Sayfalar

24 Eylül 2008 Çarşamba

DİNLERİN SIRLARI

DİNLERİN SIRLARI NE?
Bu yazımda sizlere dinlerin gerçek iletilerini göstermeye karar verdim.Bunlar elbette benim çıkarımlarımdır,ve sizlerle paylaşıyorum.Doğrulukları konusunda kendi aklınızı kullanın,ben “budur,doğrudur” demiyorum.Benim ilgimi çeken Tevrat,İncil,Kuran ayetlerini,ilgi alanıma, vermek istediğim mesaja, uygun olarak yazdım.
Şimdi ben sözü kutsal kitaplara bırakıyorum.Arada bir başlık ve açıklamalarım olacaktır elbet.Böylece iletimi almanız kolaylaşacaktır.
Kuran-Maide Suresi 68/1- De ki;”Ey kitab ehli,Tevrat’ı,İncil’i ve Rabbinizden size indirilen Kur’anın hükümlerini gereğince uygulamadıkça bir temeliniz olmaz.”
Tevrat ve İncil’in de okunması gereğini Kur’andan öğrendiniz artık.Şimdi devam edebilirsiniz.
Güneş sisteminin,Mars-Jüpiter arası ve Pluto sonrası iki ayrı meteor kuşaklarının düzenlenmesi:
Nebe Suresi:
6-Biz arzı bir beşik ,
7-Dağları da bir kazık yapmadık mı?
8-Sizleri de çift çift yarattık.
9-Uykunuzu da bir dinlenme kıldık.
10-Geceyi bir örtü yaptık
11-Gündüzü de size geçim vakti yaptık.
12-Üstünüze yedi kat gökyüzü bina var ettik.
13-Parlak ışık veren güneşi var ettik.

Mülk Suresi:
5-And olsun ki ,biz yakın göğü ışıklarla donattık,onlarla şeytanların taşlanmasını sağladık.ve şeytanlara çılgın alev azabı hazırladık.
17-Gökte olanın (Tanrı) başınıza taş yağdırmayacağından emin misiniz? Bu tehdidin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz.

Zariyat Suresi:
47- Göğü gücümüzle biz kurduk .Şüphesiz biz geniş kudret sahibiyiz.
48-Yeryüzünü de biz yaydık ne güzel yaymışızdır.
49-İyice düşünesiniz diye her şeyden çift çift yaratmışızdır.
İnsanın ve Cinlerin Yaratılışı
İLK İNSANLAR BİTKİLERDE ÜRETİLDİ.
Sümer tabletlerinde ilk insanların bu bitkinin vajinal tomurcuklarına aşılanarak üretildiğini yazıyorlar.Çocuk ilk insan Adpa'yı,Adem'i resmetmektedir






Nuh Suresi:

17-Allah sizi yerden ot bitirir gibi bitirmiştir.
18- “Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır.
Rahman Suresi:
14- Allah insanı yanmış kerpiç gibi kuru bir çamurdan yarattı.
15- Cinlerin yaratılışı da yalın bir alevdendir.

Sümer Tanrısı Enki Adapa (Adem)in soyunu ilk başlangıçta Tanrıça'nın arkasındaki bitki çiçeklerine dölleyerek üretir.
Kıyamet Suresi:
37- Kendisi dökülen meniden bir nüfte değil miydi?
38- Sonra kan pıhtısı oldu da Allah onu yarattı ve ona şekil verdi.
39- Ondan da erkek ve dişi iki cins var etti.
40-Bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi_?Yeter.!
İnfitar Suresi:
6-Ey insan Kerim olan Rabbine karşı seni aldatan nedir.
7-O Rab ki; seni yarattı,insan düzenine soktu,uygun bir biçim verdi.
8-Dilediği en güzel şekli verdi.
Ta ha Suresi
118-Çünkü acıkmamak ve çıplaklık ancak cennette verilmiştir.
119-“Ve sen orada susamadığın gibi,güneşte de yanmazsın”
121-Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yedi ve ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye başladılar.Adem Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı."
Cennetten kovuluş ve Şeytan’ın vaadi ve Şeytana verilen süre.Hepsi bir dümen mi?
Bakara Suresi:
30- Meleklere;”Ademe secde edin “ demiştik.Yalnız İblis diretti ve inkar edenlerden oldu.
31- Dedik ki “Ey Adem,sen ve eşin cennette oturun.Dilediğiniz yerde dilediğinizden bol bol yiyin,ancak şu ağaca yaklaşmayın.Yoksa zalimlerden olursunuz.
32-Şeytan onları ayartıp cennetten ayaklarını kaydırdı.İçinde bulundukları nimet yurdundan çıkarıverdi."
Peygamber Vaadi
33-Dedik ki “Birbirinize düşman olarak inin.Yeryüzünde bir zaman kalıp yaşamanız gerek.
34-Sonra “Hepiniz inin oradan” dedik.Size benden bir yol gösterici gelecek.Benim yoluma uyanlara korku yoktur.Üzülmeyecektir onlar.Ayetlerimizi inkar edip yalan sayanlar Cehennemliktir,orada sonsuz kalırlar."
İnsanlar üstüne Şeytan-Allah’ın Pazarlığı
Araf Suresi:
13-Ve Allah buyurdu;”Cennetten meleklerin içinden in öyleyse.Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir.Çık,çünkü sen aşağılıklardansın.
16-Şeytan dedi ki;”Şüphesiz,onlara önlerinden,arkalarından sağlarından,sollarından yaklaşacağım.Sen de onlardan bir çoğunu şükredenlerden bulamayacaksın."
Dümen basit.İnsanlar rakip olmasın diye iyi polis kötü polis oyunu ile insanlar yok edilmeleri için bahane olacak dümenlere karşı koyacak bilgi birikimleri ve beraberlikleri olmadığı için şeytanın tezgahına daima düşecekler ve kölelikleri de sürüp gidecek.
Hicr Suresi:
36- Şeytan,””Ya Rabbim,bari bana insanlar dirilinceye kadar süre ver.” Dedi.
37- Allah da “ BİZCE BİLİNEN GÜNE KADAR “ dedi
38- “GECİKTİRİLENLERDEN OLACAKSIN” diye buyurdu
Zariyat Suresi:
56-İnsanları ve cinleri ancak bize kulluk etmeleri için yaratmışızdır
Aslında insan ve cinler cennette yaşamak için değil,dünyada çalıştırılmak için yaratılmışlardı. İtiraf açıkça ortadadır.Yasak meyve dümeni de “suçluluk duygusu oluşturmak” sureti ile işe kolayca koşmak içindir.Çünkü gökteki ordular,gezegenlerindeki halkları neyle doyacaktı?Dünya gibi kaç tane çiftlikleri vardı acaba?
Allahın Orduları var ve göklerde bekliyor:
Fetih Suresi:
7-Göklerdeki ve yerdeki ordular Allah’ındır.Allah güçlü olandır,hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevrat-BÖLÜM 32
ALLAH’IN ORDUGAHI
Yar.32: 1 Yakup yoluna devam ederken, Tanrı'nın melekleriyle karşılaştı.
Yar.32: 2 Onları görünce, "Tanrı'nın ordugahı bu" diyerek oraya Mahanayim adını verdi.
Tevrat-BÖLÜM 11
Yar.11: 1 Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
Yar.11: 2 Doğuya göçerlerken Şinar (*)bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
(*)Şinar:Sümer,Şümer,Mezopotamya,Dicle-Fırat arası.
Yar.11: 3 Birbirlerine, "Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift (*) kullandılar.
(*) Sızdırmazlık sağlamak için zift kaplama yapılıyor.
Yar.11: 4 Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule (*)dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."
(*)Uzay mekiği olması mümkün.Çünkü seramik vs.yapıyorlar.Uzay mekiklerinin atmosfere giriş esnasında aracın yanmasının önlenmesi için dışı seramikle kaplanır .
Yar.11: 5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi.
Yar.11: 6 "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar" dedi,
Yar.11: 7 "Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar."
Yar.11: 8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.
Yar.11: 9 Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.
Uzaydaki ana gemilerden inen askerler insanların nesillerini karıştırıyor ve “millet kavramı” buradan doğuyor.İnsanlar arasına da düşmanlık bu olayla ekiliyor.Tevratın bu ayetlerini Kuran aşağıdaki ayeti ile doğrulamaktadır.
Rum Suresi:
22- O’NUN DELİLLERİNDEN BİRİ DE GÖKLERİ VE YERİ YARATMASI,AYRI AYRI DİLLERİNİZİN ve renklerinizin olmasıdır.İşte şüphesiz bunlar da bilenler için ibretler vardır"
Putların yani Mitolojik tanrıların bir kısmı gerçekmiş,buyurunuz;
ALLAH’IN ŞEKLİ:
72- Allahı bir şeye benzetmeye kalkmayın.Şüphesiz Allah bilir siz bilmezsiniz.
(Sümer de Anu insanlarla asla ilişki kurmamıştır.Yok etmek istemiştir.Ancak Enki’nin çabaları sonucu bazı insanları katına alıp görevler vermiştir.Kendileri gibi ölümsüz yapmıştır.)
Tevrat-Hezekyel-1: 3 Kildan* ülkesinde, Kevar Irmağı kıyısında RAB Buzi oğlu Kâhin* Hezekiel'e seslendi. RAB'bin eli orada onun üzerindeydi.
Hez.1: 4 Kuzeyden esen kasırganın göz alıcı bir ışıkla çevrelenmiş, ateş saçan büyük bir bulutla geldiğini gördüm. Ateşin ortası ışıldayan madeni andırıyordu.
Hez.1: 5 En ortasında insana benzer dört canlı yaratık duruyordu;
Hez.1: 6 her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı.
Hez.1: 7 Bacakları dimdikti, ayakları buzağı ayağına benziyor ve cilalı tunç gibi parlıyordu.
Hez.1: 8 Dört yanlarında, kanatların altında insan elleri vardı.Dördünün de yüzleri, kanatları vardı.
Hez.1: 26 Başları üzerindeki kubbenin üstünde lacivert taşından yapılmış tahta benzer bir nesne vardı. Yüksekte, tahtı andıran nesnede insana benzer biri oturuyordu.
Hez.1: 27 Gördüm ki, beli andıran kısmının yukarısı içi ateş dolu maden gibi ışıldıyordu, belden aşağısı ateşe benziyordu ve çevresi göz alıcı bir ışıkla kuşatılmıştı."
Yunan- Proteus SümerTanrısı Dumu

Yunus Suresi:
29- Orada HERKESE DÜNYADA YAPMIŞ OLDUKLARI bildirilir ve gerçek Mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Uydurdukları ve uydukları putlar onları bırakıp kaçmışlardır.”
NEFİLLER VE ANAKLAR
Say.13: 33 “Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük.”
Say.14: 9 “Ancak RAB'be karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz.Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama RAB bizimledir. Onlardan korkmayın!"
Görüldüğü gibi diğerleri gidince meydan boşalmış.Acaba “kedi gidince sıçan bey mi oldu?”
Tanrılar dünyadan ayrılınca,GÖZCÜLER yani evrimimizi denetleyenler insan neslini şeytanın vaadi doğrultusunda değiştirme faaliyetlerine giriyorlar.
Tüm dinlerin kökeninin Sümer ve Mu medeniyetlerine uzandığını önceki yazılarımda anlatmaya çalışmıştım.

Meleklerin İnsanlar tarafından tecavüz edilebilecek olması,aynı yapıda olduğumuzu gösterir.Ama anlatılan felaketlerle üstün olan ırkımızı aşağılamışlar,yani genlerimizdeki maymun gibi güçlü yapan,hastalıklara,yaşlanmaya karşı koruyan özellikleri çıkartmışlar.
Bu olay olduğunda,İbrahim peygamberin karısı Sara 66 yaşındadır ve firavunun adamları tarafından Firavunun haremine satın alınacak kadar güzeldir.İbrahim,175 yıl yaşar.Kavimler sürekli savaştırılır,bazılarını da kendileri yok ederler.Tevrat’ta Hz.Musa ile genetiği güçlü insanları yok etme olayları olağanüstü hız kazanır.

Kamer Suresi:
33- Lut Milleti de uyarıcı peygamberini yalanladı.
34- Biz de üzerine taş yağdıran bir firtına gönderdik.Ancak Lut ailesini bir seher vakti kurtardık
37- Ve Lut’un konukları olan meleklere tecavüz etmeye kalkıştılar. Biz de onların gözlerini silme kör ederek “Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımı tadın dedik..
38- Bir sabah erken önü alınmaz bir azab başlarına geldi.
Buyurun,burada da Melek Cebrail Hz. Meryemi döllüyor;
Meryem Suresi:”
17- Sonra gizlenmek için ailesi ile arasına perde germişti.Ona Cebrail’i göndermiştik gözüne azası düzgün tam bie insan şeklinde görünmüştü.
19-Cebrail “ Ben temiz bir oğul vermek için sadece Rab’binin sana gönderdiği bir elçiyim” dedi.
20- Meryem “Nasıl olur da iffetsiz bir kadın olmadığım halde oğlum olabilir” dedi.
21- “ Bu böyledir. Çünkü Rabbin “ Bu bana kolaydır, onu insanlar için bir mucize ve katımızdan da bir rahmet kılacağız” diyor. Dedi Cebrail. İş olup bitti.”
Evrimimizi ya da gelimemizii engelemek için fesatlar kuran denetleyen şeytan (Bence bu şeytan da değil,daha çok Baal =Enlildir.İnsanları tufana ondan önce 100 bin yıl değişik azaba uğratan,ölümlü yapan,genetiği ile oynayıp aşağılayan odur.Çünkü Şeytan Enk'idir.Son kez,oğlu Marduk'la ihtilal yapıp babası Anu'yu tahtından etmiştir.O gözcü olarak kalsaydı insanları korurdu.Tufandan da,kıtlıktan da o kurtarmıştı.) ,gözcümüz veya Nöbetçi Subayı ve ekibi meydan boşalınca insanlık üstüne kinini,nefretini rahatça boşaltıyor.
Onun tanrı olmadığını bilen kavimler “Tanrıyı tanımama” suçu ile yok ediliyorlar.İşte dümen burada.
Necm Suresi:
5- O’na ( peygambere) gücü pek çok olan Cebrail öğretti.
6- Üstün akla sahip melektir o.Hemen asıl suretine girip doğruldu (Mutant)
7-O yüksek ufukta idi.
8-Sonra Cebrail ona yaklaştı ve indi
9-Peygambere iki yay aralığı kadar belki daha da yakın oldu..
10- Allah o anda kuluna vahy edeceğini etti.
27- Ahirete inanmayanlar meleklere dişilerin adlarını takıyorlar
TANRI'NIN İNSANLARA KİNİ
53- Lut kavminin şehirlerini de yere batıran O’dur.
54- Onları gömdükçe gömdü yere.
Duhan Suresi:
15-B iz sizden azabı birazcık kaldıracağız.Ama siz yine dönücülersiniz.
16- Onları çarptıkça çarpacağımız gün şüphesiz ki öcümüzü alırız.
Furkan Suresi:
37- Ad ve Semud ile Ress’lileri ve bunların arasında bir çok nesilleri de yok ettik.
38- Hepsine örnekler vermiştik ama bizi dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.
Müminun Suresi:
30-Doğrusu biz Nuh’u ve kavmini imtihan etmiş olduk ama bu olayda sizin için nice ibretler vardır.
31-Sonra onların ardından başka bir nesil var ettik.
32- Onlara aralarından “Allah’a kulluk edin.Ondan başka ilahınız yoktur,sakınmaz mısınız?” diyen bir elçi gönderdik.
43- Hiçbir milletin eceli öne alınmaz ve geri bırakılmaz.

Ses Silahı ile insanların imhası
Hicr Suresi:
80-Hicr halkı da peygamberi yalanlamıştı.
81- Dağlarda güven içinde ev yontuyorlardı.
82- Sabaha karşı korkunç çığlık onları yakalayıverdi.
83- Yaptıkları kendilerini koruyamadı.
Enbiya Suresi:
6- Onlardan önce yok etmiş olduğumuz kasabalar halkı inanmadılar,bunlar mı inanacaklar.?
11- Biz inkarcı nice ülke halkını kırıp geçirdik,ardından başka milletler yarattık.
12- Onlar gazabımızı hissettiklerinde hemen ülkelerini bırakıp kaçıyorlardı.
43- Biz onları ve atalarını yaşattık,nihayet kendilerine ömürleri uzun geldi.
İnsanın üstün yaratılıdıktan sonra aşağılanışı.
Tin Suresi:”
4-İnsanı en yüksek şekilde yarattık.
5-Sonra onu aşağının aşağısı kıldık.”
Sebebi basitti.Üstün yaratılan insan zamanla hakkını ister ve köleliği ret eder.Gılgamış efsanesindeki gibi o da “göğe çıkan araçtan ve göklerden pay ister.Verilmeyince de direnir ve rakip olur.Sonra da savaşı kaybeder ve genetik yapısı değiştirilerek aşağılanır.İnsan tanrısına karşı verdiği özgürlük savaşında yenilmiştir.
Helak edişlerin,sürekli savaşlarla soyunun kırdırılmasının tek açıklaması buradadır.O artık “kul” değil,Tanrısının “Rakibidir”.
Babil olayı ile insan neslini bölmeyi başarmayı akıl etmişlerler, birbirlerine düşman ederek kendilerini bu işe memur etmekten kurtarmışlardır.Ayetlerle sabit bu olay onlara rahatlık getirmişse de teymediği yerde de gurula insanları nasıl kıydıklarını anlatıyor.
Nahl Suresi:
4- İnsanı bir damla sudan halk etmiştir.Böyleyken onlar yaman bir hasım kesilirler.
Bizi gözleyenler var!
Marduk Gezegeni mi?
Tarık Suresi:
1-Göğe ve Tarık’a and olsun
2-Tarık nedir bilirmisin?
3-O ışığıyla karanlığı delen yıldızdır.
4-Gözeticisi olmayan kimse yoktur.
İnfitar Suresi:
10-Oysa üzerinizde gözetleyici melekler var.
11-Değerli katip melekler.
12-Her ne yaparsanız bilirler"
Darius'un Mührü.Aslan avında Pers İmparatoru Darius'u tanrısı uçan aracından gözlüyor.


Tevrat’ta da Katip melekler vardır.Hem de iyi insan avcılarıdırlar.
Yeruşalim Cezalandırılıyor
BÖLÜM 9
Hez.9: 1 Sonra yüksek sesle, "Kenti cezalandıracak olanlar, ellerinde yok edici silahlarıyla buraya gelsin" diye seslendiğini duydum.
Hez.9: 2 Kuzeye bakan yukarı kapı yolundan altı kişinin geldiğini gördüm. Her birinin elinde ölümcül bir silah vardı. Aralarında keten giysili, belinde yazı takımı olan bir adam vardı. İçeriye girip tunç sunağın yanında durdular.
Hez.9: 3 İsrail Tanrısı'nın görkemi bulunduğu yerden, Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. RAB keten giysili,belinde yazı takımı olan adama seslendi:
Hez.9: 4 "Yeruşalim Kenti'nin içinden geç, orada yapılan iğrenç şeylerden ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret koy" dedi.
Hez.9: 5 Öbürlerine, "Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acımadan,kimseyi esirgeme-den öldürün" dediğini duydum.
Hez.9: 6 "Yaşlıyı, genci, genç kızı, kadını, çocukları öldürün. Yalnız alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe tapınağımdan başlayın." Onlar da tapınağın önünde duran İsrail ileri gelenlerinden işe başladılar.
Hez.9: 7 Onlara, "Tapınağı kirletin, avlularını cesetlerle doldurun. Haydi başlayın!" dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye başladılar.
Hez.9: 11 Derken keten giysili, belinde yazı takımı olan adam,"Buyruklarını yerine getirdim" diye haber verdi.
Kıyamet Suresi:
36-İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır.
Abese Suresi:
21-Sonra onu öldürür ve kabre koyar.
22-Dilediğinde onu tekrar diriltir.
23-Hayır ,insan Allah’ın emrini yerine getirmemişti.
Hakka Suresi:
11-Su taştığı vakit sizi süzülüp giden gemide biz taşıdık.
12-Ki,onu size bir ibret yapalım,duyan kulaklar onu bellesin.
13-Sura üfürülüş üfürüldüğü
14- Yer ve dağlar kaldırılıp da bir çarpılış çarpıldıkları zaman
15-İşte o gün kıyamet kopmuştur.
16-Gök yarılmış çökmeye yüz tutmuştur.
GÖKSEL FELAKETTEN KURTARMA
17-Melekler göğün etrafındadır o gün Rabbimin arşını bunlardan başka sekiz melek yüklenir.
Kıyamet (Diriliş) Suresi:
3-İnsan kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi zan eder.Öyle mi?
4-Evet bizim parmak uçlarını dahi aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
Işın silahları ve göğe çıkış engeli;
Müzzemil Suresi:
12-Çünkü katımızda bukağılar var,yakıcı bir ateş var.
CİN SURESİ
8-“Doğrusu biz cinler göğe erişmeye çalıştık.Fakat onu sert bekçilerle alevler ve meşalelerle doldurulmuş bulduk.
9-“ Göğün dinlenmeye mahsus bir yerinde oturduk.;ama şimdi kim dinleyecek olsa kendisini gözetip duran ateşten bir ok buluyor.
10-“Biz yerdekilere kötülük mü murad edildi?yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir.Bilmeyiz.”
Rahman Suresi:
33- Ey insan ve cin toplulukları Göklerin ve yerin çevresinden kaçmaya gücünüz yetiyorsa kaçın hadi!Ama Allah’ın verdiği bir güç olmadıkça kaçamazsınız ki!
Kaf Suresi:
31- Ce nnetAllah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.Zaten uzak ta değildir.
Zariyat Suresi:
22- Rızkınız ve size vaad olunanlar göklerdedir
İNSAN AVLAMADA TESLA SİLAHI
Hakka Suresi:
5- Bu yüzden Semud Milleti zorlu bir sarsıntı ile yok edildi.
6-Ad Millet de uğultulu önünde durulmaz bir fırtına ile mahvedildi.
7- Allah onların kökünü kurutmak için üzerlerine o rüzgarı 7 gece 8 gün estirdi.Öyle ki halkın kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yıkıldıklarını görürdün.
8-Onlardan geri kalmış bir şey görüyor musun.?
Dünya Laboratuvarında genetik deneylere de devam edilecek:
Vakıa Suresi:
61- Sizin kılıklarınızı değiştirmeye ve bilemeyeceğiniz bir surette yeniden yaratmaya gücümüz yeter.
Kaf Suresi:
4-Biz toprağın onlardan neleri eksilttiğini bilmekteyiz.Katımızda o bilgileri zapt eden kitap vardır.
Mearic Suresi:
18-Gerçekten insan hırslı yaratılmıştır.
39- Doğuların ve batıların Rabbine and olsun ki gücümüz yeter.
40-Onların yerine daha hayırlısını getirmeye.
İnşikak Suresi:
19-Sizler halden hale geçeceksiniz.
Bizi yaratanlar,genetik bölünmemizin kaç yılda sona ereceğini,o zaman geldiğinde teknolojimizin de nereye kadar varabileceğinin hesabını çok iyi biliyorlardı.Sürpriz bir gelişmeyi önlemek için de başımıza nöbetçiler koydular.
Hicr Suresi:
23-“Gerçek şu ki,DİRİLTEN VE ÖLDÜREN BİZİZ.HEPSİNİN GERİSİNDE BİZ KALIRIZ
Yeterli bir açıklama değil mi?Bence yeterli.
Bir çok krallar “Tanrıdan” emir aldıklarına inanarak diğer insan nesillerini kıydı geçti.Böylece bir milletin diğerine üstünlüğü sayesinde “insanlığın bilim üretmesi” engellendi.İşte ne güzel anlatıyor Kuranda ;
Enam Suresi:
121-Her şehirde şehrin günahkarlarını hileler,düzenler kursunlar diye büyülttük,öne geçirdik.Aslında onlar kendilerine karşı hilekarlık yaparlar da bilmezler.
133-Şüphesiz size vaad edilen şeyler gelecektir,olacakların önüne geçemezsiniz siz.
Altın sanayide hiç kullanılmamasına rağmen geçmişte tapınaklarda kullanılmak,tanrılar için üretildi.Bu gün bilgisayar teknolojisinde çok işe yaradığını fark ettik.Kuranda ne güzel anlatıyorlar;
Ali İmran Suresi:
91- “Kafir olarak ölenler dünya dolusu altını fidye olarak vermiş olsalar da geçersizdir.Çok sarsıcı azap onlaradır, ve yardımcıları da yoktur.”
Hicr Suresi:
21-“Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın.Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz.”
ALTINLAR ALLAH İÇİN AYRILIYOR
Tevrat-Yeşu.6: 19 Bütün altınlar gümüş, tunç ve demir eşya RAB'be ayrılmıştır. Bunlar RAB'bin hazinesine girecek."
Tevrat-Çölde Sayım;
Say.8: 4 “Kandillik, ayağından çiçek motiflerine dek dövme altından RAB'bin Musa'ya gösterdiği örneğe göre yapıldı.”
Levililer.24: 4 “RAB'bin huzurunda saf altın kandillikteki kandiller sürekli yanacaktır."

ALTININ ARINDIRILMASI

Say.31: 21 Bundan sonra Kâhin Elazar, savaştan dönen askerlere,"RAB'bin Musa'ya buyurduğu yasanın kuralı şudur" dedi,

Say.31: 22 "Altını, gümüşü, tuncu*, demiri, kalayı, kurşunu -ateşe dayanıklı her nesneyi- ateşten geçireceksiniz; ancak bundan sonra temiz sayılacak. "

Say 31:23 "Ayrıca temizlenme suyuyla da arındıracaksınız.Ateşe dayanıklı olmayan nesneleri sudan geçireceksiniz."


Rab'be Sunulan Ekmek”
Lev.24: 6 “Bunları RAB'bin huzurunda iki sıra halinde, altışar altışar saf altın masanın üzerine dizeceksin”
BÖLÜM 7
İsrailliler adak altınlardan çalarlar;
Yeşu.7: 1 Ne var ki, İsrailliler adanan eşyalar konusunda RAB'be ihanet ettiler. Yahuda oymağından Zerah oğlu, Zavdi oğlu, Karmi oğlu Akan adanmış eşyaların bazılarını alınca, RAB İsraillilere öfkelendi.
Altınlarının çalınmasına kızıp,seçtiği halkı cezalandıran bir tanrı var.Köleci düzenleri dünyamızla da sınırlı değildir;
Nahl Suresi:
48- “Göklerde ve yerdeki her canlı ile melekler aciz olduklarını belirleyerek Allah’a secde ederler.Kendilerinden her konuda üstün ve güçlü Rablerinden korkarlar ve ne buyrulmuşsa yaparlar.”
Her gezegen onlar için bir bahçe.İçindeki her varlık da onlar için besin,ham madde,hazine. Bizlerin genetik bölünmesi sona erince,klonla üremeye başlayacağız.
Aynı Sümer tanrısı Enki’nin oğlu Marduk’u “doğum odasında yaratması,Adapa’yı (Adem) genetik olarak laboratuarda tüp bebek olarak hazırlayıp karısı Ninti’ye doğurtması gibi. Tanrının doğmamış, doğurulmamış olma özelliğinin kaynağı buradan gelir.
O zaman gelip vuracaklar işte.O teknolojiyi uzun süre yaşamamıza izin verecekleri inancında değilim.
İnsanlık yok olunca yeryüzü tüm hazineleri ile onlara kalacak ve insanları da yiyecekler, kanlarından şaraplar yapıp içecekler;
İncil'den;
VAHİY 14—20 Tanrı öfkesinin bağbozumu.
“17:Bundan sonra güneşte duran bir melek gördüm.Gür bir sesle göğün ortasında uçan tüm kuşları çağırdı."Gelin,Tanrı'nın büyük şöleni için toplanın.Hükümranların etini,komutanların etini,güçlülerin etini,atların ve atlıların etin,hem özgürlerin hem de kölelerin,hem küçüklerin hem büyüklerin,kısacası tüm insanların etini yemek için toplanın"
19:Melek orağını yeryüzüne salladı,bağbozumunda yeryüzünün üzümlerini topladı.Bunları Tanrının kızgınlığında üzümün çiğneneceği büyük tekneye koydu (Yani insanların kanlarını çıkarıp içecekler)
20:Tekneye basılan üzümler kent dışında çiğnendi.Tekneden AKAN KAN üç yüz yirmi kilometrelik bir alanı kapladı,atların gemlerine dek yükseldi.”

İşte İsa peygamberin,insanlardan(*),dünyada yaşamaları karşısında karşılığında “fidye” olarak alacağı insanlar.Cennete sadece onlar gidecek.Sonsuza kadar İsa peygamberin cinsel fantezilerine hizmet edecekler.İşte O İncil ayeti;
"Yuhanna Vahiy-Kuzu ve Kurtulanlar 1-5; “Sonra Sion Dağında Kuzuyu (Allah-İsa) ve onunla birlikte 144.000 kişinin durduğunu gördüm.Alınlarında Kuzunun ve Babasının adı var.......
Yeryüzünden kurtulmalık (fidye) karşılığında sağlanan 144.000 kişiden başka hiç kimse bu ezgiyi öğrenemiyordu.
Bunlar kadınlarla ilişki sonucu lekelenmeyenlerdirÇünkü kız oğlan kızdırlar.Kuzu her nereye giderse Onun ardı sıra gidenlerdir.İnsanlık içinden Tanrıya ve Kuzuya kurtulmalık karşılığında sağlanan ilk üründürler......
(*)(Yakup soyu 12 kabileden seçilen 144.000 kişiden ibaret insanlar kastediliyor.Yukarıdaki ayetteki 144.000 oğlan bu seçilmişlerin “ilk erkek çocukları” olacaklardır.Diğerleri güneşe atılacaklar ve sonra günahlar çekilince bu dünyaya geleceklermiş te miş miş.İncil’de cennet yeniden yaratılan dünyadır.
Bu tanrı bizi cennetine alır mı sizce?Alsa da bu yaratıkların arasında ne iş yapacağımız belli.Her alanda sınırsız,süresiz hizmet.Alsa da ilelebet onlara "erkek fahişe" olmaktansa hatta,kanınla, canınla da onları beslemektense,güneşte bir kez yanmak iyidir bence.
Cennete gidenler,İsa’nın götürdükleri.İlelebet,cinsel tacize maruz kalacaklar.İşleri hiç kolay değil.(!)
Keykubat
Not:Kaynak olarak kullanılan Kuran 1989 Sabah Gazetesi armağanıdır.Ayetleri numarasız olduğu için ben numara koyarken hatalı olabilirim.Ama ayetler kitaptan olduğu gibi alınmıştır.Tüm yazılarımda kaynağım bu kitaptır.

HUN,TÜRK ve İBRANİLİK

HUN,TÜRK ve İBRANİLİK

İngiliz Albayı James Churchward’ın sömürge subayı olarak görev yaptığı Hindistan-Tibet’te Sanskritçe taş yazıtlar üzerinde tercüme yaptığı sırada 1870’li yıllarda tanıştığı Tibet’li dağ Tapınak rahibi Rishi’nin gösterdiği tufan öncesi 16.000 yıllık kil tabletlerin dilini ona öğretmesi ile başlayan macerası,dünya insanlık ailesinin en eski ve bozulmamış dini olan Mu kıtası tanrısı “RA MU” nun dinini ve dilini ortaya çıkarmıştır.1934 yılında ilk kez yayınlanan “Mu’nun Çocukları”,”Kayıp Kıta Mu’nun Çocukları” ve “Mu’nun Kutsal Sembolleri” adlı kitapları daha o zaman dünya kültürüne bomba gibi düşmüştür ve halen ilgi çekmeye devam etmektedir.

Bu kitapta tüm Avrasya’nın “tek bir Uygur imparatorluğu olduğunu,yeryüzünün tüm kıtalarının bu kıta milletinin sömürgeleri olduğunu,en asil kavminin de Türkler olduğunu,tüm yeryüzü dillerinin ve medeniyetinin bu kıtadan yayıldığını kanıtları ile görmek sizleri şaşırtmasın.

İşte yine bu kitaplarda yazılan,dünyanın bilinen en eski “Kabala ve “Ebced” alfabe hesaplarını yapmış kavimlere ait Naga ve Maya dillerinde,da sayıların adları ve gizli manalarında bile Türk Milletinin adı ortaya çıkıyor.


Sayı: Naga Dili (Gizli) Maya dili (Gizli) Anlamı


1 HUN HUN :Kainata hakim olan Tek

İslam-Vahdeti Vücud.

2 Cas Ca Bir’in iki olması.İki özellikli Allah

Ruh-Beden;Erkek,Dişi gibi.

3 Ox Ox :Gücü kendinden olan

4 San Can :Dört kudretliler.Dört kutsal Nesne

5 Ho He : Gelecek

6 Uac Uac :Kainatı düzenleyen

7 Uuac Uuac :Yaratan

8 Uaxax Uaxax :İnsanı yaratan,doğru olan

9 Bolan Belan :Geceyi kendi üstünde döndüren

10 Lahun Lahun:O ikide birdir.Yani “Ruh ve bedendir.”

Sayıların anlamlarını sıraladığımızda ise “Yaratıcı Tanrı’nın “ temel özelliklerini veren bir ileti alırız;

“Kainata hakim olan bir,iki özellikli Allah,gücü kendinden olan,dört kudretliler gelecek,kainatı düzenleyen,yaratan,geceyi kendi üstünde döndüren,o ruh ve bedendir yani ikiden olan biridir. “

İlginizi çekti mi bilmem,”HUN” yani bir anlamına gelen sayı aynı zamanda Allah,Türkçe “Tanrı” anlamını vermektedir.

HUN İMPARATORLUĞU denince demek ki “TANRI İMPARATORLUĞU “ demekmiş.
Kazakistan'da bulunan Altın Elbiseli Adam.
Türklerin çok eski çağlarda pantolon giydiklerini de gösteriyor.
İBRANİ DİNLERE GEÇİŞİMİZ ALDANMA MI HİDAYET Mİ?
Fesat,işsiz kalmış Hitit prensi Avram (AB BRAHM)’ın yani peygamber Hz.İbrahim’in ve soyunun neden “Türkleri” hedef gösterip “Yecüc-Mecüc “ olarak adlandırdıklarını anladınız mı? (Bush,T.erdoğan,Yecüc Mecüc başlıklı yazım Blog arşivinden bknz)

Tüm bu dümenler kendi soyunu yüceltmek için Tanrı’nın adı ile devlet kuran ve yeryüzünün düzenleyicisi olan büyük milleti hedef gösterip onları sapıttırma dümeni.

Şeytan arıyorsanız,önce Mu’nun batmasından sonra başsız kalan,halk düşmanı Mısır ve Hint rahiplerini,onların yolundan giden İbrahim’in vahada ağaç gölgesinde düşlediği “Üstün Irk” yaratma teorisi,onun planına sahip çıkan Sina dağında Osiris Rahipliği yapan Yahudi ile evli olduğundan onların başına Kral seçilen Musa,takipçisi Hezekyel ve Tevrat’ı baştan sona yeniden yazan Yahudi rahibi Ezra’dan başka kim olabilir?

İşte Tevrat kendisi kendisini yalanlıyor;
Aşağıdaki ayetlerde seslendiği ve kendisine “Kıyı Halkları bana umut bağladı” derken kastettiği Türklerdir.

Çünkü; Tevrat-Yaratılış Bölüm 10:5’de,Yafes’in soyu ve ondan türeyen halklar sayılırken, kıyılarda yaşayan insanların ataları olarak Yafes soyu işaret edilir.Türkler de bu gruptan olduğuna göre demek ki doğru yola Yahudilerden önce girmişlerdir.

Rab'bin Kulunun Görevi (MESİH)

BÖLÜM 49

“Yar.10: 2 Yafet'in oğulları: Gomer, Magog, Meday, Yâvan, Tuval, Meşek, Tiras.

Yar.10: 3 Gomer'in oğulları: Aşkenaz, Rifat, Togarma.

Yar.10: 4 Yâvan'ın oğulları: Elişa, Tarşiş, Kittim, Rodanim.

Yar.10: 5 Kıyılarda yaşayan insanların ataları bunlardır. Ülkelerinde çeşitli dillere, uluslarında çeşitli boylara bölündüler.

Yşa.49: 1 Ey kıyı halkları,(Yafes Soyu) işitin beni,
Uzaktaki halklar, iyi dinleyin.
Kıyı halkları (Yafes Soyu) bana umut bağladı,
Umutla gücümü bekliyorlar.”

TÜRKLERİ YANILTAN NEYDİ?

Oysa “sır” İncil’de saklıdır:
Matta 1;2-

Doğudan gelen bilginler;

2;1-İsa,Kral Herodes zamanında Yahudiye’nin Beytlehem (Nasıra) kasabasında doğduğu sırada doğudan Yeruşalem’e (Kudüs’e) gökbilimciler geldi.

2-Yahudilerin yeni Kralı nerede? Diye soruşturuyorlardı.”Çünkü onun yıldızını doğuda gördük ve kendisine tapınmaya geldik.”

Bu ayet “İbret alma” konusuna işaret etmektedir.

Tanrı her kavime emirlerini kitapları ve peygamberleri ile daha başlangıçta bildireceğini söylemiştir.Türk Karahan Yaratılış Destanı,Enuma Eliş Destanı,Gılgamış Destanı ve tüm dinlerde peygamber göndereceğini belirtmektedir.Ayrıca “son seçilen kavime” gönderilen peygamber ile de “son emirlerini göndermektedir.Bu yüzden İran’lı din adamları Kudüs’e gelirler.

İran,Hint,Çin,Aztek,Maya,İnca,Mısır,Yunan,Türk tüm kavimlerin din bilginleri aynı zamanda birer “astronom”durlar.Yani yıldızları gözleyen,hareketlerinden mesajlar çıkaran,tanrılarının döneceği zamanı ve göndereceği peygamberlerin hangi millete geleceğini dahi okurlar.

İncil’deki İranlı’lar da bu tür din adamlarıdırlar.

İşte Kuranı Kerim’den bir örnek;
İBRAHİM SURESİ

4- “Biz de apaçık anlatmaları için her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik. Allah dilediğini saptırır veya doğru yola ulaştırır.O her şeye hakim ve hikmet sahibidir”

RAD SURESİ

7-,”İn karcılar Ona “ Rabbinin bir mucize indirmesi gerekmez miydi” derler.Ey Resulüm, sen ancak uyarıcısın ve her milletin de kurtuluş rehberisin.”

TEKVİR SURESİ:

27-“Kur’an bütün alemlere öğüttür”

Yukarıdaki semavi kitaplardan alınan ayetler de geçen en önemli konu “İBRET ALMA” yani Tanrı’nın son emirlerini “Son Peygamber’den” alma şartıdır.

Türkler de İran’lı rahiplerdeki “takip etme geleneğini” bildiklerinden,önce kılıçla,sonra gönülle” İslam’ı kabul etmişlerdir.Ancak,yurtlarının ve kültürlerinin yakılıp yıkılmasına,bilge önderlerinin ve öğrencilerinin Araplar tarafından katledilmelerine göçerliğin yarattığı cehalet ve sürgünler de eklenince “İbret Alma” yerine “Köle” olmuşlardır.

Oysa Arapların Allah tarafından ne kadar ihmal edilmiş,lanetlenmiş ve unutulmuş bir kavim olduklarını,İslam’ın kime geldiğinin de bırakalım Kuran kendisi söylesin;

YASİN SURESİ-6-“ Babaları uyarılmamış bir kavmi uyarasın diye gönderildin.Çünkü onlar habersiz gafillerdir.Doğrusu çoğunun üzerine azap gerçekleşmiştir.Artık onlar iman etmezler.”

Şuara Suresi- 7:"Şehirlerin anası Mekke ve çevresinde bulunanları şüphe götürmeyen o kıyamet gününün dehşetinden haber veresin diye sana Arapça okunan bir kitap vahiy ettik.Mahşerde toplananlardan bir kısmı da cehenneme gider"

MÜSLÜMANLARA NEDEN ŞEYTANIN ORDUSU DENİYOR?

Buyurunuz,işte neden İslam dünyası YECÜC-MECÜC ve Şeytanın ordusudur ve Hz. Muhammed’e neden “Şeytanın peygamberi” demektedirler?;

Kadıköy eski Müftüsü Ahmed Mekki Üçışık’ın 1967’de yazdığı,1980’de Hüseyin Hilmi Işık tarafından hazırlanan,Işık Kitapevi yayını “Tam İlmihal” adlı kitabın 3.sayfası.2. paragrafında:

“Kuran-ı Kerim’de 114 Sure ve 6660 ayet vardır.” Demektedir ve ayetlerin azlığı veya fazlalığı hakkında da Bostanül Arifin adlı kitapta geniş bilgi olduğu vurgulanmaktadır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’sinin Cilt 1.S.18.Paragraf.-2,7.satırında:

“Bütün cennetlerin derecelerinin toplamı 6666 derecedir.Kuran-ı Kerim’in bütün ayetlerinin toplamı kadar “ demektedir.

İncil Vahiy-Karadan çıkan Canavar (Dabbet-ül arz) bölümü Ayet 18-“İşte bilgeliğe çağrı. Aklı olan hesap etsin canavarın sayısını:Çünkü bu sayı insanı simgeler.Sayısı ise 666.’dır.”

Demektedir.İnsanları kendine tapmaya,şeytanın ordusuna katılmaya zorlayacak,tapmayanları cezalandıracağı,tapanları da işaretleyeceği belirtilen bu canavar İncil ayetine göre sayısı 666’dır.

İşte Hıristiyanlar bu yüzden Hz.Muhammed’i “Şeytanın uşağı,Müslümanları da Yecüc Mecüc ordusu olarak kabul ederler.

Tüm Yahudi ve Hıristiyanları"Müslüman etmedikçe" de Müslümanlar hakkında bu yargıları değişmeyecektir.

144 İncil'in İ.S.333’de İznik Konsülünde alınan karar gereğince “4”’e indirildiği tarihten 238 yıl sonra Hz.Muhammed doğmuş,278 yıl sonra peygamber olmuştur.

Her iki kitapta da kıyamet alametleri Kuran,Tevrat-İncil harmanlamasına göre yapılmıştır. Merak eden alsın okusun.Hz.Muhammed’in ve kitabı indiren Allah’ın, Maide Suresi 68-De ki: "Ey kitap verilenler, siz Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Diyerek Tevrat,İncil ve Kuran’ı birlikte okumayı şart koştuğu halde bu konuya dikkat etmemelerinin sebebi anlaşılır gibi değildir.

Yahudi ve Hıristiyan dünyasının Hz.Muhammed’i de Kuran’ı da “Şeytani” kabul etmelerini sağlayan sadece bu “666” rakamıdır.

Özellikle Cumhuriyet döneminde Kuran ayetlerinin,6200 veya 6400,96 olan Sure sayısının “114” olarak düzenlenmesinin ardında “Biz şeytani değiliz” demek dışında ne olabilir?

İşte bu yüzden G.W.BUSH ve Papa “ Ortadoğu’da Yecüc-Mecüc” derken,tüm Müslümanları kastetmektedirler.

Çünkü Arapların da,Türklerin de “Hilal ve Ay yıldız” İslam öncesi de sembolleridir.


Yetmez gibi Kabe’de bulunan 360 putun en büyüğünün adı olan “EL ELLAH-ALLAH”’ı da bütün “İsmail soyu” olmayan kavimlere de kabul ettirdiler.

Bunun en kolay ispatı,Hz.Muhammed’in babasının adının Abdullah olmasıdır. Yani “Abdul Ellah-Allahın kölesi”dir.

Hz.Peygamberin dedesi Abdulmuttalip’in (Muttalip’in “El Ellah’ın bir sıfatı “ kölesi) El Ellah yani Hubel’den on çocuğu olmasını diler.Olursa birini Allah’a kurban adar.

On çocuk olur ve Abdullah kahinin attığı fal oku ile işaret edilince 130-140 deve kefaret kurbanı ile boynu kesilerek kurban edilmekten kurtulur.

Kurban kesme İncil’de kaldırıldığı halde Araplarda vardır ve hayvan kurban etmek de İncil Tevrat’ından alınarak gelenek haline getirilir.(İbrahim’in İshak’ı kurban etme olayı)

Çünkü,anne karnında 6 aylıkken kaybettiği babasını Hubel’in yani Allah’ın aldığını düşünmediğini kim iddia edebilir ki?

İşte “Kurban keserek bayram yapan 21.yy.’in tek din mensupları olmamızın hikayesi”

Semavi Dinlerin İbrani soyuna geldiği apaçık ortadadır.İsteyen ibret alır.İran’lılar İslam’da “Şii’lik Mezhebini oluşturarak il reformu yapanlardır.Yani kendilerini bozmadan “ibret” almışlardır.İranlılar Sam soyu kabul edildiklerinden,”Asil Soy” olduklarından Araplar onları Türkler gibi kıymamıştır.

Bizi Yecüc-Mecüc,yani kıyamet öncesi Allah’ın ordusuna karşı “Şeytanın yanında Savaşacak” Yafes soyundan gelen millet” olmakla suçlanmamıza rağmen bu dine kılçla girmişsiz ama askeri ve kölesi olmuşuz.

Osmanlı Sultanlarının bir diğer adı da “Hadım ül Haremeyn Şerefeyn” dir. Anlamı da “Mekke ve Medine’nin dünya zevklerinden arınmış kölesi”’dir.Yani “hadım-zenci harem ağaları gibi”dir.

Bu yüzden her yıl bizim milletimiz savaşlar ve açlıklarla kırılırken,hatta I.Dünya Savaşında Mekke Arapları,İngilizlerle bir olup Türk Askerini kıyarken,şehitlerimizin karınlarını deşip bağırsaklarında “Mecidiye Altını” ararken biz “Surre Alayları” adı verilen,altın,para ve her türlü mücevheratla yüklü deve kervanları ile “Allah’ın sevgili kulları Mekke Arapları bizim için dua etsinler de cehennemlik olmayalım” inancı ile onlara fidye göndermişiz.Topkapı Sarayı Hazine dairesinde sergilenen altın şamdanlar da Hz.Peygamber’in mezarı olan “Medine-i Nebevi’den o zamanın valisinin at sırtında kurtarabildiği birkaç parçaya aittirler.

Bu her yıl tekrar eden bir olaydır ve Türk Milleti için de çok aşağılayıcıdır.

Türklerin yurtlarının “Yecüc Mecüc Kavmi oldukları gerekçesi ile talan edilip soykırıma uğratılmalarının ardından,işkence ile,bahşişle Müslüman edilmelerini “Hidayete Ermek” olarak yorumlayan Erzurumlu İbrahim Hakkı’sından Mevlana’sına kadar herkesin de gerçekte “Türk Milletini Soysuzlaştırma” hareketine katkıda bulunmuşlardır.

Oysa kendileri de "Yecüc-Mecüc"ün hası olarak suçlanmaktadırlar da görmezler.

Oysa,2600 yıl önce Tao (Lao Szu) bile "Tao Te King" adlı kitabındaki yazılarında "su temelli, etten,kemikten olan tanrıların insanlara kötülük ettiğini,insanlar için iyi olanın ise "Işık Tanrıları" olduğunu yazar.Bu da günümüze kadar,İslam kanalı ile "NUR" olarak intikal etmiştir.

Çünkü “Tanrı İmparatorluğu” adı ile devlet kuran asil soylu,yeryüzünün düzenleyicisi bir millet sonunda şeytani planlarla aşağılanabilmiştir.

Yeryüzünde bilinen gelmiş geçmiş en sinsi "Üstün Irk Yaratma" planı değilse bu nedir?


Keykubat

SİNSİ HAÇLI PLANLARI

HAÇLILARIN SİNSİ İMHA PLANLARI


Sizler bu yazımda daima yaptığım gibi “bize iyi “ görünen ama amacı ülkemizi dilim dilim bölmek,bizim yanımızda “Tevrat’ta geçen Sam Soyu olmayan, tüm Türk soylu ve Müslüman toplumları kıyamet öncesi imha etmeyi” içeren sinsi planı açıklamaya gayret edeceğim.

Sizler de vaktiniz varsa okuyun ama aklınızda yorumlamadan,düşünmeden de karar vermeyin.

Sonucunda bu tespitler bana aittirler ve sizler değişik bir fikir paylaşımı olarak okumaktasınız.


29.Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilanının arkasından sırası ile Saltanatın ve hilafetin kaldırılması ile başlayan hoşnutsuzluklara 25 Kasım 1925 kılık kıyafet kanununda yapılan değişikler de eklenince şeriat isteyeninden Pontus Rum Devleti ,Şeriat Kürdistanı isteyenine, kadar değişik amaçlarla iç isyanlar yabancıların da el altından destekleri ile alır başını gider.

Kurtuluş Savaşında 22.000 asker kaybeden devlet,çıkan bu iç isyanlarla 200.000 insanını yitirir.Yani iç isyanlarda kurtuluş savaşının on katı insan kaybederiz.

1937’de de Özerk Dersim talepleri birilerinin kışkırtmaları ile gündeme gelince 22.Ekim 1938 yılına kadar üç büyük Dersim isyanı eklenince artık devlet “Misak-ı Milli ve OTİ siyasetlerini askıya almak zorunda kalır.

Dersim isyanlarının bastırılmasının ardından da 18 gün sonra Atatürk’ün vefatı ülkeyi başsız bırakır.

İstanbul’un işgali sırasında kurulan Amerikan ve İngiliz Muhipleri (Sevenleri) derneklerinin mecliste bulunan temsilcileri de Amerika’nın Willson ilkelerine sahip çıkmamasının ardından doğan boşluktan yararlanan İngiltere’nin kışkırtmaları ile hilafeti ve saltanatı geri getirme çabalarına başlarlar.

Mandacıların önünde bulunan en büyük engel Atatürk artık önlerinde değildir.Bunların hiç birinde “Türk Milliyetçiliği” diye bir kavram yoktur.Tartıştıkları konu ise “İngiliz Mandası mı Amerikan Mandası mı” olsundur.Mandacıları hepsi de “saltanat ve hilafet” yanlısıdırlar.

İçlerinde “Türk” kökenli kimse olmadığı gibi tümü “saraya köle olarak alınıp,eğitilip yetiştirilerek makam,mevki sahibi edilen dönme ve devşirmelerden oluşmaktadırlar. Kanuni’den bu yana “Biz Müslümanız ama kendi milletimiz olan Avrupa’ya karşı savaşmayız” diyen, Osmanlı’yı Avrupa’dan çıkaran haçlı projelerini uygulayan,Padişahları kendileri seçen,II Selimden sonraki tüm padişah adaylarını Topkapı Sarayının hareminin altındaki tünellerde kurdukları hücrelerde yıllarca tutan,bu yüzden bu dönemden sonra bütün padişahları “delirten”,sarayı ve Bab-ı Âli’yi (Yüksek Kapı-Başbakanlığı) Avrupa’nın istihbarat üssüne çevirenlerin soyudurlar.

Bu gün de AKP hükümeti ile yaptıkları “dedeleri veya babalarının” yaptıklarını takip etmekten ibarettir.

Manda kelimesinin anlamını biraz açayım. İngilizce “Mandate” kelimesinden gelir. ”Başka devletin yönetimi altına girme,sömürge olma” anlamına gelir.”

Bizdeki çiftçilerin tarlada kara sabanı çekmekte kullandıkları güçlü iş hayvanı olan su mandası ile bir alakası yoktur.Bu hayvanın nesli yavaş yavaş tükendiğinden, gençlerimizin görmedikleri için İngilizce’den alıntı ile “Water Buffalo” olarak bildiklerini yazılarından okuyorum.

Ülkenin,Atatürk’ün getirdiği ortamdan geriye gittiğini gören İsmet İnönü, gerek Kürt aşiretlerinin gerek ordu içindeki yandaşlarının yardımları ile diktatörlüğünü ilan eder.


Akabinde de Almanya ve İtalya’nın faşist yapılanmaları ile oluşturdukları ortam yeni bir paylaşım savaşının başladığını da göstermektedir.

Biraz İngiltere Başbakanı Curchil’in nasihatları ile biraz da kendisini böyle bir savaşa girmeye yeterli görmeyen İsmet Paşa, ülkeyi savaşa sokmama uğruna elinden geleni yapar.

Savaş bitip yıl 1946’ları gösterdiğinde İngiltere’den gelen “Serbest Fırka” emri ile CHP dışında ilk siyasi yapılanmalara izin verilir.Bu yapılanmadan 1950’de Demokrat Parti Adnan Menderes liderliğinde iktidara gelir.

İkinci Dünya Savaşının yarattığı kıtlık ortamından sonra zaten CHP’ye karşı kim olsa iktidar olmaya adaydır.İsmet Paşa da zaten talimat gereği seçimlere asılmamıştır.Büyüklerden gelen emir böyledir.

Türkiye Cumhuriyeti yapılanmasına karşı olan herkes neredeyse bu yapılanma içinde yer alır ve mandacılar tarafından ülke İngiliz-Amerikan İmparatorluğuna bir güzel peşkeş çekilir.

Menderes ülkemizin tüm üretim sistemini iflas ettirecek olan “Marşal yardımını” öyle beğenir ve abartır ki,Ermeni İsmet bile “Menderes,Menderes,gavur bir şey verirse canını almak için verir” uyarısını bile anlamazlıktan gelir.Sonunda İsmet’in dediği olur,Menderes canını verir.


Onun bu sözünde bir “vatanseverlik kokusu” olduğunu da itiraf etmeliyim.

1960 yılına kadar önceki yazılarımda da yazdığım olaylar nedeni ile DP hükümeti kendi yediği ve millete de yedirdiği “çıkmaz kazıkların” tecrübelerinden sonra mı yoksa “askeri darbe korkusu ile mi” bilinmez,emperyalist Amerikan-İngiliz koalisyonundan umudunu kesip Rusya’ya açılma kararı aldığı zamanda 27 Mayıs 1960 askeri darbesi gerçekleşir.

Başlangıçta Atatürkçü,milliyetçi,emperyalizm karşıtı kesimin hakim olduğu ihtilal kadrosundan İsmet Paşanın Rus korkusu mu,İngiltere’nin telkinleri mi hangisi etkili olduysa bu vatansever kadro ihtilalci kadrodan tasfiye edilir.

Tekrar Amerikancı bir ihtilal yapılanması ortaya çıkar.

Ülkemizi bu günün kardeş savaşlarına hazırlayan korkunç plan başlıyor;

Emperyalist devletlerin “uyanış” olarak gördükleri bu hareket onları endişeye sevk eder ve yeni bir “kaos yaratma,uyutma ve bölme” siyaseti ortaya çıkar.Başta Almanya’nın “işçi talebi” ile başlayan bu yapılanma diğer Avrupa devletlerinin de katılımları ile bir çok insanımızın Avrupa ülkelerinde çalışmak için müracaatları sağlanır.

İşte bu proje kapsamında, ülkemizden seçilen işçilerin başlangıçta tamamen 1925 Şapka Kanunu, Şeriatçı ve Özerk Dersim Kürt isyanlarının çıktığı illerden ve isyanlarda yer alanlardan seçilmiş olmaları ilginizi çeker mi bilmem.

Zamanın hükümetleri bunu “devlete sadık vatandaşımızı gavura kul etmeyiz” şeklinde açıklamaktaydılar.

Ayrıca o zamanlar Alman Markı Türk Lirasından da düşüktü.Bu durum da bu açıklamaya haklılık kazandırmaktaydı.

Selda Bağcan’ın “Bizi kul ettin Almanya’ya” diyen şarkısı “ayrılıkçı alevi solcuların” simgesi olmuştu.Bir çok filimler yapılmaktaydı “Almanya acı vatan” ve bir çokları ile bu halkımızın “devletlerine küstürülme” gayretleri körüklenmekteydi.

İçeride ise,Kürt şarkıcı,Kürt artist-aktristler,Kemal Sunal-İlyas Salman,İbrahim Tatlıses gibi sanatçılarla bir yandan “Kürt Sempatisi” oluşturularak,mazlum,cahil, yardıma muhtaç “Kürt İnsanı İmajı” oluşturulmaktaydı.

Bu sayede her yere ayrık otu gibi yayılan Kürtler çoktan ülkenin her tarafını işgal etmişlerdi.

1980 sonrası çıkartılan terör olayları ve siyasi yapılanmaları ise bunun böyle olmadığını, Sünni-Türk kesimin “Said Nursi Tarikatı “ içinde örgütlendirilerek “Atatürk Cumhuriyetini yıkma” hevesine kaptırıldıklarını ve Said Nursi’nin “Kürt Milliyetçiliği yüzünden yaşadığı 1926-1958 sürgün hayatı boyunca kitaplarına yazdırdığı Atatürk Düşmanlığının” bu vatandaşlarımıza aşılandığını,öz be öz Türk-Kızılbaş olanların ise “Alevi Cemaatleri ve “sol Kürdistan” ideolojik yapılanması içinde örgütlendirildiklerini gördük.

Başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinden gelen her vatandaşımız “Atatürk Türkiye’sine” düşman olarak dönmekteydi.

Her biri kendine has örgütlenme ve yardımlaşma içine sokulmuş,1990 sonrası Yimpaş Marketler zincirleri, Deniz Feneri yardım derneği ,Fethullah Gülen Okulları,Dershaneleri, Faizsiz Bankacılık, türbanlı genç kız örgütlenmeleri gibi “yeşil sermaye ve yeşil devrim”, “İslam Kürdistan’ı veya Demokratik Özgür Kürdistan”yapılanmaları günümüzün şartlarını ve tümünü içinde barındıran AKP hükümetini oluşturmuştur.

Bu yapılanma sadece bizde değil,aşağıdaki gazete haberinde de anlatıldığı gibi 200 YILDIR İngiliz idaresinde sayılan Mısır’da İslamî yapılanma bizdekini aratmıyor;

“Müslüman Kardeşler örgütünün kurucusu imam Hasan el-Benna da aynı hedefi işaret etmekteydi. Hasan el-Benna, Müslüman ulusların İslam ilkelerine dayanan birliğini savunuyordu. Ona göre Müslüman ulusların geri kalmasının nedeni, din yolundan uzaklaşılmış olmasıydı. Kurtuluş,İslam öğretilerine geri dönerek sağlanabilirdi. Devlet, İslam dini temelinde örgütlenmeli, İslam hukuku geçerli kılınmalıydı. Toplumun ahlakı ve eğitimi İslam ilkelerine göre yönlendirilmeli, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliklere son verilmeliydi. Müslüman Kardeşler örgütünün amacı da bu programı gerçekleştirmekti. Mısır'ın çeşitli
yörelerinde kurduğu okullar, fabrikalar, hastaneler ve toplumsal hizmet kurumları aracılığıyla görüşlerini yaşama geçirmeye çalışan Hasan el-Benna'nın başlattığı hareket, Arap dünyasını büyük ölçüde etkilemiştir
.”

Avrupa devletleri işçilerimize Hıristiyan olmaları için “Misyoner faaliyetler” içine girmemişler, aksine onları “sapık İslam-î Tarikatlar ile ayrılıkçı anarşist örgütlenmeler ile devleti yıkmaları için geri göndermişlerdi.Avrupalılara göre ne de olsa çoğu isyancılardan veya soyundandı.

Oysa yüzde doksanı Osmanlı’dan kalma toprak sisteminin kurbanlarıydılar.Ağa,şeyh,pir istedi diye kim ölmek ister ki?

Terör örgütünün destekçisi ve Özgür Gündem Gazetesi sahibi eski Kürtçü-solcu yani faşist Yaşar KAYA’nın 1992’de yaptığı;

“Kürtler,1960 yılından bu yana Türk solu içinde ve Avrupa’da eğitimlerini tamamlamışlardır. Artık Özgür Kürdistanı kurma zamanı gelmiştir.Türk Solu’nun desteğine ihtiyacımız kalmamıştır.” şeklindeki konuşması,1939’larda Adana’da bir trende Churchil-İsmet İnönü planına son noktayı koyuyordu.

O plan da “Kürtlerin devlet kurup yaşayabilmeleri için, 80 yıl gibi bir süre Türklerin arasında eğitilip yetiştirilmeleri gereklidir.

Bu önerinin İsmet Paşaya ait olduğu bilinir.Çhurchil ise “Mustafa öldü artık engel kalmadı Hemen Kürdistanı Kuralım” dır.

Bütün bunlar da göstermektedir ki Huntington’un 1992 yılında yayınladığı“Medeniyetler Çatışması” kitabında yer alan “B.O.P projeleri o tarihten sonra çıkmamış, kökleri çok eski dönemlerde olan “sinsi bir haçlı planı” olduğu ortaya çıkmaktadır.

Geçmiş hükümetlere ekonomik krizler,sağ-sol anarşi dönemleri ve ardından ayrılıkçı Kürt Hareketinin başlatılmasına kadar her türlü çağdaş hizmetten yoksul bırakılan halkımız da , Turgut Özal döneminde inceden bir hizmet görmüş ama ardından “terör” çıkınca gelişen olaylar onun da partisinin sonunu getirmişti.

Son Anap+DSP+MHP koalisyon hükümeti de kısmen ambargo,kısmen yolsuzluk ekonomileri sayesinde günümüzün “Rum-Kürt” işbirliğinden oluşan hükümetine zemin hazırlama işini mükemmel yapmıştır.

03.Kasım 2002 seçimleri ile iktidar olan AKP,halkımızın tarihi boyunca görmediği,ama Almancı-İslamcıların alışık oldukları bir çok sosyal hizmetleri halkımıza sunmaları ile büyük ölçüde güven sağlamışlardır.

Bu güven öyle bir güvendi ki asırlardır insan yerine konulmamış,2000’li yıllara gelindiğinde bile ortaçağ yaşantısına sahip insanımız hükümet aleyhine söylenenlere inanmak yerine daha çok bağlanmayı seçiyordu.

İşte “ülkenin teslimiyetini” hazırlayanların “sinsi projeleri” buydu.Bu ülke,savaşla değil,barışla işgal edilecekti.

Hatta bir de Fatih Sultan Mehmet’e ait bir fıkra ile de bunu kanıksatıyorlardı.

Sözde,İstanbul’u feth eden Fatih,Bizanslı bir rahibi çağırtır ve kemik falına baktırır.Merakı da şudur:

“İstanbul’u ben feth ettim ama İstanbul benim halkımın elinden nasıl çıkacak?”

Kemikler atılırlar,yerlerde dönerler ve falcı papaz okumaya başlar.

“İstanbul elinizden “savaşla değil,barışla,topraklarınız satın alınarak çıkacak.Milletin onları satmak zorunda kalacak.”

“İstanbul’u feth edenin adı Mehmet olduğu gibi teslim edenin de adı Mehmet“ olacak”

Hatta bu projeye öyle sarılırlar ki,bu milleti kehanetin doğruluğuna inandırmak için,türlü dümenlerle art arda iki tane Mehmet adlı padişahı da iktidara getirmeyi başarırlar.

1909-1918 Sultan V.Mehmet Reşat döneminde devletin ömrü anlaşmalar yüzünden uzayınca;

1918-1922 Sultan VI.Mehmet Vahideddin de temin edilir.

Atatürk eğer padişahlığı kaldırmasaydı,onun da ardından muhakkak bir “Mehmet” yaratırlardı buna eminim.

İşte bu devşirme,köle ve dönmelerin Osmanlı’yı teslim etmek için “İki Mehmet bulmaları gibi bu günkü torunları da “Pazarlamacılık”,Vakıflar Yasaları ile devletin vatansever yapılanması olarak bilinen “askeri-sivil” yapılanmayı çökertmek için de bal gibi Türk Düşmanlığı kokan “Ergenekon” adı verdikleri vatanseverleri sindirmekte kullandıkları tam bir “Haçlı Saldırısı” eylemini de başlatmışlardır.

Bizdeki olayın benzeri de Pakistan’da olmuş,ABD-İngiliz koalisyonunun getirdiği Müşerref sonunda Avrasyacı tutum izlemeye başlayınca geçen ay iktidardan alındı ve yerine “ticari zekası” ile ünlü Benazir Butto’nun eşi “Bay %10’cu” Zerdari iktidara getirilmiştir.

Bu faaliyetleri ile fıkradaki papazın kehanetini gerçekleştirmek üzeredirler.Ancak bir yerlerde işler ters gider ve Irak’ın ardından İran’ı vurma planına destek bulamaz,o da Gürcistan’ı teşvik ederek başına dert almasını sağlar.

Çıkan, Rus-Gürcü Savaşından dolayı prestij kaybeden “Haçlı Koalisyonunun” baş aktörü ABD seçim nedeni ile hükümet krizi yaşarken diğer yandan da ekonomik krizlere girer.

Avrupa koalisyonunda Fransız-Alman-Rus işbirliğini savunan kesime Amerika’nın Cumhuriyetçi kesimi de destek çıkar ve Türkiye’de piyonları olan hükümeti zora sokacak “Deniz Feneri yolsuzluğu olayı patlatılır.Ne de olsa başından sonuna kendilerinin organize ettikleri bu sinsi planı failleri ile birlikte gayet iyi bilmektedirler.



Bakalım pazarlamacı,işbirlikçi,beş yılda 16-25 yaşında çocuklarını “dolar milyarderi” yapacak iş zekalarına sahip hükümet bu olayın altından hangi tavizlerle kalkacak?

Sanırım yine “devletimizin bekası” ile ilgili tavizleri her iki tarafa da vererek ülkemizin “ortak bir haçlı işgaline” uğramasına yarayacak ortamı hazırlayacak gibi görünmektedir.

ABD-AB destekli “Büyük Ermenistan Projesinin” uygulamaya geçmesine artık ramak kalmıştır.Ancak Ermenistan “Rusya” yanlısı bir siyaset içindedir.Ermenistan’ın bu özelliğinin ABD-AB koalisyonu için bir sakınca teşkil etmemesi dikkat edilmesi gereken en hassas konudur.Bu projede Rusya da büyük olasılıkla yer almaktadır.Dünyamız büyük bir satranç tahtası haline gelmiştir.

İşte “Evet Efendimci” mandacı iktidarımızın Ermenistan çabalarının sonucu;

İşbirlikçi Cumhurbaşkanımızın ziyareti Ermenileri şımartmış;(O kadar gitme dedik.)

20.9.2008 Hürriyet

“Washington- Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyareti ile iki ülke ilişkilerinde beklenen yumuşama bu kez Ermenilerin daha da şımarmasına neden oldu. ABD Başkentindeki Ermeni lobisi Bush yönetiminin Ankara'ya atayacağı büyükelçinin senato oturumu öncesi Tüm senatörlere yolladıkları birer mektupla, Türkiye-ABD ilişkilerinin sorgulanmasını
istediler. Türkiye'nin son girişimlerinin de birer yutturmaca olduğunu ileri süren diyaspora Ermenileri, Bush yönetiminin bu ülkeye yönelik politikalarının da yanlış olduğunu vurguladı.20.Eylül.2008”

Benim naçizane çıkarımım,uluslararası bir casusluk operasyonu ile hazırlanan 1979 İran Devriminin üzerine,sürgünde bulunduğu Bursa’dan alınarak üç-dört yıl Paris’te devlet idaresi eğitim verildikten sonra ,1965 yılından beri giremediği ülkesine “hazır devrimin” üzerine götürülüp oturtulan Humeyni” projesi “Fethullah Gülen için de tasarlanmıştı.

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak,Fethullah Gülen de tüm İslam dünyasının halifesi yapılacaktı.

Bundan sonra kısa bir süre içinde Amerika ve Avrupa’da “”İkiz Kule Komplosu” ve ardından Bush’un ticari ortağı Usame Bin Ladin’in El Kaide’sinin saldırıları ile başlatılan “Müslüman Düşmanlığını” körüklemek için,haçlı koalisyonu,ülkelerinde ”Irkçı yapılanmaları” desteklemekteydiler.

Amerika Devlet Başkanı George W.BUSH’un,”İkiz Kule” komplosunun ardından “Crusade” yani “Haçlı Seferi” kampanyası başlatması,2004’de Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde Fransa Cumhurbaşkanı Jack Chrirac’a “Kıyamet alametleri belirmeye başladı.Ortadoğu’da Yecüc-Mecüc var.Onları buradan çıkarmak için savaşmama yardım et” talebini hatırlayalım.

Kastedilen Yecüc-Mecüc Ortadoğu’da yaşayan Türkler ve Müslüman halklardan başkası değildir.(G.Bush,T.Erdoğan ve Yecüc-Mecüc” başlıklı yazım.Blog arşivinden bak.)

Yıllardır ülkelerinde yaşayan,dünyanın her yerinden getirilmiş Müslümanlara aşıladıkları “Fethullahçılık-Nurculuk İslamı” sayesinde onları hedef haline getirmişler,böylece onları “ırkçı gençlik örgütlerine” hedef göstererek kıydırıp kovduracaklar,onlarda da “Hıristiyan düşmanlığı”.oluşturacaklardı.

Türklerin evlerinin yakılmaları, ülkelerine dönmek için yapılan teşvik ve tahrikler, vatandaşlık sınavları,dil zorunlulukları da bu “kamplaşma projesinin” parçasıydı.

İşte Avrupa’da ülkemize karşı oluşturulan kampanyaların sonuçları 20.9.2008 Hürriyet;

Avrupa’da Ülkemizin birliğe katılmasına karşı olanlar gittikçe artıyor;

AB nüfusunun üçte ikisini oluşturan, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya,Belçika, Hollanda ve İspanya'da toplam 7 bin 7 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanların oranı, Fransa'da yüzde 80, Almanya'da yüzde 76,
Belçika'da yüzde 68, Hollanda'da yüzde 67, İngiltere'de yüzde 57,İtalya'da yüzde 56 ve İspanya'da yüzde 51'e ulaşmış. Türkiye'nin AB'ye katılmasına olumlu bakmayanların oranı dört yılda İspanya'da 29 puan,İtalya'da 23 puan, İngiltere'de ise, 15 puan artmış
.”


Korkunç Kıyamet Savaşı Planı;

Ülkelerindeki yabancılardan bu şekilde kurtulurken,24 Müslüman ülkeyi de başlarında “Halife ile örgütledikten sonra İslam dünyası “Rakip Güç” olarak yerini alacak,rakip belirgin bir hedef olacaktı.

Böylece kendi kamu oyları da karşılarında “düşman grup” oluşturulduğundan ,büyük bir “Haçlı Seferine” kolayca ikna edilecekti.

Belirginleşen rakibe de artık, “açıkça düşmanlık” yapılmaya başlanılacak ve yavaş yavaş da, anarşi,terör,suikastlarla karıştıracaklardı.

Pakistan, Hindistan Ahmedabat Eyaleti,Pencap,Irak,Türkiye’de yakın uygulamalarına halen şahit olmaktayız.İyice gözümüzün karardığı bir zamanda da “Tesla silahı” ile depremler ve kasırgalarla ayağa kalkamaz hale getirip son olarak da riski olmayan askeri bir harekatla da “Türk ve İslam” dünyasından kurtulup,İncil Vahiy 20.bölüm 4.ayette geçen “Mesih’le BİN YIL” yeryüzünde hükümranlık ettiler” sözünün gerçekleşmesi için “Armageddon Savaşını başlatacaklardı.

Bu da ülkemizin İncil’de kıyamet zamanını anlatan ayetlerinde olduğu gibi paylaşılacağı anlamına gelmektedir.

İncil-Bölüm Çocuk doğuran kadınla düşmanı 1-6

İncil Vahiy 12:1 “Gökte ulu bir belirti göründü.Güneşi kuşanmış bir kadın,ayaklarının altında ay,başında 12 yıldızdan bir taç

Bu ayeti Avrupa Birliği olarak yorumlamak herkesin yapacağı bir iş zaten.

Aşağıdaki ayet de sanki Rusya’yı andırmaktadır.Eskiden oraklıydı ne de olsa.İsmet Paşanın da yardımı ile bayağı Müslüman kıydılar.

Tanrı öfkesini bağbozumu:Vahiy 14 “Sonra baktım,beyaz bir bulut göründü.Bulutun üzerinde insanoğlunu andıran biri oturuyor (İsa veya halkından birini)Başında altın bir taç var,elinde keskin bir orak

15:”Tapınaktan başka bir melek çıktı,bulutun üzerinde oturana gür sesle bağırdı “Orağını sal ve biç! Çünkü biçim vakti geldi,yeryüzünün biçilecek ürünü olgunluğa erdi”

16:”Bulutun üstünde oturan orağını yeryüzüne salladı ve yeryüzünün ürünü biçildi

17: “Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı.Onun elinde de orak var.”

18:Bu kez sunaktan başka bir melek çıktı onun da ateş üzerinde yetkisi var.Elinde keskin orak bulunana gür sesle bağırdı.”Keskin orağını sal ,bağ bozumu geldi,yeryüzünün üzüm salkımlarını topla. Çünkü,üzümleri olgunlaştı.”

19:Melek yeryüzüne orağını salladı,bağ bozumunda yeryüzünün üzümlerini topladı.Bunları tanrının kızgınlığında üzümün çiğneneceği büyük tekneye koydu.”

20:”Tekneye basılan üzümler (insanlar,yani bizler) kent dışında çiğnendi.Tekneden akan KAN üçyüz yirmi kilometrelik bir alanı kapladı,atların gemlerine dek yükseldi.”

Şeytan bin yıllık süreyle bağlanıyor-İlk Diriliş-4-6

4:“Sonra tahtlar gördüm,onlara insanlar oturdu (İsa soyu.Biz Ademoğluyuz)Yargılama yetkisi verildi kendilerine.İsa tanıklığı ve Tanrı sözü için boğazlananların canlarını gördüm.Canavara da,benzerine de tapmamış,alınlarına ya da ellerine onun nişanını almamışlardı.Bunlar yeniden yaşama kavuştu ve “MESİH İLE BİRLİKTE BİN YIL HÜKÜMRANLIK ETTİLER.”

İşte yukarıdaki İncil Ayetleri Bush ve Papa’nın koalisyonunun temel ilkesi olup,dünya halklarının çektiği çilelerin kaynağını oluşturmaktadır.

Bizim,dönme ve devşirmelerden oluşan İngiliz ve Amerikan Muhipleri (sevenleri) de Hıristiyanların ardına düşme gerekçelerini aşağıdaki hadise bağlamakta olduklarından kendilerini haklı görmektedirler.

Siz onları adım adım,zira zira izleyeceksiniz.Öyle ki onlar zehirli kertenkele çukuruna girseler siz yine onların peşinden gideceksiniz.İslam bir garip olarak başladı yine garip olacaktır” ( Müslüm İbn El Hacca El Kuşeyri Hadis kitabı 47:6) (*)

Tayyip Erdoğan’ın “Türk’üm” dememesinin ardındaki gerçekte bu olsa gerek.Ama biz Türkler Hz.İbrahim’in Hacer’den doğma,babası ve Allah tarafından terk edilmiş İsmail Peygamber soyu olmadığımız için,Yakup Soyu’nun ardına düşmesi uygun görülen kavim değiliz.Amacı “bizi imha etmek” olan bir plana nasıl destek olabiliriz? Bunu iyice düşünmenizi öneririm.

Buraya kadar okuyup da umarım çıldırmamışsınızdır.Sizi kutlarım.J)

Bunlar tamamen benim olasılıklarımdır.(!)

Kimse,dünya olaylarını bilip takip etmeden hemen kabul etmesin, inanmasın ha!!! (!)

Haberleri izleyin,habersiz kalmayın!!!

(*) Bu hadisin ardından “Kuran Araplara gelmiştir.Ayetlerle ispatı” başlıklı yazımı blog arşivinden okuyabilirisiniz.

İşte size gerçek niyetleri.Yaptıkları filimlerde bile hedefiz.Siz gene bana inanmayın(!).

Dinimizin çalınacağını düşünenler "Türk Milletini millet yapan dinlerinin" çalınmasının üstünden 1500 yıl geçtiğini düşünseler iyi olur.

İşte size konuile tam uyumlu bir haber,

İnsanlığın Türk’le imtihanı

21 Eylül 2008
Gelecekten bir iyi, bir de kötü haber: İyi haber, ileride insanlık kötülüğü yenecek. Kötü haber, yenilen tarafta biz varız. CNBC-e’de yayınlanan Terminatör dizisinde dünyayı yok edecek bilgisayarın adı The Turk, yani Türk. Nereden çıktı derseniz, bu neredeyse iki yüz elli yıllık bir hikaye. Taa Avusturya-Macaristan İmparatoriçesi Maria Theresa’ya kadar uzanıyor.
"http://www.hurriyet.com.tr/pazar/9942216.asp?gid=59&sz=60582"
Savaş ÖZBEY


Keykubat


İşte ülkemiz'in "hedef" tayin edilme aşamaları da sürdürülmekte.
CIA eski uzmanından ilginç sözler 30.10.2008

ABD'de Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) eski üst düzey uzmanlarından ve İslam dünyası üzerine kitaplar yazan Graham Fuller, Türk ve Amerikan dış politikasının Orta Doğu'daki çıkarlarının birbirine uymadığını savundu ve "Türkiye, artık bir Amerikan müttefiki değil" iddiasında bulundu.

"http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=754995&title=cia-eski-uzmanindan-ilginc-sozler"