Sayfalar

8 Ekim 2014 Çarşamba

DELİRTEN BİR TİYATRO OYNANIYOR



Türkiye IŞİD'i destekliyor
Türkiye PKK ile çözüm sürecini görüşüyor.
Türkiye, ABD'nin emri, R.T.E'nin kavli ile PYD terör örgütünün başıyla cumhurbaşkanından bakanlar kuruluna kadar herkesle açıktan görüşüyor.
Türkiye, görüşme sonrası PYD'den terör örgütü diye bahsediyor.
Türkiye, PYD-PKK tarafından IŞİD'e her türlü destek vermekle suçlanıyor.
Türkiye, PYD,PKK tarafından "düşman ülke" ilan edilmiştir, ve 30 yıldır süren terör olaylarında 50.000 kişi öldü.
Türkiye, Suriye, "Ayn el Arap" (Arap Çeşmesi şehri)'ndeki IŞİD işgaline ordusuyla müdahale etmeye ABD ve terör örgütünce zorlanmaktadır. Dün gece çıkartılan olaylarını bastırmak için bütün şehirlerinde olağanüstü hal ilan etti.

Türkiye, den PYD, PKK ağır silah istiyor.
Türkiye, PKK terör örgütünce çıkartılan ülkedeki bütün eylemlerin sonucunda iki günde 19 ölüm yaşandı.

PKK, KOBANE'de ve Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda resmen tanınmamış eyaletler ilan ediyor, polis, asker, hakim, savcı, vali, kaymakam atıyor, her gün polis asker öldürüyor, Karakollar basılıyor, devriye gezen polis ve askerler sniper atışlarıyla öldürülüyor, okullar yakılıyor, Kürt okulları açılıyor, öğretmenler tayin ediyor, devlet kapatıyor onlar açıyor ve "tam bir itaatsizlik" yaşıyor.

IŞİD, C.İ.A tarafından kuruluyor, başta ABD, İngiltere, A.B ülkeleri tarafından her açıdan destekleniyor, hatta komutanlarının Fransız Lejyoner generali olduğu basında yayınlandı.
Son bir kaç aya kadar adı anılmayan IŞİD bir anda Suriye'nin kuzeyinden çıktı, kuzey Irak'a oradan Bağdat'a kadar indi.

Alevi, Şii, Yezidi, Süryanileri dağıttı, Yezidi Kürtleri korumak isteyen PKK-PYD'ye saldırdı, hepsini kuşa çevirdi.
Amerika telaşlandı hemen havadan  IŞİD'e saldırdı. İngiltere, Fransa doğrudan, diğerleri kerhen destek verdi.
Rusya-Çin ABD'yi hizaya çekti.
Avrupa Birliği, A.B'nin Türkçe yayın yaptığı Euro Tv'de, yayınlanan programlarda A.B'nin Amerika'dan kopması iki gün önce tartışıldı.
Amerika'nın IŞİD'e koalisyon saldırıları sürdürüyor, elbette şartlara uygun olarak. Türkiye'ye gir hadi diyor.
Türkiye çekingen.
 Sen misin çekinen.
Dün Van Başkale'de yakılan Atatürk heykeli
Türkiye'nin her yeri alevler içinde.

Olayların başladığı dün 07.10.2014 günü 19 ölü.
Her yerde sokağa çıkma yasağı, OHAL.
PKK Tv, dün gece yarısı evlere gitmeyin sokakta kalın emri verdi. Bir sayfalık bildiri militanlara iletildi.
Görsel ve yazılı basın sustu, olaylar hakkında Terör örgütünün Tv'leri, son zamanda Terör örgütü ile ortak hareket eden CHP'nin yayın organı Halk tv, Ulusal kanal biraz bilgi veriyor. Ulusal kanal, generallerin serbest bırakılmasından sonra eski Türk filmleri yayınlayan bir kanal oldu. Son derece uysallaştı.

Türkiye doğrudan savaşa itiliyor.
Suriye! diye direniyor, biliyor ki Ruslar karışacağından "gir" diyemeyecekler.
Emir geliyor;
"Suriye'ye gerek yok. IŞİD'e dal.

Türkiye direniyor;
"Kuzey Suriye'yi uçuşa kapalı hava sahası ilan edin"
Sen misin diyen. Terör örgütü eylemleri aynen azıyor.

Özellikle doğu, güneydoğu Anadolu'da, İstanbul, Adana, Mersin'de polise silahlı saldırılar var.
Şu an haberlerde ölü sayısı "23" olarak açıklandı.
Bütün şehirler ateşler içinde.

Bu tiyatroda en ilginç konu, PKK-PYD-ABD'nin Türkiye'yi, PKK-PYD yanında IŞİD'e karşı savaşa zorlamalarının yanında bunların Türkiye'den yardım istemesi.

Sen Türkleri 100 yıldır düşman ilan et, 30 yılda 60.000 kadar insan öldür, memleketin her yerini ateşe ver.
Sonra, o orduyla "yan yana" IŞİD'e karşı savaşmaya davet et.

Aklı başında birisi, bunca kinden,düşmanlıktan sonra, böyle öneri bile gelse ret eder.
Oysa bunlar üstüne devletten maaş ta alıyorlar.
Hakkari'de bayrak yakıldı.
Mecliste PKK-APO bildirileri okuyorlar, devleti TBMM'nin içinde tehdit ediyorlar.
Çıt yok.
Terör örgütünün eylemcileri, polise, askere silahla saldırıyorlar, özellikle Atatürk heykellerini ve bayrağımızı yakıyorlar.
Sen hem kendini devlet  olarak kendini ilan et, hem de seni korumak için beni yanında, seninle savaşmaya davet et, hem de kutsalım olan bayrağımı, Atatürk heykellerimi yak.
İçinde masum sivil yolcuları taşıyan toplu taşım araçlarını yolcularıyla yak.
Asker, polis, resmi, sivil ayırmadan öldür, resmi, sivil kurum ve kuruluşları yak.
Sonra, seni korumamı, silahlandırmamı, senin için ölmemi iste.
Yüzsüzlükte, hırsızlıkta, arsızlıkta ne terör örgütlerinde nede hükumette sınır yok.
Terör örgütü ve hukümet, hepsi aynı kökten bu devleti bu günlere getirmeye yemin etmiş, dini siyasi ihanet yapılanması.

30 yıldır, PKK'ya bir nokta koyamayan, siyasi ve askeri otoritelerin yarattığı eziklik, IŞİD'in PKK'ya saldırmasıyla, onu ezmesiyle IŞİD hayranlığına dönüşüverdi.
IŞİD'e otobüslerle kadınlı erkekli katılımlar arttı.
Dün terör örgütü Tv'leri, Batman'da polisin "IŞİD" sloganlarıyla PKK'lı göstericilere saldırdığı haberi verildi.
Amerikan CNN Tv, dün bu haritayı yayınladı Türkiye'yi böldü
Bu akşam, Samsun'da terör örgütü mensuplarının üzerine saldıran Samsunlular da "IŞİD sloganları atmışlar.
Halk, devletine güvenine kaybetti,
Kürtlere saldırdıkları için, polisleri bile IŞİD hayranı olup, onun adıyla slogan atıp, manen ondan güç almaya başladıysa, PKK-PYD ve öteki Kürtler ile işbirlikçisi batılı devletler kendilerine şu soruyu sormalıdır;
Bunları terörist Kürtlerle yan yana koyarsak bunlar IŞİD ile bir olup bizim kıroları öldürmezler mi?

Sonuç ne olabilir?
Türkiye, halkıyla, hükumetiyle IŞİD'e kayma yapıyor, IŞİD, terörist, Türkiye terörü destekliyor suçlamasıyla, bizi de IŞİD bahanesiyle işgal edecekler.
Böylece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye dahil bölge devletlerini tasfiye görevi yerine gelmiş olacak.
Bütün muhalefet de ona destek olacak, Bu iğrenç tiyatro midemi, aklımı her şeyimi bulandırdı.
İğrenç mi iğrenç.
İngiliz siyasetçi ne demiş;
"Siyaset yapımı sosis imalatına benzer." Ekleyelim, "siyasi konular konuşulurken iğrenç olur ama yerken iyi gider." Bu da benden.
İyi de, biz bu iğrenç seyirden ne kazanır, ne yeriz?
Bence sadece babayı!
Çünkü batının hileci tanrısı Hermesin sembolü budur;
İşte BABA!
Eski Yunan'da Bereket Tanrısı Hermes adına
dikilmiş bir kilometre taşı.




Saygılar.

Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc

7 Ekim 2014 Salı

800 YILLIK HAİNLER, BİZİ IŞİD'LE KORKUTAMAZ!


Geçmiş yazılarımda yazdım. 
Taliban terör örgütü kullanılarak 1979’larda SSCB Afganistan’dan çıkartıldı. Ama, Afganistana giren haçlı orduları ülkeden çıkmadı. Taliban tatsızlık vermeye başladı, “işiniz bitti gidin” gibisinden.

Hemen El Kaideyi yerleştirdiler. Bu örgütü büyüterek, 11 Eylül 2001 New York İkiz Kule tezgahını bu örgüte yamayıp, Haçlı seferi başlattılar, 2001'de Afganistan yeniden işgal edildi.
2003’te Irak işgali ile başlayan Müslüman dünyasının yeniden işgali, 2011 yılına kadar, Somali’den Mısır'a oradan Cezayir'e, Fas'tan Nijer'e kadar uzandı.
El Kaide bile "Işid ile bağlantımız yoktur"
demek zorunda kaldı.
2011 Libya işgalinin ardından haçlı lejyoner ordusu olan El Kaide ve ondan türetilen Afrika ülkelerinde faaliyet gösteren örgüt elemanları Süryanilerin idaresinde bulunan Lübnan üzerinden Suriye’ye girdiler.
Suriye’de “Nasturi (Nasıralılar-Irak Şubba Sabilerinin dininden Sabi Hıristiyan) idare var diye, Esad rejimine cihat başlattılar. Oysa onlar da Osmanlı çökünceye kadar sizin gibi batıyla işbirliği yapan hainler oldukları için orada iktidar edilmişlerdi. Ama , artık değiştirilme zamanları geldiğinden değiştirilmeleri gerekiyordu. Onlar da Ruslarla işbirliği kurdular, iş karıştı. Şu an en vatansever  onlar oldular.

Oysa, ne Taliban ne de El Kaide dört mezhepten birine inanan Müslüman örgütler değildi. İkisi de 1740’larda İngiliz Ajanı Hemper’in Necd’li Mehmet Abdülvahhap’ı kullanarak yaydıkları, “kendilerini Rum/Grek” sayan Necd çölü Araplarına benimsettikleri Hermetik Vehhabi diniydi. Osmanlı yıkılıncaya kadar hiç bir Osmanlı şeyhülislamı Vehhabiliği İslam saymadılar, “Vehhabi dini” dediler.

Suriye’ye giren örgütlerin ise Vehhabilerin de sevmediği, Selefiler olarak bilinen, Süryani, Yezidi, Kıpti, Sabiliğe dönmüş, Müslüman gibi ibadet eden Yahudilerin harmanı bir inanca sahiptiler. Her neyse, bu dinlerden İslam’a geçenlerin asırlar önce kurdukları bozuk tarikatların “Sünni” maskesi giymiş halinin 19.yy. İngiliz Mason İslami dinlerinden olan Efganilik, Nurculuk, Bahailik gibi sapkınlıların da barındırıldığı, “batı emperyalizmini dinin koruyucusu” gören, milli değerlerini yitirmiş bir inanca sahip oldukları açıktır.

Bunların hiç birisi de Yezidi, Zerdüşt ve öteki şeytan ibadeti içeren dinleri de sevmezler. Gregoryen, Protestan, Yezidi, Zerdüşt Kürt, Ermeni, Süryanilerden oluşan, resmi dinini geçtiğimiz yıl “Kürt Yezidiliği” olarak ilan eden, geçen yaz da Diyarbakır toplantısında, demokratik, katılımcı Sünni İslam’a girmiş Gregoryen Ermeni İslam’ı olan Işıkçı Gülen İslam’ında karar kılan PKK, bozuk Yahudi tarikatında olan putperest Barzani Kürtleri IŞİD ve onu destekleyen Vehhabi Suudilerce sevilmezler.

Kürtlerin, işbirlikçilikleri Türkiye’de devlet idaresini Sünni İslam maskeli Nurculuk, Gülencilik tarikatlarıyla ele geçirmiş Süryani ve Ermenilerle paylaştıklarının ortaya çıkmasıyla, Arapları endişeye düşürmüştür.
İran Nur Mason Locası sembolü
Nasturi Esad’ın da verdiği destek ile IŞİD, hedefi Alevi Arap, Türkmen, Kürt ve Yezidi Kürtleri, ile Süryaniler, Sabiler olarak belirlemiştir.
Kürtlerin devlet ilan etme havasına kendilerini fazla kaptırması sonucu, AKP hükümetini de durmadan tehdit etmeleri, AKP’yi IŞİD üzerinden oynamaya zorlamıştır.
AKP, bunu gönüllü olarak değil, hem içeriden hem de işbirlikçisi Arap ülkelerinden gelen baskılar yanındaki IŞİD’i bölgede daha büyük rollerde kullanmak isteyen Küresel sermayenin de el altından her türlü destek ve emirleri doğrultusunda yapmıştır.

Haçlı ülkelerinin, 2011 yılında Suriye işgaline başladığı sırada, Rusya’nın “ikinci kutup” olarak ortaya çıkmasıyla değişen dünya siyasi dengesi yüzünden Suriye işgalini bırakarak, Esad rejimini yandaş bölge ülkeleri üzerinden destekledikleri terör örgütü ile devirme çalışmalarının sonuçsuz kalması da PKK ve diğer Kürt kukla devletçiklerinin gözden düşmesine sebep olmuştur.

Böyle olunca da IŞİD’e gün doğmuş, Kürtlerin canına okumaya başlamıştır.
Pkk yandaşları sıkışınca, solculuğa,İslam'a sığınıp her kesimden yardım istemektedirler.

Oysa, Kürtler 800 yıldır kaderlerini Süryaniler, Sabiler, Yahudiler, Süryani ve Gregoryen Ermeniler, Zerdüşt, Musevi Kürtler ile birleştirdiler.

Az çok, yanımızda olan Nakşibendi ve Şafi Kürtlerini de son yüzyılda Nurculukla devşirdiler.
1200’lerden beri, Kürt-Ermeni-Süryani+ Gürcistan+Vatikan+Bizans ve Rusya ile birlik oldular. Özellikle, Osmanlının çöküş dönemi olan 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması ile Ruslara verilen, “gayrimüslümlerin hamiliği” hakkından “Biz Müslüman değiliz” diyerek yararlanmışlar, 1863 yılında Abdülaziz’in Fransa'nın desteği ile isyanları bastırmasına kadar “90” yıl Osmanlıyı Eskişehir’den doğuya sokmamışlardır.
Bu gün kışkırtmaların sebebi Kafkas ve Irak
petrollerini güvenliğidir.
Geçmişte ise, Türklerin Anadolu'dan atılmasıydı.
Bunu yaparken de ne zaman devletin bir askeri birliği bunların canına okusa, hamileri olan devletlerin başlarında duran elçilerinin, Osmanlıyı işgal tahditleri ile kendilerini kurtarmışlar, devletin hükümetini ele geçirmişler, kendilerine zarar veren devlet adamlarını İngiliz sicimiyle astırmışlar, dini kendi şeytan ibadeti dinlerine göre yoran “çarşaf-peçe; sarık-cübbeyi” esas alan sahte İslam’ı topluma enjekte etmişlerdir. 

Oysa bu giysilerin kutsallığı Kur’anda değil, Sabi Hıristiyanlarının "Cin Ze Di Rabba(Öğretmen ZE CİN'İ)” adlı kitaplarında emredilmektedir. Müslüman Arapların da bu kıyafeti terk etmemelerini kullanarak bu kıyafeti İslam diye topluma enjekte etmişlerdir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bunların başlarını ezdiyse de onu da zehirleyerek öldürdükleri 11 Kasım 1938 tarihinden sonra, önce Sabetayist Ermeniler (Müslüman’ız diyen), Alevi Türk, Arnavut ,Kürtlerden oluşan İsmet paşa hükümetleri döneminde de bu çarşaf-peçe tayfası yer bulamamıştır.
Menderes döneminde devleti işgal etmeyi başardılarsa da 27 Mayıs 1960 darbesi ile kısmen dışlandılar.
 Bu işbirliğinin yeniden ulu orta yapılması Turgut Özal döneminde başladı.


Bütün bu ihanetler, keşifler çağından muzaffer çıkan batının baskıları, azınlıkları kışkırtan Haçlı tutumları sayesinde olabildi.
Son 30 yıldır PKK terörü, devleti “sekiz eyalete” bölmeyi ABD ile imzaladığı anlama ile kararlaştıran Kenan Evren cuntası zamanından beri devlet eliyle üretildi, batı tarafından korundu, teşvik edildi.

Her şey Sosyalist SSCB bloğunun olduğu "çift kutuplu" dünyaya değil, SSCB'nin tasfiye edilmiş, "Tek Kutuplu" Amerikan İmparatorluğu şartlarına göre hesaplandı.
Yıllardır,bütün aklı selim herkes, "PKK ve ona içeriden destek verenleri uyardı, sağduyuya çağırdı.
Tamam, PKK isteseydi daha fazla kan akıtabilirdi, yapmadı. Yapsaydı, bu günlere gelmeden çıkacak tepkiler, PKK’nın kökten kurutulmasına da sebebiyet verebilirdi. Bu milletin ekmeğini asırlardır yiyip, onun ekmeğiyle, vergisiyle Kürt ordusu kuracaksın sonra da en büyük düşmanlığı yapacaksın? İç savaşa neden olabilecek bu işin tercih edilmemesi ayrılıkçı ihanet şebekesinin hesabına gelmediği için yapılmamıştır. Zira batıda yaşayan Kürtler PKK siyasetlerine hoş bakmamaktadır.
Biz de zamanında onları kıymamışız, soylarını kırmamışız, aksine aramıza geldiklerinde iş, yer, kız alıp vermişiz, onlara yaşama, zenginlik, bizler gibi sosyal hakları vermişizdir.
Afganistan dağlarından çoğunu Yavuz Selim’in emirleriyle getirmişizdir.

Şimdi, Haçlı sermaye Rusya’ya rağmen bölgeyi işgal etme mazereti yaratmak için IŞİD'i kurdu., Kürtlerin üstüne saldırttı. IŞİD işe başlar başlamaz, işgal arzusuyla yanıp tutuşan ABD havadan anında yardımlarına da yetişti. O, “bölgeye girmek için” aradığı mazereti buldu.
Tuhaf olan, IŞİD'in inatla Kürt terör örgütüne saldırıları arttırmasıysa da yukarıda bunu açıkladık.

IŞİD-PKK +ABD kayıkçı kavgasında, aynı merkezden C.İ.A'dan ve A.B'den beslenen iki terör örgütü, danışıklı dövüşmektedir.
Ama oynanan tiyatronun rolleri gerçektir. Yani ölümler televizyondan olayları seyreden batılılar için heyecan verici olsun diye (!) gerçekleştirilmektedir. Ölüm olmadıkça emperyalizm hangi gerekçeyle müdahale edebilecek hakka sahip olacak ki?
İnsan hakları, müttefik güçleri korumak v,s. bahaneleri ancak ölümleri delil göstererek “müdahale hakkı olduğunu iddia edecektir.
Bu kadarcık bir tiyatro sahnesine bile dayanamayan Kürtçü işbirlikçi terör örgütleri, bölgede 30 yıllık tecrübelerine rağmen, 30 yıldır DÜŞMAN" ilan ettikleri Türk ordusundan yardım istemeleri gülünçtür.

IŞİD İmamı Ebubekir El Bağdadi ve
ABD senatörü John Mc Cain

"Biz düşersek, siz de düşersiniz" tehdidi de çok yakışıklıdır(!).
AKP hükümetinin de amacı zaten budur.  Böylece haçlı orduları,“IŞİD terör örgütünü desteklemekle suçlayıp bizi de işgal edebileceklerdir.

Tayyip Erdoğan ve AKP’sini görevi ülkemizde dahil bölge devletlerini tasfiye etmektir. Tasfiye de ülkemizde iç karışıklık çıkartamadıkları için “yabancı işgali” ile olacaktır. İşgal gerekçesi de IŞİD’i desteklemek olacaktır.

Bu gerekçeyi yaratmak için AKP hükümeti size yardım etmez, edemez.
Çünkü emir öyle.
Şimdi siz çökeceksiniz, işiniz bitti.
IŞİD gelişecek, işgal büyüyecektir.

Biz Türklerin kaçıp kaçmayacağı tarihte bellidir. Başımızdaki, ne devlet ne de ordu bizden değil sizdendir, efendilerinizden yanadır.
Başımızdaki devlet hain de olsa toparlanmasını biliriz.

Tekrar ediyorum;
Bizlere 800 yıldır gizli açık düşmanlık eden Yezidi Kürtleri, Süryaniler, Ermeniler bu gün Müslüman görünümünde devleti batılı sömürgecilerin destekleriyle işgal etmişlerdir.

11 Kasım 1938'den beri işgal altında olan cumhuriyette devletin bütün kadroları azınlıklarca işgal edilmiş olmasına rağmen Kürtler hala Türk adını ağızlarından düşüremiyorsa onların yıllardır verilen her türlü desteğe, eğitime, korumaya rağmen bir şey beceremeyeceklerini gösterir.
Dediğim gibi Kürtler bitmiştir. IŞİD karşısında toz duman olmaları, onların “emperyalizme hizmet edecek askeri güç” olamayacaklarını göstermiştir.
Türkiye'de iktidarı ele geçirip, Türk ve Müslüman dünyasına yaklaşık 80 yıldır kazık atan, emeğini sömüren, evlatlarını alan, malını, devletini yağmalayan Kürt-Ermeni-Süryani ihanet çetesi deşifre olmuştur.

IŞİD ile puan toplama derdine düşmüşlerdir. Deşifre oldukları için batılı güçler de onlardan kurulmak istemektedirler.
Olay bitmiştir.
Avrupa Amerika ile arasına mesafe koymaktadır. İkinci üçüncü bloglar çıkmak üzeredir.

Küresel zafer kazanan galipler, zaferlerini aşağılık işbirlikçilerle paylaşmazlar. Eğer yenilirlerse işbirlikçilerini kendileri temizlerler, ki tazminatları düşsün.

Şimdi hangisi oluyorsa o olacak ve işbirlikçiler, işi biten köleler gibi satılacaktır veya bitirilecektir ki ileride başına dert olmasın.


Buna AKP ve ona destek olan sermaye de dahildir.

Kürtlere Türklerin yardım edecek halleri de yoktur, çünkü, devlet kendilerinin elindedir.

Bizi ince işlerinize bulaştırmayınız.
Bizi IŞİD'le Mışid'le korkutamazsınız, Bizim devletimiz de ordumuz da yok.

AKP hükumeti ile muhatap olurken lütfen TÜRK adını ağzınıza almayın.
Çünkü onlar sizin yaratıcı tanrılarınızdır, sizin gibi aldıkları talimatları uygulamaktadırlar.

Sonuç olarak, I.Dünya Savaşında olduğu gibi, sömürgeci devletler size gene bir Kürdistan ve Ermenistan hayali sattı, hayali bir devlet haritası çizdi, sizi umdurdular, heyecanlandınız, coştunuz, Avrupalara işçi diye aldılar, eğittiler, devletin bütün bürokrasisine sizi koruyacak adamlar tayin ettiler, paralar, silahlar verdiler, eylemlere geçtiniz, karakola düşen eşkıyalarınız için bile büyükelçiler düzeyinde size destek olup, A.B parlamento üyeleri Claudia Ryth'lara TBMM kapılarını tekmelettiler, yasalar çıkarttırıp, sizleri azad ettirdiler.

Yollara döşediğiniz mayınlarla, sizden habersiz, şehir içinde devriye gezen asker ve polislerimizi kalleşçe sniper* atışlarıyla uzaktan vurmanızı zevkle seyrettiler.*(gizli yerden dürbünlü tüfekle yapılan atış)
Sizi karpuz büyütür gibi büyüttüler, çocuk gibi kolladılar.Boynu bastırılmış güvenlik güçlerine karşı savaşmak kolaydı, 30 yıldır, askeri eğitim verdiler,siz de kahraman olduğunuzu sandınız, ama ilk defa ciddi olarak, haçla lejyoner askerlerden oluşan IŞİD ile sınava tuttular. Onların boyunları serbessti, sınır tanımadan size saldırdılar, eh haliyle silahları da sizden iyiydi.
Böyle bir saldırı görmediğiniz için şoka girdiniz, uğraştınız ama siz daha fazla etmiyordunuz.

Kuşi kavim olduğunuz için, ilk tehlikede kuşlar gibi dağıldınız, rezil oldunuz, 30 yıldır yok yere düşman ettiğiniz halktan yardım dilenir, hatta yardım için tehdit de eder oldunuz.

Şehirleri, toplu taşım araçlarını, işyerlerini yaktınız, talan ettiniz.
Ama IŞİD önünde resmen sıçtınız.

Artık emperyalizmin sizi tercih edecek bir özelliğiniz olmadığı da ortaya çıkmıştır.

Yarattığınız nefret, en AKP ve IŞİD karşıtı gençleri bile onlara hayran etmiş, IŞİD’e gönüllü katılımları patlatmıştır.Yıllardır, batının ve  hükümetlerin bastırdığı güvenlik güçlerimizin aciz bırakılmasının getirdiği baskılar bu gün IŞİD'e katılım olarak ortaya çıkmıştır.

Boynu bastırılmış asker, polis güvenlik güçlerimizin, siyasi iktidarca bastırılmalarını, "korkaklık" olarak algıladınız, kendinizi suni bir "kahraman havasına" soktunuz.

“Vur gerilla vur Kürdistanı kur” sloganlarını bu milletin TBMM’sinde bile attınız.


Hükümet, sermaye, ordu komutanları, basın, bürokrasi, Avrupa, Amerika, Rusya bile sizden yana.
Eeee hadi kursanıza!
Arkanıza bakın! IŞİD geliyoooo!
Saygılar.


Alaeddin Yavuz
keykubat /
adilyargic/
adilyargicc