Sayfalar

8 Mayıs 2015 Cuma

BASİRETSİZLİĞİN İTİRAFI, İHANETİN İTİRAFIDIR.







Dün akşam, Uğur Dündar’ın programına katılan CHP Yalova  milletvekili Muharrem İnce kendisinin, diğer muhalefetin ve bürokrasiden basına hiç kimsenin göremediği bir gerçeği açıkladı.

Neymiş o gerçek?

AKP’nin 2007’lerden itibaren kamu kurumlarında örgütlenmesinin gerçek amacının, Atatürk rejimini tasfiye aşamasında, ordunun ve AKP siyasetlerine karşı olanların tasfiyesinde kullanılmak üzere yapıldığını kestirememişler.


Muharrem İnce, geçen yıl erken toplanan CHP kongresinde, bastırsa CHP genel başkanlığını alacağını göremeyip, başkanlığı elleriyle Kemal Kılıçdaroğluna teslim ettiğinde de, partinin Atatürk partisi olmaktan çıkıp, Müslüman görünen muhtelif Hristiyan mezheplerine ait dini gruplardan ve PKK’nın militan kadrolarından oluşan Kripto Ermeni partisi olacağını da kestirememişti.

Bu onun en önemli basirestsizliklerinden birisiydi.

Bireyin, tarihi ve güncel olayları inceleyerek gelecekle ilgili doğru tespitler yapmasına “Öngörü” eski Türkçe ile de “Basiret” denilir.

Öngörüsü çalışmayan, gelecek olayları kestiremeyen, bu yüzden sürekli başarısızlık yaşayanlara verilen ad “Basiretsiz” dir.
“Basireti bağlanmış” şeklinde deyim olarak kullanılır.

Bu halktan biri için kendini ilgilendirdiğinden sosyal tehlike oluşturmaz. Ama basiretsizlik veya “basireti bağlanmışlık” devletin iktidar ve muhalefet partilerinde, bürokraside yaygın hale gelmişse bunun nedenleri ciddi olarak araştırılmalıdır.

Devlet büyüklerimizin basiretsizliklerini aklımda kaldığı kadarıyla sıraladığımda, bu basiretsizliklerin devletin bağımsızlığından, halkımızın haçlı askeri, ülkemizin sömürge edilmesine uzanan sonuçlarını da belirlediklerini göreceksiniz.

1-İsmet İnönü ve yandaşlarının basiretsizlikleri  veya ihanetleri; Antiemperyalist siyaset izleyen, SSCB himayesinde bir Türkiye yapılanmasının getirdiği devrimleri geri sardıran ve İngiliz himayesinde yarı sömürge devleti savunan İsmet paşa-Nurcu/Kürtçü anlayuışın uygulanabilmesi için Atatürk’ün zehirlenerek öldürülmesi ve, 11 Kasım 1938 günü yapılanb darbeyi takiben “Tek Adam İsmet paşa” hükumetinin, 12 Mayıs 1939’da İngiltere Türkiye Kredi anlaşmasıyla devleti İngiliz, sırasıyla bu anlaşmayı diğer haçlılarla imzalayarak, haçlı sömürgesi haline getirmesidir. Bu yaptığının basiretsizlik olduğunu 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında, Türkiye’nin NATO’nun 1.Derece Savunulacak Ülke kategorisinden çıkartılması üzerine olası SSCB işgali korkusunun telaşıyla üniversitelerde ABD-Batı karşıtlığına dayalı solcu akımları kurması karşılık olarak ASALA’nın kurulup saldırtılmasıyla sonuçlanmıştır.
Bunu PKK takip edecektir. İsmet İnönü’nün bu basiretsizliği devlete bağımsızlığını kaybettirecektir.

2-İsmet paşa ile Adnan Menderes’in NATO müracaatları, her ne kadar 1943 Kahire toplantısında İsmet paşa’ya Churchil-Roosevelt taraından telkin edildiyse de A.Menderes’in Kore’ye asker göndermesi, ABD’nin yalan vaatlerine kanmasının karşılığını 1956’da görmesi, 1958’de SSCB’ye yanaşmasının karşılığını 27 Mayıs 1960 darbesi ile darağacında sallanarak görmesiyle sonuçlanan basiretsizlik.


3-Bülent Ecevit-Necmettin Erbakan’ın, İsmet paşa ile Adnan Menderes’in asla sokulmadıkları “Kıbrıs tuzağına düşme basiretsizlikleri ve bunu kahramanlık olarak satmaları büyük basiretsizliktir. Bu günlerde bu basiretsizlik hükumet, basın, yayın organlarınca detaylarıyla işlenecektir. Veya, bulaşılması gibi, Kıbrıs’ın elden çıkması da başarı olarak kakalanacaktır.

4-1968-1978 Sağ-Sol öğrenci olaylarının ülkemize bulaştırılarak, devletin üniversitelerinden ortaokullarına akdar bulaştırılan ayrımcılık ile yalnızca, “Osmanlı ve cumhuriyet tarihinin en eğitimli, hırslı, vatansevere eğitimini almış gençliğini 12 yıl boyunca tüketmesi, yetmezmiş gibi 1980 darbesi ile bu harcamaya idamlar, işkenceler ile devam etmesidir. Kendi halkına düşman bir devlet yapılanmasının basiretsizlikleri bunlarla da bitmeyecektir.

5-Geçmiş 12 yıl boyunca asla halktan, gençlikten iltifat görmemiş, uyuz, ırkçı, Amerikancı, faşist Kürt Abdullah Öcalan Ermenisine, Kenan Evren-T.ÖZAL-ABD pazarlığıyla M.İ.T’in kullanılarak PKK’nın kurdurulması, cezaevlerindeki solcu Kürtlere “Kürtlüklerinden dolayı işkence yapılıyor havası” verilerek devlet düşmanı edilmeleri, cezaevlerinden salınarak PKK’ya katılmalaya teşvik edilmeleri basiretsizliğinin bu gün sonuçları ortadadır. PKK’nın “Solc Kürtçü eğilimli” kurulmasında payı olduğpunu söyleyen prof. Yalçın Küçük’ün de “Pkk’yı SSCB-ABD dengesine göre kurduk, SSCB’nin çökeceğini öngöremedik” basiretsiziliğinin aslında bir ihanetin itirafı olmasıdır.

6-ABD derin devletinin ülkemizdeki yapılanmasınca seçilerek darbe yapması ve hükumet kurması sağlanılan Müslüman görünümlü Kenan Evren ile Turgut Özal Çemişkezek Ermenilerinin, bölücü Kürtçülüğü devlet ağzıyla ve olanaklarıyla başlatmaları, özelleştirme adına devletin kurumlarının elden çıkartılmasına başlanılmasını “ekonmik başarı” olarak halka satmaları bu gün de AKP’ye kötü örnek olmuştur.

7- T.Özal sonrası ANAP’ın başına, 1915 Ermeni tehcirinden kurtularak o zamanlar Rus Çarlığına bağlı olan Gürcistan’a sığınan Süryani, Ermeni isyancıların* Batum’a ve Rus işgalinde 60 yıl kalan Rize ‘ye yerleştirilmiş asilerden gelen Mesut Yılmaz’ın içinde bulunduğu hükumetlere devletin teslim edilmesi ve aynı grup asilerden olan, yapacakları daha 1992 İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında görülen Recep Tayyip Erdoğan ile devletin tasfiyesine taç giydirilmesi basiretsizliğidir.*(Gürcistan’ınAvrupa parlamentosuna verdiği 2003 Gürcistan Azınlık Raporu Tıkla)

8-R.T.Erdoğan’ın ona çok karşı olması gereken CHP desteğiyle siyasi yasaklarının kaldırılması basiretsizliği.

9-Muhalefetin, Ergenekon komplosuna rağmen 2009’a kadar hiç bir şeilde muhalefet yapmaması ve hükumet sıkıştıkça destekten kaçınmaması basiretsizliği.

10-1946 yılında Pembe Köşk’te İsmet İnönü-Celal Bayar-Adnan Menderes arasında yapılan “Şike=Muvazaa” gereğince CHP’nin iktidarı Nurcu-Işıkçı Sünni İslam olarak bilinen Ortodoks Hristiyanlardan dönme tarikatlar hükumetine teslim etmesi ve hükumet olmak için çaba göstermemesi. 1923-1950 arası 27 yıllık kuruluş dönemi hariç CHP, 1962-65 arası “3” yıl, 1972-74 CHP-MSP “2” yıl, 1979 “1” yıl toplam “6” altı yıl dışında iktidara oynamaması, aynı yapılanmaya devleti teslim etmesi basiretsizliğidir.

11-AKP’yi iktidara taşıyanların, 2003 Irak işgaline dair TBMM kararı, 2008 Gürcü-Rus savaşını, 2011’de Libya, Suriye işgallerinde devlete işgalci NATO devletlerince verilecek “muharip güç görevini” öngöremediklerinden üstü çizilen R.T.Erdoğan’ın gözden düşmesine neden olunması, terör örgütlerini destekleyen ülke durmuna düşülmesi basiretsizliği.

12-Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın emriyle başlatılmış, ABD karşıtı ordu, siyaset, basın mensuplarının tasfiye edilmesi operasyonlarının büyük hata olduğunun herkesçe yazılıp çilip, yüzlerine söylenmesine rağmen ısrarla yürütlmesi. Yıllar sonra R.T.E’nin “Kandırıldım” diyerek basiretsizliğini itiraf etmesi.


13- Atatürk rejimini ve cumhuriyetini korumak adına darbe ve muhtıralarla devletin işleyişinden gençlerin katledilmesine kadar her türlü ihnaete sebep olan ordunun nedense hep Atatürk rejimini ve cumhuriyetini yıkmaya yemin etmiş, Şeyh Sait, Dersim isyancılarından Ermeni tehcirinden, cumhuriyet dönemi mübadelelerinden kurtulmak için “Müslüman olmuş, ama devleti yıkmaya yemin etmiş” Yezidi Kürtleri, Gregoryen Ermeni, Ortodoks Rum ve Süryani döenmelerine devleti teslim etme basiretsizliği veya ihaneti.

14-2015 Haziran genel seçimlerine katılan bütün TBMM içi ve dışı mecise girmeleri düşünülen siyasi partilerin tümünün de 13. maddedeki azınlıklardan oluşturulan üyelerden mürekkep olmaları ve 2018 yılına kadar devleti “konsensüs ile tasfiye edecek” koalsiyon yapılanmasının seçileceğini görememe basiretsizliği.

CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce’nin devlet ve siyasetiçindeki basiretsizliği itiraf ederken söylediği “Kimse AKP’nin TÜBİTAK örgütlenmesini delil karartmada kullanacağını göremedi ben de dahil” demesindeki basiretsizliğin bir daha tekrar edilmemesi için ben uyardım.

Kimse uyarmadı denmesin.

Zira emperyalizmin hedefi Büyük İskenderden beri değişmemiştir. Değişen sadece zaman, insanlar ve işgal araçlarıdır.



Kimse basiretsizlik mazereti üretmesin.


2015 Haziran seçimlerinde, AKP hükumetinin yıkılarak yerini koalisyona bırakacağı, devletin 1918 yılına kadar tasfiyesini de bu koalisyon hükumetinin ve dışarıdan sokulacak Vatan Partisi gibi ufaklıkların da katılımının sağlanarak “konsensus ile rejimin ve devletin parçalanağı” görülmektedir.

Oysa ihanetler resmen ilan edilmişti
2015 seçimleri, TBMM içi ve dışından meclise sokulacak zıt görüşlere sahip ama aynı kripto azınlık yapılanmasına mensup “dindar, kindar kripto gayrimüslüm yapılanmasının seçimi” olacaktır.

Hepsi, Şeyh Sait, Dersim, Babanzade bilmem ne Kürt adı altında gizlenmiş, Süryani, Ermeni, Rum, Arap isyancılarının “devleti yıkmaya yemin etmiş, bu yemin gereğince sinsice devletin içinde örgütlenmiş oğulları, torunlarıdır.”


Geçmişi asırlar evveline uzanan dindar, kindar gayrimüslümlerin, “Müslüman veya Türk” maskeleriyle devlete ihanet basiretsizlikle açıklanamaz.

Recep Tayyip Erdoğan, "Türgevle çalmaya, çabalamaya devam edeceğiz" diyor.
Bazen Allah söyletiyor" misali kaçırdıkları olmuyor değil. :)


İNGİLTERE GENEL SEÇİMLERİNDE MUHAFAZAKARLAR GALİP.



Muhafazakar David Cameron

Ortodoks Hristiyan Süryani
devşirmesi R.T.Erdoğan ile.
İkisi de Muhafazakar.
Seçimlerden David Cameron'un muhafazakar partisinin 332, İşçi partisinin de 232 milletvekili sandalye çıkaratacakları kesinleşti. Kraliçe Elizabet ile Buckingham'da görüştükten sonra hükumet görüşmeleri başladı.

İşçi partisi başkanı Ed Miliband,istifa edeceğini yerine Harriet Harman'n görevi alacağını açıkladı.
Bizdeki gibi muhalefet partisi başkanlığı memuriyetine soyunma merakının İngiltere'de uygulanmadığına, 228 sandalye çıkarmasına rağmen görevi terk eden parti başkanlarına tanık olmamız, yarı İngiliz-ABD sömürgesi olmamıza rağmen oldukça ilgi çekici bir zıtlıktır.

Ed Miliband. Yarım yüzyıldır
hükumet olamamış partileri-
mizin başından ayrılmayan 
mallara örnek olacak adam.
Müslüman görünümlü, kripto Ortodoks Hristiyan, Yahudi devşirme siyasilerimizin, kendilerini son 200 yıldır başımıza musallat eden efendilerinden ibret almamaları amaçlarının hizmet etmek değil, halkımıza hezimet yaşatmak olduğunu düşündürmektedir.

Bu sonuçlara rağmen İngiltere'de "iki partili" bir koalisyon hükumetinin kurulması da seçenekler arasındadır.

ABD'de demokrat partinin çıkardığı başkan Obama'nın sematoda çoğunluğu muhafazakarlar kaptırması ile İngiltere'de muhafazakar partinin seçimlerden galip çıkması dünyanın kaderini belirleyen iki büyük devletin dünyamıza vereceği şekli de tahmin etmemizi kolaylaştırmıştır.

Demokratların, yumuşak emperyalist siyasetlerle egemenlik kurmala gayretlerinin işleri uzatarak sıkıntılara neden olduğu, safahata alıştırılmış İngiliz ve ABD halklarının bozulan rahatlarının Muahafazkarlarla sağlanacağına karar verdikleri görülmektedir.

Tarih boyunca, sömürge devletlerde ve etki alanlarındaki ülkelerde işgalci, yağmacı, köktendinci, gerici ihanet örgütlenmeleri destekleyerek çıkarlarını koruyan muhafazakarların muhalefet 104 sandalye fark atması, 2015'ten itibaren yeryüzünde sert, işgalci, çok kan döken politikalara tanık olacağımızın işaretidir.

Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc