Sayfalar

21 Ağustos 2009 Cuma

HAİNLER TEK TEK BELİRİYOR

İHANET YAPILANMASI ORTAYA ÇIKIYOR

Bu günkü Isparta bölgesinde olan ve o zaman adı Mirya Kefalon olarak bilinen ovada yapılan savaş sonrası bir daha da Bizans’ın belini doğrultamamasının ardından “Türkiye” olarak anılmaya başlanılan Anadolu, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat zamanında bu olguyu yaşamıştır.


1517 Ridaniye seferinden sonra Hicaz kapılarını açan Yavuz Sultan Selim döneminde Hilafetin de Anadolu’ya yani Osmanlı’ya gelmesi ile İslam “Melez Hicaz Arapları" ile anılmaktan çıkarak “Türk” adı ile anılmaya başlanmıştır.


Bu zamandan sonra Müslüman olan herkese “Türk oldu” denilmeye başlanmıştır.Avrupa’da bile halen “Müslüman olanlar” için kullanılan bir deyimdir.


”Helga Türk oldu”. Gibi.


1915 Ermeni tehciri sırasında,19.yüzyıl boyunca,gerek Ruslardan gelen ve Ermeni Şair Mathias'ın "Yunan" olarak adlandırdığı "Ortodoks" mezhebine,gerekse Avrupa'dan gelen Katolik,Protestan, misyonerlerine yüz vermeyerek "Ermeni Gnostik" inancına bağlı kalan,ama,tehcir'den kurtulmak için de Dersim Türkmen ve Zaza Alevilerinin inançlarına geçerek "Türk oldum" diyenler,"Aleviler" arasında saklandılar.


Rus'un ve Avrupa'nın cazibesine parasına kapılarak mezhep değiştiren Ermeniler ile diğer Rumlar ise Bitlisli Said-i Kürdi'nin eskiden beri bölgede Hıristiyan Yas Kıyafeti olan "Kara Çarşafı" "İslami Örtü" olarak benimsemiş, Kürtleri,yavaş yavaş Hıristiyanlaştırmayı hedefleyen İngiliz İslam’ı içinde örgütlendiler ve bu “Yas Kıyafeti olan Kara Çarşafın içine saklandılar.


Ve asla “Müslüman-Türk “ de olmadılar.


Isparta-Burdur sürgünü sırasında düzmece öğretisinin,hilafet zamanında dışlandığı halde,hilafet sonrası,Halifesi de olmayan Türk Müslümanlarca benimsendiğini gören Said-i Kürdi bundan sonra hareketinin adını "Nurcululuk" olarak belirleyecektir.


1937 II Dersim isyanının ardından o zamanın “APO’su “ olduğu için gayrimüslümlerin yaşadığı Büyükada’ya , Erzincan civarından topladığı Dersim’li yakın koruma aşireti ile birlikte sürülmüş olan İsmet İnönü ile Fahrettin ALTAY’ın 09 Kasım 1939 günü gerçekleştirdikleri darbenin ardından,Fevzi Çakmak Paşa işlevsizleştirilmiş, II.Dünya Savaşının ayak sesleri arasında “yandaş arama” bahanesi ile İngiltere ile olan gizli bağlarını pekiştirmeye fırsat bulan İsmet paşa yapılanması 12.05 1939'da İsmet paşa-Churcill arasındaki kredi antlaşması ile de devleti savaş sonrası İngiliz-Amerikan güdümüne sokmak için Celal Bayar’ı ve güdümündeki Adnan Menderes grubunu “Dörtlü Takrir” adlı “mağduriyet Dümeni” ile hükümet ederek,Cumhuriyetin kuruluşundan Ata’nın ölümüne kadar geçen sürede kendisini “başbakan eden” Kürt İsyancılarına da af çıkartmıştı.


Bitlis Ermeni’si İsmet İnönü,Dersim’li Alevi ve dönme Ermenileri CHP-yan kuruluşu Halk Evlerinde,Türk Ocaklarında,diğer Bitlis Ermeni’si Said-i Kürdi-Nursi de Sünni Kürtler ile 1925 Şapka Kanunu İsyanlarının ardından “Türk olduk” diyerek mübadeleden kurtulan Doğu Karadenizli (Potamya vb.’li ) Rumları,Avrupa –Grek mezheplerini benimsemiş Ermeniler de ”kara çarşaf-peçe” gibi Hıristiyan yas kıyafetlerinin şart koşulduğu, aslında ”İslam Türk baskısı"(!) yüzünden yas tuttukları için bu kıyafeti benimseyen “Nur-Işık Evlerinde” toplamış ve içinde bulunduğumuz günleri yaratacak olayları o günlerde planlamışlardı.


1950 seçimlerinden sonra 1951’de isyancı Kürt Aşiret reislerine,şıh,pir-şeyhlerine ve Said-i Kürdi’ye de af çıkartarak geri göndermiş,Kürt halkının başına bela etmişti.Aslında Kürtler başta Dersim’liler gibi ;

N’oldu ağama n’oldu;

Sarardı benzim soldu;

Ağam burdan gideli;

Bu yerler viran oldu.

şeklinde ağıtlar yakıp “ağamızı pirimizi geri isteriz” diye olaylar da çıkarmışlardı.Sonunda da isteklerine yukarıda tarihi yazılı af yasası ile kavuşmuşlardı.

Bu arada,Atatürk’ün mirasına da el koyan İsmet paşa eline geçiremediği CHP mirasını da Dersim’lileri, Sabetayistleri, Masonları ve Alevi maskeli bazı dönme gurupları doldurduğu CHP’ye teslim etmişti.

Bu gün bile CHP’nin başında Kırım göçmeni Deniz Baykal’ın kalmasının tek nedeni o giderse CHP’nin Kürt-devşirme yapısının pişmiş kelle gibi sırıtacağı korkusundandır.Geçen yıllar içinde Aleviler de Ermeni olduklarına inandırılmışlardır.

Bu iki yönlü yapılanma günümüze kadar devletin tüm resmi-sivil kurumlarını,basın,yayın,sinema, tiyatro, ses sanatçılığı gibi tüm alanları işgal edip,Bizans siyaseti ile diğer yandan devleti çökertecek her türlü yapılanma ve faaliyeti içine alacak şekilde sürdü.

Şimdi,bu “iki bıçaklı Bitlis Makasının” ülkemizi kesme zamanı geldi.

Yani bunlar neden "Sevr Antlaşması Sever?"
Yeşil bölge de "Osmanlı Ermenistanı" yazılmış.
Açıklama kısmında "
Batı Ermenistan" olarak belirtilmiş.
"Sevr" ile "toprak vaatlerinden dolayı günümüz "RUM-KÜRT-ERMENİ AB-D İŞBİRLİĞİ" DEVLETİMİZİN BÖLÜNMESİ,İNSANIMIZIN KANLARININ AKMASI OLARAK SONUÇLANMAKTADIR.
Açılımın arkasında bu harita özleminden başka ne olabilir.?
Olacak iyi şey başka nedir? (tıkla büyüt)

Sezen Aksu’sundan Şivan Perver’ine,Ergenekon savunucusu Ertuğrul Özkök’ünden emekli Genel Kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’üne(Devlete İsim Verme konusu) ,Altan kardeşlerden Gülerce’sine,Nurcusundan AKP,SP,ÖDP, DTP,PKK ve bilmem nesine, Kürt’ünden Çerkezine,Gürcüsüne,Arnavut’undan şaşkın Türk’üne kadar herkes korkusuzca devletin bir an önce terör örgütüne teslim olarak bölünmesi için “ZAMAN KAYBEDİLMEMESİ” konusunda “Kayıkçı kavgası yapan CHP’sine kadar her kişi,kurum ve kuruluş sınırsızca ve sorumsuzca heyecanlarını dile getirmektedirler.


Hatta,”anti emperyalist” Saadet Partisinin umut vaat eden (!) yeni başkanı Numan Kurtulmuş efendi bile “Türk Ordusu silah bıraksın” diyecek kadar ileri de gidecekti.


Nasıl gitmesin ki?


Cumhurbaşkanı koltuğunu işgal eden bir Rize’den Kayseri’ye göçen,bir ara Arap olduğu yazılıp çizilen,hatta daha kısa bir süre önce “Türk’üm” bile diyen,başbakan olduğu günlerde yoldaşı Bülent Arınç tarafından "yalama-yalaka olarak" nitelendirilen kişi,tarihi Ermenistan “Urartu’nun başkenti olan Van’a" gitmiş,Gürpınar ziyaretini yapmış,daha sonra da Ermenilerce 2.önemli kent olarak bilinen Bitlis’e geldiğinde “Norşin’in (Gürpınar’ın) coşkulu kalabalığını dile getirmiştir.


Şimdi bu bende “acaba bu Ermeni mi” sorusunu da uyandırmadı değil hani?


Çünkü,özellikle 19.yüzyılda Avrupalı ajan-misyonerlerle bağlantısı olan doğu Anadolu Ermeni ve Rumlarının Ruslarla bağlantıları için Tiflis-Rize,Avrupa bağlantıları için de İzmir-İstanbul-İskenderun şehirlerini üs olarak kullandıklarını ve buralara bağlarını yerleştirdiklerini biliyoruz.


Bu şahsın da Rize’den Kayseri’ye göçünü,oradan da dayısının yanında İzmir’de “Gazoz” diye bağıramadığı için okula gönderildiğini hikaye eden “İzmir bağlantısını” hepimiz televizyonlardan izledik.


Bir iki gün sonra yoldaşı,karısı da bir Kürt bir Arap olan,meclise da “karı köyünden” seçilerek giren,nam-ı değer Potamyalı Recep Tayyip Erdoğan Rum’u da memleketi Rize-Güneysu’ya gitmiş ve gene “Potamya’ya hoş geldin-Potamya seninle gurur duyuyor” sloganları ile karşılanmıştır.


Yetmedi,yoldaşı ABDullah Gül efendiye de destek çıkarak “Bitlis’te ‘Norşin’ dedi diye eleştirmeler. Aç o zaman Atatürk’ün nutuk kitabını. Nutuk’ta Norşin sakinlerine nasıl hitap ettiklerini sor. Bu oyunları bozacağız. Biz kirli ajandalarla yürümeyeceğiz, temiz ajandalarla yürüyeceğiz. Bu ülkede inşallah anaların gözyaşları dinecek. Artık kara haberler duymak istemiyoruz. Onun için inşallah bu kötü gidişi durdurmak ve bu ülkenin insanlarını birbirini kucaklar hale getirmek için bu maratonu sürdüreceğiz. İnşallah sonu hayırlı olacak” demiştir.


İşte Başbakan'ın Potamya Sevinci.

Bu sevinç;

şapka kanunu sonrası çıkarılan Potamya isyanı ardından gelen "mübadeleden" kurtulmak için "Türk" olduk diyerek ve Bitlis Ermenisi, İngiliz işbirlikçisi Said-i Kürdi'nin tarikatına Hıristiyan yas kıyafeti olan "Kara Çarşaf" ile girerek mübadeleden kurtulanların o zamanki yeminlerini tutmalarının bir sevinci midir?


Ne de olsa artık,"Türk'ün hakimiyetine” son verdiğinizi düşünerek,cahil Türkleri de kandırıp içine sokmayı başardığınız "yas kıyafetlerinizi" atıp,Avrupalı insan tanrı Hıristo'ya tapanlar gibi siz de özgürce Sümela Manastırında ve Ah Tamara mı Akdamar mı nedir oralarda olmayan insan tanrınız Hıristo'ya tapınabileceksiniz.


Sevincinizin nedeni bu mudur?


Başka ne olabilir ki?


Bilen varsa söylesin.

CHP ve bazı sol yapılanmalar içinde “anti emperyalist-halkların kardeşliği gibi” görüşleri nedeniyle “ne yapıyorsunuz diyenlerin de haklarını bu arada verelim.


Ama CHP,içindeki Kürt-devşirme yapılanması yüzünden buna fazla dayanamayacaktır.

Bu arada başından beri bu projelerde taşeronluk yapmış,ümmetçi-ithal İslam olan Nurculuğun AKP-SP’den sonra 3.üssü olan ama, alt yapısının baskılarına dayanamayan MHP’nin çıkışları da Türk Milletinin “Meclisten yükselen Tek,gerçek Sesi” olmuştur.

İnternet medyasında bizi duyanlar da olur umarım.

Tarihte 200 yıldır emperyalist devletlerin uşaklığını yapan Kürt feodal yapılanması artık başarıya ulaştığına kesin olarak inanmaktadır ve “Sağ-sol,Alevi-Sünni,askeri-sivil-Türk-Kürt” tüm maskeli-açık yapılanmalar “zafer naralarını” hep birlikte atmaya başlamışlardır.


Artık,kara çarşafların,peçelerin,maskelerin atıldığı,herşeyin ortaya saçıldığı,gerçeklerin güneş gibi parladığı gündür.

Eruh'ta DTP-PKK'nin Zafer Bayramı.

Bunun arkasından gelecek olan de devlet destekli bir “Türk Soykırımı” beklentisi içindeyim.

Çünkü,devlet bütünüyle bunların ellerindedir.

Bu şaşkın kalabalıklar,emperyalist uşağı medyanın tahrikleri ile korkunç bir felakete neden olabilirler.

Ortada “Türkiye Cumhuriyeti” kavramı diye bir şey artık göze gelmemektedir.Türk Milleti halen,televizyonları evlilik,yemek,korku programlarının,İnternetin de ahlaka mugayir sitelerinde uyumaktadır.

Uyanış acı olacaktır ve can alıcı olacaktır.

Hainler,ihanetlerini açıkça itiraf etmekte,kardeşlik,barış,akan kanların dinmesi gibi masum tekerlemelerle maskeleyerek ortaya dökmektedirler.

Şeyh Sait,Dersim,Lazistan-Rize-Potamya isyancıları,kendilerini travmalara sokan Atatürk'e ve Türk Milletine karşı ettikleri "intikam yeminlerini" bir araya gelerek ve emperyalistlerle işbirliği içinde çalışarak tutmuşlardır.

Ama sizler uyuyunuz,uyuyunuz,uyuyunuz.

Bir daha uyanamayabilirisiniz.


ATATÜRKE ve TÜRK MİLLETİNE KARŞI EDİLEN İNTİKAM YEMİNLERİ TUTULMUŞTUR.!!!

Bu istatistiki harita bir vatansever arkadaş tarafından hazırlanmıştır."Kürtler Türkleri Kurtardı" diyenlere ithaf olunur.Yalanı iyi görün!!!

Bu harita da onun sebebi.Onlar hem Rus hem İngiliz işgalindeler.Onlar Sevr antlaşmasına göre ayrı devletlerini kurmuş vaziyetteler.Bazı dindar,aklıbaşında şeyhlerin,ağaların gönderdikleri de haritada yazdığı kadardır.

Marmara'da düşük gösterilme nedeni iki nedenle olabilir?

1-Bütünüyle işgal altında olduğundan askere alma yapılamadı,kayıtlar tutulamadı.Çetelere katılanların kaydı yoktu.

Ancak soykırıma uğrayanların da kaydı işgal nedeniyle tutulmadı.Marmara,Yunan da dahil tüm galipler tarafıonda iki boğaz çevresi de sıkı işgal altındaydı.Biga ve öte tarafları zaten antlaşma ile geri alınır.

2-Çerkez Ethem ve diğer işgale karşı savaşan çeteciler Kurtuluş Savaşını başlatanlardır.Daha sonra "hilafet-cumhuriyet kavgası yüzünden Çerkez ethemin ve diğerlerinin dışlanmaları yüzünden listeye dahil edilmemiş olabilirler.

Bu kurtuluş savaşının Marmara ve Ege bölgesinden başladığını,1920'lerde düzenli orduya geçilinceye kadar bu insanların kahramanlıklarını ortadan kaldıramaz.

İşte Sevr antlaşması böyle bir harita çıkarmıştı.Doğu Karadeniz Ermeni soykırımına uğramış,Amerikadan gemilerle ordu "Ermenistan Kurmaya" gelmişti.Trabzonu alan mavi bölge Ermeniler için ayrılmıştı.Buradaki Ermeni Ermeni devleti,aşağıad İngiliz,Devlet olmak isteyen işbirlikçi Pir,Şeyh ağa ve aşiretler asker gönderir mi sanıyorsunuz.?

Keykubat