(Türkiyegerçekleri-blogcu com"Mustafa Akyol Tarih: May 21, 2008 9:50 AM"da yayınlanan "Şeriata Övgü" başlıklı yazıya ve yapılan yorumlara yaptığım yorum yazımdır.)
Önce bloguna davetin için sağol.İkinci olarak yazıya yapılan yorumların yazının mantığı ile alakası yok.Yazıda işlenen konu,1400 yıl önce İslam'ın toplumda yarattığı devrimci etkisi ve kitlelerin adalet beklentilerine getirdiği tatmin işlenmektedir.Bunda herkes hem fikirdir.
İmam Gazali'nin dediği gibi "İnsanlar dinsiz yaşayabilir ama adaletsiz asla".Sonuçta böyle olmuştur.
İnsanlar adaleti getiren yeni din olan İslam'ı kabul ederek "Adalete" olan inançlarını göstermişlerdir. Hz.Peygamberden 200 yıl sonra 4 mezhebin ortaya çıkıp dini yaşantıyı partilere ayırması ise İslam'ın beklenen adaleti veremediği veya geçen zaman içinde devlet idarecilerinin ve ileri gelenlerinin geniş İslam coğrafyası halklarının beklentilerine cevap veremediklerinin bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Hz.Muhammed ile ortaya çıkan İslam nasıl adaletin bir göstergesi olduysa, İslam İmparatorluklarının bir bir çöküşleri de Türklerin ve diğer İbrani olmayan kavimlerin "Yecüc-Mecüc" kavmi olarak aşağılanmaları,Müslüman Türklerin
03.7.2024'de eklendi
Araplarla evlendirilerek asimilasyonu,"Türk'üm demek kötüdür,Türk Arap'ın tırnağı bile olamaz" gibi adice şovenist yakıştırmalar gibi konular da İslamın adalet yönünü örtüp Irkçı, Şovenist "İbrani Milliyetçiliği " yönünü ortaya çıkarması ile İslamın çöküşü de başlamıştır. 9.yüzyılda Şeriat yasalarını geliştirmek için yapılan "İçtihat" çalışmalarının durdurulması kararı ise İslam hukununun sonunu belirlemiştir.
Bu haliyle yani 1100 yıllık şeriat hukukunda yaşamak istemek Hz.Muhammed zamanındaki insanların şeriat istemesi ile aynı değildir.
Bu gün şeriat istemek 1100 yıl önceki bir hukuk düzeninde yaşamak istemektir ve sadece aptallıktır.En masum ifade ile saf dini duygularla istenmiş ancak ne olduğu bilindiğinde vazgeçilecek bir dilektir. Topluma hedef gösterirken en az 1400 yıl önceki İslamın o zamanki yaşam standartlarında yarattığı yeniliğe benzer bir yenilik olmalıdır ki insanların mücadele ettiğine değsin.
03.7.2024'de eklendi.
Şeriat adaleti artık hükmünü yitirmiştir.Bu gün Suudi Arabistan'da çalışan yabancı işçilere ve bunların yerleşiklerine Hz.Muhammed zamanından beri de "Mevali" denilmektedir.Her işi bunlar yaparlar,hiç bir Arap çalışmaz.Bunların Araplarla evlilikleri yasaktır.Yasal özgürlükleri yoktur. Günümüz halklarının ırkçılık,kölecilik içermeyen herkese eşit haklar sağlayan çağdaş "hukuk yapılanmalarına" ihtiyaçları vardır.
İdeal olan Fransız devrimi ile başlayıp günümüze. kadar süren "demokratik yasaların" dünya insanlık ailesine getirdiği 300 yıllık demokratik kazanımların ışığında,her insanın,hayvanın ve tabiatın da korunmasını sağlayan yeni adil yapılanmaları özlemek ve bunları desteklemektir.
Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı" ata sözümüzü unutmayalım.Birileri "dini kısveler içinde dolaşıp,4000 yıl önceki Keldani sarıkları ve cübbeleri,Tevrat'ta geçen ve fahişe kıyafeti olarak belirtilen çarşaf ve peçeler " (*)içinde yaşamak istiyor diye herkesten bu fedakarlığı istemeleri de adil değildir.
03.7.2024'de ekledim
Laik-Anti laik" çatışmasının altında da gruplar arasındaki bu güvensizlikten başka bir şey yoktur. Önce adalet,şimdi adalet,sonra adalet,kıyamete kadar adalet ve sonrasında da adalet.Adalet her daim ekmek,su gibi hatta daha önemli bir ihtiyaçtır. Bir inanç grubunun başka gruplar üstünde hakimiyet kurmak istemesi de adalet değildir. En iyi adalet herkesin "özgürce yaşayacağı,başkalarının haklarının başladığı yerde kendi hakkının bittiği" sınırını görmekte tereddüt etmeyeceği bir toplumsal adalete ihtiyaç vardır. Bu da günümüzde Laik Demokratik düzende mevcuttur.Geliştirmek de mümkündür. Ancak,üstünlük sağlamaya çalışarak değil,eşit olmaya çalışarak sağlanabilir. Her insana,her canlıya ekmek ve sudan daha gerekli olan "adalet" dileğimle. Keykubat (*)"blogcu.com/keykubat.Çarşaf ve peçe fahişe kıyafeti Tevrat'tan"
Hz.Muhammed (S.AV)ye ait hadisleri halk arasından derleyip toplayan ünlü hadis yazarlarından biri olan Müslüm İbn El Hacca El Kuşeyri’nin hadis kitabında kıyamete yakın zamanda Müslümanların garipleşerek Yahudi ve Hıristiyanların gerisinde kalarak onların takipçisi olacağını anlatır.
Çünkü,İbrahim'in karısı Sara'nın izni ile çocuk sahibi olmak için yatmasına izin verdiği Mısırlı Cariyesi Hacer'den İsmail (Allah işitir) adlı bir çocuğu olur.Hacer,Sara'yı kısır olduğu için zamanla aşağılar.Sonunda Sara onu kovar.Hacer'i Melek Cebrail eve geri gönderir.Hacer'e doğuracağı çocuğa koyacağı adı ve onun kişiliği hakkında da bilgiler verir.İşte ayetleri;
Tevrat Yaratılış Bölüm 16
Yar.16: 6 Avram,(İbrahim) "Cariyen senin elinde" dedi, "Neyi uygun görürsen yap." Böylece Saray cariyesine sert davranmaya başladı. Hacer onun yanından kaçtı.
Yar.16: 7 RAB'bin meleği Hacer'i çölde bir pınarın, Şur yolundaki pınarın başında buldu.
Yar.16: 8 Ona, "Saray'ın cariyesi Hacer, nereden gelip nereye gidiyorsun?" diye sordu. Hacer, "Hanımım Saray'dan kaçıyorum" diye yanıtladı.
Yar.16: 9 RAB'bin meleği, "Hanımına dön ve ona boyun eğ" dedi,
Yar.16: 10 "Senin soyunu öyle çoğaltacağım ki, kimse sayamayacak.
Yar.16: 11 "İşte hamilesin, bir oğlun olacak, Adını "İsmail" koyacaksın. Çünkü RAB sıkıntı içindeki yakarışını işitti.
D Not 16:11 "İsmail": "Tanrı işitir" anlamına gelir.
Yar.16: 12 "Oğlun yaban eşeğine benzer bir adam olacak, O herkese, herkes de ona karşı çıkacak. Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak."
D Not 16:12 "Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak" ya da "Bütün kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşecek".....
Daha sonra Allah'ın izni ile Sara İshak'ı doğurur.
Bu olayın ardından Sara Hacer'i çocuğu ile kovar.
Hacer'le İsmail Uzaklaştırılıyor:
Yar.21: 8 Çocuk büyüdü. Sütten kesildiği gün İbrahim büyük bir şölen verdi.
Yar.21: 9 Ne var ki Sara, Mısırlı Hacer'in İbrahim'den olma oğlu İsmail'in alay ettiğini görünce,
Yar.21: 10 İbrahim'e, "Bu cariyeyle oğlunu kov" dedi, "Bu cariyenin oğlu, oğlum İshak'ın mirasına ortak olmasın."
Yar.21: 11 Bu İbrahim'i çok üzdü, çünkü İsmail de öz oğluydu.
Yar.21: 12 Ancak Tanrı İbrahim'e, "Oğlunla cariyen için üzülme" dedi, "Sara ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak'la sürecektir."
İbrahim Allah'a danışır ve onu Mekke'ye götürür,orada Allah'ın korumasına bırakır.
Tevrat'a göre İbrahim İsmail'i bir daha göremeden ölür ve onun soyu hakkında bilgiler de Tevrat Yaratılış 25.Bölümde verilir;
Yar.25: 13 Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır:İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar, Adbeel, Mivsam,
Yar.25: 14 Mişma, Duma, Massa,
Yar.25: 15 Hadat, Tema, Yetur, Nafiş, Kedema gelir.
Yar.25: 16 İsmail'in oğulları olan bu on iki bey oymakların atalarıydı. Köylerine, obalarına da bu adları verdiler.
Yar.25: 17 İsmail yüz otuz yedi yıl yaşadıktan sonra son soluğunu verdi. Ölüp hakkına kavuştu.
Yar.25: 18 İsmailoğulları Aşur'a doğru giderken Mısır sınırı yakınında, Havila ile Şur arasındaki bölgeye yerleştiler. Kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşmişlerdi."
Kur'an da ise bir zaman sonra İsmail büyüdüğünde İbrahim yanına giderek İsmail ile birlikte Kabeyi yaptıkları anlatılır.Sonra İbrahim geri döner.Bir daha Hz.Muhammed'e kadar Mekke ve çevresinde yaşayan İsmail soyuna Allah hiç ilgi göstermez.yaklaşık 3500- 4000 yıl bir tek peygamber ve önder bile göndermez.Bu kavmi yüceltecek bir şey yapmaz.İşte gariplik buradadır.
Bu konu Tevrat'ın Yaratılış 16.ve 17.bölümlerinde işlenmektedir.
Şimdi Müslüm İbn El Hacca El Kuşeyri'nin hadis kitabında geçen ve Hz.Peygamber S.AV'ye ait olduğu belirtilen,İslam ve İsmail Peygamber soyu olan Mekke Araplarının sonunu okuyalım;
47:6 "Gelecekte,Müslümanların,Hıristiyan ve Yahudilerin gerisinde kalacaklarını ve onların ardından Müslümanların onları takip edeceğinin vurgularken;”Siz onları adım adım,zira zira izleyeceksiniz.Öyle ki onlar zehirli kertenkele çukuruna girseler siz yine onların peşinden gideceksiniz.” “İslam bir garip olarak başladı yine garip olacaktır” diyerek de Allah’ın Yakup soyunun başında bekçilik ettiği sayısız peygambere nazaran İsmail soyuna kıyamete yakın bir zamanda sadece Hz.Muhammed vasıtası ile bir Kur’an ile seslenmesinin yarattığı garipliği dile getirmekte,geleceğinin de parlak olarak çizilmediği bildirildiğinden dolayı da endişe duyduğunu anlıyoruz.
(Hz.Muhammed’in Hayatı İnsan yay.Martin Lings veya Ebubekir Siraceddin.İst.2006)
Yukarıdaki hadis eğer doğru ise,Mekke Araplarının yine garip bırakılacakları "Yahudilerin, Hıristiyanların ardına takılarak kertenkele kuyularına bile girmekten çekinmeyecekleri" iddiası İslamiyetin sadece Mekke ve çevresi Araplarına geldiğini,ve onların da Allah'ın asil kabul edip seçtiği "Yakup Soyu" peşinde kıyamete kadar takpiçi olacaklarını anlamak zor değildir.
Bu da Mekke ve çevresi Arap kavminden olmayan diğer Müslüman kavimlerinin kaderi olamaz.İsmail soyu olmayan Müslüman kavimler bu yoldan acilen ayrılmalıdırlar ve kendilerine doğru olan yolu seçmelidirler.
Bu yol da İbrahim soyu kavimlerin yolu dışında herhangi akıllı bir yol olabilir.Devletler bir sürü ideolog yetiştiriyorlar.Bunlar bu işi yapabilir.
Örneğin ABD-AB işbirliği içinden acilen ayrılmak için her şeyi yapmak ta bir yoldur.
Çünkü,Tevrat ayetlerinde Yafes peygamberin (7) yedi oğlunun soyundan üreyenlerin içinde Türklerde vardır.Yeryüzünün "su kıyılarında yaşayan kavimleri" olarak tanımlanırlar.
Yar.10: 5 Kıyılarda yaşayan insanların ataları bunlardır. Ülkelerinde çeşitli dillere, uluslarında çeşitli boylara bölündüler.
(Yafes Soyunun "Kıyılarda yaşayan halk" olduğu bu ayetle belirtilmiştir.)
İşte "kıyı halklarının" Allah'a yakınlığını gösteren ayetler;
Yeşeya.49.Bölüm:Ayet- 1 Ey kıyı halkları,(Yafes Soyu) işitin beni,
Uzaktaki halklar, iyi dinleyin.
RAB beni ana rahmindeyken çağırdı,
Annemin karnındayken adımı koydu.
Yşa.51: 5 "Zaferim yaklaştı,
Kurtarışım ortaya çıktı.
Halkları gücümle yöneteceğim.
Kıyı halkları(Yafes Soyu) bana umut bağladı,
Umutla gücümü bekliyorlar"
Allah'ın Yakup soyundan Mısırda kölelik eden Yahudileri kurtarmasından sonra Kenan topraklarını savaşarak ele geçirmeleri için Musa Peygamber komutasında önderlik ettiği zamanda Yahudiler Allah'a güvensizlik ederler."Nefiller ve Anaklılar" olarak bilinen,ortalama bir insanın yanında çekirge kadar küçük kaldığı devlerden oluşan kavimlere karşı savaşmayı korkuları yüzünden ret ederler.Allah da onları " güvensizlikleri yüzünden" yok etmeye karar verir.
Musa Peygamber ise Allah'ı ikna etmeyi başararak Yahudilerin helak edilmesinin önler .
İşte ayetleri;
TEVRAT 13.ve 14.BÖLÜM- ÇÖLDE SAYIM
Say.13: 31 Ne var ki, kendisiyle oraya giden adamlar, "Bu halka saldıramayız", onlar bizden daha güçlü" dediler.
Say.13: 32 "Araştırdıkları ülke hakkında İsrailliler arasında kötü haber yayarak, "Boydan boya araştırdığımız ülke, içinde yaşayanları yiyip bitiren bir ülkedir" dediler, "Üstelik orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu."
Say.13: 33 Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük."
Ancak,Musa,Yahudileri,onların Tanrılarının dünyada olmadığını ve Rab'bin kendileri ile olduğunu aşağıdaki ayetle anlatır ve Yahudilere cesaret vermeye çalışır.
Say.14: 9 Ancak RAB'be karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz. Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama RAB bizimledir. Onlardan korkmayın!"
Ve;
Kur'an Yunus Suresi 30- "Orada herkese dünyada yapmış oldukları bildirilir ve gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. "Uydurdukları ve uydukları putlar onları bırakıp kaçmışlardır."
Ayetinin de"Uydurdukları ve uydukları putlar onları bırakıp kaçmışlardır." ifadesiyle bu olayı açıkça doğrulamakta olduğunu görüyoruz..
RAB GÖRÜNÜYOR
İbrani kaynaklarından alınmış Yahudi Tanrısı "Yahve,Elohim" in,İncil'e göre Rab Tanrı'nın,Kur'ana göre Allah'ın resmi.Kurban edilen bir insanı yılan kuyruğu ile sarmalamış,afiyetle mideye indirmek üzere.
Say.14: 10 Topluluk onları taşa tutmayı düşünürken, ansızın RAB'bin görkemi Buluşma Çadırı'nda bütün İsrail halkına göründü.
Say.14: 11 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Ne zamana dek bu halk bana saygısızlık edecek? Onlara gösterdiğim bunca belirtiye karşın, ne zamana dek bana iman etmeyecekler?
Say.14: 12 Onları salgın hastalıkla cezalandıracağım, mirastan yoksun bırakacağım. Ama seni onlardan daha büyük, daha güçlü bir ulus kılacağım."
HZ.MUSA'NIN,HZ.ALLAH'I İKNA EDEREK YAHUDİLERİ YOK EDİLMEKTEN KURTARMASI:
Say.14: 13 Musa: "Mısırlılar bunu duyacak" diye karşılık verdi, "Çünkü bu halkı gücünle onların arasından sen çıkardın.
Say.14: 14 Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar. Ya RAB, bu halkın arasında olduğunu, onlarla yüz yüze görüştüğünü, bulutunun onların üzerinde durduğunu, gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu içinde onlara yol gösterdiğini duymuşlar.
Say.14: 15-16 Eğer bu halkı bir insanmış gibi yok edersen, senin ününü duymuş olan bu uluslar, 'RAB ant içerek söz verdiği ülkeye bu halkı götüremediği için onları çölde yok ettidiyecekler.
Say.14: 17 "Şimdi gücünü göster, ya Rab. Demiştin ki,
Say.14: 18 '"RAB tez öfkelenmez, sevgisi engindir, suçu ve isyanı bağışlar. Ancak suçluyu cezasız bırakmaz; babaların işlediği suçun hesabını üçüncü, dördüncü kuşak çocuklarından sorar."
Say.14: 19 Mısır'dan çıkışlarından bugüne dek bu halkı nasıl bağışladıysan, büyük sevgin uyarınca onların suçunu bağışla."
Say.14: 20 RAB, "Dileğin üzerine onları bağışladım" diye yanıtladı,
ÇÖLDE SAYIM 16.BÖLÜM'DE YİNE ALLAHI KIZDIRIRLAR
Say.16: 42 Topluluk Musa'yla Harun'a karşı toplanıp Buluşma Çadırı'na doğru yönelince,çadırı ansızın bulut kapladı ve RAB'bin görkemi göründü.
Say.16: 43 Musa'yla Harun Buluşma Çadırı'nın önüne geldiler.
Say.16: 44-45 RAB Musa'ya, "Bu topluluğun arasından ayrılın da onları birden yok edeyim" dedi. Musa'yla Harun yüzüstü yere kapandılar"
Aşağıdaki ayeti de Allah yukarıdaki yazılı olan veTevrat'ta olan diğer olayları hatırlatmak için söylemektedir;
Tevrat Yeşeya,Bölüm 48.Ayet 9.
Yşa.48: 9 "Adım uğruna öfkemi geciktiriyorum.
Ünümden ötürü kendimi tutuyorum, Yoksa sizi yok ederdim"
Oysa,Yahudilerin imanlarının denendiği ve lanetlendikleri zamanlarda, yukarıdaki Yeşeya 51:5 ayetteTürklerin,Allah'a bağlı,doğru yolda olduklarını doğrulayan Tevrat ve Kuran'ın İsra Suresi 5.ayetlerini hatırlayınız.
Öyle ise neden İbrahim soyu Türkleri "Yecüc-Mecüc-Şeytanın Ordusu " ilan ediyor?
Çok basit,kavimlerin en asili olan Türk soyunu "aşağılamayı,kişiliğini unutturup köle etmeyi başardıkları zaman " dünya onların egemenliğine girer.Onların üreme dönemlerinde Türkler yeryüzünün en seçkin ,en üstün kavmiydiler.
Artık,1200 yıllık Müslüman,4000 yıllık İbrahim Peygamberle başlamış "kendi kavmini üstün gösterip diğer kavimleri köle etme veya aldatarak onların varlıklarını yok etmeye dayalı, İbrani tuzağını görüp o tuzaktan çıkmanın vaktinin geldiğini anlamak için hala zaman vardır.
Kıyamete kadar Yakup Soyunun peşine düşmekle lanetlenmiş bir kavmin,düzenbaz din adamlarınca değiştirilmiş,başka kavimleri köle veya amaçlarına ulaşmak için araç gören bu inanç grubundaki yerini terk etmek,onların kaderine ortak olmamak,İsmail soyu olmayan Müslümanların yapabilecekleri en akıllıca iştir.
Buna Mekke Arapları dışındaki Bedevi kavimleri de dahildir.
Hadisteki ifadede geçen İsmail Soyunun kaderi olan "kertenkele çukurları" bizim gibi asil milletlerin kaderi olamaz.
Ey Türk! titreyerek mi silkinerek mi,okuyup anlayarak mı ne yaparsan yap ama bir an önce kendine dön ve geçmişine de kendine de güven.Kendinden başka yardımcın yoktur.Aklını iyi kullan.
Yoksa,kertenkele çukurları seni bekliyor.
İbrahim soyu Yahudilerin başlattığı BOP'lar,Gürcistan-Rusya Savaşı sonrası dünyamızı fitili tutuşturulmuş bomba haline getirmiştir.
Türk ve Müslüman ülkeler ile Türk soyu kavimlerden oluşan Avrasya Birliğine karşı,düşmanımız olup bizi "Kıyamette Allah'ın ordusuna karşı savaşacak YECÜC MECÜC" askerleri olarak tanımlayan,İbrahim soyu Hıristiyan ve Yahudi kavimlerinin kuyruğunda,dünyayı her an haşlamaya hazır Karadeniz suları yeterince uyarıcı değil mi?
İran da bu gruba dahil oldu.Restleşme sıradan bir olay oldu.
Hıristiyan-Faşist Bush ve çetesi,yeni gelen ABD hükümetine devlet siyasetinde değişiklik şansı vermemek için sakar Gürcü Sakaşvili'yi çok iyi kullandı.
Bizdeki Gürcü de sakarlıkta ve "dan dan" konuşmakta soydaşından aşağı değildir hani.Umarım öğretmeni Erbakan Hoca'nın "kıvırmalarından" azıcık olsun ibret almıştır.
"Zehirli kertenkele çukuru" deyince sahiden çukur mu anladınız yoksa?