YAŞAR KEMALE ÖDÜL NE AYAK?
Fransa devlet başkanı ve Macar Yahudisi
Sarkozy’nin bir ay kadar önce Ermenistan’a gidip, “Sözde Soykırım” anıtına
çelenk koyup, sınırın beri tarafındaki Türk milletinin nefretinin kazanan aslı
astarı olmayan sözler sarfetmesini, Fransa genel seçimleri arifesinde
başlattığı “Soykırımı inkâr edene ağır para vb. cezalarını” içeren yasa
tasarısını gündeme getirmesinin kökenine baktığımızda şu rezillikten başka bir
şey yoktur.
O rezillik te şudur ki, 19.yy. içinde Rus Çarlığının
Kafkaslar ve Balkanlar üzerinden sürdürdüğü “sıcak denizlere inme siyasetini”,
Belçika ve İngiltere’de satın aldığı iki gazete üzerinden yaptığı yayınlarda;
“Rusya, sadece Hıristiyan toprakları olan Balkanlar
ve Kafkaslardan Müslüman Türkleri çıkarma ve kovma görevinden başka bir şey
yapmamaktadır. Biz, Hıristiyanlığın yücelmesi için çalışıyoruz” şeklinde
açıklayarak Avrupa genelinde sempati yaratmış ve bu çorbada tuzum olsun diyen
İngiltere ile birlikte o zamanlarda Fransa da Hıristiyan misyonerlerini
göndererek çökmekte olan Osmanlı’nın dibine dinamit koymak için Rusların
kışkırttığı Ermenileri tavlamaya başlamıştı.
Bu siyasetlerin sonucu olarak da çok sayıda
Ermeni Fransa’da ikamete teşvik edilmiş, Osmanlı içindekilere de kiliselerden
toplanan bağışlar verilerek “iş adamı” sıfatı kazandırılmıştı.
İşte, Sarkozy’nin her genel seçim öncesinde “Narkozy
(Narkoz) çekmişçesine” beyanat vermesine neden olan şey o zamandan beri Fransa’da
çoğalmış bulunan Ermeni azınlığın Fransa seçimlerinde “önemli düzeye ulaşan oy
oranını kendisine çekmek” amacından başka bir şey değildir.
Ha, bir şey daha varsa o da, Libya’ya ilk
vuran ülke olan Fransa’nın yanında olan NATO mason çetesinin bu olayda Müslüman
ve Hıristiyan ülkelerince “Haçlı Seferi” oldukları suçlamasından sıyırmak için
Suriye işgalini Türkiye’deki işbirlikçi hükümete yüklemeleri ve bu hükümeti, bu
göreve zorlamak için “Soykırım” tehdidi ile korkutmak ve bu hükümet Suriye’ye
girerse tasarıyı geri çekip işbirlikçilerini “kahraman ilan” etmekten başka bir
şey değildir.
Narkozy yutmuş Sarkozy’nin “Sözde Soykırım
yasası” tehdidini takiben işbirlikçi hükumet anında, Peres’e yaptığı “One
Minute” çıkışını andıran bir çıkışı genel kurmay başkanı ile “Suriye’nin İşgali”
konusunda yaptığı görüşmenin ardından patlatmıştır.
1960 darbesinden sonra CKMP’nin tasfiye
edilmesiyle yerine kurulan ve görevi sadece NATO’nun verdiği “Solcu Avlama
Görevi” olan MHP de hemen işbirlikçi AKP’ye, bir ay kadar önce açıkladığı, “anti
emperyalist siyasete destek” ilkesi gereğince desteği patlatmıştır.
Bu üç kağıt dümeninin bu gün aşağıdaki haberle
sürdüğünü gördük. MHP’nin başında bir “Türkmen Beyi” değil de “1917’de
sürgünden dönmüş, Müslüman Türkj maskesi giyen, papazlar gibi “bekârlık”
ilkesine bağlı bir Ermeni dönmesi Devlet Bahçeli’yi” de gördük.
Sözde Fransa “Türkiye’yi seviyor” havası veren
bu haber aslında, Fransızların, Ermenileri Rusların kucağından alarak yanlarına
Kürtleri de ekleyen Fransız- İngiliz- Vatikan siyasetinin devamından başka bir
şey değildir.
19.yy. boyunca ve Kurtuluş Savaşı döneminde
Kürtleri kucağına almayı başaramayan Haçlı koalisyonu Atatürk’ün ölümünden
sonra bu işi başarmıştır.
Kimlerle başarmıştır?
12. Eylül. 1980 öncesinin “Solcu-devrimci”
yazarı olarak bilinen ama 1990 sonrası tam bir “Kürt Milliyetçisi” kesilen Yaşar
Kemal, Yılmaz Güney ve halen ülkemizin sinema, sahne ve tiyatro sanat dallarını
ellerinde bulunduran “Kürt maskeli dönme Ermeni ve yandaşları ile Kürt
Milliyetçileri” olan sözde “solcu ve Nurcularla” başarmıştır.
AKP de bu ihanet işbirliğinin tam bir
temsilcisi olmaktan başka bir şey değildir. CHP, DTP ve MHP ise zil çalan
destekçileridir ve “gaz alıcıları” canlandırmaktadırlar.
Yatış kalkış saatleri yani uyku saatleri bile
Fransa’dan edilen telefonlarla düzenlenen, yazdığı her satır Fransız Üniversite
hocalarınca yazılıp, adına bağışlanarak “aydın, önder” yapılan Yaşar Kemal,
İngiliz rahip ajanı Mr. Frew tararfından yazıları hazırlanarak öne çıkartılmış
Said-i Kürdi’nin, Fransız uyarlamasından başka bir şey değildir.
İşte o işbirlikçi, uşak, Kürt milliyetçisi,
emperyalizmin uşağı “Yaşar Kemal’e” bu gün ödül vererek, emperyalizm Türk ve
Müslüman milletlerini yeni bir “tartışma ortamına çekecek” girişimde
bulunmuştur.
İşte, yarım asırdan fazla olan ömrünü “emperyalizmin
hizmetine vermiş KÖLE KÜRT Yaşar Kemal’e” verilen ödülün haber yazısından bir
paragrafı okuyunuz. Devamını merak eden linkten okuyabilir.
İşte emperyalizmin “kölesine verdiği ödül
haberi”;
“Fransız
Büyükelçiliği tarafından düzenlenen tören akşam saatlerinde İstanbul'daki
Fransız Sarayı'nda gerçekleştirildi. Törene, Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Laurent
Bili, Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Kanal D Haber Grup
Başkanı Mehmet Ali Birand, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet
Gazetesi yazarı Doğan Hızlan, Radikal Gazetesi Yazarı Altan Öymen,
Türkan Şoray, Zülfi Livaneli, sanat ve edebiyat dünyasında birçok isim
katıldı. “
Bu haber metni sayesinde basın sanat dünyamızın “işbirlikçi
kölelerinin” de adlarını okuyup öğrenmiş oldunuz.
Emperyalizmin “kölelerine verdiği ödül” sadece “kölelerini”
ilgilendirir. Türk milleti bunu yutmamıştır ve yutmayacaktır.
Fransa’nın Kurtuluş savaşımız sırası ve
sonrasında Atatürk’ün önderliğindeki “Türk Bağımsızlık Savaşına” verdiği
destekle bu köleye verdiği destek asla aynı şey değildir.
Atatürk döneminin Fransa’sı bence Sarkozy’nin
Fransa’sından belki milyon kez daha “adam” bir Fransadır.
Herkes kendisine gerekli payı çıkartsın.
Saygılarımla!
Takdir okuyucunundur!