru saydırdığından biz bunlara aldandık.
Eeee, artık ya akıllanın ya da dinin de sizin de düşmanınız olanların kölesi olmaya devam edin.
Müslüman dinine ve vatanına sahip çıkmazsa, eller onu istediği dine kolayca sokar, köle olarak kullanır, Kore'ye de Suriye'ye de, Nijerya'ya da koloni askeri olarak götürür, Müslüman kırdırır.
Sonra da tüm ahmaklığınızla bu uğurda ölen evladınızı şehit, gazi sanırsınız da büyük bir aldanışla aldanırsınız.
Biz Türkler, göçer, dünya malı kovalamayan, derdi otlak ve gırtlak olan, adaletli, inandığı zamanda bağlı olan insanlarız. Osmanlı bizi, üstün saydığı bu Rum, Arap, Ermenilerin devşirmelerini camide imam, orduda paşa göstermeye alıştırdığından, bunların ağızlarından çıkan her şeyi doğru saydırdığından biz bunlara aldandık.
Eeee, artık ya akıllanın ya da dinin de sizin de düşmanınız olanların kölesi olmaya devam edin.
Takdir sizindir.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc